in , ,

Ramazan Kayaoğlu: “Önce kendime, sonra hedeflerime inandım”

Engelli bir girişimcinin sıra dışı yolculuğu

Ramazan-Kayaoglu

Ramazan Kayaoğlu, çocukluktan beri iş insanlarına gıpta ile bakar, “Acaba bir gün ben de başarabilir miyim?” diye kendine sorardı. İçinde bir girişimcilik ateşi hep vardı. 2015 yılına geldiğinde ise bu ışık daha fazla yanmaya başladı: “Yaşadığım topluma ve insanlığa fayda sağlama hayalimi, ancak kendi işimi kurup somut adımlar atarak gerçeğe dönüştürebileceğimi anladım.”

Yüzde 95 ortopedik engeli olan Ramazan Kayaoğlu, engellerin zihinlerimizde olduğunu, onları bizzat aşarak göstermek istedi ve kendi deyimiyle; cesaret ederek, kararlılıkla harekete geçti. Şartları zorladı ve sektörleri araştırmaya başladı, farklı sektörlerin liderlerini başarıya ulaştıranın ne olduğuna dair öğrenimler edindi. 2018’de krizin baş göstermesiyle Türkiye’de üretim ve tedarik konusunda sorunlar yaşanmaya başladı. Bu sayede küresel çapta en büyük ihtiyacın gıda olduğunu fark eden Ramazan Kayaoğlu, son teknolojiye sahip, iklimlendirilebilir ve sürdürülebilir bir cam sera kurmaya karar verdi. Engelleri aşıp dünya, ülkesi ve halkı için örnek olma, aynı kaderi paylaştığı insanlara cesaret verme ve Türkiye’yi tarım ihracatında güçlü bir konuma taşıma hedeflerini şöyle anlatıyor:

Girişiminizden biraz bahseder misiniz? Ne aşamadasınız?

Normal tarımda 1 dekarlık alanda 15 ton ürün alıyoruz. Yönetilebilir sistemli serada bu rakam 60-70 tona çıkıyor. Biz de tamamen otomasyonlu, iklimlendirilebilir ve yönetilebilir bir sera kuracağız. Seranın tamamı, tek bir odadan yönetilecek. Hangi bitkinin hangi vitamine, minerale ihtiyacı olduğunu sensörler ile tespit ederek, tamamen organik biçimde sürdürülebilirliği yaşatacağız.

Şu anda 153 bin metrekare üzerinde kurmayı hedeflediğim, Venlo tipi cam sera projemin yatırım teşvik belgesini aldım. 788 bin metrekare arazi tahsis işlemlerimiz devam ediyor. Yatırım tutarı şu an 28 milyon 616 bin TL değerinde, fakat revize işlemleri sonunda toplam yatırım tutarı 120 milyon TL’ye ulaşacak. Daha sonra 5 MW kurulu güce sahip güneş enerjisi santrallerini de ekleyip, lisans işlemlerinden sonra toplam üretimi 30 MW kurulu güce çıkarmayı hedefliyorum. Yurt içinde ve yurt dışında yatırımcılar ile görüşmelerimiz devam ediyor. Brüksel’de AB merkezinde ticari ataşelerle ve Rusya ile ön anlaşmalar yaptık.

Engelli bir girişimci olarak karşılaştığınız önemli sorunları ve bu sorunları nasıl aştığınızı paylaşır mısınız?

Önüme çıkan en büyük sorunlardan biri, projeye başlangıç aşamasında baş gösterdi. Projemden bahsettiğim bazı kişilerden destek ve motivasyon beklerken, olumsuz cevaplarla karşılaştım. Yatırım teşvik başvurusunu yaptıktan sonra fikrimi paylaştığım kişiler, “Zaten bir kamu kuruluşunda çalışıyorsun, neden boyundan büyük işlere girişiyorsun? Hayalperest işlerdense kendini idare edecek basit işler yap, kimse sana bu imkanı vermez” gibi motivasyon kırıcı beyanlarda bulundular. Bu tür durumlar insana daha da azim verir ya, bende de öyle oldu. Hırslandım ve bu hırs, bana hız kazandırdı. İlk önce kendime, hedeflerime inandım. Ardından hedeflerime doğru aşkla, azimle, inançla çalıştım. Önüme çıkan zorlukları aşmayı ve o zorluklarla mücadele etmeyi ayrı bir zevk haline getirdim, çünkü zor elde edilen şeyler benim için her zaman daha kıymetli.

Girişiminizi nereye taşımak istiyorsunuz?

Modern tarımda dünyanın öncüsü Hollanda, Konya’nın yüzölçümü kadar bir ülke. Tarım ürünleri ihracatında 100 milyar dolar ciro elde ediyor. Zorlu coğrafi şartlar onları alternatif çözüm yolları aramaya itmiş. Doğru çalışmalar, doğru yatırımlar ile başarıya ulaşmışlar. Şu anda Çin’den sonra en büyük tarım üniversitesi olan Wageningen Üniversitesi’ne sahipler. Bu işi gençleriyle daha da öteye taşıma niyetindeler. Peki biz neden bunu yapmıyoruz? Pek çok verimli tarım alanına sahibiz. Ürettikçe büyüyecek, büyüdükçe dünyaya kafa tutacak bir Türkiye, taşı sıksa suyunu çıkaracak gençlerimiz var. Sağlıklı, yerinde adımlarla bu yarışta öne geçebiliriz. Biz de, ülkemizi sektördeki yarışın içerisinde tutup daima zirveyi hedeflerken, ürünlerimizi ihraç ederek Elazığ’a ve ülkemize döviz girdisi sağlamayı hedefliyoruz. Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarımızla Türk tarımını hak ettiği yere yükseltmeye çalışacağız.

Hangi aşamadayız?

  1. Yatırımımız memleketim Elazığ’da olacak. Serayı henüz kurmadık. Yatırımcılarla görüşmeler devam ediyor.
  2. 153 bin m2’nin 140 bin m2’sinde domates çeşitleri üretimi, geriye kalan 13M2’de ise yazlık ve kışlık sebze meyve fidesi üretimi yapacağız.
  3. Serada şu anda organik kompastlarla verim denemeleri yapıyoruz. Şimdiye kadar salatalık ve gülde solucan gübresi denedik.
  4. Yatırımın başlaması için tarih veremiyorum, pandemi biraz planları aksattı. Çalışmalarımız son hız devam ediyor.

“Kadınlarımıza destek olmak amacıyla, ekip arkadaşlarımızın yüzde 90’nını kadınlar oluşturacak. Aile ortamında, huzurlu bir çalışma ortamı sunma hayalim var.”

Beni etkileyen liderler

  1. Hamdi Ulukaya ve Ahmet Nazif Zorlu, örnek aldığım ve ufkumu genişleten iş insanları.
  2. Hamdi Akın’ın Akfen Holding ile yaptıklarından; sıfırdan, her şeyi ilmek ilmek dokuyarak ülkenin en büyük holdinglerinden biri haline gelmesinden de çok etkilendim.
  3. Başarılı iş insanlarının hayatlarını takip ediyorum, esinlenmeye çalışıyorum. Sani Şener, Rahmetli Sakıp Sabancı, Hüsnü Özyeğin, Murat Ülker ve Nazım Salur’dan da etkilendim.

Yazar: Fast Company Türkiye

©Fast Company Dergisi, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş. tarafından Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun şekilde yayınlanmaktadır. Fast Company’nin isim hakkı ABD’de Mansueto Ventures’a, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. Dergide yayınlanan yazı, tablo, fotoğraf ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Banu-Hizli

Banu Hızlı: “İleride yaşanacak değişim pandemiyle öne çekildi”

Ericsson’dan-iki-önemli-rapor-

Ericsson’dan iki önemli rapor