Fast Company Türkiye
SİBEL YURTSEVEN
TEMSA ULAŞIM ARAÇLARI GLOBAL CIO
Temsa olarak teknoloji üretiyoruz aslında ve ürettiğimiz ürünleri son kullanıcımızın ya da müşterimizin daha hızlı çözümle kullanabileceği bir yere dönüştürmek istiyoruz. Teknolojinin geldiği son nokta ile bir aracın başka bir araçla ya da yolda gittiği araçlarla birlikte kurduğu bağlantılar konuşuluyor. Eskiden bir ürün ürettiğinizde, ürettiğiniz ürünü tek başına satmanız yeterli olurken, artık sattığınız ürün ile birlikte kullanıcılarınıza neler sağlıyorsunuz, hangi katma değerli servisleri veriyorsunuz bunlar önemli hale geldi. Biz de özellikle müşterilerimize katma değerli servisler sağlarken güncel teknolojileri kullanacak projeler planlıyoruz. Ar-Ge ekibimizle beraber ürettiğimiz ürünler için bu teknolojileri kullanarak örneğin veri topluyor, topladığımız veriyi anlamlandırarak, servis süresinin kısaltılması gibi çalışmalar ile müşteri mutluluğu sağlamaya çalışıyoruz.
“Temsa olarak Otomotiv üreten bir şirketten çok teknoloji üreten bir otomotiv şirketi olma yolundayız.”
Dr. İLKER ALTINTAŞ
AKBANK TEKNOLOJİ VE OPERASYON GENEL MÜDÜR YARDIMCISI
Veri merkezi ve teknolojik altyapıların modernizasyonu ve dönüşümü, son dönemde finans sektörünün gündeminde öncelikli olarak yer aldı. Türkiye’deki birçok büyük kurum geçtiğimiz yeri merkezi yatırımlarını tamamladı. Örneğin, Akbank gibi büyük bankalar, son 5 yıl içinde veri merkezi yatırımlarını yaptı.
Ancak, finans sektörü, bulut kullanımında istenen seviyede değil. Bankaların bulut yolculuğuna çıkması için regülatör tarafından atılması gereken adımlar vardı. Bizlerin de “uygulamalarımızın ve çalışma modelinin dönüşümü” gibi konularda bazı ödevlerimizi yapmamız gerekiyordu. Son yıllarda her iki alanda da önemli adımlar atıldığını görüyoruz.
Mevcut uygulamalarımızın dönüşümü, stratejik bakış açısı, yatırım ve odaklanma gerektiren uzun vadeli bir süreç. Bu yolculuk, bir yandan sürekli gelişen iş modellerini yakalamak için yeni teknolojilere yatırım yapmayı gerektirirken, diğer yandan da eskiyen mevcut uygulamaların modernizasyonunu gerektiriyor. Bu dengeyi gözeterek ilerlerken, zamanla yeni teknolojilerin aldığı payın yükseldiğini göreceğiz.
Bir diğer önem verdiğimiz yaklaşım da teknoloji platformlarımızın dönüşümünü yaparken, hizmet sürekliliğini ve dayanıklılığı koruyacak bir model ile desteklemek. Bu dönüşümün bir diğer ayağında ise insan ve çalışma modeli dönüşümü var. Hedef mimarilerin gerektirdiği yeni yetkinliklerin belirlenmesi ve geliştirilmesi en önemli gündem maddemiz. Bu çerçevede, İnsan ve Kültür ekiplerimiz ile birlikte başlattığımız program ile çalışma arkadaşlarımızın yetkinliklerini geliştirmelerine destek oluyoruz.
Değişim frekansının giderek arttığı, sürekli yeni ve “disruptive” gelişmelerin olduğu günümüz teknoloji dünyasında, dönüşüm yolculuğumuzu da sürekli hale getirecek bir anlayışla ilerliyoruz. Bilgi güvenliği altyapıları, veri ve analitik platformların dönüşümü, yapay zeka ve makine öğrenmesi, bilgi güvenliği, hiper-otomasyon, açık bankacılık ve platform mühendisliği gibi temel konular bu dönüşümün içinde yer alıyor.
Bu bütünsel dönüşümü, müşteri deneyiminde fark yaratmanın, inovasyon hızını artırmanın, yeni nesil iş modellerinde başarılı olmanın, ekosistemlerin içinde yer almanın önemli bir koşulu olduğunu düşünüyoruz.
“Bulut temelli dönüşüm her geçen gün gündemimizde ve yatırım planlarımızda daha fazla pay almaya devam edecek.”
METİN ERHAN
KİBAR HOLDİNG CIO
Kibar Holding, Ticaret ve Hizmet sektörlerinde de var olan ama DNA’sında üretim olan bir sanayi grubu. Bizim çok önemli bir yetkinlik kazanma, elde tutma sorunumuz var. IT/Teknoloji sektörü olarak yetenek kaybı sorununu çözmeden dijital dönüşümü istediğimiz verimlilikte yapmamız çok zor çünkü execution verimliliğinde en önemli unsur uzman kalitesi. Bu soruna bütünsel olarak bakıp, birbirini tamamlayan çözüm modelleri geliştirmeliyiz.
Diğer bir riskimiz de IT/Teknoloji sektörünün temel para biriminin USD/EUR olması, volatility oluştuğunda bütçesel olarak zorlanabiliyoruz, bunu yönetmek zor. Bu nedenle de lokal eko-sistemi geliştirmek ve özellikle lokal startup/scale-up daha fazla kullanmamız kazan-kazan modeli geliştirmek için elzem.
Önceliğimizi her alt-domain’de katma değer yaratan uygulama katmanına vermemiz gerekirken, temel IT servis operasyonları da enerjimizi ciddi ölçüde alıyor, burada bulut çözüm ve servisleri bu yükü almak için önemli bir alternatif ve sektör trendleri de bu yöne gidiyor, bundan kaçış yok. Ancak satın alma geçmişimden dolayı maliyetlere daha detaylı bakabiliyorum, bulut servis ve çözümlerinin birim maliyetlerinin daha ucuz olması gerektiğini düşünüyorum, şu andaki birim maliyetler henüz cazip değil.
“Connectivity, karanlık fabrikalar, Yapay Zeka, Edge Computing, Otomasyon gibi uygulamalar için bağlantı hızı ve gecikmeme çok önemli… Bu nedenle fiber ve 5G konusu öne çıkıyor. Türkiye’de fiber altyapısının yaygınlaştırılması her sektör için çok önemli bir gereklilik, tabii 5G’nin’de en uygun zamanda hizmete girmesi çok önemli bir katalizör olacaktır.”
BURAK AYDIN
AMAZON WS TÜRKİYE CEO
Günümüzde şirketler artık “legacy” sistemler olarak adlandırabileceğimiz, güncelliğini yitirmiş eski sistemlere yatırım yapmaktan vazgeçiyorlar. Çünkü, “legacy” sistemler, inovasyonun, sürdürülebilirliğin, rekabetçiliğin önünü tıkamaya başladı. Bugün “legacy” sistemler üzerinde bir uygulama geliştirmek ve bunu hayatta tutmak çok büyük bir yük, kimse bu dönemde yük taşımak istemiyor. Öte yandan, bulut teknolojileri bugünün çevikliğini, ölçekleyebilme kabiliyetini, inovasyonunu yansıtıyor. Bu bağlamda müthiş bir geçiş gözlemliyoruz.
Dünyada gözlemlediğimiz bu saptamalar Türkiye için de geçerli. Yeni teknolojilere dolayısıyla bulut teknolojilerine büyük bir kayış var zira eski teknolojilerle yenilik ve icat çıkartmak mümkün değil. Ve bu kayış umut ediyoruz ki Cumhurbaşkanlığının kişisel verilerin korunması kanunun güncellenmesi ile ilgili beklenen kanun/kararnamesiyle daha da hızlanacak. Hali hazırdaki kanun, verilerin büyük kısmını hareket ettirmediği için yenilikçi teknolojilerden ve algoritmalardan yararlanmak mümkün olmuyor. Türkiye bulut olgunluk endeksinde geriden geliyor ama Covid etkisi ve dijital transformasyonun hızlanmasıyla büyük bir kayış var.
“Türkiye genç nüfusuyla ve gelişen teknoloji ekosistemiyle büyük bir pazar ve pekçok global firmanın buraya yatırım yapması için cazip bir ülke. Biz de AWS olarak önümüzdeki dönemde büyümeye ve yatırımlara devam edeceğiz.”
ASLI KAMİLOĞLU
COCA COLA İÇECEK
Biz teknolojiye yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Değişen ve gelişen teknoloji yelpazesi ile birlikte teknoloji uzmanlıklarına talep oldukça arttı. Global olarak da teknoloji alanında yetenek kıtlığı çoğu CIO’nun ajandasının başını çekiyor. Türkiye’de maalesef artan beyin göçü nedeni ile tecrübeli yetenekleri bulmak gün geçtikçe zorlaşıyor.
Ajandamızın başını yetenek kazanma ve geliştirme stratejileri oluşturuyor. Teknoloji alanında yeni yetenekleri kazandırmak ve eğitmek için yazılım geliştirme, veri mühendisliği gibi alanlarda yetenek sürdürülebilirliği programları oluşturduk. Bu programlar ile hem teknoloji yetkinliklerinin artmasını hem de liderlik yetkinliklerini geliştirmeyi amaçlıyoruz.
Dijital stratejimiz teknoloji ile, müşteri deneyimini iyileştirmek, fabrikalarımızı optimize etmek ve tabii ki çalışan deneyimini otomasyon ve veri analitiği ile iyileştirmek. Biz şirket olarak pandemi döneminde de teknoloji ile geleceğe yatırım yapmayı sürdürdük. Geçtiğimiz 2 sene boyunca pandeminin değiştirdiği koşullar ile sipariş, ödeme ve müşteri deneyimi alanlarına daha çok yatırım yapmıştık. Bugünün koşullarında ise stokları, hammaddeyi doğru yönetmek daha çok önem kazanıyor. Teknoloji ile planlama ve tahmin yapma yetkinlikleri ve analitik kabiliyetlerin yapay zeka ile zenginleşmesi üzerine fayda sağlıyoruz.
“Teknoloji yaratmaya ve veri üretmeye odaklı her şirketin önem vermesi gereken konulardan bir diğeri ise bilgi güvenliği. Dijital ekosistemlerin büyümesi ile önemi artan siber güvenliğin yanı sıra veri güvenliği alanında bir kültür dönüşümü yaşıyoruz.”
NİHAT BAYIZ
ARÇELİK CIO
Dijital yetkinliklerimizi global fabrikalarımıza yayma çabamız var. Dönüşümün hızını, uzun zamandır hem ürünler tarafında hem üretim süreçlerimizde ihtiyaç olarak hissediyorduk. Pandemi hem ürün hem üretim tarafını hızlandırdı. Şu anda bu değişimin hızlı olarak yönetilmesi gerekiyor. Ürünlerin dijitalleşmesi bunu hızlandıracaktı. Çok sayıda ürünümüzü “connected” tasarlıyoruz. Bununla da müşterilerimize değer yaratmaya çalışıyoruz. Müşteri, ürünün üzerindeki bir tuşa basarak direkt servise ulaşıyor.
Müşterilerimizin evlerindeki ürünlere yönelik kendisine özel programlar talep ettiğini gördük. Arka planda akıllı argoritmalarla bir takım programların uzaktan ürüne yüklenmesi gibi projelerle ilgili çalışıyoruz.
Arçelik’in 9 ülkede, 30 fabrikası var. Bu sene 30 milyon civarı üretim yapacağız. Bütün bu fabrikaların belli bir dijital seviyede olması, birbiriyle bağlantıda olmasını hedefliyoruz. Bir fabrikanın dijital hale gelmesi, tedarik zinciri sürecinin
hızlı ve doğru yönetilmesinden dolayı gerekiyor. Malzeme, ürün ve iş gücü planlamalarımızı hızlı ve doğru şekilde yapıp operasyon zamanında da izlenebilirlik, enerji yönetimi, iş gücünün doğru noktalarda çalışabilmesi tarafı gibi konuların dijital dönüşüm olmadan bu değişken dünyada yapılabilmesi mümkün değil.
“Bu dönem, talepler de çok değişken. Pandemi ardından çıkan savaş ortamı, malzeme teminleri, hammaddelerde yaşanan problemler vs. için hızlı olmak gerekiyor. Her koşulda bu değişkenliği yönetebilmemiz gerekiyor. Bunun için de dijital olmaktan başka çare yok.” “Bu dönem, talepler de çok değişken. Pandemi ardından çıkan savaş ortamı, malzeme teminleri, hammaddelerde yaşanan problemler vs. için hızlı olmak gerekiyor. Her koşulda bu değişkenliği yönetebilmemiz gerekiyor. Bunun için de dijital olmaktan başka çare yok.”
ÖZCAN ÇAVUŞ
DOĞUŞ TEKNOLOJİ
Ajandamızın ilk sırasında, değişen dünyaya hızlı adapte olmak ve hızlı yanıt vermek var. Son iki yılda şunu yaşadık. Bir gün baktık ki çok yoğun çalışan restoranlarımız pandemi dolayısıyla birkaç ay hizmet veremedi. Otomotivde müşterilerimizi daha iyi nasıl anlarız, onların ihtiyaçlarına yönelik katma değerli servisleri ne şekilde sunabiliriz konularını değerlendirirken, karşımıza araç tedariği sıkıntısı çıktı. Bu sıkıntılar sonucu birinci ve ikinci el araçlara olan talebi karşılamak amacı ile sektör oyuncularının daha fazla araç tedariğine odaklandığını gördük.
Ajandamızdaki diğer öncelikli konulardan birinin, veri ile sahayı anlık olarak izlemek ve iç görüleri çıkartıp karar mekanizmalarımızı harekete geçirmek olduğunu gördük. Daha hızlı yanıt vermek, müşteri davranışlarını daha hızlı ve iyi anlama, süreçlerimizi daha adaptif yapılarda yönetme amacı ile veri tarafında önemli bir analitik ve bulut yatırımı yaptık.
Grup olarak teknoloji olgunluk seviyemiz iyi bir noktada. Son 2 yıldır ise bunu veri ve analitik bakış açısı ile zenginleştirip veri odaklı bir organizasyon olma yönünde büyük bir kültürel dönüşüm başlattık. Veriyi ikinci bir lisan olarak kullanabilme ve veriden değer yaratma hedefi ile tüm sektörlerimizden 70’in üzerinde katılım sağlayan arkadaşımız ile kurduğumuz bu inisiyatifimizde önemli çalışmalar gerçekleştirdik.
“Galataport ile Türkiye’nin cruise turizmine de önemli bir katkı vermeye başladık. Veri ve analitik ile yapacağımız analizler sayesinde bu katkıyı daha fazla nasıl artırabiliriz, farklı pazarlarda Galataport’u misafirlerimize özel kampanyalar ile nasıl daha çekici hale getirebiliriz yakın dönemde bu konulara odaklanmayı hedefliyoruz.“
SERKAN ÖZTÜRK
TURKCELL GMY
Son yıllarda Turkcell olarak, çok farklı alanlarda önemli yatırımlar gerçekleştirdik. Dünyanın ilk dijital operatörü olarak dijitalleşmenin farklı alanlarında önemli ürün ve hizmetler geliştirdik. Çok boyutlu tüm bu faaliyetlerimizde insan ve teknoloji odaklı yaklaşımla, ülkemiz için değer üretmeye devam ediyoruz. Dijital iletişim ve mesajlaşma platformundan veri merkezlerine, IP tabanlı dijital TV platformundan yeni nesil online ödeme araçlarına kadar birçok konuda attığımız adımlar, hızla büyümeye devam ediyor. Öncü olduğumuz fintech yatırımlarımız sayesinde, dijital bankaların hayatımıza girmesiyle bizi farklı roller bekliyor. Bir yandan da ana faaliyet konumuz ve en güçlü kasımız olan telekom işine yatırımlarımız devam ediyor. Bunun yanında enerji şirketimizle geleceğe dönük yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımlarımızı, geçen yıl satın aldığımız rüzgâr enerji santrali (RES) gibi yeni adımlarla sürdürüyoruz. Aynı zamanda Türkiye’nin yerli imkanlarla ilk elektrikli otomobil girişiminin de ana paydaşlarından biri olarak geleceğin teknolojilerinden olan e-mobilite alanında söz sahibi olmayı hedefliyoruz.
Hem insan kaynağı hem de tedarik imkanları açısından operasyonel verimliliği artırmak amacıyla daha merkezi kaynak kullanımıyla etkileşimimizi artırıyoruz. Özellikle son 2,5 yıldaki küresel salgın sürecinde görüldü ki kaliteli insan bulmak, yetiştirmek ve elde tutmak giderek daha da zorlaşıyor.
“Bu amaçla Turkcell olarak, işimiz gereği Türkiye’nin farklı noktalarında modern donanıma sahip yeni nesil veri merkezleri inşa ediyoruz. Blok zinciri teknolojileriyle ilgili 3 yıl önce bir ekip kurduk. Ayrıca son 4 yıldır yapay zekâ teknolojileri alanına ciddi yatırımlar yapıyoruz. Bu işin önümüzdeki yıllarda çok daha fazla önem kazanacağını düşünüyorum.”
ÖNDER GÜLER
GOOGLE COULD TÜRKİYE
İki farklı nokta belirtebilirim. Birincisi, bulut işinin temeli, aslında şebeke hizmeti. Şebeke hizmetinin özünde ise ölçek var. Ölçek, yatırımı ve inovasyonu getiriyor. Şu an Türkiye’deki yerel ve bölgesel tedarikle kıyaslandığında aradaki farkı hem inovasyon hem de teknolojik fayda açısından açıklayan bir faktör.
Ölçek nasıl bir fayda getiriyor kullanıcıya? Tedarik zinciri birinci kalem. İkincisi, sürtünmesiz bir ortam. Üretkenliğin arkasındaki çok büyük faktörlerden biri. Sürtünme, satın alma süreciyle başlıyor. Zaten uzayan tedarik süreleri üzerine bir de geleneksel satın alma departmanlarının uzun süreçleri eklenince, isler çok yavaşlıyor. Bulut ise telekom hizmeti gibi temel fiyatlarda anlaştıktan sonra ihtiyacın anında karşılanabildiği bir ortam. İkinci büyük fayda da birimler arasında hızla ve çatışmasız çalışma. İş biriminin isteğini yazılım birimi hızla geliştirip test biriminden, örneğin milyonlarca kullanıcı için test edebilmesini istiyor ve bu da dakikalar içinde mümkün oluyor. Yazılım geliştirme, test, hizmete alma döngüleri müthiş kısalınca, pazara hızlı çıkmak ve değişiklikleri hızla yapmak mümkün oluyor.
Bu şekilde çalışmaya başlayınca kaynağımızın hemen hemen tamamını yazılım üzerine yöneltebiliyoruz. Yazılım tarafında da önemli farklılıklar var. Çünkü, altyapı için harcanan eforun büyük kısmı artık bulut tarafında yeni katmanlar tarafından kod ile hallediliyor. 100 satırlık kodun, 50-60 satırı network vs. yönetmeye harcanırken, şimdi modern bulut ortamlarında tek bir cümleyle tüm bunları kodun içinde hallettiğimiz ve bütün odağımızı fonksiyona, kullanıcı deneyimine harcadığımız bir dünyaya geliyoruz. Bu da bugün, startup’ların başarısını açıklayan faktörlerden birisi.
“Şu anda hepimizi verinin egemenliği ilgilendiriyor. Burada da şu anda tüm hassasiyetleri adresleyecek yeni çözümler gelişiyor ve geliyor. Bunlarla birlikte Türkiye’deki adaptasyon daha da artacak.”
ŞERAFETTİN ÖZER
LC WAIKIKI
Hız, her şeyin başı oldu. Kullanıcılarımıza verdiğimiz hizmetlerin hızı çok önem kazandı. 2022 Ekim ayında e-ticaret kanallarında 1.8 milyon mobil aktif kullanıcımız varken Nisan ayı sonu itibariyle 5 milyon aktif kullanıcıya geldik. Yapmış olduğumuz BT altyapı yatırımlarımız yetmemeye başladı. Bulut çözümleri, en büyük çaremizdi. Kullanıcılarımızın veriye erişirken ve karar verirken hız isteği bizim neredeyse bütün uygulamalarımızı modernize etme ihtiyacını ortaya çıkardı. Buna pandemi dönemindeki fiziksel kısıtlar da eklenince ürünlerimizi ağırlıklı olarak 3D tasarım uygulamalarında tasarlamaya başladık, tasarlanan bu ürünleri de mağazada fiziksel olarak sergilemeden önce yine üç boyutlu mağaza ortamlarında görselleştirecek şekilde süreçlerimizi iyileştirdik.
Tek değil, birçok perspektiften veriyi analiz edebilmek için kurumsal verilerimizi dışarıdan (sosyal mecralar, trend verileri vb.) akan veriler ile harmanlayıp karar vericilere sunma noktasına geliyoruz. Bunların hepsini yapabilmek de daha fazla yatırım ve farklı yaklaşımlar sergilememizi gerektiriyor. Geçtiğimiz 2-3 senede yaptığımız yatırımların yavaş yavaş meyvelerini almaya başladık. Bulut çözümlerine geçebilme esnekliğini kazandık. Hız şu anda 1 numaralı konumuz.
“Son zamanlarda sadece BT tarafında değil, iş birimleri tarafında da iş değiştirme oranları artmış durumda. Dokümantasyon açısından nispeten daha zayıf olan durumlarda iş süreçleri, iş akışları ağırlıklı olarak yazılımlarda, kodlarda kalmış durumda, o yüzden legacy olarak adlandırdığımız kod varlığınızı hızlıca bırakamıyorsunuz.”
DOĞUŞ KURAN
SABANCIDX CEO
Bizim stratejik hamle olarak belirlediğimiz 3 alan vardı: “Siber güvenlik, Pazarlama teknolojileri ve Bulut iş modelleri.” Bu kapsamda global pazarda söz sahibi olmak için “OT Siber” güvenlik alanında 5 kıtada hizmet veren İsrail merkezli Radiflow şirketine yatırım yaptık. Bir başka şirket ise SEM oldu. Bu şirket, pazarlama teknoloji iş fikirlerimizi hayata geçirmek için kritik önemdeydi ve yetkinliğe sahipti.
Bulutistan ile yaptığımız yatırım ve stratejik işbirliği sayesinde Sabancı Kuleleri’ndeki data merkezini, bulut teknolojileri ile buluşturup hibrit çözümler sağlamaya başladık. Data merkezimizi hibrit çözümlerle buluta taşımaya karar verdiğimizden bu yana iç müşteri endekslerimizin ve dışarıdan yeni müşteri ivmemizin arttığını görmek sevindirici.
“En büyük kısıtımız kaynak. Cazibe merkezi olmanın avantajlarını yakalamak istiyoruz. Dönüşümün gerçekleştiği ve gerçekleştirildiği bir yer olmaya çalışıyoruz. Amacımız, 30 ülkede faaliyet gösteren bir grubun teknoloji dönüşüm merkezi olmak. Yatırımlarımızı da bu yönde yapmaya başladık ve devam ediyor olacağız.”
IVO IVANOV
DE-CIX CEO
“Gecikme sürelerini indirmek lazım”
Dünyanın en büyük, veri merkezi ve operatör bağımsız internet değişim ekosistemi, DE-CIX International’ın CEO’su Ivo Ivanov, CIO Digital Agenda ’22 buluşması için İstanbul’daydı. Dijitalleşmenin son iki yılda büyük bir ivme kazandığını, dijitalleşen şirketlerin de verilerinin yolculuğu üzerinde kontrol sahibi olmak istediklerini, bu nedenle de yeni altyapı, bulut bağlantı ve birbirine bağlantı hizmetleri ihtiyacının da arttığını vurguladı. Veri trafiğinde yaşanan gecikme süresini (latency) yeni para birimi olarak niteleyen Ivanov’a göre, gecikme ne kadar düşükse, bulut uygulamalarının performansı bir o kadar yüksek ve sonuç olarak da son kullanıcı o kadar memnun. Şu anda kendi platformları üzerinden sağlanan bağlantılarda gecikme süresinin 65 milisaniyeden az olduğunu söyleyen Ivanov, “Ancak gerçek zamanlı üretimden, bağlı otomobiller gibi gerçek zamanlı veri yönetiminden bahsediyorsak o zaman 5 milisaniyelere hatta ışık hızına yaklaşmamız gerekiyor. Bu süreleri kısaltmak için de dijital altyapının; üretimin olduğu, kullanıcıların yaşadığı yerlere kurulması şart elbette” diyor.
BÜLENT ŞEN
DE-CIX TÜRKİYE BÖLGE DİREKTÖRÜ
DE-CIX Türkiye, merkezimiz Almanya’ya doğrudan bağlı olan bir limited şirket. Türkiye’ye ilk adımı BTK desteği ile 2015 yılında attık, 2016’da ise ticari faaliyetlerimiz başladı. O günden beri sektörde adımızı duyurmaya çalışıyoruz. Amacımız, dünyanın en büyük internet değişim operatörü olarak Türkiye’yi bir veri üssü olarak konumlandırmak. Bu amacımıza, ürün ve hizmetlerimiz, bize bağlı ağlar ve iş ortaklarımızla birlikte güçlenen Türkiye yolculuğumuzla her gün biraz daha yaklaşıyoruz. Çalıştığımız şirketler Türkiye’nin en büyük operatörleri. Yurtdışından gelen operatörler ve içerik sahipleri. Ve teknoloji durduğu yerde durmuyor. Biz de internetin göbeğinde bir şirket olarak, değişen teknolojiye uygun olarak yeni ürün ve hizmetler tasarlıyoruz. Artık kurumsal şirketlerle de daha yakından çalışmaya başladık. Hatta bugün burada bulunan şirketler, belki de bilmiyorlar ama iş ortaklarımız aracılığıyla pek çoğunuza hizmet sağlıyoruz.
“Türkiye’de, şu an saniyede 400 GB trafik dönüştürüyoruz. Geldiğimiz nokta çok önemli ve daha da iyi bir noktaya geleceğiz. Çünkü bizim gibi bir yapı, daha önce Türkiye’de çok denendi ama istenilen yerlere gelinemedi. Ama biz DE-CIX olarak bunu yaptık, yapmaya da devam edeceğiz.”
MUHİTTİN SAYIN
TURKNET
Hız değil, gecikmeyi önlemek bizim için çok önemli. Turknet olarak en çok yapmak istediğimiz şeylerden biri, son kullanıcılara en hızlı ve teknik açıdan gecikmesiz hizmet vermek. Yıllardır oyuncuların en büyük derdi bu oldu. Özellikle Covid’den sonra sistemde kilitlenmeler başladı. Buradaki genel çözümü yaratmak için gidebildiğimiz bütün data centerlara ulaşıyoruz. Bütün içerik sağlayıcılarla bağlantı kuruyoruz. Genel olarak hizmetlerde, servislerde ve teknik çözümlerde gecikme ile ilgili hassasiyetler sürüyor. Bunu sağlamak için “her yere bağlantı” ve “ hız” gerekiyor.
Bunun için de fiberin önemi büyük. Fiber, bulutu, kısaca her şeyi oluşturan, temel altyapı anlamına geliyor. Gecikme, bunların hepsinin tamamından kaynaklanıyor. Fiberin demokratikleşmesi ile bunu önleyebiliriz.
“Şu sıralarda birkaç önemli sıkıntı yaşıyoruz. Bunlardan birisini malzeme tedariği oluşturuyor. Bazı ürünlerde sıkıntı var. İnsan kaynağındaki sıkıntı büyük boyutlara ulaştı. İnanılmaz bir gezinti var. Kalifiye insanı bulmak ve tutmak sıkıntılı hale geliyor.”
