in , ,

AI trenini kaçırmamak için

Endeavor Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Emre Kurttepeli sorularınızı yanıtlıyor.

AI-trenini-kaçırmamak-için

Fotoğraf: Pixabay

EMRE KURTTEPELİ

Yapay zeka (AI) bu yüzyılın en dönüştürücü teknolojilerinden biri ve önümüzdeki yılları her açıdan şekillendirecek. Değişim ise baş döndürücü. Teknolojiler, uygulamalar, aktörler ‘ne nasıl’ diyene kadar değişime uğruyor. Kullanıcılar doğru bir AI ürünü sunulduğunda ise hemen adapte oluyorlar. ChatGPT yıllık 250 milyar aramaya 2 yılda ulaştı, bu sayıya erişmek Google’ın 11 yılını almıştı. Değişim kullanıcı tarafından benimsenince, tüm ürün ve hizmet üretenler de geri kalmamak için AI trenine binmek zorundalar.

Bu yazımda önceliğim tecrübe ve öngörülerimden yola çıkarak ‘bir girişimci, yatırımcı veya kurumsal bir firma olsaydım bu değişimden yararlanmak için kısa vadede ben ne yapardım’ sorusunu yanıtlamak.

FIRSAT DOLU YENİ OYUN SAHASI

İnternetin gelişimine paralel, katma değer altyapıyı geliştirenlerden, onu kullananlara doğru kayıyor. Altyapı katmanında köşeler zaten kapılmış durumda; milyarlarca dolar yatırımın gerektiği bu tarafta yeni girişimci olabilmek bir hayli güç.

Altyapı üzerine gelen ve ileride toplam katma değerin büyük bölümünün oluşacağı üst katmanda ise hâlâ birçok fırsat var. Girişimcilere tavsiyem bu uygulama katmanına yoğunlaşarak bir an önce Applied AI (AI uygulamaları) trenine binmeleri. Kötü haber ise uygulama katmanında rekabet bir hayli yoğun. Açık kaynak AI modelleri, API servisleri ve hazır altyapılar sayesinde küçük bir ekip global ölçekte hızlıca ürün çıkarabiliyor. Artık 15-20 kişilik unicorn’ları görmek hiç de şaşırtıcı gelmiyor. Yakında AI tarafından yapılmış AI girişimleri görmemiz kimseyi şaşırtmayacak.

ÇOK KRİTİK UNSURLAR

Bu kadar yüksek rekabette başarı için sektöründe ya da konusunda uzmanlık çok kritik. En az bunun kadar önemli kriter ise bir an önce müşteri ve kullanıcı sayısını artırabilmek ve daha fazla dataya sahip olabilmek. Çünkü, işlenen veri arttıkça, AI çıktısı iyileşiyor, çözüm verimini artırıyor. Bu sebeple iki AI ürünü birebir aynı olsa bile, daha fazla kullanıcı datasına sahip olan kazanan oluyor. Müşteri sayısını artırmanın yolu da yine ilk maddedeki ‘konusunda uzman olmaktan’ geçiyor. Yani ‘bir konuya/sektöre odaklanıp, kullanıcının istediği çözümü sunarak hızlıca kullanıcı datasını arttır ki, ürünün organik olarak iyileşsin’ döngüsü. Zaman ve ölçek baskısı ise AI girişimlerinin fon ihtiyacını katlamalı artırıyor. Kısa dönemde ‘Kurumsal AI’ uygulamalarının kendini daha hissettirir olacağına inanıyorum. Bu alanı seçen AI girişimleri, müşterinin uzun karar verme süreçleri ve haliyle satış büyümesinin yavaşlığı ile mücadele etmek zorundalar. Üzerine müşterinin verisinin dağınık ve tek düzen olmamasından kaynaklanan AI modellerinin uygulama zorluğu, müşterilerin talep ettiği özelleştirme talepleri işin cabası. Ama başarılı olunca da ödül, yüksek bedel ödeyen devamlı müşteriler. Bu yolu seçen girişimcilere tavsiyem her yere saldırmak yerine belli sektörlere odaklanmaları. Bir de seçtikleri sektörün her problem}ini çözmeye çalışmak yerine spesifik bir problemden başlamaları.

YATIRIMCILARI NE BEKLİYOR?

Yatırım dünyasında yapay zeka iki yönlü bir etki yaratıyor: Hem yatırım yapılacak alanları değiştiriyor hem de yatırımcıların analiz yöntemlerini dönüştürüyor. AI kavramı hayatımıza girdiğinden beri bu alanda 1000’in üzerinde unicorn çıktı. Sağlıktan eğitime, finanstan tarıma kadar her sektörde AI tabanlı çözümler ortaya çıkıyor. Bu girişimler yalnızca teknolojiyi satmıyor; sektörlerin işleyişini yeniden tanımlıyor. Yatırımcı için bu büyük bir fırsat çünkü katlamalı büyüme potansiyeli var.

Fakat teknolojisi baş döndürücü hızla değişen ve girişim sayısının her gün katlamalı arttığı bir dünyada, kazananın kim olacağını seçmek ve üzerine mantıklı değer belirlemek neredeyse imkansız. Teknolojinin günlük değişimini takip edip geleceği doğru öngörmenizin üzerine bir de girişimin sunduğu çözümünün doğru ve etkin olduğunu analiz edebilecek AI teknik bilgisine sahip olmanız gerekiyor. Üstüne üstlük bir de bunu şirket değerine dönüştüreceksiniz. AI alanında yurt içinde ve yurt dışında beş yıldan fazladır yatırım yapan biri olarak bugüne kadar 50 milyon doların altında değerlenen bir AI girişimi göremedim.

KURUMLAR NEREDEN BAŞLAMALI?

Kurumlar için yapay zeka artık bir bir varlık-yokluk meselesi. Global şirket CEO’larının yüzde 90’ı bu cümle ile hemfikirler. Ama bunu nasıl yapacakları, nereden başlayacakları konusunda çok az netlik var.

Kurumlar haklı olarak sıkışmış durumdalar. Vizyonları doğrultusunda kendi çözümlerini üretme kararı verseler, bunu uygulayacak kısıtlı sayı ve astronomik maliyetlerdeki AI kadrosunu toplamalarına imkan yok. Hazır AI ürünlerini kullandıklarında da rakiplerine karşı nasıl sürdürülebilir bir fark yaratacakları belli değil. Burada iki stratejiyi paralel yürütmek gerekiyor. Birincisi, uzun dönemli strateji. Yani şu sorunun sorulması gerekiyor: “AI sektörümde uzun dönemde ne gibi radikal değişimler yaratacak, buna nasıl hazırlık yapmam gerekiyor?” Örneğin, işiniz araç kiralama ise 10 yıl sonra insansız araçlar popüler olduğunda, şirketinizin nasıl değişime uğrayacağını ve bugünden nasıl hazırlanmanız gerektiğini bilmelisiniz. İkincisi de bu ara dönemde hem verimlilik ve hem adaptasyon olarak AI’dan nasıl faydalanabileceğinizi bulmalısınız. Bu iki stratejinin birbirine karışmaması veya birbirinin önceliğini ele geçirmemesi ise en hassas konu. Bence ikinci konuda yapılan en büyük hata önce insandan başlamak yerine üründen başlamak. Mesela “Call center’ için AI ürünü aldık, verimlilik sağladık, artık insan yerine AI Ajanları (Agentic) kullanıyoruz ve AI yolculuğuna başladık” diyebilirsiniz. Burada yanlış bir şey yok. Günümüzde her departmanın kullanabileceği AI ürünleri mevcut. İster ürün yöneticisi olun, ister finans bugün mevcut işinizi AI araçları ile daha iyi yapabilecek ‘AI Ajanlar’ var. Peki kurum olarak bakınca bunlar ne kadar hayatınızın parçası? Kaç CEO bu konuya hazır?

Sorularınızı iletmek için: [email protected]

Yazar: Fast Company Türkiye

©Fast Company Dergisi, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş. tarafından Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun şekilde yayınlanmaktadır. Fast Company’nin isim hakkı ABD’de Mansueto Ventures’a, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. Dergide yayınlanan yazı, tablo, fotoğraf ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

muhtar.

Şirket Doktoru

Gömülü sigorta ivme kazandı