in , , ,

Arıları Nasdaq’a doğru uçuyor!

Tuğçe Bulut, son dönemin gözde girişimcilerinden… Londra merkezli Streetbees’i 9 yıl önce kurdu, 2022 yılı sonu itibarıyla 80 milyon dolar yatırıma ulaştı. Cirosu 20 milyon pound’a yaklaştı. Şimdi hedefinde 50-100 milyon pound’a ulaşıp, ABD’de halka arz var.

Arıları-Nasdaq’a-doğru-uçuyor!

Cambridge’de eğitimini tamamladıktan sonra iş hayatına atılmak için Londra’ya taşındığında, “yeni mezun olmak için iyi bir zaman değil” diye düşünmüştü. Çünkü, 2008 yılıydı ve dünya büyük bir ekonomik krizden geçiyordu. Hedeflediği şirketlerin önemli bir bölümü işe alımlarını durdurmuşlardı. Zorlu bir arayış sürecinden sonra istediği gibi bir teklif almayı başardı. Ancak, pozisyon 9 ay sonra başlıyordu. Yeni işine başlarken karşısına aradaki süreyi değerlendirebileceği bir fırsat çıkacaktı. Yeni bir Rus votka şirketi Londra’ya giriyordu ve marka tanıtımı için değişik yollar arıyorlardı. Markanın beklentisi, tüketiciye gitmek yerine bar ve kulüplere direkt satış yapmaktı.

Yeni işe başlamak için aradaki 9 ayı bu ilginç fırsat ile değerlendirmeye karar verdi. Tam 9 ay boyunca Londra’nın önde gelen mekanlarında Rus votkası tanıttılar ve direkt satış yaptılar. Bu kısa süreçte satışa ilişkin birçok tecrübe edinme şansı oldu. 9 ay sonrasında ise kariyerine Amerikan EY-Parthenon şirketinde strateji danışmanı olarak devam etti.

Şirketlerin geliştirdiği çözümlerin ne olduğunu ve kullanım alanlarını anlayıp, bunu farklı müşterilere nasıl götürebilecekleri konusunda yardımcı oluyordu. Ardından da pazar payını büyütebilmeleri konusunda danışmanlık veriyordu. En önemli odakları ise yeni pazarlara nasıl girebilecekleri idi.

Cambridge Üniversitesi’ni bitirdikten sonra Londra’da iş hayatına kısa bir satış deneyimiyle başlayan, strateji danışmanı olarak deneyimlenen Tuğçe Bulut’tan söz ediyoruz. EY Parthenon’daki çalışma döneminin ona en büyük katkısı aslında bir sonraki işini oluşturmak oldu. 6 yıllık çalışması sırasında gördükleri ve çözdükleri sorunlar ona yeni iş kurması için “fırsat penceresini” açmıştı. Bu sayede de son dönemin en parlak girişimlerinden Streetbees’i kuracaktı. 2015 yılının Ocak ayında Streetbees’i kurup, kendi deyimiyle “milyonlarca arıyı” dünyaya bırakan Tuğçe Bulut, girişimcilik macerasını ve hedeflerini şöyle paylaştı:

ARI FİKRİNİN KAYNAĞI

Streetbees, danışmanlık şirketinde çalışırken ortaya çıktı. O kadar heyecanlıyım ki Streetbees’i şirketten ayrıldığım aynı gün kurdum. Yürüttüğümüz projelerde danışman olarak çok fazla kendini tekrarlayan iş yaptığımızı görmüştüm. Sürekli araştırma yapmamız gerekiyordu. Bu araştırmaları daha hızlı, daha efektif bir şekilde, gerçek insanlardan almak için bir çözüm düşündüm.

O tekrar eden işleri yazılımla çözmeye kafa yordum, ardından kodlamaya başladım. O kodlamalar sonra algoritmalara dönüştü. Böylece herkes gece 12’ye kadar çalışırken, bazı tekrar eden işleri kodlama ile çözdüğüm için benim işim erkenden bitiyordu. İşte bu dönemde danışmanlığın “otomatize” edilebilecek bir iş olduğunu fark ettim. Çünkü, kendini tekrarlayan çok sayıda şey vardı.

SİSTEM NASIL İŞLİYOR?

Bizim çalışma sistemimizi şöyle ortaya koyabiliriz. Önce şirketin sorununu anlamak istiyoruz. Diyelim ki, çalıştığımız şirketin yeni bir içecek markası var. Bu markanın fiyatını, nerelerde satılması gerektiğini, pazar payını ve büyüme oranlarını öngörmek istiyorlar. Biz en hızlı şekilde gerçek insanlardan bu bilgiyi almalarını ve makine öğrenmesinden yararlanarak, kullandığımız şablonlar yardımı ile bilgiyi stratejik olarak anlamlandırmalarını sağlıyoruz.

Ortada bu kadar tekrar eden, şablon işler varken bilgisayar, yapay zeka ve makine öğrenmesinden yararlanmamak hata olurdu. Biz de danışmanlığı, yapay zeka ve makine öğrenmesiyle birleştirerek iş modelimizi oluşturduk.

StreetBees, tüketiciye hizmet veren şirketlere, insanları anlamalarını sağlayan bir araç sunuyor. Hangi şirket olursa olsun, sonuçta herkesin hedefinde insanları/müşterileri anlamak, onları daha iyi tanımak var. Bir sonraki adımda neler isteyebileceklerini tahmin etmeye çalışıyorlar.

Biz gerçek insanlardan, gerçek tüketim anlarında bilgi alabilecekleri bir pencere açıyoruz. Sonrasında da bu datayı anlamlandırmaları için teknolojilerimiz ile onlara öngörüyü bir hap gibi veriyoruz.

FARK YARATAN YENİLİK

Sağladığımız araştırma, verdiğimiz bilgi sayesinde Unilever, “İkinci Gün” diye bir ürünü piyasaya sundu. Bize gelen araştırma talebi üzerine yaptığımız çalışmada müşterilerin her zaman ‘çamaşır yıkamak’ istemediklerini gördük. Bir defa giyilen bir takım elbiseyi yıkamak ya da kuru temizlemeye göndermek istemiyorlardı. Bunu görünce onlara verdiğimiz rapor sayesinde ‘yeni bir ürün’ yarattılar. Bu ürün bir sprey idi ve giyilen elbiselerin üzerine uygulanıyor, yıkanma ihtiyacını gideriyor. Daha ilk yılında 200 milyon dolarlık gelire ulaştılar.

Pazar araştırması yapılırken insanlara A, B, C’li sorular gibi yöneltiliyor. Bu da insanların kendini ifade etmeleri için çok kısıtlayıcı. Oysa biz cevapları open text ile aldığımız için kendilerini tam olarak açıkça ifade etmelerine imkan sağlıyoruz. Fotoğraflar ve videolar ile onlardan, nasıl yaşadıklarını, tüketim yaptıklarını göstermelerini istiyoruz. Bu yöntemi kullandık ve normal insanları da bu tarz çalışmalara katmaya başladık.

ARILARLA ÇALIŞAN UYGULAMA

Araştırmaların tamamı uygulama (App) üzerinden yapılıyor. Bundan 8 yıl önce sohbete dayalı araştırma kavramını keşfettik. Siz Whatsapp’ta konuşur gibi bizim ‘uygulamamıza’ gelip bizimle konuşabiliyorsunuz. Örneğin, biz katılımcıya, ‘Şu anda ne yapıyorsunuz?’ diye soruyoruz. Çay içtiğini söylüyor. Bu kez, yalnız olup olmadığını, nasıl hissettiğini soruyoruz. Niye çay içtiğini anlamaya çalışıyoruz. Bunu da yaparken bir sohbet gibi ilerliyoruz.

Ancak sohbeti bir makine ile gerçekleştiriyoruz. Bunun parçası olarak fotoğraf veya video çekebiliyor, ses kaydı da yapabiliyoruz. Bu şekilde bir veri tabanı oluşturuyoruz. Bize bu çalışmalarda katılan bireylere ‘Arılarımız’ (Bees) diyoruz ve onlara oluşturdukları verinin karşılığında para ödüyoruz. Şu anda bize katkı yapan, veri oluşturmak için yaptığımız sohbetlere katılanların sayısı 130 ülkede, 4 milyona ulaşmış durumda.

200’DEN FAZLA ŞİRKET

Şu anda 200’den fazla çalışanımız var. Ana ofis Londra’da, New York ve Lizbon’da ofislerimiz var. Başlayalı 8 yıl oldu. 200’den fazla müşterimiz var. En önemli müşterilerimiz arasında Unilever, Coca-cola, Pepsico, L’oreal, Colgate, Philips ve önde gelen alkollü içecek şirketleri bulunuyor. Şu anda yıllık ciromuz 10-20 milyon pound arasına ulaştı.

Aldığımız yatırım tutarı mart sonu itibarıyla 80 milyon doların üzerine çıktı. Yemeksepeti’nin kurucusu Nevzat Aydın ilk yatırımcılarımızdandı. Son seri yatırımını Lakestar yaptı. Ondan bir önceki yatırımı da Atomico yapmıştı. İşler tahmin ettiğimizden çok iyi gidiyor. Geldiğimiz konumda ‘kâr etmeye’ çok yaklaştık. Zorlu bir yolculuk olmasına rağmen hedeflerimize uygun ilerliyoruz, kısa bir zaman içerisinde karlılığa ulaşmış olmayı da hedefliyoruz.

Şu anda yaptığımız ana iş için yeni bir yatırım arayışında değiliz. Ama piyasaya yeni ürün getireceğiz. Onun için bir yatırım turu yapabiliriz. Süreci tamamen urunu çıkarma hızımıza bağlı.

HEDEFİMİZ ÇOK BÜYÜK

Önümüzdeki 4-5 sene içerisinde muhtemelen şirket halka açılacak seviyeye gelmiş olacak. Böyle bir açılımı da Amerika’da yapmayı planlıyoruz. Amacımız şu anda, şirketi halka açılabilecek o gelir düzeyine ulaştırmak.

Hedefi yakalamak için de müşteri sayımızı artırmayı, yeni sektörlere girmeyi hedefliyoruz. Mesela Tesla ile çalışmalar yapıyoruz.

Halka açılma çok kritik bir konu. Startup’lar arasında bunu çok erken yapanlar var. Bana göre yıllık 50-100 milyon pound arası bir gelire ulaşmak gerekiyor. Bu düzeye ulaştığında istikrarı da yakalanmış oluyor…

KADIN GİRİŞİMCİ OLMAK

  • Dünyada yatırımların sadece yüzde 7’si kadınlar tarafından yönetilen şirketlere gidiyor.
  • Bazı yatırım toplantılarında sadece kadın ya da Türk olduğunuz için sizinle çalışmak istemeyenler olabiliyor.
  • Kavga etmek için zaman harcayacağına, onu arkada bırakıp çalışmak isteyenlerle yola devam edebilirsin.”

CHATGPT NE ETKİ YARATACAK?

  • Etkisi büyük
    Generative yapay zekanın etkisi, internetin bulunması kadar büyük olacak. Çünkü, yapılabilecek bir sürü iş hızlı bir şekilde otomatize edilecek. Bunun toplumsal ve iş pazarları üzerindeki etkisi büyük olacak. Herkesin şu an hayal ettiğinin ötesinde bir etki olacağını düşünüyorum.
  • Daha az insan
    Bu sayede 5 kişinin yaptığı işi 1 kişi yapmaya başlayacak. Bu da insanların daha yaratıcı işlere yönelmesini sağlayacak. Kendini tekrar eden işleri yazılımlar daha hızlı ve kolay yapacak.
  • Sektör etkisi
    Tur operatörlerinden analistlere, dergilerde makale yazanlara kadar çok sayıda iş kolaylaşacak, yazılımlar tarafından yapılabilecek. Bizim zaten şirketimiz bu işi yaptığı için biz de GPT ile beraber evrimleşmeye devam edeceğiz.

YATIRIMCIYI İKNA ETMEK

“Yatırımcı konusunda farklı bir yaklaşımım var. ‘Kim bizimle beraber bu yolu yürümek istiyor’ sorusunun yanıtı ile yatırımcılara yöneldim. Bizim kimseyi ikna etmemize gerek yok. Çünkü, biz bir şey satmıyoruz. Yatırımcının bizim hayalimizin bir parçası olması kritik. Nevzat Aydın gibi biri için teknolojinin bu boyutunu görmek heyecan verici oldu ve birlikte çalışmaya başladık. Bizimle aynı vizyonu paylaşmayanları ikna etmeye çalışmadık.”

BAŞARI GETİREN 7 FAKTÖR

  1. Bir girişimcinin hata yapmaması mümkün değil. Ama en önemlisi ‘düştüğün yerden’ çok hızlı şekilde ayağa kalkabilmektir. Dayanıklılık (Resilience) olmazsa olmaz.
  2. Ben bu hatalara deneme olarak bakıyorum. Bazı denemeler ise yeni ürünlere de neden oluyor. Yaratıcılık hep arka planda olmalı.
  3. Geride kalan 8 yılda çok fazla zorluklarla karşılaştık. En zorlayıcı olanı ise insan kaynağı ve onlarla olan sorunlar idi. Doğru ise doğru insanı bulmak çok kritik. İlk baktığımız konu değişime açık olup olmadıkları.
  4. Nakit akışı çok önemli bir konu… Bunu çözdüğünüzde diğer tüm problemler daha kolay görülebilir.
  5. Büyürken kurumsal bilgi sistemi yaratmak çok önemli, böylece yeni gelen insanların sisteme adapte olma suresini çok kısaltıyor ve aynı isi tekrar tekrar yapmak zorunda kalmıyorsunuz.
  6. Delege etmeyi öğrenmek zaman alıyor ama çok önemli bir konu… Ekip arkadaşlarınızın kendi deneyim ve yaratıcılıklarına alan verdiğinizde çıkan sonuçlar inanılmaz etkileyici ve tatmin edici oluyor.
  7. Tüm sürecin ve ürünün merkezine müşteriyi koymak.

Yazar: Fast Company Türkiye

©Fast Company Dergisi, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş. tarafından Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun şekilde yayınlanmaktadır. Fast Company’nin isim hakkı ABD’de Mansueto Ventures’a, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. Dergide yayınlanan yazı, tablo, fotoğraf ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

tazelenme-yuruyusu

“Tazelenme” Yürüyüşü!

Büyük-düzleşme-geliyor!

Büyük düzleşme geliyor!