Fotoğraf: Pixabay
Esas Holding olarak esnek çalışma modellerine uygun iş ve organizasyon yapımız var. Bu nedenle alternatif çalışma düzenine sıcak bakıyor ve şirketimizde uyguluyoruz. Bununla birlikte ‘çalışma süresinin azaltılmasından’ önce, genel olarak ülkemizin iş gücüne katılım, iş gücünün niteliği ve verimliliği, iş gücünün sektörel dağılımı gibi yapısal sorunlarının çözümüne odaklanması gerektiğini düşünüyorum.
Uzaktan çalışma ile birlikte bazı ülkelerde daha sık uygulanmaya başlanan haftada 4 gün çalışma sistemiyle ilgili tartışmalar devam ediyor. Bu sisteme geçen ülkelerdeki ve şirketlerdeki deneyimleri, izlenimleri ve sonuçları takip etmek gerekiyor. Henüz sonuç almak için erken olduğunu düşünüyorum. Böylesi büyük bir değişimin öncelikle toplumsal olarak kabul görmesi gerekiyor. Mesai günü sayısını azaltmak, çalışanları işlerine daha fazla odaklanıp, üretimi daha kaliteli ve yaratıcılıkla yapmaya teşvik edebilir. Daha iyi bir iş-yaşam dengesi oluşturmaya katkı yapabilir. Ancak, çalışan ve şirket arasındaki bağı azaltıp, çalışanların mevcut iş yüklerini daha az yönetilebilir hale de getirebilir. Bunları da göz önüne almak gerekiyor.
Başlangıçta 2 gün ofise gelip, 3 gün uzaktan çalışmayı denedik. Çok başarılı olduğunu söyleyemem. Şimdi 3 gün ofis, 2 gün uzaktan çalışmayı deniyoruz. Bunun başarılı olacağını umuyorum. Ancak, çalışma gününü 4’e düşürmek gündemde değil.
Bizde şu anda 3 gün ofis çalışması, 2 gün uzaktan çalışma sistemi var. Bu modele sıcak bakıyoruz, çalışanlar da memnun. Yazın ise 1 ay uzaktan çalışma olanağı sunuyoruz. İster evinin bulunduğu şehirden, ister bir tatil beldesinden çalışılabilir. Bizim şu andaki modelimiz bu şekilde.
Haftalık çalışma süresinin azaltılması, 4 güne düşürülmesi tamamen şirketlerin iş yüküne bağlı.Eğer bu iş yükü, örneğin teknolojiyle, robotlarla azaltılabilirse, o zaman gündeme gelebilir. Ancak, şu anda hibrit çalışma daha uygun bir model olarak öne çıkıyor.
Dünyada bazı şirketlerde haftalık çalışma sayısı 3-4 güne indirildi. Ancak, bu uygulama Godiva olarak henüz bizim gündemimizde yok. Biz yeni dönemde farklı bir model uygulamaya başladık. Bizim modelimizde “haftada 2 gün” ofis dışında çalışma olanağı var. Bu ‘hibrit’ modelin daha uygun olduğunu düşünüyorum. Çalışma saatleri, iş ihtiyaçları ve çalışma koşulları buna göre uygulanırsa, bu model (3-4 gün çalışma), daha fazla personel de gerektirebilir. Bence şirketlerin bunu iş hedeflerine göre değerlendirmeleri gerekiyor.
Türkiye’de hızlı gelişen bir ülke. Bu nedenle kısa vadede, çalışma gün sayısının tamamen azaltılması uygulamasına geçileceğini düşünmüyorum. Ancak, dijitalleşme ve verimlilik arttıkça, çalışma sistemlerinin değişeceğine inanıyorum. Bu durum haftalık çalışma günlerinde veya günlük mesai saatinde azalmaya neden olabilir. Bu bağlamda bazı iş kolları ve şirketlerde uygun departmanlar için kademeli şekilde 3-4 günlük çalışma düzenlerini görmeye başlayabiliriz. Türkiye’de de kısa vadede esnek çalışma şartlarının giderek artan şekilde çeşitleneceğini düşünüyorum.