Fotoğraf: Pixabay
%45
Yıllık inşaat ruhsatı sayısı, kredili satışların toplam satışlardaki oranı ve birinci el satışların toplam satışlar içindeki payı, sektör için en önemli göstergelerdir. Türkiye’de her yıl 800 bin adet yeni konuta ihtiyaç duyuluyor. Buna rağmen son yıllarda yeni ruhsat sayısı 550 bin adet civarında seyrediyor. Önceki yıllarda yüzde 40-45’ler seviyesinde olan “kredili satış” oranı, bugün toplam satışlarda yüzde 28-30’a geriledi. Bu oranın, yılın kalan döneminde yüzde 45 seviyelerine ulaşması kritik önem taşıyor.
Yıllık 1 milyon metrekare
Dünyada ve ülkemizde malum konjonktür çok çabuk değişiyor, bu ortamda adeta Formula 1 pilotu gibi tam zamanında frene ve gaza basma yeteneğinizin çok gelişmiş olması gerekiyor. Bugüne kadar yaptığımız işlerde toplamda yıllık 1 milyon metrekare inşaat hedefimiz oldu ve son 10 yılda yüzde 10 (artı-eksi) sapma ile bu hedefi tutturuyoruz.
%30 KURALI
3 sayısı bizim için çok önemlidir. Projelerimizde 30 metriğimiz vardır. Yüzde 30’u aşmamak bizim her zaman önceliğimizdedir. 100 birimlik büyüklükte inşaat yapacaksak, bunun yüzde 70’ini satabilmemiz gerekiyor. 30’unun da otopark ve sosyal donatılar olmasına özel gösteriyoruz. Bu, şirketin verimliliğini olumsuz etkilemeyecek bir orandır. Bu oran yüzde 24’lere kadar inebilir. Fakat, yüzde 30’u geçtiğinde bizim için tehlike çanları çalar. Bunun dışında bizim 3, 3, 3 kuralımız vardır. Satış, pazarlama ve genel gider paylarında yüzde 3’ü geçirmemeye çalışırız. Dolayısıyla toplamda yüzde 9’luk oran, verimlilik açısından kabul edilebilir orandır. Biz bunları sağladığımızda başarılı olacağımızı biliriz ama bunlardan tasarruf ettiğimizde de daha verimli olacağımızı biliriz.
800 bin konut
Sektör için en önemli veri, ilgili yılın gelişmelerine ve hangi taraftan baktığınıza göre değişiyor. Bugün itibariyle en kritik rakamın yeni üretilen konut sayısı olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin demografik verileri yıllık yaklaşık 800 bin adet konut üretilmesi gerektiğine işaret ediyor. Deprem gerçeği ve Paris İklim Anlaşması ile sürdürülebilirlik gibi birkaç önemli konuyu da dikkate almak gerekiyor. Bunlarla birlikte talepteki canlılık ve yükselen fiyatları da birlikte değerlendirdiğimizde, 2023 yılı için de yine “yeni konut üretimi” kritik rakam olacaktır. 2019’da yaklaşık 320 bin adet daire için yapı ruhsatı alınmıştı. 2020 ve 2021’de ise bu rakamlar 555 bin ve 721 bin şeklinde gerçekleşti. 2022’de ise ilk 6 ay verisinde yapı ruhsatı alınan daire sayısı yaklaşık 262 bin seviyesinde oldu.
%80
Projelerimizi geliştirirken yeşil alan dengesini önemsiyoruz. Bu yüzden geliştirdiğimiz projelerin yüzde 80’ini “yeşil alan” olarak planlıyoruz. DAP Yapı tarafından 2 yıl önce tescil edilen ve dünyaya örnek model olarak sunduğumuz ‘Sağlıklı Evler’ konsepti; insan sağlığını düşünen, şehirden kopmadan, yeşilin ve doğanın iyileştirici gücünü sonuna kadar kullanıyor… UN-Habitat’ın “Daha sağlıklı ve yeşil bir gelecek için Pandemi ve Şehirler” raporuna göre yaşadığımız konutlar; alışveriş ve sağlık gibi günlük ihtiyaçları yakın çevresinde karşılayan, yürüme mesafesinde iş ve eğitim imkanları sunan, zengin yeşil alan ve parklara komşu olmalı.
%1
TÜİK verilerine göre, Türkiye’de konut satışları, temmuz ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12,9 azalarak 93 bin 902’ye geriledi. Aynı dönemde ipotekli konut satışları da yüzde 6,8 geriledi ve 19 bin 146 olarak gerçekleşti. Bunun en önemli nedeni konut kredisi faiz oranlarının yüzde 1’in çok üzerinde olması idi… Çünkü konut sektöründe, oranların yüzde 1’in altına inmesi, konut satış adedini otomatik olarak tetikliyor. Bu nedenle talebin tekrar canlanması ve geçmişte olduğu gibi sektörün yeniden satış rekorları kırabilmesi için konut kredisi faizlerinin aylık bazda yüzde 1, hatta yüzde 0,99’a çekilmesi kritik önem taşıyor.
%0,99
Konut kredisi oranı, sektör için en önemli rakamdır. Kredi faizlerinin düşük olduğu her dönem, sektör canlanarak ekonomiye katkı sağlıyor. Türkiye’de son zamanların en fazla satış rakamına, geçmiş yıllarda kamunun öncülüğünde yapılan aylık yüzde 0.99 oranlı kampanya döneminde ulaşıldı. Bugün yüzde 2.50’lerde olan kredi oranlarıyla kredi mekanizmasının çalışmadığını ve sektörün nakit akışında zorlandığını görüyoruz. Konut alıcısı için “yüzde 1” altındaki oranlar psikolojik sınır olarak öne çıkıyor. Kamu ve özel bankaların desteklediği olanaklarla kredi sunulması konut sektörünü pozitif etkileyecektir. Dolayısıyla sektörün sürdürülebilirliği ve konut alıcısının gayrimenkule kolay erişimi için kritik oran 1’dir.
1/3
Konutta birkaç parametrenin kritik oran olarak kullanılabileceğini düşünüyorum: “Maliyet, alım gücü ve kredi olanakları.” Bunların arasından en önemlisi, kuşkusuz maliyeti oluşturan ana faktörler, yani arsa ve inşaat maliyetidir. İçinde bulunduğumuz dönemde arsa maliyeti, maalesef yüzde 30 ile yüzde 60 arasında bir oranı teşkil ediyor. Normalde inşaat maliyetinin, arsa hariç 1/3 oranında olması gerekir. Ancak bazı dönemde bu oran yüzde 50’ye kadar yükseliyor. 3 ile 5 yıl süren inşaat süreci için normalde kârlılığın da 1/3 oranını yakalaması beklenir. Son yıllarda bu oranında yüzde 10-15’i geçemediğini, hatta bazı projelerin bu oranları bile zor yakaladığını gözlemliyoruz.
%80
Gayrimenkul, özellikle konut üretimi için en kritik oran; ciro ve cironun nakde dönüş oranıdır. Bizim sektörde satış kavramı, diğer sektörlere göre biraz farklıdır. Sektörümüzde satış yapmak, her zaman nakit anlamına gelmiyor. Her zaman bir miktar vade oluyor. Dolayısıyla ciro ve cironun nakde dönüş oranı, bizim açımızdan kritik bir orandır. Bu oranın da yüzde 80 olması, idealdir diyebiliriz. Üretim tarafında da satılabilir alan/toplam inşaat alanının diğer bir kritik oran olduğunu söyleyebiliriz.