in , , , ,

Sil baştan yapma zamanı

Uzmanlara göre öğrenmenin yolu zihnimizi birtakım yerleşik bilgi ve kalıplardan temizlemekten ve yenilerine yer açmaktan geçiyor. “Unlearnıng” (Sil baştan yapma) olarak isimlendirilen bu yaklaşım günümüzde liderlerin başarı stratejilerinin önemli bir bölümünü oluşturuyor…

sil-bastan-yapma-zamani

YAZI: M. RAUF ATEŞ

Serena Williams, 2010 yılında dünyanın en önemli kadın tenis oyuncusu idi. Bir yıl sonra beklenmedik bir sakatlık geçirdi ve zirvedeki yeri sarsıldı. Sonraki yıl Fransız Açık’ta daha alt sıralarda yer alan Virginie Razzano’ya kaybetti. Sonradan paylaştığı gibi, neredeyse “dibe” vurmuştu.

Ancak, Williams, işin ucunu bırakmadı, pes etmedi. Başka bir yol izlemeye karar verdi, radikal değişiklikler yaptı. Antrenman programını değiştirdi, yeni bir koç ile çalışmaya başladı. Bildiği yoldan değil, yeni bir yoldan gidiyordu. Bunun meyvelerini de topladı, 2015 yılı sonuna geldiğinde toplam 4 “Grand Slam” şampiyonluğu kazanmıştı. Yeni koçu Patrick Mouratoglou’nun “geleneksel olmayan” rehberliği sayesinde, şampiyonluğunun nasıl geleceğini “yeniden öğrenmişti.”

Yazar Barry O’Reilly, Williams’ın izlediği yolu, “unlearning”, yani “sıfırdan başlamak” ya da “yeniden öğrenmek” olarak değerlendiriyor. Ona göre, yeni dönemde başarılı olmak için, yeni bilgilere, çalışma tarzına ve yeteneklere/becerilere ihtiyaç var:

“Unlearning bir eğitim programı ya da kurs değil, 3 fazdan oluşan ve size artık yararı olmayan bilgilere veda etmenizi sağlayan bir döngüdür. O bilgiler size geçmişte başarı getirmiş olsa bile vedalaşıp, yenilerini yüklemeniz anlamına gelir. Ancak, bu geçmiş deneyimlerden kazandıklarınızı unutmanız, inkar etmenizi de ifade etmez. Geçmişte kalan ve anlamını yitiren bilgi/yeteneklerle, taze düşünce ve stratejileri değiştirmeyi kapsar. Bilginin yolculuğu hızlandı. Eskiden bilgi yüz yıllarca kuşaktan kuşağa geçerdi. Şimdi kullanım süresi kısaldı ve gerektiğinde güncellemeyi öğrenmemiz gerekiyor.”

Bundan 2000 yıl önce Roma İmparatorluğu 5 milyon metrekarelik bir alanı işgal etmişti. Neredeyse dünya nüfusun yüzde 20’sini kapsayan bir büyüklüğe ulaşmışlardı. Roma İmparatorluğu’nun bu başarısını çeşitli nedenlerle açıklayanlar oldu. Ancak, filazof Baron de Montesquieu, “Başarının arkasında, daha iyi savaşma yöntemi/aracı bulduklarında, eskilerden vazgeçmeleri vardı. Her zaman daha iyisini bulmayı başardılar” diye açıklama getiriyordu. Koşul, durum ve çevre koşullarına uygun “yeniliklere” adapte olabilmek, onlara başarıyı da getirmişti. Şimdi de aynı adaptasyon, başka bir yüz yılda, farklı bir iş ortamında konuşuluyor.

‘Unlearning’ ne anlama gelir?
Yıldız Ventures yönetim kurulu üyesi Arzu Aslan Kesimer, 15 yıl önce bazı küçük şeyleri unuttuğunu fark edip, önlem amaçlı nöroloğa gitmişti. Etraflıca muayene ve kontrollerden bir şey çıkmamıştı. “Fiziksel bir sıkıntı yok” değerlendirmesini yapan doktor, şu bilgiyi paylaşmıştı:

“Senin sorunun, beyninden silmen gereken bilgileri korumandan kaynaklanıyor. Beyin de tıpkı diskler, bilgisayar hafızaları gibidir. Belli bir kapasitesi vardır. Dolunca yeni bilgileri kaydedecek yer kalmayabilir.”

Oysa Kesimer, “Ne kadar zorlasam beynimin kapasitesi o kadar artar” sanıyordu. Halbuki, eski bilgileri unutup, deyim yerindeyse silip, yenilerine yer açmak gerekiyordu. Arzu Aslan Kesimer, bunu nasıl yapacağını ise Koç Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nün öğretim üyelerinden Prof. Dr. Sami Gülgöz’den öğrenmişti:

Prof. Sami Gülgöz, “Boş duvara bakmak sanıldığı gibi kötü değildir. Bir koltuğa oturur, boş duvara uzun uzun bakarsınız. Böylece düşünceleri akıtır, siler ve zihninizde yer açarsınız” diye öneride bulunmuştu.

Arzu Aslan Kesimer, “İş hayatı hafızası da zihin gibi. Bir türlü bilgileri bırakamıyoruz. Eski alışkanlıkları tutmaya çalışıyoruz. Bıraksak, unutup, yeniden ‘unlearn’ yapsak, baştan başlasak, yeni nesiller için hayal kuracak boşluk yaratmış oluruz” diye konuşuyor ve ekliyor: “‘Öğrenmek için biraz boşluk bırak’ lafı her zaman için doğrudur.”

Beyin esnekliğini kaybetme riski!
“Unlearning” kitabının yazarı Barry O’Reilly, “Günümüzün liderleri iş yapış şekillerini sürekli dönüştürmeleri gerektiğini biliyor” diyor. Ona göre bu dönüşümle birlikte artık daha hızlı kararlar verilmeli, değişen piyasalara daha büyük bir çeviklikle yanıt verilmeli, müşteri ihtiyaçları daha iyi ele alınmalı:

“İş yapış şeklini değiştirmekle ilgili büyük sorunlardan biri, liderlerin nöral yollarının (beyin esnekliği) zamanla sabit ve katı hale gelmesi. Bir süre sonra etraflarındaki dünyayı görmekte zorlanıyorlar, neredeyse görüşleri daralıyor. Genellikle günlük operasyonlardan, bunlarla gelen önyargılardan etkileniyorlar. Çoğu liderin, sorunları ve potansiyel alternatif çözümleri derinlemesine düşünmek için asla yeterince zamanı olmuyor.

Bunun sonucunda, kısa vadeli iş verimliliğini ve gelirleri optimize eden çözümler hayata geçiriyor ancak büyük vizyonu, zorlukları ve müşterilerin yaşadığı deneyimi gözden kaçırıyorlar.”

O’Reilly’e göre, öğrenilenleri unutma ve yenilerini dahil etme, insanın hayatında tek seferde yapacağı bir şey değil. Daha çok bir sistem. İçinde hep bir şeylerden vazgeçmeyi, değişen koşullara uyumu barındırıyor.

MARSHALL GOLDSMITH

“Nasıl başardıysam, öyle yaparım”
Ünlü yönetim gurusu Marshall Goldsmith, “hurafe tuzağına” dikkat çekiyor. Ona göre, iş dünyasında, “Bu şekilde yönettiğim için başarılı oldum” yaklaşımı var. Çok sayıda iş insanı, aynı yolu izleyerek başarısını sürdüreceğine inanıyor. Oysa, bu ölümcül bir yanlış.

Goldsmith, “Koçluk yaptığım herkes birçok şeyi doğru yaptığı için başarılı oldu. Yanlış şeyi yapmasına rağmen başarılı olan insanlar yok” diyor ve ekliyor:

“Başarılı olduğumuzda, aynı şeyleri tekrar edip durma eğilimindeyiz. O nedenle öğrendiğiniz bu davranışı unutmak (unlearn) ve bu davranışın size yardımcı olmadığını anlamak önemlidir.

En büyük sorunlarımızdan biri, haklı olmak, kazanmaktır. Liderlerin bunu bırakması gerek. Başarılı olmayan çalışanlar için kendisi önemlidir, lider içinse etrafındakiler. Liderlik basamaklarında yükselirseniz, devamlı ne kadar zeki olduğunuzu kanıtlamayı, ‘ortamdaki en zeki insan’ olmayı bırakmayı ve diğerlerinin öne çıkmasına izin vermeyi öğrenmelisiniz. Bu tür bir ‘unlearning’ teoride çok kolay ama uygulaması o kadar da kolay değil. İşimin büyük bölümü, insanların bir şeyleri yapmayı bırakmasını sağlamakla geçiyor.”

Yenilenme süresi var mı?
Uzmanlar, ‘unlearning’ kavramını, geçmiş başarılara/deneyimlere sıkı sıkıya bağlı olmak şeklinde tanımlıyor. Böyle bakınca da iş dünyasında ciddi bir riski beraberinde getiriyor. Çünkü, batan ya da gücünü kaybeden şirketlerin bir bölümünü bu hastalık vuruyor. “Ben yaptım, aynı yoldan yaparım” yaklaşımı, değişen dünyayı görme yetisini ortadan kaldırıyor.

Harvard Business School’dan Prof. Francesca Gino, “Liderlerin yüzde 97’si ‘geçmiş başarılarına bak, onlardan öğren’ dediğinde, aslında değişime karşı duruyor, yeni şeyler öğrenmekten kaçınıyorlar” diyor.

Eskiden değişime on yıllarla ölçülen sürelerde ihtiyaç duyuluyordu. Oysa şimdi farklı bir tablo var. TAV Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Sani Şener’in, “Bilginin yüzde 30’u her yıl yenileniyor” saptaması bu konunun altını çiziyor. O nedenle bilgiyi güncelleme, unutabilme süresi de önem kazanıyor. Ancak, “süre” için uzmanların kesin bir saptaması yok.

Marshall Goldsmith, “Unutabilmenin ne zaman, ne kadar süreyle gerçekleşebileceği konusunda genelleme yapmak mümkün değil. Tamamen durumun ne kadar acil olduğuna bağlıdır” diye konuşuyor.

Founder Institute’ün kurucusu Adeo Ressi, “Eski alışkanlıkları ortadan kaldırmak ve çalışanları yeni tutum/bilgilerle güncellemek 3.5 yıl sürebilir” diyor. Ona göre “yeniden öğrenmenin” yolu, bazen çalışanları korkuyla motive etmekten geçiyor. Eskiyi unutmayıp, yenilemeyenlerin oyun dışında kalacağını çalışanlara hatırlatmak iyi bir yöntem olabilir.

Atomic Habits’in yazarı James Clear’ın araştırmasına göre, kalıcı bir alışkanlığı kırmanın süresi 18 ile 254 gün arasında değişebilir. Bunu başarmanın yolu ise tetikleyicileri belirlemek, ortamı değiştirmek ve ödül sistemi koymaktan geçiyor. Clear, “Eski alışkanlıkları, hedeflerinize daha yararlı olacak alışkanlıklarla değiştirerek de unutabilirsiniz” diye konuşuyor.

MURAT YEŞİLDERE

“Sil baştan yapmak gerek”
Egon Zehnder Türkiye Kıdemli Ortağı Murat Yeşildere, ünlü şarkıcı Şebnem Ferah’ın unutulmaz şarkısına dikkat çekiyor: “Sil baştan”. Ona göre, yeni dünya gerçeklerini pandemi öncesi varsayımlarına dayanarak yönetmek doğru değil. Dünyanın ‘reset’e ihtiyacı var. Geleceği yorumlamak ancak bu yaklaşımla mümkün olabilir:

“Bu nedenle geçmişte öğrendiğimiz doğruları sorgulamak, hatta birçoğunu unutmamız (unlearn) şart. Zira, yeni doğruları dimağımıza almamız, ancak eski doğruları dışarı çıkartmamızla mümkün olur.”

Unutma süreci, hafızayı silmek anlamına gelmiyor. Unutma, öğreti yaratarak geliştirilen beceri ve yetkinlikleri değil, güncelliğini kaybeden bilgileri, (ön)yargıları zihinden atarak arınmadır. Aslında böyle bir arınmanın, her bireyin, özellikle de liderlerin gelişim yolculuğunda büyük gereksinim olduğunu söylemek lazım. Popüler tabirle, ‘buraya getirenlerin, daha ileri götürmesinin’ garantisi yok. Bu sebeple de liderlerin, her adımlarında, yolculuklarının her fazında, sık sık aynaya bakarak, kendi alet çantalarından atmaları gerekenleri tespit etmesi şart. Girişimci Eric Ries, bu sürecin ‘sürekliliğinin’ başarı için şart olduğunu ifade ediyor.

“Zihinsel bir alışkanlık olmalı”
Harvard Business School’dan Prof. Francesca Gino, “Deneyimler ve öğrenmenin başarı için kritik faktörler olduğuna inanırız. Gerçekten de öyledir” diyor ve ekliyor: “Fakat, ‘unutmayı bilmek’ (unlearning) de onun kadar önemlidir.”

Prof. Gino, araştırmalarına dayanarak şu saptamalarda bulunuyor:

“Daha bilgili ve deneyimli olmanın başarıyı garantilediğini söyleyemeyiz. Bunların çok düşük performansa da neden olabildiğini araştırmalarda saptadık. Deneyim bazen olumsuz etki yapar. Başarılı olduğumuzda, bununla övünebilir ve öğreneceğimiz çok az şey kaldığına inanırız. Zihnimizi eski deneyim ve bilgilerimizin önemli olduğuna inandırır, bunu rasyonel hale getiririz. Oysa, zihnimiz bize daha ne kadar çok öğrenmemiz ve unutmamız gerekenler olduğunu hatırlatırsa, yeni kararlar ve işler için farklı seçenekler olduğunun farkına varırız.

Öğreneceğimiz daha çok şey olduğunu ve bildiklerimizin bir bölümünü unutmamız gerektiğini anladığımızda, dünyanın değişmeye devam ettiğini görmeye yatkın hale geliriz.”
Prof. Francesca Gino’ya göre yeni dönemde ‘unutabilmek’ bir zihinsel alışkanlık olmalı. Gino, “Birkaç yılda bir değil, kendimize düzenli hatırlatmamız gerekir” diyerek konunun önemine dikkat çekiyor.

ENGİN AKSOY
Vodafone Türkiye CEO

“UPSKILL VE RESKILL, HAYATIMIZIN BİR PARÇASI HALİNE GELDİ”

  • GELECEĞE HAZIRLANIYORUZ Vodafone’da en büyük önceliğimiz, organizasyonumuzu ve çalışanlarımızı geleceğe hazır hale getirmek. Bu doğrultuda, son dönemde gelişim süreçleri konusundaki yaklaşımımızı tamamen değiştirdik. Özellikle ‘UpSkill’ ve ‘ReSkill’ kavramlarını hayatımızın bir parçası haline getirdik. Bütün gelişim süreçlerimizi de bu iki kavram etrafında yeniden tasarladık; çünkü öğrendiğimiz bazı bilgileri unutmanın (unlearn) ve bunların yerine geleceğin iş yapış şekillerini adresleyen yepyeni beceriler koymanın çok kritik olduğunu düşünüyoruz.
  • İKİ ÖZEL PROGRAM UpSkill ile çalışanların oldukları alanda güçlendirilmesi, ReSkill ile de yeni beceriler kazanarak farklı alanlarda kariyer yapmalarını hedefliyoruz. UpSkill ve ReSkill programlarımızı stratejik işgücü planlama yaklaşımı ile entegre bir şekilde yürütüyoruz.
  • YENİ BECERİLER Organizasyonumuzun hangi becerilere ihtiyacı olduğu ve bunları adresleyebilmek, bizim için çok önemli. Mevcut becerilere bakarak hangi alanlara yatırım yapmamız gerektiğini ve daha da önemlisi, hangi alanlara yatırım yapmaktan vazgeçmeliyiz konusunu, net bir biçimde ortaya koymak istiyoruz. Bu doğrultuda, yeni dijital kariyer ve beceri gelişim platformumuz “Grow with Vodafone” hayatımıza girdi. Bu platform, tüm çalışanlarımıza kişiselleştirilmiş eğitim ve kariyer planlaması fırsatı sunuyor.

 

%45: Duke Üniversitesi’ne göre günlük hareketlerimizin yüzde 45’i alışkanlıklarımızdan kaynaklanıyor. Alışkanlıklarımız da bizim kim olduğumuzu ortaya koyuyor.

 

LİDERLER NE DÜŞÜNÜYOR?

Prof. VIJAY GOVINDARAJAN
Dartmouth Universitesi
  • Geçmişte işe yarayan alışkanlıklarımızdan bazılarını, geleceğe doğru ilerlerken unutmamız gerekiyor. Dünya değişiyor ve bizim de değişmemiz gerekiyor.”

 

 

PETER DRUCKER
Ünlü yönetim gurusu
  • “Liderlere yapması gerekenleri öğrenmeleri için çok zaman harcıyoruz; yapmayı bırakması gerekenleri öğrenmeleri içinse çok çok az. Hayatım boyunca tanıştığım liderlerin yarısının ne yapması gerektiğini değil, neyi yapmaktan vazgeçmesi gerektiğini öğrenmeye ihtiyacı vardı.”

 

 

REID HOFFMAN
LinkedIn’in kurucusu
  • “Girişimciler, özellikle de seri girişimciler için ‘yeniden öğrenmeyi’ bilmek kritiktir. Sıklıkla bazı alışkanlıkları, bilgileri terk etmeniz gerekiyor. “Hangi eski dersi atayım?”, “Neleri yeniden öğreneyim?” gibi soruları sormakta yarar var. Bu, egoyu bir kenara bırakmak ve geçmiş zaferlere takılı kalmamakla ilgili bir konu.”

 

  • %30: TAV Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Sani Şener, her yıl bilginin yüzde 30’unun yenilendiğine dikkat çekiyor.

 

  • 3.5 YIL: Adeo Ressi, “Alışkanlıkları ortadan kaldırmak ve çalışanları yenilerine
    adapte etmek 3.5 yıla kadar sürebilir” diyor.

 

BARRY O’REILLY
“Unlearn” kitabının yazarı

Unlearning uzmanından 3 öneri

  1. Köklü inançlarınıza, belki de bugüne kadar size öğretilenlere karşı gelen bilgilere açık ve adapte olmalısınız.
  2. Öğrenmeyi tekrar öğrenmeniz gerekebilir. Eski ve geleneksel bilgileri, yenileriyle güncellemeyi öğrenmelisiniz.
  3. Bu “yeniden öğrenmenin” anlamlı olacağı, fakat aynı zamanda zorlayarak gelişim sağlayacağı bir ortam yaratmalısınız ve bu ortam, konfor alanınızın dışında olmalı.

 

Unutmanın zamanının geldiğini haber veren 4 soru

  1. Beklentilerimi neden karşılayamıyorum?
  2. Bu sorunu neden çözemiyorum?
  3. Neden bu zorluğu aşmaya çalışmaktan sürekli kaçınıyorum?
  4. Aklıma gelebilecek her şeyi denedim. Hayatımda nasıl çığır açacağım?

Yazar: Rauf Ateş

Fast Company Türkiye Kurucusu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

haftanın-3-4-gunu-calisma1

Haftada 3-4 gün mümkün mü?

cio-ların-donusum-planı

CIO’ların dönüşüm planları