YAZI: TALAT YEŞİLOĞLU
Otomotiv dünyasında ‘elektrikli’ dönem gittikçe hız kazanıyor. İçten yanmalı motor üreticileri, yeni elektrikli modellerini tanıtmak için adeta birbirleriyle yarışıyor. Markaların yanı sıra ülkeler arasında da elektrikli araçlarda ciddi bir rekabet var. Özellikle Çin’in ciddi bir yükselişinden bahsetmek mümkün. Çin üretimi elektrikli otomobillerin Avrupa ve Türkiye’de marka ve model olarak ciddi bir atakta olduğunu söyleyebiliriz. Ford Otosan’ın Lideri Güven Özyurt da Çin’in Avrupa’ya göre daha erken başladığını ve Avrupa’nın bu yarışta geri kaldığını söylüyor…
İki yıldan beri elektrikli ticari araç üreten Ford Otosan, yeni döneme sıkı bir şekilde hazırlanan kuruluşlardan. Şirket lideri Güven Özyurt, ticari sınıftaki elektrikli araç üretimine yeni yılda binek otomobillerin ekleneceğini söylüyor. Güven Özyurt ile fiyatlamadan, bayi ağının nasıl dönüşeceğine kadar elektrikli araç dünyasını ve yeni ekosistemde Türkiye’yi bekleyen fırsatları konuştuk…
SEKTÖRÜ ETKİLEYEN 3 FAKTÖR
Otomotiv sektörünü etkileyen birinci faktörü ‘tedarik zinciri’ oluşturuyor. Tedarik zincirinin ne kadar kritik ve önemli olduğunu, pandemi döneminde çok iyi bir şekilde gördük. ‘Çip krizi’ diye konuşuldu ama bunu tetikleyen pandemiydi.
İkincisi, müşteri davranışı değişti. ‘Artık araba sahipliği önemini kaybediyor’ derken, tam tersi oldu. Pandemi döneminde ‘kendi arabam olsun, onunla seyahat edeyim’ şeklinde bir eğilim ortaya çıktı. Bu da biriken bir talep yarattı ve halen devam ediyor.
Üçüncüsü ise çalışan davranışlarındaki büyük değişim… Artık uzaktan çalışma -ki oranı değişiklik gösteriyor- çalışan piyasasında büyük bir mobiliteye ve değişime neden oldu. Ben bunun kalıcı olduğunu düşünüyorum. Belki ilk iki faktörde gelecekte değişimler görebiliriz. Ancak uzaktan çalışmanın kalıcı olduğunu düşünüyorum. Bu değişimin nerede istikrar kazanacağını, önümüzdeki dönemde yaşayarak öğreneceğiz.
Bu 3 maddenin bileşiminden şu sonuç çıktı: Artık her şey sürekli bir dönüşüm içinde. Ford’un yakın zamandaki bir eğitiminde bir Belçikalı öğretmen, “Normal kavramını sürekli değişecek. Değişim kaçınılmazdır” demiş ve eklemişti: “Kendimizi geliştirmeye ve yeni normallere uyum sağlamaya odaklanarak, sürekli olarak yeni şeyler öğrenmeye hazır olmalısınız”
ELEKTRİKLİ ARAÇLAR DURUMU
Türkiye’nin, Avrupa’ya paralel bir hareket içerisinde olacağını düşünüyorum. Altyapı eksikliği nedeniyle 5-10 yıl sonra aynı düzeye gelinir diye söyleniyor ama elektrikli araçlar için şunu söyleyebiliriz: Gemi limandan ayrıldı. Yeniköy Fabrikamız gelecek yıl Transit Custom’ın elektriklisini üretmeye başlayacak. Zaten 2 yıldır E-Transit üretiyorduk. Buradaki temel mesele adaptasyon süreci. Bu süreçte pek çok şey değişecek.
Bir defa elektrikli araçların tasarımı bir farklılık içeriyor. Aracın bileşenleri değişiyor, uzun vadede bakarsak, motorun yerini başka bir şey alıyor. Şanzıman dönüşüyor, toplam parça sayısı azalıyor.
Fakat, kendi içinde daha sofistike üretim süreçleri var. Gölcük’te bizim batarya montaj hattımız var. Şimdi artan adetlerle onun daha büyüğünü yapıyoruz. Bu aslında kendi içinde ayrı bir üretim süreci. Elektrikli araçlar, daha teknolojik ve dijital üretim şekline geçme fırsatı veriyor.
TÜKETİCİNİN ELEKTRİK TERCİHİ
Üretimde olduğu gibi tasarım süreçleri de değişiyor. Müşteri tarafındaki esas kritik nokta burada. Müşterinin elektrikli araca yaklaşımı biraz zaman alacak. Bana göre burada 2 faktör etkili olacak: Ana itici faktör kamunun düzenlemeleri… Örneğin Avrupa’da kamunun yaptığı düzenlemeler, otomobilin yanı sıra ticari ve ağır araçta da hızlandırıcı bir etki yaratıyor. “Avrupa’nın şu kentinin merkezine emisyon durumunda giremezsin” diyor. Böylece tüketicinin bir sonraki otomobili için “elektrikli mi olsun, hibrit mi olsun?” pozisyonlanmasını sağlayan bir süreç başlamış oluyor…
En canlı faktör ise şarj konusu. Bana sorarsanız, şehir içlerinde şarj, en kolay ve hızlı çözülecek olanıdır. Araçların geldiği menzil bu konuya yardımcı olacaktır. Otomobil ve ticari taraftaki elektrikli araçlar, kent içinde daha hızlı gelişim için fırsat veriyor. Tedarikçi şirketlerimiz müşterinin ‘menzil, şarj süresi, ikinci el değeri’ gibi konuları üzerinde çalışmaya devam ediyor.
Müşterinin adaptasyonu biraz zaman alacaktır. Bakıyorum, geçmiş yazlara göre, elektrikli araç kullananların sayısı arttı. Park yerlerinde şarj istasyonları var. Türkiye’de ise adaptasyon hızının beklenenden daha hızlı olabileceğini öngörebiliriz.
FORD OTOSAN’IN HAZIRLIKLARI
Geçen yıl Ford’dan Romanya’daki Craiova fabrikasını devraldıktan sonra portföyümüze binek otomobil de girdi. Orada Puma araçlarını üretiyoruz. Gelecek yıl Puma’nın elektrikli aracını yollarda görebileceğiz. Yine bu fabrikamızda üreteceğimiz Yeni Courier’nin de elektriklisini piyasaya süreceğiz. Gelecek yıl sonuna kadar her modelimizin elektriklisinin üretimine başlamayı hedefliyoruz.
Ford, Avrupa’da otomobilde MC modeliyle ikonik markasının üzerine yeni bir marka yarattı. VW Group’la yapılan iş birliği sonucunda Ford, Explorer’ın Avrupa modelinin elektriklisinin üretimine başlıyor. Biz de ticari araçlardaki elektrifikasyon yetkinliğimizi bineklere taşıyacağız. Craiova’da Avrupa’nın en çok satan aracı olan Puma’nın elektrikli versiyonunun üretiminin başlamasıyla binekte de dönüşümü göreceğiz.
DÖNÜŞÜMÜN ÖNÜNDEKİ ENGELLER
Türkiye’deki otomotiv endüstrisine bakarsanız, çok sağlam bir tedarikçi altyapısı var. Tedarik ağımız ne kadar büyürse, ülkede de daha güçlü bir otomotiv endüstrisine sahip oluruz.
Dönüşüm sürecinde bazı ürünlere talebin değişeceği aşikâr. Örneğin pil hücresi başlı başına yeni bir teknoloji… Pil gibi, e-motor, şanzıman ve diferansiyel gibi ürünlerde de oyun değişiyor. Satın almadan sorumlu iken, defalarca tedarikçilerle bir araya gelip, bu dönüşümle ilgili çok fazla bilgi paylaşıyordum. Onları, geleceğe dair bazı ürünlerde yatırım yapmaya teşvik etmeye çalışıyordum. Çünkü, bazı ürün grupları yok olacak, onun üzerine ilaveler gelecek.
Türkiye’nin teknolojik iş birlikleriyle o yatırımları bir şekilde çekmesi gerekiyordu. Yazılımda gelişirken, elektronikle ve elektrikli araçlarla ilgili bütün fırsatları değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. Bu, farklı tedarikçilerin Türkiye’ye yatırım yapmalarına teşvik edilmesinden başlar -ki bunlardan bir tanesi de, pil üretimi için Ford, LG, Koç Holding’in girişimidir.
Bir taraftan da biz elektronikte bazı tedarikçilerle önden bazı çalışmalar yapıyoruz. Modüllerin, elektronik devrelerin Türkiye’de üretilmesini sağlamak, daha derinleşmek, dikey entegrasyonlu üretimler yapmak için mutfakta bir şeyler pişiyor. Amaç, yeni modellerle birlikte bunu biraz daha artırmak olacak.
FİYATLAMA VE YENİ İŞ MODELLERİ
Elektrikli araçlardaki fiyatların nasıl gelişeceğini söylemek için henüz erken olduğu görüşündeyim. Pil üretiminin yaygınlaşması ve teknolojinin hızlı ilerlemesiyle birlikte, enflasyona rağmen fiyatların yavaş yavaş aşağıya geleceği öngörüsü biraz ötelendi ama hâlâ geçerli.
Öte yandan içten yanmalı motorlarda yine regülasyonların baskısıyla maliyetlerin yukarı doğru gitmesi gibi bir baskı var. İkisini birleştirdiğinizde bunlar aynı yere gelecek.
İkinci el konusunda ise pille ilgili çözümlerin fiyatlarındaki gelişmeler belirleyici olacak. Yani pil ömrünün 8-10 yıl gibi bir sürede değişmesinden hareket ediliyor. Ben elektrikli araçların ikinci el piyasasında, içten yanmalı motor piyasasındakinden farklı bir durum yaşanacağını sanmıyorum. Kıyaslama yapıldığında, elektrikli araçlar belki daha avantajlı hale gelecek. Bunda ‘içindeki parça sayısının azlığı ve uzun ömürlü’ olması gibi faktörler etkili olacaktır.
Elektrikli araçlardaki pillerin yeniden kullanılmasına yönelik ciddi çalışmalar var. Bu kendi içinde de bir ekonomi oluşturabilir. Hatta bazı firmalar bunu iş modeline de dönüştürdü. “Biz şarjı da ortadan kaldıracağız ve ortada piller dolaşacak” diyorlar. Aynen, tüpgazların değişmesi gibi pil çıkacak, dolu pil takılacak ve yolunuza devam edeceksiniz…
KENT İÇİ KULLANIM
Ben kişisel olarak daha erişilebilir, düşük menzilli araçların kent içinde hızla artacağını düşünüyorum. Şehirlerarası seyahat bir sorun olmaya devam edecektir. Ancak, altyapının gelişmesi ve alışkanlıklarla aşılabilir olacaktır.
Geçenlerde komşumla sohbet ediyorduk. Bana “Güven, 185 TL’lik elektrikle İstanbul’dan Marmaris’e geldim. Ben zaten gelirken 2 kez duruyorum, benim rahatım hiç bozulmadı” dedi. Bu bir müşteri profilidir. Ben ise durmayı sevmem ve hiç aralıksız yola devam etmek isterim. Bugünkü durum, benim için bir sorun ve bir yerde yarım saat durmamı gerektiriyor. Bu bir adaptasyon sorunudur. Bence müşteri bunun dengesini bulacaktır.
Ticari araçlarda, özellikle de yüksek kilometre yapan araçlarda, elektrik zaten bir noktada bitiyor. Burada da zaten hidrojen teknolojisi devreye giriyor. Otomobillerde hidrojen, önümüzdeki dönemde söz konusu olabilir. O zaman da daha uzun yol gidebiliyorsunuz. O da dönüyor, altyapıya dayanıyor. Bunların hepsinde fırsatlar var ve bunlar zamanla gelişecektir. Ticari vasıtalar sektörde öncü olmaya devam edecektir…
“Aslında, ‘yetenek yönetimi’, ‘kalite’ ve ‘nakit yönetimi’ diye sıraladığım maddeler, sürdürülebilirliğin bir alt bileşenidir. Ama bunlarla limitli değil. Ford’un Avrupa’da satışa sunacağı ve elektrifikasyon stratejisinde kritik yer tutan modellerini geliştirip üretecek bir şirket olarak bunun ürünle bitmeyeceğini biliyoruz. Karbon ayak izinde, ürün dışında tesisler, tedarikçiler, lojistik var. Uçtan uca bir sorumluluktan bahsediyoruz.”
“BAYİLERİMİZLE BİRLİKTE DÖNÜŞECEĞİZ”
- GELİR AZALIYOR
Satışta yeni iş modelleri doğuyor; bu, gelirlerin artırılması için heyecan verici bir fırsat sunuyor. Teknolojinin sunduğu yeni imkanlarla birleştirildiğinde, başarılı bir dönüşüm ve büyüme için gerekli olan temel taşlarını oluşturuyor”. - BAYİLERLE İŞ BİRLİĞİ
Bizim şu andaki pozisyonumuz, dönüşümü Ford bayileriyle birlikte yönetmek yönünde. Bizim güçlü bir bayi ağımız var. Hepsi de konularına hakim ve güçlü yetkinliklere sahipler. Kimseyi dışlamadan, beraberce dönüşmek yönünde gidiyoruz. - VERİYİ KULLANIYORUZ
Transit modelimiz iki yıldır elektrikli. Bayiler de bu süreci öğrenmeye başladı. Bu süreç, Custom ve Puma ile daha da hızlanacak. Biz de kendi içimizde müşteriye hizalanacak şekilde dönüşüyoruz. Dönüşürken de teknolojiyi kullanıyoruz. Elde ettiğimiz verileri işleyerek, verimlilik getirici çözümler sunuyoruz. - EV VE İŞYERİNE ŞARJ KURULUMU
Bayilerle birlikte çalışarak pastayı büyütmek ve müşteri memnuniyetini artırmak istiyoruz. Şarj istasyonlarını bayilerimizde kademeli olarak kuruyor ve yaygınlaştırıyoruz. Müşteriye de iş yerine veya evine kurulum konusunda yardımcı oluyoruz. Bu da Ford Pro diye adlandırdığımız hizmetin içinde yer alıyor…
“ELEKTRİKLİ ARACIN FİYATINI ŞARJ SÜRESİ BELİRLEYECEK”
- MENZİL FİYATI BELİRLER Şu anda elektrikli araçlarda fiyatları belirleyen en önemli etkeni pil oluşturuyor. Menzil de doğal olarak pilin büyümesiyle ilgili. Menzil ne kadar artıyorsa, aracın fiyatı da hızla yükseliyor. Örneğin, 3 sıra pil koymak yerine 4 sıra koyduğunuzda, doğal olarak bunun artı bir bedeli oluşuyor.
- MÜŞTERİ HESAP YAPMALI Müşterinin de burada biraz daha farklı bir hesaplama yapması gerekiyor. Örneğin, yılda iki kez şehirlerarası yolculuk yapacaksınız diye, yüksek menzilli araç satın almak anlamlı mıdır? Araç alırken bu tip soruları ve yanıtlarını iyi değerlendirmek gerekiyor. Bu konunun üzerinde çalışmaya devam ediyoruz.
YAZILIMCILARIN AYAĞINA GİTTİK
- BÜYÜK AÇIK VAR Dünyada ciddi bir yazılımcı açığı var ve pandemiyle birlikte hızlandı. Bunu üzerine bizdeki ekonomik sıkıntılar da hızlandırıcı bir etki yaptı. Açık zaten vardı, bütün dünya bu açığı görüyor. Ama zorlukları aşabiliyoruz. Bizim yazılımcı sayımız artıyor ve çok yetenekli arkadaşlarımız var.
- YÜZDE 50 HİBRİT Yetenek çekmek için onların ihtiyaçlarına uygun konumlanma gerekiyor. Örneğin, biz üretim dışı birimlerde yüzde 50 hibrit çalışıyoruz. Ama yazılımcılar için yüzde 100 uzaktan çalışma uygulamasını başlattık. Çünkü, iş gücü piyasasında, özellikle yazılımcı tarafında bu yönde bir talep var. Kaynakları şirkete kazandırabilmek için farklı bir uygulama yapmamız gerekiyor.
- ANKARA’DA ÜS Otonom sürüşle ilgili yazılımlarda Ankara’nın önemli bir ‘üs’ olduğunu fark ettik. Orada önemli bir ‘yetenek havuzu’ var. Biz de ‘Yetenekleri İstanbul’a çekmeye çalışmak yerine, Ankara’ya gidelim’ dedik. Teknokent’te ofis açtık ve belli rollerdeki arkadaşlar orada çalışıyor.
AJANDAMDAKİ İLK 3 ÖNCELİK
- ÇALIŞANIN GELİŞTİRİLMESİ İstek ve ihtiyaçların en hızlı şekilde karşılanmasına odaklıyım. Çalışanların şirkete bağlı kalmalarını sağlayacak, potansiyellerinin en iyisini sunabilecekleri bir ortam sunmak ilk önceliğim.
- KALİTE Elektrikli araçlar dahil olmak üzere yeni ürünlerin devreye girmesiyle kaliteyi daha üst seviyeye taşımak istiyoruz. Çok sayıda yeni ürünü devreye alacağız. Her yeni ürün, mevcut kalite standartlarında bir dalgalanma riskini getirir. Bu nedenle kaliteye odaklanıyorum.
- KAYNAK YÖNETİMİ Nakit yönetimi çok kritik. Çünkü gerek araçlara gerek tesislere çok büyük yatırımlar yapıyoruz.