in , ,

Yeni CEO Gap’e hayat verecek mi?

Richard Dickson, Barbie’nin yeniden bir star haline gelmesine yardımcı oldu. Dickson, Gap’in yeni ceo’su olarak başka bir efsane markayı daha ayağa kaldırmaya çalışıyor.

richard

FOTOĞRAFLAR: ULYSSES ORTEGA

RICHARD DICKSON, GEÇTİĞİMİZ TEMMUZ’DA Londra’da gerçekleştirilen Barbie filmi galasındaki kırmızı halıya uçuk pembe tonlarında bir takım elbise içinde ve mora çalan bir mendil ile çıktı. Hayranları onları izlerken, filmin prodüktörü ve başrolü Margot Robbie, filmin senaristi ve yönetmeni Greta Gerwig ile birlikte kameralara gülümsedi. Bu hayranlardan bazıları gecenin üçünden beri Leicester Meydanı’nda bekliyordu.

Bu etkinlik, o sıralarda Mattel’in başkanı ve operasyon direktörü olarak Barbie’yi modası geçmiş feminist bir paratonerden bir kapsayıcılık, kabullenme ve güç kazanma ikonuna dönüştürmeye yardım eden Dickson için bir nevi zirve noktasıydı. Bu ikon, Karl Lagerfeld ve Balmain gibileriyle işbirlikleri getirdi ve geçtiğimiz yıl 150 milyon dolar değerinde oyuncak ve tüketici ürünü satılmasını sağladı. Artık Dickson’ın geliştirilmesine yardımcı olduğu ve baş yapımcılığını üstlendiği film de buradaydı. Film, 2023’ün en çok hasılat yapan filmi olacaktı.

Fakat o gece rosé kadehleri kaldırılırken, pek az kişi Dickson’ın Gap’in CEO’su olması yönündeki bir teklifi çoktan kabul ettiğinin farkındaydı. Dickson, iki hafta sonra haberler çıktığında insanların “Gap mi? Sen film yapıyorsun yahu! Sen Barbie’sin! Gap’te işler oldukça karışık” dediğini söylüyor.

Ancak bu ifade bile durumu anlatmakta yetersiz kalıyordu. Gap, Banana Republic, Athleta ve Old Navy markalarını içeren Gap Inc., sadece üç ay önce 1800 çalışanını işten çıkardığını duyurmuştu. Üç yıl gibi bir sürede, 350 Gap ve Banana Republic mağazası kapanmıştı. Uzun süredir portföyün parlayan yıldızı olan Old Navy bile, kazanç konusunda bir hayal kırıklığına dönüşmüştü. Pek çok tüketici için Gap, çocuklarının okul üniforması pantolonlarını ve arada bir de fazlasıyla indirimli bir kazağı satın alacakları bir yer olmuştu.

Dickson artık, bir zamanlar ‘kot’ ve ‘haki’ pantolon gibi temel parçaların rakipsiz satıcısı olan bir şirketi yeniden gündeme getirmekle görevli. Gap, 1980’ler ve 90’larda cuma günleri rahat kıyafetler giymek gibi ana akım kültürel değişimleri olanaklı kılarken, bir gardıropta bulunması gereken temel parçalar fikrini heyecan verici bir hale getirmek için de bir dizi cüretkar sanatçıyı (Lenny Kravitz, Madonna) kendine çekmişti. Gap, gündem olmaya çalışmadığında bile gündem oluyordu; Sharon Stone, 1996’daki Oscar töreninde bir Gap tişörtü giymişti. Fakat Zara ve H&M gibi fast-fashion markalarının 2000’lerin başındaki etkisi ve alışveriş merkezlerinden online alışverişe geçiş şirketi sersemletti.

Sonrasında ise pandemi ve Gap’in Kanye West’le olan işbirliği gibi utanç verici başarısızlıklar geldi. Bugün, Shein ve Temu gibi birden türeyen markalar, TikTok merkezli taktikler ve şüphe uyandıracak kadar indirimli fiyatlarıyla Z kuşağı müşterileri cezbederken, Gap markalarındaki satışlar düşüyor. Şirketle aynı adı taşıyan markanın küresel satışları, 2003 yılında 7,3 milyar dolarken, 2023 yılında 3,3 milyar dolara düştü. Bu sırada, Gap’in 15 milyar dolarlık yıllık geliri oldukça büyük olsa da 2001’den beri neredeyse hiç değişmedi. Forrester analisti Sucharita Kodali, “Bu bir büyüme hikayesi değil” diyor.

Gap’ın şansına 55 yaşındaki Dickson, kayıp markalar konusunda deneyimli. Kendisi 2000 yılında Mattel’e geldiğinde, Barbie bebekler uzun bir süredir modası geçmiş durumdaydı. Yine de bu zorluk farklı. Gap Inc. çok daha büyük bir şirket. (Mattel’in yıllık geliri 2023’te 5,5 milyar doların biraz altındaydı.) Üstelik Barbie’nin tersine, Gap pek çok tüketicinin aktif olarak küçümsediği bir marka, Gap’e yönelik ilgisiz bir kolektif tavır var.

“For the Culture: The Power Behind What We Buy, What We Do, and Who We Want to Be” kitabının yazarı Marcus Collins, “İnsanların umurunda değil” diyor. “İnsanların marka hakkında yaşadığı kararsızlık, sadece anlamı baştan oluşturmanız gerektiği anlamına gelmiyor, aynı zamanda anlamı baştan oluşturacak bilişsel enerjiyi ayıracak kadar bile umursamaları için insanlara bir neden vermeniz gerekiyor. Bu da biraz zaman alacak.”

Gap yönetim kurulunun önceki CEO’larını ne kadar çabuk gönderdiği düşünülürse (2022’de görevden ayrılan Sonia Syngal sadece iki yıl çalıştı), Dickson’ın çok vakti olmayabilir. Fakat Dickson, CEO olarak seçildikten bir ay sonra Wall Street’te şirketin hisselerinin yüzde 10 yükselmesinin bir nedeni var.

Dickson, şirkete dışarıdan bakan birinin bakış açısını getiriyor ve henüz Kasım 2022’den beri Gap’in yönetim kurulunda yer alıyor. Şirketin yöneticileri için alışılmadık bir şekilde, Gap’in yaşadığı zorluklarla ilgili açık sözlülüğüyle moda takipçileri ve medyanın kalbini kazandı ve hisselerin yüzde 40,5’ine sahip olan Fisher ailesi tarafından da benimsendi. (Şirketin kurucuları Don ve Doris’in oğlu olan yönetim kurulu üyesi Bob Fisher, Dickson’ın “Barbie filminin günümüzde insanlara nasıl hitap ettiği” ile ilgili konuşmasını seviyor. “Kıyafetler ve eğlence benzer şeyler.”)

Sonra bir de Dickson’ın cüreti, zor işlerin üstesinden gelme isteği var. Kendisi neşeyle “Acı veren şeyler beni çekiyor” diyor. “Acıyı seviyorum!”

NİSAN AYINDA BİR CUMA GÜNÜ, SAAT 16:00’DA Dickson, Gap’in San Francisco’daki merkezinde bulunan bir konferans salonunda oturuyor. Arkasındaki tavana kadar uzanan pencereleri, Bay Bridge manzarası kaplıyor. Üzerinde Banana Republic’ten kahverengi süet bir ceket, Gap’ten beyaz bir tişört ve renkli şeritleri olan Old Navy çoraplar var. Dickson, kıyafetleri seviyor, bu Gap takipçilerinin fark edip onayladığı bir şey. Bir perakende araştırma ajansı ve danışmanlık firması olan GlobalData Retail’in yönetici direktörü olan Neil Saunders, “Bir moda firmasıysanız, CEO olarak modaya ilgi duyan birini getirmelisiniz” diyor. “Yönetici olarak bir muhasebeci istemezsiniz.”

Bir Hot Wheels filminin prodüktörlüğünü yapması için Mattel ve Warner Bros.’un iletişime geçtiği ve oyuncaklarla ilgili olarak Dickson’la işbirliği yapan yazar-yönetmen J.J. Abrams, Dickson’ın “yaratıcı bir dilden konuşabilen nadir bir yönetici” olduğunu söylüyor. “Gerçekten eğlenmeyi ve veriler, algoritmalar ve zaten var olan bir şeyin şablonunu takip etmektense bir şeye duygusal ve içgüdüsel tepki vermeyi çok seviyor.”

Dickson, Barbie’yle yaptığı şekilde Gap’le de duygusal bir bağ kurdu: Ortaya çıkış hikayesini yeniden irdeledi. Barbie filmi yazılmadan yıllar önce Dickson, Ruth Handler’ın bu bebeği yaratma nedenlerini tekrar incelemeye başlamıştı bile. Bu nedenler, küçük kızlarda sadece annelik becerilerini geliştirmek yerine yaratıcılığı ve kendi kendine yetebilmeyi de ortaya çıkarmaktı.
Dickson, Gap markasıyla birlikte şirketin orijinal ve radikal görevine odaklanıyor: Don Fisher’ın 1960’larda bedeni tam uyan denim pantolonlar bulma konusunda yaşadığı zorluktan sonra, müşterilerin neredeyse her bedenden kot satın alabileceği bir yer olmak. Dickson, San Francisco’nun Ingleside semtindeki Ocean Avenue’da, Fisher’ların “kotlar, plaklar ve kasetler” sattığı ilk Gap mağazası hakkında konuşmayı seviyor. “Bu kadardı” diyor, gözleri büyüyerek ve sesi bir fısıltı haline dönüşerek.

Dickson’a göre, marka bu faydacı ilkesinden uzaklaşıp hızlı modayı kovalamaya ve kaliteden ödün vermeye başladığında yolunu kaybetti. “İnsanlar bize klasikler için geliyor: Haki pantolonlar, kotlar, beyaz tişörtler.” Kendisi, şirketin “bunlara odaklanması, bunları özel kılması ve bunları şaşırtıcı kılacak şekillerde yeniden yaratan insanlarla işbirliği yapması” gerektiğini düşünüyor. Dickson, şubat ayında moda tasarımcısı Zac Posen’ı, Gap Inc.’in yaratıcı direktörü ve Old Navy’nin baş yaratıcı görevlisi olarak getirdi. Bu işe alım, pek çokları için bir sürpriz oldu. Podyum tasarımcıları genellikle yaygın perakende konusunda başarılı olamıyor, gerçi Posen, Brooks Brothers ve Delta Havayolları’nda da biraz vakit geçirdi (mürdüm renginde, belli belirsiz retro bir tarzı olan kabin görevlisi üniformaları tasarladı).

Gap markasının başında bulunan Mark Breitbard, “Binada Posen’in enerjisi ve yaratıcılığının bulunması harika oldu. İşler ‘Şimdi mutlaka şu spesifik tasarım üzerinde çalışacaksın’ şeklinde değil de bir düşünce ortaklığı şeklinde ilerliyor” diyor. Ayrıca Posen’ın ‘kendi ilişkilerini getirdiğini’ de ekliyor ve “Tasarımcı işbirlikleri için harika bir kaynak” diyor.

Dickson şubat ayında, kendisinin ve ekibinin temel parçaları nasıl ilgi çekici hale getirmeyi planladığına dair ilk gerçek ipucunu verdi: Keten satışlarındaki bir artıştan kaynaklanan, “Hareketli Keten” kampanyası. Gap’in 1998’deki efsanevi “Haki Swing” reklamını hatırlatan bu online reklam, elektronik müzik grubu Jungle’ın “Back on 74” şarkısıyla dans eden bir grup dansçıdan oluşan bal renklerinde bir videoydu. Şarkıcı ve söz yazarı Tyla, bu dansçı grubuna liderlik ederek, şarkının viral olan videosundaki koreografiyi taklit ediyordu. Kalçalarını sallayan dansçılar, yumuşak renklerdeki temel Gap parçalarını giyiyordu fakat kıyafetleri (göbeği açık tişörtler ve dalgalanan, düşük belli pantolonlar) gösterişli olmaktan çok uzaktı.

Dickson, “Onları biz giydirmedik” diye ısrar ediyor. Ekip sadece kıyafetleri askılara astılar ve dansçıların seçmesine izin verdiler. Kendisi yaratıcı ekibe sadece “müziği kullanmalarını” söyledi. Bu, o orijinal Gap mağazasındaki plaklara ve kasetlere çakılan bir selamdı. Kampanya bir milyondan fazla YouTube izlenmesi elde etti. Dickson buna, “Markanın amacının yeni bir şekilde ifade edilmesi, yeni bir başlangıcın başlangıcı” diyor.

GAP’İN ŞAŞAALI ZAMANLARINDA şirketi şekillendiren ve 2002’de J.Crew’a giderek başarısını devam ettiren “tüccar prens” lakaplı CEO’su Mickey Drexler’ın aksine, Dickson kariyerini giyim trendlerini öngörerek ve tedarik zincirlerinin verimliliğini analiz ederek geçirmedi. Fakat kendisi sadece “Mattel’den gelen adam” da değil.

Dickson, kıyafet işi içinde büyümüştü. Bu pek bahsettiği bir şey değil, bahsettiğinde de karakterine ters bir şekilde tutucu davranıyor. Büyükanne ve babalarının dördü de Soykırım’dan sağ kurtulmuştu. Anneannesi Auschwitz’e gönderilmişti ve “dikiş dikerek hayatta kaldı” diyor, “aslında bir nevi askerlerin üniformalarını tamir ederek…” derken cümlesini tamamlayamıyor.

Anne tarafından büyükbabası Doğu Avrupa’daki direnişe katılmış ve “bulabildiği her şeyi tamir eden bir tür tamirci olmuş. Anneannesi ve dedesi en sonunda New York’un Konfeksiyon Bölgesi’nde bir moda işi kuruyorlar. Dedesinin, anneannesinin kıyafetlerini üreten makineleri çalıştırdığını söylüyor. “Büyükannemin tasarım yapmasını izlediğimi ve onunla birlikte dikiş makinelerinin yanında oturduğumu hatırlıyorum. Bunlar kadın kıyafetleriydi, neredeyse kişiye özel tasarım kıyafetler. Saks mağazasında satılıyorlardı” diyor gururla.

Dickson’ın ebeveynleri de bu geleneği devam ettirdi. Annesi, New York’taki Aca Joe mağazalarının başkanıydı. Bu perakende zincirinin 1980’lerde Gap’inkine benzer bir estetiği vardı ve tişörtler ile rahat kıyafetler satıyorlardı. Dickson, hafta sonları mağazalarda çalışıyordu, “tuvaletleri temizliyor, depodaki tişörtleri katlıyordum” diyor. Babası Ellen Tracy’nin mali işler müdürü olduğunda, genç Dickson bu kıyafetlerin stoklandığı depolarda çalıştı. Babası daha sonra Calvin Klein’ın mali işler müdürü ve operasyon direktörü oldu.

Dickson, 1990’da Maryland Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra, Bloomingdale’s’deki yönetici eğitim programına katılarak çocuk giyim departmanına can getirdi, yılın erkek parfümü satın alımcısı ödülünü kazandı ve küçük kozmetik markaları için bir bölüm olan Off Bway’i açtı. 2000 yılında Estée Lauder tarafından satın alınan bir kozmetik e-ticaret sitesi olan Gloss.com’un kurucu ortağı olmak için buradan ayrıldı. Sonrasında ise Mattel’den bir telefon geldi. Şirket, Barbie’yi oyuncakların ötesine taşıyacak birine ihtiyaç duyuyordu. Dickson, “Mattel o zamanlar felaket haldeydi” diyor. “CEO’larını yeni kaybetmişlerdi. Hisseleri korkunç durumdaydı.”

Dickson, genel müdür ve kıdemli başkan yardımcısı olarak geldi ve 10 yıl kaldı. Daha sonra, 2014 yılında bir özel sermaye şirketine satılan, zor durumdaki giyim şirketi Jones Grubu’nu yönetmek için buradan ayrıldı ve yokluğunda bocalayan Barbie’yle ilgili çalışmalarına devam etmek için başkan ve operasyon direktörü (COO) olarak Mattel’e geri döndü. “İnsanlar, çıldırmışsın sen, zaten harika bir yerdesin, oyuncaklar gözden düşüyor, yerlerini dijital oyunlar alıyor, çocuklar ekranlara bakıyor, Barbie artık gündemde değil, boş ver diyorlardı.”

Dickson, Barbie’nin online varlığını yenileyip markayı doğrudan televizyon için çekilen filmler de dahil olmak üzere eğlence sektörüne taşıyarak, oyuncak dışı markalarla da yaratıcı ortaklıklar kurdu; Bloomingdale’s ile kurulan ilk ortaklıklardan bir tanesi New York Moda Haftası’nda gerçekleşti. Ayrıca koleksiyon ürünleri için doğrudan tüketiciye ulaşan bir platform olarak Mattel Creations’ı kurdu ve Barbie koleksiyonları tasarlamaları için Mark Ryden gibi sanatçılar ve Kartell gibi mobilya tasarımcılarıyla anlaştı. En önemlisi, Barbie’yi ulaşılması imkansız bir ideal yerine erişilebilir bir ikon olarak yeniden konumlandırdı ve çeşitli etnik kökenler ve vücut tiplerine sahip olan bebekler tanıttı. Orijinal logo geri döndü ve Barbie ürünlerinde kullanılan 200’den fazla pembe tonu yerini sadece tek bir taneye bıraktı: Pantone 219. İş filme geldiğinde ise Mattel Films’in başında bulunan Robbie Brenner, Dickson’ın “markanın temsilcisi, marka elçisi” olduğunu söylüyor. “Kendisinin Barbie’yle birlikte kırdığı tüm engeller; kadınların güçlenmesi ve temsil edilmesi fikri, doğrudan film ile ilişkili.”

Dickson, riskler olduğunu biliyordu. “IP’mizi bu dahilere veriyorduk” diye açıklıyor, “filmden sonra da onlar ‘Film bitti!’ diyerek gidiyor, biz de burada kalıyorduk.” Bu yüzden, kendisi ve ekibi “Barbie dünyasındaki her bir moda parçasının, her kıyafetin, her arabanın, her mimari parçanın Barbie markası ekosistemi aracılığıyla gerçekleştirilmesi” için çok çalıştı.
Bu durum ayrıca senaryoya da çok dikkat edilmesini gerektiriyordu. Hatta bu durum bir noktada Dickson’ın, Barbie’nin imajını zedelediğini düşündüğü bir sahneyi Gerwig ve Robbie ile tartışmak için Londra’ya gitmesine neden oldu. Yönetmen ve oyuncu sahneyi kendisinin önünde oynadığında “tamamen farklı bir histi” diyor. Sonuçta da bu sahne filmde kaldı.

DICKSON’I ACI VEREN ŞEYLER ÇEKİYOR OLABİLİR FAKAT 2023’te Gap’e geçtiğinde bunlardan fazlasıyla buldu. Kendisinin gelişinden önceki yıllarda, geçici CEO Bob Martin’le birlikte şirket, pandemi dönemindeki bir düşüşten sonra Breitbard’ın “acımasız bir temizlik” dediği şeyden geçti. Çok sayıda insan işten çıkarıldı, mağazalar kapandı ve uluslararası pazarlar yeniden yapılandırıldı. Şirket kültürü bozulmuştu. Dickson, “Farklı liderler altında farklı deneyimleri olan parçalanmış bir kuruluştu” diyor ve ekliyor: “Amaç, misyon, vizyon; bir şirketi bir arada tutan ne varsa, güçlü değildi.”

Dickson, “rahatsızlık verici konuşmaların artık daha az rahatsızlık verici olduğu” bir çalışma ortamı uygulamaya başladığını söylüyor. Daha sık ekip toplantıları yapılıyordu, yeni bir “aklımda ne var” diyaloğu uygulanıyordu ve çalışanlar daha güçlüydü. (Dickson, bir Gap mağazasına uğradığında, müzik çok yüksek sesli olduğu için üzülmüştü. Çalışanlara sesi neden kısmadıklarını sorduğunda, ses seviyesiyle ilgili direktifin “kurumsaldan” geldiğini söylediler.)

“Ben buna yola şeker koymak diyorum” diyor, yarattığı teşviklerden bahsederken. “Sonucunu henüz görmek gerekmiyor. Fakat varmaya çalıştığım yerin iki ya da üç adımını görebilirsek, bu yeteri kadar iyi.”

Dickson’ın yola epey bir şeker koyması gerekebilir. Geçmişte, yeni fikirler ve bireyler (özellikle de yaratıcı direktörler) bazen “Gap’in deli gömleği” ile bastırılıyordu, diyor GlobalData’dan Saunders: “Her zaman olan şey şuydu, insanlar eninde sonunda gitti ve Gap de her zaman yaptığı şeyi yapmaya devam etti. Değişim konusunda gönülsüz olan bir şirketti ve ilgisiz ve fazlasıyla kibirli bir kültürü vardı.”

Yıllar boyu Gap Inc. ile işbirliği yapan bir yönetici, şirketi fikirlerin onay için üst kademelere sunulduğu zaman sulandırıldığı veya tamamen bir köşeye atıldığı, “nabız yoklayan” bir ortam olarak tarif ediyor. “Aşağı kademelere emirler gelirdi ve her şeyin son dakikada, büyük bir masrafla ve iyi bir vizyon olmadan değişmesi gerekirdi.” Fisher’ların da işin içine girmesi, yeni bir karmaşa daha getiriyor. Saunders, “Pek çok şey için onların onayı gerekiyor” diyor. Bu, Dickson için iyiye işaret olabilir, kendisi sık sık aileyle birlikte yemek yiyor ve Fisher’ın torunlarının patavatsız geribildirimini duymayı seviyor. Dickson, “Doğruyu söylüyorlar” diyor.

“Şu anda olduğumuzdan daha iyi olmalıyız.” Bu sırada ise ilerlemeye devam ediyor. Ona Gap’in internet sitesinde bir fark gördüğünüzü söylerseniz, yüzü aydınlanıyor. “Gerçekten mi? Gördün demek!” diyor, yüzü ışıldayarak. Görsel kalabalık ve her yerde önünüze çıkan fiyat indirimleri temizlenmiş. Old Navy sitesi hakkında ağzını hiç açtırmayın. “Üstünüze üstünüze gelen çok şey vardı! Yüzde 50 indirimli, yüzde 40 indirimli, bunu al, şunu al… İşin sonunda biz size para ödüyorduk!” diyor şaka yaparak. “İnanılmaz bir şey.”

Şirket ayrıca stok da azaltıyor, böylece mağazalar indirimli outlet mağazası gibi görünmeyecek. Fakat Dickson’ın daha büyük vizyonu, Gap’in tüketicilerinden yararlanmayı ve onları daha fazlasına dönüştürmeyi içeriyor. Dickson, “50 milyondan fazla tüketiciyle ilgili bir veri tabanı olan bizimki gibi bir şirket için, bir medya şirketi denebilir” diyor. “Bunu çok daha kişisel bir ilişki kurmak için kullanabiliriz.” Bu nasıl görünebilir? Dickson, “Topluluk” diyor. İnsanlar bugün internet sitesini ziyaret ettiğinde, “bu aslında bir diyalog değil. Ben bunu bir diyaloğa dönüştürmek isterim.”

Bu sırada ise toparlanma işaretleri ortaya çıkıyor. 2024’ün ilk çeyreğinde, Gap markalarının 4’ü de satışların arttığını gördü. Bu 10 yıldan fazla bir süredir olmayan bir şeydi. Şirket çapında, satışlar yüzde 3 arttı; Wall Street’in tahmininden yüzde 1.2 daha fazla. Bu haber, Gap hisselerinin mayıs ayı sonundaki kazanç açıklamasından sonraki saatlerde yüzde 20 oranında yükselmesini sağladı. Dikkate değer şekilde, birkaç gün sonra şirketin pazar payı 11 milyar doları buldu; bu rakam, Dickson ilk geldiği zamanki rakamın neredeyse dört katı.

Tasarım cephesinde de Dôen ile yapılan yakın zamanlı bir işbirliği, Anne Hathaway’in Roma’daki bir etkinlikte giydiği beyaz Gap gömlek elbise gibi milenyum kuşağından kadınların ilgisini çekti. Ayrıca perakende nostaljisi de Gap’in yanında. Z kuşağı Ralph Lauren’ın gösterişli estetiğini benimserken ,“Ralphcore” resmen bir trend haline geldi ve CEO Fran Horowitz de Abercrombie&Fitch’te dramatik bir toparlanma sağladı. Town & Country’de yönetici stil direktörü olan Erik Maza, “Kültürel olarak, 90’lara ait her şeye yönelik büyük bir ilgi var” diyor. “İnsanlar belki de gözden düşmüş olan bu markalara geri dönüyor.”

Gap’in kültürel sohbete tekrar katılması Dickson için önemli. Mayıs ayında, Oscar ödüllü Da’Vine Joy Randoph, Met Gala’ya Posen’ın özel olarak tasarladığı denim bir abiye elbiseyle katılınca, bu gerçekleşti. Posen de aynı etkinlikte Banana Republic’ten takım elbise giydi.

Sonraki gün, Dickson bu ikisinin bir fotoğrafını LinkedIn’de paylaşarak elbiseden “denime saygı gösterisi… ve San Francisco Körfezi’nin akan sularına bir övgü” diyerek bahsetti. Bu elbise moda topluluğunda beğeniyle karşılansa da birkaç yorumcu elbisenin, galanın 2024 teması olan “Zaman Bahçesi” hissini yeteri kadar uyandırmadığını ve koyu renkli, dalga dalga dökülen denimin pek de “flora”yı çağrıştırmadığını belirtti. Elbisenin uyandırdığı şey ise tarihti.

Yazar: Fast Company Türkiye

©Fast Company Dergisi, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş. tarafından Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun şekilde yayınlanmaktadır. Fast Company’nin isim hakkı ABD’de Mansueto Ventures’a, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. Dergide yayınlanan yazı, tablo, fotoğraf ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Super App pazar büyüklüğü, 2032’de 714 milyar dolara ulaşacak

yapay-zeka-isimizi-kokten-halledecek

“Yapay zeka işimizi kökten değiştirecek”