IVO IVANOV
Kurumlara sağladığınız birbirine bağlantı ekosistemini nasıl tanımlarsınız?
Son derece etkin, güvenli, esnek ve ölçeklenebilir. Ben sunduğumuz ekosistemi demokratikleştirici, birbirine bağlantı sistemi olarak adlandırıyorum. Çünkü, birbirine bağlantı hizmetlerini tüm farklı türdeki kurumlar ve iş kolları tarafından kolayca yararlanılabilecek bir hale getirmek bizim ana sorumluluğumuz.
Kurumlar neden birbirine bağlantı ekosistemine dahil oluyor?
Çünkü, dijital dönüşüm her şeyi değiştirdi. Dijitalleşme her yerde ve yeni hizmetler gerektiriyor. Farklı türde kurumlar, sektör gözetmeksizin, yatırımcıları, paydaşları ve müşterileri için değer yaratmak istiyor. İşte bu değer, gelecekte büyük bir dijital ayak izine sahip olacak.
Başka bir deyişle, bugün kurumlar büyümek istiyorlarsa dijital olmaları gerekiyor. Dijtalleşme de veri yolculuğunda ve altyapı üzerinde kontrol gerektiriyor. DE-CIX kurumsal bağlantı çözümleri de işte kurumların bu ihtiyaçlarına bir cevap niteliğinde. Performansı artıran ve kurumların uygunluk gereksinimlerini yönetmelerine olanak tanıyan hizmetlerimiz hem çok etkin hem de güvenli.
Pandemi sırasında, faaliyet gösterdiğiniz pazarlarda interneti çalışır durumda tutmak için DE-CIX olarak neler yaptınız?
Tüm platformlardaki kapasitenin tonlarca trafiği kaldıracak kadar verimli olmasını sağladık. Bir “milisaniyelik” dahi olsa kesinti yaşamadık. Pandemi döneminde, Teams Skype, Webex ve Zoom gibi platformların etkisiyle trafikte yüzde 400-500 artıştan bahsediyoruz. Bu, çarpıcı bir biçimde artan bulut bağlantı talebi anlamına geliyor.
Diğer yandan streaming ve gaming gibi daha eğlence odaklı aktivitelerinin yarattığı trafik artışından da bahsediyoruz. İşte tüm bu artış, ağları birbirine bağlayan DE-CIX platformları tarafından sorunsuzca yönetildi.
Diğer yandan DE-CIX olarak, kurumların dijital dönüşüm yolunda ihtiyaçlarına göre tasarlanmış belirli hizmet türleri için de her zaman çalışıyoruz. Trafik açısından oldukça yoğun, çoklu bulut bağlantı stratejilerini destekleyen bir bulut rotası ile bulut değişimi veya ayrıca yeni bir bulutlama, yönlendirme mantığı ve kaliteli telemetrik gibi avantajlarla kurumların trafikleri hakkında daha şeffaf, daha güvenli ve daha verimli olmalarını sağlayan Microsoft Azure Eşleştirme Hizmetleri ile geliştirdiğimiz özel hizmetler var ki, bu hizmetler DE-CIX platformlarındaki DDoS saldırılarından arındırılmış özel bağlantıları Microsoft 365 for Teams, CRM, ERP ve Microsoft Dynamics uygulamaları ile buluşturuyor.
İstanbul’da yaptığınız sunum sırasında “gecikmenin” yeni para birimi olduğundan bahsettiniz. Detaylandırabilir misiniz?
Evet gecikme, günümüzde yeni para birimi. Her bir milisaniye önemli, çünkü kurumların bugün kullandığı tüm uygulamalar gelecekte daha da fazla kullanılacak. Değer zincirinde, tedarik zincirinde, gerçek zamanlı yönetimde, bağlı araçlarda robot teknolojisindeki gerçek zamanlı kontrolden bahsediyoruz. Tüm bu süreçler ve uygulamalar gecikmeye duyarlı çünkü gerçek zamanlı reaksiyon gerektiriyor.
Bizim sektörümüzde yani internet altyapısında ise birbirine bağlantı sektöründe gerçekleşen reaksiyonlar milisaniyelerle ölçülüyor. Bu nedenle uygulama altyapısının, kullanıcıların bulunduğu yere mümkün olduğunca yakın olması gerekir.
Mesafeye çevrilen 1 milisaniye, 80 kilometre anlamına gelir. Bu nedenle, dijital altyapı birbirine bağlantısı ile üretimin gerçekleştiği yerde olmak zorundayız. DE-CIX bağlantı noktaları, 5G hücre kulelerinin yanında, otoyol kavşaklarında ve üretim kampüslerinde olacak.
Peki Kapalı Kullanıcı Grupları? Biraz da bu hizmetinizden bahsedelim?
Kapalı kullanıcı grubu, bankalar, otomotiv ya da lojistik şirketleri gibi kurumlar için DE-CIX platformlarında yönetilebilen, iş modeli ne olursa olsun, bir kuruluşun her gün birlikte çalıştığı tüm alıcılarının ve tedarikçilerinin yanı sıra, birlikte çalıştığı bulut hizmet sağlayıcıları, ISS’leri ve operatörleri de bu grubun bir parçası olmaya davet edebildiği yüksek verimlilik sunan özel bir sanal ekosistem.
Kapalı Kullanıcı Grupları ile kurumlar, kümeleme yoluyla verimlilik, çoktan çoka, çoktan bire, hatta bir özel güvenli sanal ortam elde edebilirler. Bu sayede güvenliği de artırırlar çünkü doğrudan birbirine bağlantıdan bahsediyoruz, dolayısıyla duraklar, atlamalar, bilinmeyen üçüncü taraflar yok üstelik DDoS saldırılarına karşı korunaklı bir yapı.
Doğrudan bir bağlantı olduğu için performansı artırır. Daha uzun bir rotada kurumlar milisaniye kaybetmez, ayrıca mümkün olan en kısa yola sahip olur. Ve son derece otomatize, yüksek verimli ve etkin bir çözüm olarak kurumların maliyetini de düşürür. Son olarak, bu kurumun uyumluluk gereksinimleri ve politikasına göre tasarlanabildiği için ve kurumların uyumluluk gereksinimlerini çok verimli bir şekilde yönetmelerini sağlar.
Dünya çapında faaliyet gösteren bir şirketi hayal edelim. Bu şirketin, alıcıları ve tedarikçileri ile yaptığı tüm bağlantı sözleşmeleri için binlerce anlaşma yapması lazım. Oysa kapalı bir kullanıcı grubunda bu toplu ve verimli bir şekilde yapılabilir. Yani yönetilecek 50 bin sözleşme yerine sadece 50 Kapalı Kullanıcı Grubu ile bu süreci çok daha verimli bir şekilde yönetebilirsiniz.
“TÜRKİYE’Yİ VERİ ÜSSÜ OLARAK BÜYÜTMEK İSTİYORUZ”
Türkiye pazarına girdiğiniz 2015’ten bu yana DE-CIX Türkiye’de nasıl bir yol katettiniz?
Çok zor bir yol katettik. Çünkü, sektörde imkansız olarak görünen bir yola girdiğimizi söylüyorlardı ama bugünlere geldik. 2015 yılında başladık ve bize bağlı olan ağ sayısını çok hızlı bir şekilde artırdık. Bugün 40’ın üzerinde ağ bize bağlı.
Platformda dönüştürdüğümüz veri trafiği de saniyede 400 Gbit’e yaklaştı. Şu anda bizim daha çok odaklandığımız nokta, Türkiye dışındaki içerik sahiplerini, ülkeye getirip içeriğe daha hızlı erişebileceğimiz bir noktaya gelmek. Ve Türkiye’yi bir veri üssü olarak büyütmeyi amaçlıyoruz. 1 Terabit’lik bir trafiğe ulaştığımız zaman veri üssü olmaya yaklaşmış oluruz. Hatta 1 Terabit, Türkiye için çok güzel bir hedef ama benim hedefim, bu bölge için minimum 5 Terabit’e ulaşmak.
Bulut konusunda da Türkiye’de hızlı bir büyüme var. DE-CIX’in sunduğu çözümler paralel bir büyüme gösteriyor mu?
Çok büyük ölçekli şirketlerin Türkiye’de mevcut olmamalarından dolayı buluta çok büyük talep oluşuyor. Tabii ki kurumlar, bu şirketlere internet üzerinden erişimlerini sağlayabiliyor ama bazı sorunlarla karşılaşmaları kaçınılmaz. Mesela güvenlik, gecikme, kapasitenin yeterli olmaması ya da aldıkları hizmetin herhangi bir SLA’sının yani hizmet sözleşmesinin olmaması gibi sorunlarla karşılaşabiliyorlar.
İşte tüm bu sorunları aşmak için doğrudan bağlantı kurmaları gerekiyor. Biz bu noktada devreye giriyoruz ve çözümlerimizi iş ortaklarımızla beraber sunuyoruz. O zaman, müşterilerin performansları istedikleri seviyelere ulaşabiliyor, DDoS başta olmak üzere güvenlik sorunları ortadan kalkıyor ve maliyetleri de düşüyor.
Frankfurt, bizim merkezimiz ve en çok bulut satışı oradan sunuluyor. DE-CIX içinde şu anda bulut talebinin yüzde 80’ini karşılıyor. Türkiye, DE-CIX Grubu içinde bulut satışında 2’nci ülke olarak öne çıkıyor ve toplamın yüzde 15’ini karşılıyor. Bulut konusunda dramatik büyüme gösteriyoruz.
ADVERTORIAL