İLLÜSTRASYON KEVIN VAN AELST
YAZI: ALEX PASTERNACK
NÜKLEER STARTUP’I Last Energy’nin 36 yaşındaki kurucusu ve CEO’su Bret Kugelmass, şüpheyle yaklaşanlara alışkın. “Eğer en yakın beş arkadaşınız size (nükleer enerji ile ilgili) yanlış bilgiler veriyorsa, sizi suçlayamam” diyor. Küçük bir sırıtma, onlara söylemek istediği şeylere dair ipucu veriyor: Nükleer enerji, tipik enerji kaynaklarından çok daha az ölümcül; hâlâ karbon salımı yapmayan tek büyük elektrik ve yüksek sıcaklık kaynağı ve onu küçük görenler genellikle onu yanlış anlıyor.
Fakat Kugelmass, şüphe duyanları ikna etmeye çalışmıyor. Onların haksız olduğunu göstermek istiyor.
Kugelmass, dört yılda nükleer endüstrisi hakkında podcast sunmaktan, bir nükleer enerji şirketi kurmaya geçti. Bu şirket, geçtiğimiz aylarda Avrupa’da kabaca 25.6 milyar dolar değerindeki nükleer enerji anlaşmalarına imza attı. Stanford’da makine mühendisliği alanında doktora yapan Kugelmass, 2017’de havadan görüntüleme şirketini sattıktan sonra nükleerle ilgilenmeye başladı ve şimdi, toplam 51 potansiyel mikroreaktör için üç ülkeden sekiz müşteriye sahip. İlk reaktörün 2026 gibi erken bir tarihte çalışmaya başlamasını planlıyor. “Bir haftada (mart ayında), tarihteki herhangi bir şirketten daha fazla nükleer enerji tesisi sözleşmesi yaptık” diyor.
Tüm dünya sıfır karbon salımı yapan enerji kaynakları bulmak için çabalarken, tüm dikkatler yeni bir dokunuşa sahip eski bir fikre çevrildi: Dünyanın hayal gücünde genellikle kötücül bir şekilde büyük boyutlarda beliren gigavat sistemleri yerine daha güvenli, daha ekonomik ve daha kolay kurulur olduğu düşünülen küçük modüler reaktörler (SMR).
Westinghouse ve Rolls Royce da dahil olmak üzere bir düzine şirket, hükümetlerden milyarlarca dolarlık destek alarak bu küçük modüler reaktörler üzerine çalışıyor. Karada bulunan SMR’lerden hiçbiri henüz şebekeye bağlı olmasa da Çin, ilk SMR’si için temel attı ve Rusya da 2019’da Kuzey Kutbu’nun doğusundaki uzak bir bölgeye elektrik ve ısı sağlayan, yüzen bir SMR tesisini işletmeye başladı. Ocak ayında Portland, Oregon merkezli startup şirketi NuScale’in reaktörü, ABD Nükleer Düzenleme Kurulu’nun onay verdiği ilk SMR oldu. Nükleer enerji konusunda bakan yardımcısı olan Kathryn Huff, “SMR’leri ticari bir ölçekte kullanıma sokmaya her zamankinden daha yakınız” diyor.
Fakat geçmişteki büyük tesisler gibi SMR’lerin de beklenenden daha karmaşık olduğu görülüyor. 2030’a kadar Idaho’da bir reaktör işletmeye başlamayı umut eden NuScale, enflasyon ve artan materyal fiyatları nedeniyle tahmini enerji masraflarını megavat-saat başına 89 dolara çıkararak yüzde 53 artırmak zorunda kaldı. Bill Gates’in desteklediği ve 750 milyon dolardan fazla para toplayan TerraPower, kısmen fazlasıyla zenginleştirilmiş bir uranyum çeşidine ulaşmakta yaşadığı gecikmeler nedeniyle, reaktörünü açma planlarını iki yıl erteleyerek 2030’a bırakmak zorunda kaldı.
Silikon Vadisi geçmişi bulunan Kugelmass, kendisinin Titans of Nuclear podcast’inin endüstriyi “iyice” anlamasına yardım ederek, daha yalın bir yaklaşım sergilemesine yardımcı olduğunu söylüyor.
Kugelmass, kendisinin Amerika’daki 20.000 eve elektrik verecek güçteki 20 megavatlık mikro reaktörünün bir SMR’nin özü olduğunu ve tesiste birleştirilen modüllerden oluştuğunu söylüyor.
Tesisin tasarımını ve parçalarını neredeyse tamamen “hazır üretim” ile karşılayarak, onayları kolaylaştırdığını ve masrafları düşük tuttuğunu söylüyor (reaktör başına 100 milyon dolar). Bu reaktörlerden binlerce üretmeyi düşünüyor.
Fakat şimdilik, Kugelmass’in reaktörleri Houston’ın dışındaki endüstriyel alanlarda bulunan sadece iki prototipten ibaret. Washington, D.C.’de bulunan şirkette sadece 60 kişi çalışıyor. Kendisinin iyimserliği abartı görünebilir fakat bu iyimserlik, başka bir kilit stratejiden güç alıyor: “Size ihtiyaç duydukları ve sizi istedikleri yere gidin.”
2050’YE KADAR NET SIFIR EMİSYON HEDEFİNİ (BM iklim hedefi) başarabilmek için tüm dünyanın daha fazla nükleer enerjiye ihtiyacı var. Fakat Avrupa muhtemelen bunu en çok isteyen bölge. Avrupa’daki artan sıcaklıklar ve fırlayan enerji ücretleri, hükümetlerin elektron üretme konusunda temiz ve güvenilir yollar aramasına yol açtı. Rüzgar ve güneş enerjisi hiç bu kadar ucuz olmamıştı fakat bunların bir sınırı var, özellikle de Last Energy’nin müşterilerini bulduğu endüstriyel alanlarda: Yenilenebilir enerjiler, metal eritme ve kimyasal arıtma gibi kullanımların ihtiyaç duyduğu ısıyı sürekli bir şekilde üretemez.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi de bu ilginin artmasına neden oldu. Çernobil felaketi Polonya’nın atom enerjisinden korkmasına ve uzaklaşmasına yol açmıştı. Şimdiyse ülke, kömürün yerini alması için Rus doğal gazındansa nükleer enerjiyi kucaklıyor. Varşova’daki Polonya Ekonomik Enstitüsü’nde danışman olan Adam Juszczak, “Bu, politik olarak geniş çapta aynı fikirde olduğumuz pek az şeyden biri: Polonya’nın nükleer enerjiye ihtiyacı var” diyor. Geçtiğimiz 15 ayda, ülke reaktörler için düzinelerce anlaşmaya imza attı.
İşgalden beri, Last Energy Romanya ve Polonya’da temel yük enerji ve ısı konusunda yoğun talepleri bulunan müşteriler buldu. Bunlara Polonya’daki iki endüstriyel alan da dahil. Ayrıca İngiltere’de bulunan bir veri merkezi operatörü ve hidrojen üreticisiyle de anlaşmalar yaptı. Kugelmass, “Her zaman hırslı hedeflerimiz vardı” diyor ve ekliyor: Fakat bu anlaşmalar rüzgarı bizi ‘artık kapasitemizi düşündüğümüzden daha hızlı artırmak zorunda kalacağız’ diyeceğimiz bir yere götürdü.”
Bunun için çok fazla sermaye gerekecek: Sadece Polonya’daki projelerden biri 1 milyar dolar gerektiriyor. Çünkü projede, 100 milyon dolarlık ünitelerden on tane kullanılacak. Büyük rüzgar ve güneş enerjisi projelerine fon sağlamak için kullanılan fiyat satın alma anlaşmalarına benzer şekilde, Last Energy’nin multi milyar dolar değerindeki anlaşmaları da kendilerinin 10 ila 24 yıl içinde elde etmeyi bekledikleri toplam gelirleri temsil ediyor; en cazip anlaşmaları için megavat-saat başına tahmini 130 ila 200 dolar (Avrupa’da güneş enerjisi megavat-saat başına 50 dolara kadar düşebiliyor). Kugelmass, şu anda bu anlaşmaları yatırım almak için kullanıyor. Tasarımının basitliği nedeniyle, “(genelde) bilimsel riskler almayan altyapı yatırımcılarını” kazanabileceği konusunda kendinden emin. Öyle olsa bile, “bunun onlar için de eğitici olacağını” kendisi de kabul ediyor. Bu sırada Kugelmass, Microsoft’un eski yönetim kurulu başkanı David Marquardt ve Elon Musk’ın SpaceX’inin ilk yatırımcısı olan, Austin merkezli Gigafund’ın Luke Nosek’i gibi destek verenlerden 24 milyon dolar topladı. Nosek şu anda her iki şirketin de yönetim kurulunda bulunuyor.
Kugelmass, kendisinin üretim konusundaki işleri basit tutma yaklaşımına Elon Musk’ın ilham verdiğini söylüyor. Teknoloji açısından “Eğer SpaceX’in ilk günlerine bakarsanız, büyük lokmalar almaya çalışmadıklarını göreceksiniz” diyor. Last Energy’nin tesisi, üç ay gibi kısa bir sürede gönderilebilen ve tesiste birleştirilen 70 adet modülden oluşuyor. Yer altında bulunan reaktörün kendisi ise basınçlı su reaktörü olarak bilinen, dünyanın en yaygın teknolojisinin mini bir versiyonu. Reaktör büyük pervanelerle soğutulduğu için daha fazla enerji harcıyor. Ancak bu sistem sayesinde reaktörün bir su kaynağı yanına inşa edilmesine gerek yok.
Kugelmass, Last Energy’nin güvenilir teknolojiler kullanarak masrafları düşürebileceğini, fon bulmayı kolaylaştırabileceğini ve daha büyük bir pazar açabileceğini söylüyor. “Yaptığımız iş eğlenceli değil demek istemiyoruz fakat sıkıcı olan işlere vurgu yapıyoruz” diyor. Tabii bu sadece “uzay gemisini kıç üstü indirene kadar.”
BURADAKİ SPACEX YAKLAŞIMI, göz alıcı bir başarısızlığı kabullenmenin nükleer alanda işe yaramayacak olmasıyla ilgili. SpaceX, bir Starship Meksika Körfezi üzerinde patladıktan sonra başarılı olduğunu iddia etse de Kugelmass böyle ‘pahalı’ dersleri karşılayabilecek durumda değil.
Boyutları nedeniyle SMR’lerin büyük reaktörlerden daha güvenli olduğu düşünülüyor. Kugelmass ayrıca kendi mikro reaktörünün yer altı yerleşimine (550 tonluk çelik bir kasa içinde) ve basit işletim yöntemine de vurgu yapıyor. 42 yıllık ömürleri olan tesislere her altı yılda bir yeni reaktör modülü yerleştirilerek “yakıt veriliyor” ve harcanan yakıt da sökülene kadar yer altında kalıyor. Kugelmass, “Burada fikir, buna mümkün olduğu kadar dokunmamak” diyor.
Yakın zamanda yapılan araştırmalar gösteriyor ki küçük miktarlarda ve bireysel harcanan yakıtlar kullanan SMR’ler aslında nükleer atıkların hacmini ve karmaşıklığını artırabilir. Kugelmass, harcanan yakıtların sağlık konusundaki tehlikelerini göz ardı ederek reaktörlerin ömrü boyunca yönetme sorumluluğunun şirkette olacağını ve nükleer atık yönetiminin teknik değil, büyük oranda politik bir zorluk olduğunu söylüyor. Yine de bu konu, yasa ve piyasa düzenleyiciler için önemli bir sorun.
Ayrıca toplulukların da aynı fikirde olmasını sağlamak zor olabilir. Kugelmass, teklif ettiği tesislerin etrafında yaşayacak insanların ekonomik çıkarlarını herhangi bir muhtemel korkunun önünde tutacağını düşünüyor. Bu tesislerin çoğu, SMR’lerin yerini alacağı kömür endüstrisi tarafından kullanılacak. Kâr amacı gütmeyen Good Energy Collective’in kurucu ortağı olan ve nükleer konusunda sürdürülebilir yaklaşımları destekleyen Jessica Lovering, kamu desteğini “bir kömür topluluğu ile kazanmak daha kolay olabilir çünkü insanlar büyük enerji tesisleri ve ağır endüstri ile uğraşmaya alışkın” diyor.
Tesisin kendisi daha az korkutucu görünmek üzere tasarlanmış. Şirketin pazarlama başkan yardımcısı olan Lyle Morton, “Geleneksel reaktörlerin şeklinin sanki kötü bir şey olacakmış hissini bu kadar beslemesi de yardımcı olmuyor” diyor. Üstünde devasa soğutucu kulelerin bulunduğu tipik geçilemez sığınak tasarımı yerine, Last Energy tesisi yarı şeffaf bir ön cepheyle, ağaç çizgisinin altında kalacak şekilde tasarlanmış.
Kugelmass’in reaktörlerinin işletilecekleri her ülkede lisans ve tesis onayı alarak, güvenlik incelemelerinden geçmesi gerekiyor. Juszczak’ın dediğine göre, şirketin tasarım ve inşaata olan yaklaşımı bu süreci kolaylaştırır nitelikte fakat süreç Polonya’da en az iki yıl alabilir.
Kugelmass’in güvendiği ve kaçınılmaz olan en az bir nokta var. Fosil yakıtlara olan ölümcül bağımlılığı kesmek için dünyanın öyle ya da böyle daha fazla reaktöre ihtiyacı olacak. Juszczak, “Başka pek bir seçeneğimiz yok” diyor.