in , , ,

Arka Bahçe

B Corp logosu, aydın kapitalizmin simgesi haline geldi. Peki, peşinde böylesine büyük şirketler varken anlamlı çizgisini sürdürebilecek mi?

next-arka-bahce-iyilik

İllüstrasyonlar: Gary Taxali

YAZI: KRISTIN TOUSSAINT

Nespresso’nun 2022 Nisan ayı sonunda B Corp sertifikası aldığını duyurması dönüm noktası oldu. Nestlé’nin sahibi olduğu kahve şirketi, Ben & Jerry’s ve Patagonia gibi ilerici olmakla isim yapmış markaların yanı sıra dünya çapındaki beş bin şirketin arasına katılmıştı. Bu şirketlerin hepsi de, kâr amacı gütmeyen ve kurumları “iyilik için bir güç” haline getirme amacıyla sertifikalandıran B Lab’ın belirlediği sosyal ve çevresel standartları karşılıyordu. Nespresso kısa bir süre sonra, giderek daha fazla tanınmaya başlayan B Corp logosunu -daire içine alınmış bir B- web sitesine, ürünlerine ve hatta İsviçre Vevey’deki global genel merkezinin pencerelerine koymaya başladı.

Fakat durum ters tepti. Haziran ayında, 30 B Corp şirketi, kahve üreticisinin sertifikasyonunu protesto eden açık bir mektubu imzalayıp; kahve çiftliklerinde çocuk işçiliği, ücret hırsızlığı ve hatta fabrika işçilerinin taciz edildiğine dair raporlara dikkat çekerek B Lab’a gönderdi. Dr. Bronner’s ve Grove Collaborative gibi markaların yanı sıra kahve şirketleri tarafından da imzalanan mektup, kâr amacı gütmeyen kuruluşa standartlarını güçlendirmesi ya da B Corp etiketinin verdiği yetkinliği baltalama riskini tamamen üstlenmesi çağrısında bulunuyordu.

B Lab standartlarının sorgulanması ilk kez olmuyordu. B Corp’a talep arttıkça (2019’dan 2021’e yüzde 44 oranında yeni başvuru oldu), B Corp’un kötü çalışmalarına dair raporlar da arttı. Son 18 ayda Teamsters, işçi istismarı raporlarının ardından organik gıda devi Amy’s Kitchen’ın sertifikasyonuna itiraz etti. Meta’nın Afrika’da içerik yöneticisi olarak hizmet aldığı taşeronu Sama’nın Nairobi merkezli bir çalışanı, şirkete güvenli ve adil olmayan çalışma koşulları nedeniyle dava açtı. İskoç bira fabrikası BrewDog’un 61 eski çalışanı, şirketi sağlık ve güvenliği tehlikeye atan ve “ne pahasına olursa olsun büyüme” kültürü yaratmakla suçlayan açık bir mektup kaleme aldı. Ancak bu üç şirket de B Corp olarak kaldı. (B Lab, bireysel belgeler hakkında yorum yapmadı ancak dava sonuçlanana kadar Sama’nın statüsünü korumasına izin verdiğini belirtti.)

Açılışından on beş yıl sonra, B Corp damgası güçlü bir simge haline geldi. İçeride, işletmeler kendi performanslarını takip etmek ve iyileştirmek için, uygulamalarını beş kategoride (yönetim, çalışanlar, topluluk, çevre ve müşteriler) derinlemesine inceleyen B Lab’ın değerlendirme kriterlerini kullanıyor. Dışarıda da B Corp, ESG odaklı işlere zaman ve para yatırmakla ilgilenen müşterileri, çalışanları ve yatırımcıları kendine çeken tanınır bir marka konumunda. Haliyle büyük şirketler de gözünü bu damgaya dikmiş durumda. Bu hakkı kazanıyor olmaları da, küresel bir hareket olma arayışındaki B Lab’ın ruhunu kaybetme riskiyle karşı karşıya olup olmadığı konusunda şüphelere yol açıyor.

B Lab, sosyal girişim hareketinin yeni yeni başladığı 2006’da kuruldu. İlk B Corp şirketleri küçük ve orta ölçekli işletmelerdi. O zamanlar sosyal sorumluluk sahibi yeni şirketler, dev şirketleri, onları satın alabilecek ve amaca yönelik uygulamalarını yok edecek avcılar olarak görüyorlardı. (B Lab’in kurucu ortaklarından ikisi Jay Coen Gilbert ve Bart Houlahan, spor ayakkabı üreten startup’ları And1’ı, American Sporting Goods şirketi satın alıp ilkelerinden uzaklaştırdığı anda bırakmışlardı.) B Lab’ın savı, her açıdan, organizasyonu ve misyonu bu daha küçük B Corp’larla yaymaktı. Onların büyümelerine yardımcı olacak altyapıyı sağlarken bu yolda kapitalizmi dönüştürecekti.

Kâr amacı gütmeyen kuruluşun adı 2010 yılında, şirketlerin kayıtlarını “fayda şirketleri” olarak yapmalarına imkan vermek için Amerikan eyaletlerinde lobi faaliyetlerine başladığında öne çıktı ve sonunda B Lab şirketlerin sadece kâr etmek yerine, hem de yasal yollardan sosyal fayda peşinde koşmalarını sağladı. (Maryland yasayı geçiren ilk eyalet oldu; onu 43 eyalet daha izledi.) Bundan sonra daha büyük şirketler geldi. Brezilyalı kozmetik markası Natura, 2014’te halka açık ilk B Corp oldu. Danone Kuzey Amerika, 2018’de en büyük B Corp olarak gruba katıldı. The Business Roundtable’ın şirketlerin yalnızca hissedarlarına değil, aynı zamanda müşterilerine, işverenlerine ve topluluklarına da hizmet etmesi gerektiğini bildiren 2019 deklarasyonu, toplumun büyük şirketlerden daha fazlasını beklediğinin bir işaretiydi ve büyük şirketler de aynı fikirde olduğunu göstermeye hevesliydi.

B Lab yardıma hazırdı. Son birkaç yılda, daha büyük şirketler için B Corp sertifikasyonuna giden bir yol açtı ve en az 1 milyar dolar geliri olan çok uluslu halka açık şirketler için B Movement Builders programını başlattı. Üyelerin B Corp olması gerekmiyordu, ancak belirli sosyal ve çevresel taahhütlerde bulunmalıydılar; bu da gelecekteki sertifikasyonun kapısını açacaktı.

B Corp olmak isteyenler daha küçük ancak amaca yönelik çalışanlardan büyük ve paydaş yönetimiyle yeni yeni ilgilenen şirketlere geçtikçe, B Lab’ın sertifikasyon süreciyle ilgili endişeler de artıyor. Örgütün başına Haziran ayında kurucu ortak Andrew Kassoy’dan sonra geçen Eleanor Allen, bunun “ilginç bir tür gerilim” yarattığını söylüyor. “Büyük şirketler, bizim de tümüyle hemfikir olduğumuz ‘İşimizi daha iyi yönetelim, çalışanlarımıza ve topluluklarımıza dikkat edelim’ gibi nedenlerle B Lab’ı benimsiyor; sadece onların başlangıçtaki temel misyonları bu değildi.” B Lab’ın daha aydın bir kapitalizm hedefine ulaşması için, mükemmel geçmişi olmayanlar da dahil olmak üzere bu büyük şirketleri barındırması gerektiğini savunuyor.

Dr. Bronner’s’ın operasyonel sürdürülebilirlik ve inovasyon direktörü Darcy Shiber-Knowles, B Lab’ın misyonuna inananlar için geniş katılımın “işletmelerin işleri daha iyi duruma getirebilmesi için ekonomiyi dönüştürme potansiyeline sahip olduğunu” söylüyor. Ama aynı zamanda bu durumun risk de barındırdığını, “B Corp standardının yeterince yüksek olamayabileceğini” ekliyor.

Sorunun bir kısmı, B Corp sertifikasyonunun şu anda nasıl işlediğiyle alakalı. Bir etki değerlendirmesinin doldurulmasını, dokümantasyonun sağlanmasını, saha denetimlerini ve personel görüşmelerini içeren ve aylar süren süreç, bariz bir yeşil aklamayı ortadan kaldırıyor. Sertifika almak için, işletmelerin beş değerlendirme kategorisinde olası 200 üzerinden kümülatif en az 80 puan alması gerekiyor. (B Lab’in “sıradan” olarak kabul ettiği işletmeler için medyan puan 50,9.) Eleştiriler, aslında bu durumun şirketlerin bir alanda düşük puan alırken diğerinde telafi etmesine izin verdiğini söylüyor.

Başka bir konu da, B Corp’lar operasyonlarının belirli kısımlarını iyileştirme sözü vererek puan toplayabilir, ancak bu kesin hedeflere ulaşmak şart değil. Nespresso aleyhindeki mektubun imzacıları, kahve şirketinin çiftliklerinde geçim ücreti sağlama ve “insan hakları durum tespiti konusundaki küresel yaklaşımını iyileştirme” hedefleri olmasına rağmen, B Lab’ın şirketi bu taahhütlere bağlı tutamayacağı gerçeğine itiraz ettiler. (B Lab, görevi kötüye kullanma konusunda “güvenilir bilgiye” sahip herkesin bir şirket hakkında şikayette bulunmasına izin veriyor.)

B Lab, metodolojisindeki kusurların da farkında. B Lab Global’de standartlar ve içgörüler başkanı olan Dan Osusky, kâr amacı gütmeyen kuruluşun yakında iklim değişikliğinden geçim ücretine ve insan haklarına kadar “temel konularda daha belirli gereksinimler” oluşturacağını söylüyor. Örneğin mevcut değerlendirme, şirketlere ne kadar yenilenebilir enerji kullandıklarını soruyor, ancak yenilenebilir enerji kullanmalarını zorunlu kılmıyor. Yeni gereksinimler bunu tartışmazsız hale getirebilir. Osusky ayrıca, B Lab’ın kriterlerini toplamda altı kez gözden geçirdiğini ve her seferinde süreci daha da zorlaştırdığını belirtiyor.

B Lab sertifikalandırması aslında oldukça detaylı bir süreç. Ancak bir kalıp çikolatanın veya bir şişe sabunun üzerinde logoyu gören sıradan müşteri muhtemelen bunu bilmiyor. Sadece netlik arıyor ancak bu da imkansız görünüyor.

B Corp’lar üzerine çalışan ve kâr amacı gütmeyen B Academics’in kurucu ortağı, George Washington Üniversitesi profesörlerinden Joel Gehman, “Toplum olarak neyin iyi olduğu konusunda hemfikir değiliz” diyor. Bu, iyi bir işletmenin nelerden oluştuğu sorusunun yanıtını son derece zorlaştırıyor. Bazılarına göre, belirli bir büyüklükteki bir holding asla gerçekten ‘iyi’ olamaz çünkü etkisi çok büyük; tedarik zinciri çok karmaşık. B Corp statüsüne itiraz kampanyası düzenleyen, kâr amacı gütmeyen Fair World Project’ten Nespresso’ya yöneltilen eleştirilerden biri de Nespresso’nun ana ürünü olan tek kullanımlık alüminyum kahve kapsüllerinin doğası gereği sürdürülemez olmasıydı. Bu bile tek başına yeterli.

Ancak bu derece bir doğruluk arayışı B Lab’ın misyonuna aykırı düşüyor. Sonuçta, ona hakim olan çok uluslu işletmeleri dahil etmezseniz, küresel ekonomiyi nasıl değiştirebilirsiniz? B Lab’ın 3 kurucusu, Allen’ın atandığını duyuran temmuz mektubunda şunu yazdı: “B Corp hareketinin hiçbir zaman bir B Corp’lar imparatorluğu kurmakla alakası olmadı. Sertifika bir amaç değil, araçtır.” O zaman bunu tüketicilere ve onlara ürün satan tüm yeni B Corp’lara da anlatın.

İYİNİN DÜNYASI

B Lab kurulduğundan bu yana paydaş kapitalizmine yönelim biraz sendelemeyle de olsa yükselişe geçti.

  • Gerçek Ortaya Çıkıyor
    B Lab, Uygunsuz Gerçek/An Inconvenient Truth filminin prömiyerinin yapıldığı yıl, topluma “fayda sağlayan” şirketler için kriterler oluşturmakla kafayı yoran üç arkadaş tarafından kurulur.
  • Patlayan Balon
    Ekonomik kriz, yeni tür bir kapitalizmin -ve 2011 Occupy hareketinin- simgesi olarak sosyal girişimcilerin yükselişinin temelini atar.
  • Facebook Oyuna “Dahil Oluyor”
    “Misyon odaklı” şirketler moda olurken, Mark Zuckerberg, Facebook’un halka arzından önce yatırımcılara yazdığı bir mektupta şirketin para kazanmaktan çok “sosyal bir misyonu gerçekleştirmek için kurulduğunu” bildirir.
  • CSR İçin Son Nokta
    2011’de yüzde 20 oranında olan S&P 500 şirketlerinin artık yüzde 81’i yıllık kurumsal sosyal sorumluluk raporları yayınlıyor. Bu sırada dünya çapındaki sera gazı emisyonları da 1990’dan beri yüzde 43 artışla yaklaşık 47 milyar tona ulaşmış durumda.
  • Etki Yatırımı Yükselişte
    BlackRock kurucusu Larry Fink, hissedar mektubunda firmasının bir şirketin mali performansının yanı sıra “topluma olumlu katkısına” da bakacağını bildirir. Üç yıl içinde yatırımcılar dünya çapında ESG varlıklarına 35 trilyon dolardan fazla para aktarır.
  • İkonik Markanın Sonu
    “One for one” modelinin öncüsü Toms ayakkabılarının yönetiminde 13 yıl geçirdikten sonra kurucusu Blake Mycoskie, yatırımcı Bain Capital ile birlikte borç ertelemesi karşılığında sosyal girişimi bir grup alacaklıya devreder.
  • Politika Merkeze Yerleşiyor
    Giyim markası Patagonia, Utah’taki Bears Ears Ulusal Parkı’nı küçülttüğü için Trump yönetimine dava açtıktan iki yıl sonra bazı kıyafetlerine “Pisliklere Oy Verme” etiketleri dikerek siyasi sesini yeniden yükseltir.
  • Ters Tepkiler
    ABD genelindeki eyaletlerde muhafazakar politikacılar, fosil yakıtları elden çıkaran yatırım şirketlerine devlet fonlarını çekme tehdidinde bulunarak ve çevreci gündemleri olan şirketlerle olan sözleşmeleri geri çevirerek ESG tepkilerine öncülük ediyor.

Yazar: Fast Company Türkiye

©Fast Company Dergisi, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş. tarafından Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun şekilde yayınlanmaktadır. Fast Company’nin isim hakkı ABD’de Mansueto Ventures’a, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. Dergide yayınlanan yazı, tablo, fotoğraf ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

‘Kazan-kazan’-stratejileri

‘Kazan-kazan’ stratejileri

Dünya-Kupası'ndan-aldığım-dersler

Dünya Kupası’ndan aldığım dersler