in , , , ,

‘0’ Karbon Maliyeti

Dünyada sürdürülebilir bir geleceğe yapılan yatırımlar artış gösteriyor. Bununla birlikte şirketler karbon-nötr olmanın getirdiği ek maliyetleri ürün ve hizmet fiyatlarına yansıtarak, yatırımların geri dönüşünü en kısa sürede sağlamaya çalışıyor. Peki, karbonsuz olmanın maliyeti nedir? Şirketlerin sürdürülebilirlik stratejileri, müşterilere nasıl yansıyacak?

0-karbon-maliyeti

YAZI: MEHTAP DEMİR

Simon-Kucher & Partners tarafından yapılan The Global Sustainability Study araştırması, tüketicilerin yüzde 85’inin son yıllarda ‘daha çevreci’ hale geldiğini ve sürdürülebilirliğin satın alma tercihlerinde kritik bir faktör olarak öne çıktığını ortaya koyuyor.

2021 yılında 17 ülkeden 10 binden fazla kişiyle yapılan ankete göre, Baby Boomers ve X kuşağının yüzde 24’ü, mevcut olduğunda çevre dostu bir alternatifi tercih ederken, bu oran Y kuşağı için yüzde 32’ye yükseliyor. Araştırma, şirketlerin sürdürülebilirliğini garantilemek için şimdi harekete geçmesi gerektiğinin altını çiziyor. Bu nedenle de çok sayıda şirket hem yerküreyi korumak hem de tüketici tercihlerine uyum sağlamak amacıyla sürdürülebilirlik stratejileri ile “Sıfır karbon” hedeflerini açıklıyor. Türkiye dahil dünyada on binlerce şirketin “Carbon zero” (Sıfır karbon) hedefi var.

Bu konunun öne çıkmayan tarafında ise “sıfır karbon” hedefinin, iş dünyasına, şirketlere ve son tüketiciye maliyeti yer alıyor… Çünkü, bu hedefe ulaşılarak üretilen ürünlerin maliyetleri, geleneksel olanlara göre biraz daha yüksek olacak.

McKinsey’nin araştırmasına göre, net sıfıra giden yolda fiziksel varlıklara yapılan harcamalar 2050 yılına kadar yaklaşık 275 trilyon dolara ulaşacak, mevcut harcamalara göre yıllık ortalama 3,5 trilyon dolar artış gerektirecek.

Bununla birlikte, uzmanlar ve araştırmaların işaret ettiği kritik gerçek, yatırımların geri dönüşünün kısa vadede olacağı ve sürdürülebilir bir gelecek için yapılan harcamaların değerinin zannedildiğinden çok daha yüksek olduğu yönünde…

‘SIFIR KARBON’ MALİYETİ

Danışmanlık şirketi McKinsey’ye göre, net sıfır hedefine ulaşmak için neredeyse 30 yıl boyunca her yıl trilyonlarca dolar harcanması gerekiyor.

Rapora göre, karbondioksit emisyonlarının tamamen azaltıldığı veya dengelendiği “net sıfıra” ulaşmanın yıllık maliyetinin 9,2 trilyon dolar olacağı öngörülüyor.

Dünya halihazırda fosil yakıtların etkisini azaltmak ve alternatifleri kullanmak için yılda 5.7 trilyon dolar harcıyor.

Ancak, küresel ısınmayı 1.5 derece ile sınırlandırmak için 2021’den 2050’ye kadar her yıl alternatif enerji kaynaklarına ve tarım dahil arazi kullanımına fazladan 3.5 trilyon dolar kaynak ayrılması gerekecek.

Bu, dünyada 2020’deki tüm şirket kârlarının yarısına eşdeğer. Tüm vergi gelirlerinin dörtte birine ya da hane halkı harcamalarının yüzde 7’sine eşdeğer bir oran olarak ortaya çıkıyor.

ENERJİDE YENİ HESAPLAR

McKinsey’nin raporuna göre, enerji sektörünün sıfır karbona dönüştürülmesi ve elektrik şebekelerinin 2050 yılına kadar iki katına çıkması beklenen küresel taleple başa çıkacak şekilde güçlendirilmesi, 2020 ile 2040 yılları arasında faturaları yüzde 25 oranında artırabilir.

Araştırmaya göre, üreticiler esnek ve güvenilir, düşük maliyetli elektrik şebekeleri inşa edemezlerse maliyetler çok daha yüksek olabilir.

Raporun değindiği bir diğer nokta işgücü alanında. Buna göre, fosil yakıtlardan uzaklaşmak 185 milyon işe mal olacak olsa da, yeşil ekonomi 2050 yılına kadar, 8 milyonu yenilenebilir enerji, hidrojen ve biyoyakıt alanlarında olmak üzere 200 milyon yeni iş yaratacak.

ÜRÜN FİYATLARINA YANSIYOR

Dünyada karbonsuz geleceğe yapılan yatırımlar artış gösterse de şirketler bu maliyetleri ürün fiyatlarına yansıtarak kısa vadede geri dönüşünü sağlamaya gayret ediyor.

Hollandalı danışmanlık firması Kearny’nin araştırmasına göre, “yeşil ürünlerin fiyatları” geleneksel ürünlere kıyasla yüzde 75-85 daha pahalı seyrediyor.

En yüksek fiyat artışları ise moda, güzellik ve sağlık alanlarında. Buna göre, sürdürülebilir şekilde üretilen birçok losyon, krem ve serumda yüzde 200’ün üzerinde fiyat artışı gerçekleşiyor.

Sürdürülebilir moda, markaya bağlı olarak yüzde 150 ila 210 arasında geniş bir fiyat aralığı gösteriyor.

Vitaminler ile taze ve işlenmiş gıdalarda geleneksel-sürdürülebilir farkı yüzde 30 ila 140 arasında değişen farka sahip. Bazı işlenmiş sebze ürünlerine ham ürünlerden 3 kat daha fazla zam yapılıyor.

Örneğin, taze organik domatesler yüzde 40 ila 50 oranında zamlanırken, organik konserve domatesler yüzde 130 ila 140 oranında daha yüksek fiyatlandırılıyor. En düşük fiyat artışları ise yüzde 20 civarında bebek maması ve sürdürülebilir enerji için görülüyor.

ÇİMENTO VE KONUTA ETKİSİ

Çimento endüstrisi CO2 emisyonlarının en önemli kaynaklarından biri. McKinsey araştırması, çelik ve çimento sektörlerinde yeşil üretim sürecinin izlenmesiyle maliyetin arttığını ortaya koyuyor. Buna göre, 2050 yılına kadar çelik üretiminin maliyeti yüzde 30 artarken, çimento yapımı yüzde 45 daha pahalı hale gelecek.

İsveç’in karbondioksit emisyonlarının yüzde 18’ini oluşturan büyük çimento ve çelik endüstrileri bu konuda açıklayıcı örnekler teşkil ediyor. Bu malzemeleri iklim dostu hale getirmek için gereken yatırımlar çok büyük ve malzemeleri daha pahalı hale getiriyor. Gerekli yatırım çimento maliyetini 2 katına çıkarırken, iklim-nötr çelik bugünkü geleneksel üründen yüzde 20-30 daha pahalı oluyor.

Konut alanındaki etkisini Tahincioğlu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Tahincioğlu ortaya koyuyor. Binaların “karbon sıfır” olmasının inşaat maliyetlerine yaklaşık olarak yüzde 5 civarında artış getireceğini söylüyor:

“Sıfır Enerji Bina konusunda Türkiye’de 2023’te uygulamaya konulması başlanacak bir yönetmelik beklenmektedir. Ve bunun da 2025’te zorunlu hale geleceği konuşulduğu için, o tarihte artık bunun ek bir maliyet değil, standart bina maliyeti haline gelmesi öngörülüyor.”

SUZAN TOPLUSOY

MODADA NELER OLACAK?

Moda, küresel karbon üretiminin yüzde 10’unu oluşturuyor. Bu durum, düşük fiyatlı ve dayanıksız ürünlerin sıkça satın alınmasını teşvik eden “hızlı moda” modeli ile daha da kötüleşiyor.

FashionUnited’a göre, internet üzerinden yapılan alışverişlerin yaklaşık yüzde 30’u daha sonra iade ediliyor ve bunların büyük bir kısmı çöpe gidiyor. Optoro’nun araştırması sadece ABD’de 2020 yılında tahmini 2,9 milyon ton iadenin bu şekilde bertaraf edildiğini ortaya koyuyor. Bu sorun o kadar kötü bir hal almış ki, online perakendeci Boohoo kısa bir süre önce bir dizi cadde markasını takip ederek iadeleri caydırmak için ücret almaya başlamış.

Roman Mağazacılık yönetim kurulu başkan yardımcısı Suzan Toplusoy’a göre, giyim perakendesini sadece fiyat odaklı yönetebilmek artık sürdürülebilir değil.

Modada sürdürülebilir üretimin maliyetinin günden güne düştüğüne dikkat çeken Toplusoy, şöyle kaydediyor: “Sürdürülebilir üretim için ilk dönemde maliyetler daha yüksekti. Bugün ise bazı geri dönüşümlü kumaşlar, aynı fiyata geliyor. Kumaşa göre değişmekle birlikte, maliyetler yüzde 20 ile 50 arasında yükselebiliyor, ancak bazı özel ürünlerde yüzde 100’lük maliyet artışı da görebiliyoruz.”

OTOMOTİVDEKİ DURUM

BCG’nin araştırmasına göre, “sıfır karbon” bir otomobil üretmenin ek maliyetleri nihai fiyata yüzde 2’den daha az ekliyor. Bu da deri döşeme, ısıtmalı koltuklar veya daha şık bir ses sisteminin maliyeti kadar bir orana tekabül ediyor.

Aslında net sıfıra geçiş çelik, plastik, alüminyum ve batarya maliyetlerini önemli ölçüde artırmakla birlikte, rapora göre bu maliyetler tüketicinin ödediği toplam fiyatın yalnızca küçük bir kısmını oluşturuyor. Toyota CEO’su Ali Haydar Bozkurt maliyetlerin artacağı görüşünde:

“Karbon sıfırdan kastettiğimiz sadece otomobilin kendisi içinse, evet ürün maliyeti artar. Örneğin elektrikli otomobiller ki bu otomobillere yakıtı dışında sürdürülebilir olmadığı için, henüz ‘karbon sıfır’ denilemez. Geri dönüşüm değerlerine bakmak lazım. Üretimden ürün ömrünün sonuna kadar ‘karbon sıfır’ dersek, o daha da zor bir hedef. Her iki durumda da maliyet artacaktır.”

SANİ ŞENER

HAVACILIK SEKTÖRÜNÜN FARKI

Hava yollarında sürdürülebilir bir sektörün maliyetini sektörün önde gelen iki ismi ortaya koyuyor. TAV Havalimanları Holding İcra Kurulu Başkanı Sani Şener, yatırımların geri dönüşünün olacağını ancak uzun vadede beklemek gerektiğini kaydediyor:

“Havalimanlarının ‘sıfır karbon’ için yapacağı maliyetler mutlaka işletme döneminde geri dönecektir. Ancak, enerji, su ve atık yönetimi için harcanacak miktarların işletme süresinde geri döner. Bunun gerçek olduğunu biz ‘Gold Leed’ sertifikası olan havalimanlarımızda gördük.

MEHMET NANE

Örneğin ‘gri su’ için ilave 750 bin dolar yatırım yapılırsa, 25 yılda 5 milyon dolarlık tasarruf sağlanabiliyor. Bodrum’da güneş enerjisi yatırım yaptık, geri dönüşü 4 yıl oldu.”

Pegasus Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mehmet Nane, havayolları alanında sıfır karbon hedefinin 2050 yılı olduğunu hatırlatarak şu saptamayı paylaşıyor:

“Bütün sektör 2024-35  arasındaki 10 yıl içinde bu iş için 28 milyar dolar harcama yapacak. Tam karbon sıfır hedefine ulaşıldığında maksimum bilet başına 10 dolar müşteriye yansıması olur.”

EBRU DİLDAR EDİN

BANKACILIKTA MALİYETLER ARTAR

Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Başkanı ve Garanti BBVA eski genel müdür yardımcısı Ebru Dildar Edin, bankaların karbon sıfır hedefine ulaşmak için çıkacakları yolculukta bazı maliyet artışlarıyla karşılaşacaklarını söylüyor. “Kurumların kendi elektriğini üretme yatırımları yapmaları, hem enerji güvenliği hem de fiyat riski açısından önem kazanacaktır” diye konuşan Edin, maliyet kalemlerini ise şöyle sıralıyor:

  • İlk sırada tüketimleri için satın alacakları yenilenebilir  elektrik  kaynaklı maliyetleri artışları ya da şebekeden alacakları karbon bazlı elektriğin karbon etkisini sıfırlamak için alacakları karbon sertifikaları geliyor. Günümüzdeki karbon sertifikaları fiyatlarının ilerleyen dönemlerde daha da artma beklentisi bu maliyetleri daha da artıracaktır.
  • İlerleyen dönemde karbon sıfır olma konusunda taahhüt veren şirketlerin artması da hem yenilenebilir elektrik fiyatlarının hem de karbon sertifikaları fiyatlarının artmasına neden olabilecektir.
  • Bankaların krediyi kullanan şirketlerin faaliyetlerinden kaynaklanan emisyonların takip edilmesini sağlayacak sistemler kurması gerecek. Bu da ilave işletme ve teknolojik yatırımlara neden olacak.
  • Ayrıca, bankalar sürdürülebilirlik alanındaki finansman miktarlarını artırmayı hedefliyor. Bu artışı sağlarken ürünü daha avantajlı hale getirip yaygınlaştırmak için müşterilerine bazı faiz ya da komisyon teşvikleri sağlıyorlar. Bu da onlara maliyet olarak dönecektir.

KARBONSUZ GIDANIN MALİYETİ

Karbon emisyonlarının en fazla olduğu alanlardan biri gıda… Bağımsız araştırma firması CE Delft tarafından yayınlanan güncel çalışmalar, geleneksel sığır etine kıyasla doğrudan hücrelerden yetiştirilen etin yüzde 92’ye kadar daha az küresel ısınmaya ve yüzde 93’e kadar daha az hava kirliliğine neden olabileceğini ortaya koyuyor.

Araştırma, maliyetine dair iyimser bir tablo da ortaya koyuyor. 2030 yılına kadar, hücrelerden yetiştirilen etin veya “kültür etinin” üretim maliyetinin kg başına 5,66 dolara kadar düşebileceğini gösteriyor.

Climate Champions, birden fazla ülkeden temin edilen malzemelerden yapılan ve Birleşik Krallık’ta satılan bir kurabiyenin gerçek değerini de izledi. Kurabiyenin perakende satış fiyatı yaklaşık 0,55 dolar ve satılan malın maliyeti 0,33 dolar idi. Bu fiyat, tüketicinin bir kurabiyenin değerine ilişkin görüşünü (ödemeye istekli oldukları fiyat) temsil etmekle beraber birçok gizli maliyeti hesaba katmıyordu. Oysa, sera gazı emisyonları, su kıtlığı, gıda israfı, boş kalorilerden kaynaklanan sağlık etkileri, hava kirliliği ve düşük ücretli kakao çiftliği işçilerinin sosyal maliyetleri gibi altı dış faktörü hesaba kattıklarında maliyeti 0,89 dolar olarak hesaplanıyordu.

Londra’nın lüks tüketim mağazası Fortnum & Mason’da satılan Sailboat Chocolate yüzde 99 oranında karbonsuz olduğu söylemiyle piyasaya çıktı. “Çevre üzerinde neredeyse hiçbir olumsuz etkisi olmayan ilk marka olduğu” iddiasında olan markanın 60 gramlık en ufak boyuttaki çikolatası 8 sterlinden yüksek fiyata satılıyor.

Godiva CEO’su Nurtaç Afridi, çikolata ve şekerlemeler de dahil olmak üzere birden fazla sektörde önde gelen şirketlerin, iklimin iş modellerini nasıl etkileyeceğine dair farklı gelecek senaryolarını değerlendirdiğini paylaşıyor. Maliyetlere ilişkin kesin yanıtlar verilemeyeceğini kaydeden Afridi, “Bildiğimiz ve net olan şey, enerji ve hammadde maliyetlerinin iklim değişikliğinin ve ayrıca emisyonları azaltmaya yönelik küresel girişimlerin bir sonucu olarak değişeceğidir” diye konuşuyor.

LOJİSTİKTE DURUM

Lojistik sektöründeki durumu BCG’nin nakliyeye bağımlı 125 şirketle yaptığı bir anket ortaya koyuyor. Buna göre, katılımcıların yüzde 71’i, karbon-nötr nakliye için ek maliyeti kabulleneceklerini ve yüzde 63’ü önümüzdeki 5 yıl içinde bu bedeli ödemeye daha istekli olacaklarını belirtiyor. Ayrıca, yüzde 67’si karbon-nötr bir kargo şirketine daha “sadık” olacakları görüşünü paylaşıyor.

AHMET MUSUL

Çalışma, katılımcıların, karbon-nötr gönderi için ortalama yüzde 2 prim ödemeye hazır olduğunu ortaya koyuyor. Bununla birlikte uzmanlar, sektörün 2050 yılına kadar net sıfır emisyona geçişini finanse etmek için mevcut fiyatlar üzerinden yüzde 10 ila 15 arasında bir prim ödenmesi gerekeceğini tahmin ediyor.

Ekol Lojistik YKB Ahmet Musul ise maliyetleri öngörmenin zor olduğunu düşünüyor. “Buna ilişkin başlıca kaynak dediğimiz araçların gerek bataryalı, gerekse hidrojen temelli olarak seri üretimin süreci ve başarılırsa maliyeti hakkında henüz bir bilgimiz yok” diye kaydeden Musul, “Eğer, ilk yatırımı pahalı bile olsa uygun maliyetli, uzun vadeli finansman olanakları ile işletme maliyetlerinde sağlayacağı tasarrufla ek maliyet oluşturmayacak çözümler söz konusu olabilirse, aslında ek bir maliyet dahi oluşmayabilir” diye konuşuyor.

“MALİYETLER DÜŞME EĞİLİMİNDE”

Oxford Üniversitesi’nden Profesör Doyne Farmer’a göre temiz, yeşil enerjiye geçişin “acı verici, maliyetli ve hepimiz için fedakarlık anlamına geleceğine” dair yaygın kanı, “hatalı”. Uzun vadede sağlayacağı kazançlara odaklanmak gerektiğini vurgulayan Profesör Farmer, şöyle kaydediyor:

“Yenilenebilir enerji maliyetleri on yıllardır düşme eğiliminde. Birçok durumda fosil yakıtlardan zaten daha ucuzlar ve araştırmamız önümüzdeki yıllarda neredeyse tüm uygulamalarda fosil yakıtlardan daha ucuz hale geleceklerini gösteriyor. Ve eğer geçişi hızlandırırsak, daha hızlı ucuzlayacaklar. Yaklaşık 2050 yılına kadar fosil yakıtların tamamen temiz enerjiyle değiştirilmesi bize trilyonlarca dolar tasarruf sağlayacaktır.”

Arçelik CEO’su Hakan Bulgurlu da benzer bir görüş paylaşıyor. Bulgurlu, “Geri dönüştürülmüş ve biyo-bazlı malzeme kullanımı, ürün maliyetlerinde kimi zaman avantaj sağlarken kimi zaman da fiyat artışına neden olabiliyor. Fakat, burada önemli olan sürdürülebilir üretim ve tüketim tercihlerinin uzun vadede yaratacağı değere odaklanmak” diye konuşuyor.

ARAŞTIRMALAR DESTEKLİYOR

BCG’nin araştırması da Profesör Farmer’ın görüşlerini destekliyor. Analizler, uçtan uca bir tedarik zinciri bakış açısıyla bakıldığında, moda, otomobil, elektronik, profesyonel hizmetler, hızlı tüketim malları, gıda veya nakliye gibi büyük küresel tedarik zincirlerinde karbondioksit eşdeğerlerinin tonu başına 12 dolardan daha az bir maliyetle emisyonların yaklaşık yüzde 40’ının azaltılabileceğini ve bunun ürün fiyatını çok az etkileyeceğini ortaya koyuyor.

Ayrıca, net sıfıra kadar gitmek, geniş bir ürün yelpazesinde nihai fiyatı yalnızca yüzde 1 ila yüzde 4 oranında artırıyor. Bu, bir araba için 600 dolardan, bir akıllı telefon için 3 dolardan ve bir kot pantolon için 1 dolardan daha az bir artış anlamına geliyor.

Karbonsuzlaştırmanın herhangi bir değer zincirinin sonuna sadece mütevazı maliyetler eklemesi gerçeği, iş dünyasının iklim değişikliğine karşı savaşta gerçek bir iz bırakması için en büyük fırsatı sunuyor.

MALİYET ARTIRMAYAN ÇÖZÜMLER

Arçelik CEO’su Hakan Bulgurlu da sürdürülebilir teknolojiler geliştirmenin veya çevre dostu ürünleri tercih etmenin sanılanın aksine uzun dönemde hem bireyler hem de kurumlar için çok daha kazançlı olduğunun ve güncel araştırmalarla da desteklendiğinin altını çiziyor. Enerji verimliliğine odaklanırken maliyeti de çok artırmayacak çözümler üzerinde çalıştıklarını kaydeden Bulgurlu, bu çözümleri şöyle özetliyor:

“Bu yönde çeşitli çalışmalarımız bulunuyor. Örneğin Regülasyon, Çevre ve IT ekiplerimiz tarafından geliştirilen ‘Kapsam 3 ürün takip sistemi’ buna en güzel örneklerden biri. Bu sistem sayesinde satış adedi, SKU ve ülke bazlı izleme yaparak Kapsam 3 emisyonları ürün bazlı takip edilebiliyoruz ve 41 farklı ülkeden satışa bağlı ürün emisyon verisi alabiliyoruz. Bu sayede yıllık bütçelenen siparişleri görebiliyor, gam içerisindeki enerji verimli ürünler üzerinden simülasyonlar yaparak hedeflere ulaşma adına doğru ürün stratejilerini belirleyebiliyoruz.”

Nurus Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Renan Gökyay da doğru yatırımlarla fiyat artışı yapmadan bu dengelemeyi sağladıklarını kaydediyor, “Karbon sıfır hedefine giderken, biz maliyet artışı değil, maliyet düşüşü öngörüyoruz” diye konuşuyor.

HAKAN BULGURLU
ARÇELİK CEO

KARBONSUZ GELECEĞE DOĞRU

  • HAMMADDE Üretimde geri dönüştürülmüş ürünler kullanmak döngüsel ekonomiye sağladığı katkı ile karbonsuzlaşma yol haritamızın önemli bir bileşeni.
  • GERİ DÖNÜŞÜM Türkiye’de sektöründe kendi geri dönüşüm tesisleri olan ilk şirketiz. Yumurta kabukları, balık ağları ve iplikler gibi atık malzemeleri geri dönüştürerek ürünlerimizde kullanıyoruz.
  • RAKAMLAR 2020 yılından bu yana ürünlerimizde 11.700 ton geri dönüştürülmüş plastik; 2019 yılından bu yana ise geri dönüştürülmüş 17 ton balık ağı ile 345 ton endüstriyel iplik kullandık.
  • HEDEF Ürünlerimizde geri dönüştürülmüş plastik ve metal oranını 2050 yılında yüzde 50’ye, biyo-bazlı malzeme oranını 2030’a kadar yüzde 5’e çıkarmayı hedefliyoruz.
  • İNOVASYON Enerji verimliliğine odaklanırken maliyeti de çok artırmayacak çözümler üzerinde çalışıyoruz. Bu yönde çeşitli çalışmalarımız var.
MUHARREM YILMAZ
SÜTAŞ YÖNETİM KURULU BAŞKANI

“SÜTTE EK MALİYETSİZ SIFIR KARBON

Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, 2021 yılında işletmelerindeki atıklarının geri kazanım oranının yüzde 99 olduğunu ve grubun 133.348 ton CO2 eşdeğeri seragazı salımına karşılık aynı yılda  289.023 ton CO2 eşdeğer emisyon azaltımı sağladığını kaydediyor.

“Ürettiğimiz biyogazı, gaz motorlarında yakarak elektrik ve ısı enerjisi elde ediyoruz. Ürettiğimiz elektriği Yenilenebilir Enerji Kanunu kapsamında satıyoruz. Isı enerjisini ise endüstriyel tesislerde değerlendirerek doğal gaz tüketimimizi azaltıyoruz” diye konuşan Yılmaz, bu faaliyetlerle metan gazının doğaya salımını engellemekle kalmadıklarını, endüstriyel tesislerin yüzde 78 elektrik ihtiyacına eşdeğer elektrik üretimi yaptıklarını ve yüzde 21 ısı ihtiyacını karşılıklarını vurguluyor. Yılmaz, şöyle devam ediyor:

“Sonuç olarak, ‘Çiftlikten Sofraya’ entegre iş modelimizle ‘0’ emisyon hedefini yakalamakla kalmayıp, bu konuyu ek bir maliyet olmaktan çıkartıp, gurubumuza gelir sağlayacak bir model haline getirmiş bulunuyoruz. 2021 yılı faaliyetlerimiz ile karbon pozitif bir şirketiz. Bu faaliyetlerimiz ürünlerimize ek bir maliyet oluşturmadığı gibi tam tersine gelir getirmektedir.”

RENAN GÖKYAY
NURUS YK BAŞKAN YRD.

“FİYAT ARTIŞI YAPMADAN MALİYETİ DENGELİYORUZ”

  • Nurus, şu anda elektrik tüketiminin yüzde 80’ini çatısındaki 2.4 Mega wattlık santralden karşılıyor. Dolayısıyla güneş enerjisiyle tonlarca karbon emisyonunu sıfırlıyor.
  • Şu anda re-cycle ve re-use üzerine çok çalışıyoruz. Endüstrinin genel geçer hammaddelerinin dışına çıkacak yöntemlerle çalışıyor. Örneğin, yeni kurduğumuz toz boya tesisimizde boya atığımız sıfır. Tamamen re-cycle edilip, boyanın malzeme üzerinde kullanılması sağlanıyor. Hiçbir boya atığımız yok. Normal mobilya boya proseslerinde atık oranı yüzde 70’tir.
  • Tüm mühendislik plastiklerini geri dönüşebilen malzemelerden seçiyoruz.
  • Nurus’ta karbon sıfır hedefine giderken, maliyet artışı değil, maliyet düşüşü öngörüyoruz. Şu ana kadar yaptığımız yatırımlarla, fiyat artışı yapmadan bu dengelemeyi sağlıyoruz.

Yazar: Mehtap Demir

Fast Company Türkiye Yazı İşleri Müdürü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2.5-sirket-stratejisi

2.5 şirket stratejisi

Startup’tan-CEO’ya-ders!

Startup’tan CEO’ya ders!