MURAT GÜNAK
YAZI: M. RAUF ATEŞ
Almanya’da büyüyen Murat Günak, üniversitede endüstriyel tasarım okuduktan sonra Londra Royal College of Art’ta otomobil tasarımı eğitimi aldı. İş hayatına Ford’da tasarımcı olarak atıldı.
Sonrasında Mercedes’te çalıştı, Paris’te Peugeot’nun da üreticisi olan PSA Group’ta tasarımın başına geçti. Ardından Mercedes’e bu kez tasarım başkanı olarak geri döndü. Daha sonra Volkswagen Group’ta önce marka sorumlusu sonra tüm VW grubunun tasarım başkanı oldu. 2007’de kendi tasarım stüdyosunu kurdu. Mia Electric adlı bir elektrikli otomobil tasarladı.
2016’dan beri yeni nesil mobilite araçları üzerine odaklanan Onomotion adlı Berlin merkezli bir şirketin kurucusu ve yöneticisi. Tüm bunların yanı sıra bir de TOGG’un tasarım lideri. Dünyaca ünlü bir otomobil ve içten yanmalı motoru olmayan (elektrikli/pedallı) mobilite ürünleri tasarımcısı olan Murat Günak ile otomobillerde tasarımın yükselen öneminden, mobilitenin geleceğinden ve tabii ki TOGG’un tasarım hikayesinden konuştuk.
TASARIM NEDEN ÖNEMLİ?
Otomobil şirketleri tasarımın önemini 1950’li yılların sonunda anladı ve bu alana yatırım yapmaya yöneldi. Tasarıma yatırım ilk olarak Amerika’da General Motors ile başladı. 1957 yılı civarı araçlarını satmak için satış broşürleri hazırlıyorlardı. O dönem fotoğraf çekimleri pek yaygın olmadığından illüstratörlerle çalışıp, bu broşürlere otomobillerin çizimini yaptırıyorlardı. Ancak sonra fark ediyorlar ki, illüstrasyonlar asıl arabadan daha güzel görünüyor. ‘İllüstrasyon daha güzelse neden önce çizimini yapıp sonra otomobili üretmiyoruz’ diyorlar.
İşte o zaman GM bir otomobil tasarım ekibi kuruyor. Bill Mitchell da otomotiv endüstrisindeki ilk tasarım lideri oluyor ve alçı modelleme yapıyor. Bu da otomobil üretiminde salt mühendislik çalışmasından stil çalışmasına doğru bir kayma yaşanmasını sağlıyor. Böylece otomobil tasarımının başlangıcı oluyor.
Son 20 yılda ise otomotiv tasarımı çok daha önemli hale geldi. Çünkü, teknoloji genel olarak aynı. İnsanlar otomobillerini markayla olan ilişkilerine, marka algısına göre satın alıyor. Bunun sonucu olarak da tasarım, marka yaratmakta kilit bir role sahip oldu.
YÜZDE 80 TASARIMDAN
Otomobil, sahibini dış dünyaya gösteren tek endüstriyel üründür. Mesela masa gibi bir mobilya ürünü aldığınızda, evinize koyarsınız. İnsanlar ancak evinize geldiklerinde bu eşyanızı görürler. Ama bir otomobil aldığınızda, isteseniz de istemeseniz de dış dünyadaki herkes tarafından görülürsünüz.
İnsanlar, bir ürün olarak otomobille sıkı bir ilişki içindedir. Çünkü, toplum, “zengin mi, fakir mi” gibi otomobilin sahibi hakkındaki hükümlerini, fikirlerini o araca bakarak yansıtırlar. Bu farkındalık nedeniyle bireyler kendilerine yakışan ve onlar hakkında iyi bir imaj oluşturacak bir otomobil satın almak ister. Bunun teknolojiyle hiçbir ilgisi yoktur, salt izlenimdir.
Otomobil belki de dünyada her yaştan, her gelir grubundan kişinin hakkında bir fikre sahip olduğu tek üründür. O nedenle de araç tasarımı bir yandan da kırılgan/hassas bir iş. Sonuçta günümüzde otomobil tasarımı, belki de teknolojiden çok daha önemli hale geldi. Tasarımın önemi giderek artıyor. Bu iyi bir şey ama bir yandan da çok tehlikeli. Çünkü, otomobiller sonuç olarak moda objesi haline geliyor olacak. Bir aracın değerinin yüzde 80’ine ulaşması da tasarımın gücünü ortaya koyuyor.
MODA TASARIMINDAN ZOR!
Bir otomobil tasarımcısı, sıfırdan bir tasarım da yapabilir, mevcudu revize ederek yeni bir model de ortaya çıkarabilir. Ancak, kimse tek başına bir otomobili tasarlamıyor. Bu bir ekip işi. Ben de büyük şirketlerde tasarıma liderlik ettiğimde bir ekip ile çalıştım.
Örneğin, Mercedes gibi köklü markalarda tasarımın en önemli tarafını “marka mirasına” saygı oluşturur. Yani belli çizgiler, estetik ve ön bölüm gibi markanın DNA’sına sadık kalmak zorundasınız.
Marka zaten teknik olarak nelerin değişeceğini biliyor. Mesela, yeni S serisi pazara gireceği zaman, tüm bu bilgiler bir araya getirilir ve tasarım ekibi kâğıt üstünde kalemleriyle çalışmaya başlar. Bazen ekipte rekabet halinde çalışanlar da olur. Ekip düzenli olarak bir araya gelir, büyük resim ortaya çıkar ve detaylara geçilir. Mühendislerle pazarlama ekiplerinin bir araya geldiği, materyallerin tartışıldığı toplantılar yapılır. Özetle, araç tasarımı çok uzun bir zaman alır.
Ancak, TOGG gibi yeni bir markada süreç biraz daha farklıdır. Çünkü, henüz ortada bir marka yoktur. Örneğin, SUV tarzında araç üretmek için temenni vardır. Ardından ebatları, fiyat pozisyonu gibi konular konuşulur. Tasarımcı da belirlenen vizyon ve fikirden yola çıkarak kurşun kalemiyle çizmeye başlar.
Yani moda tasarımı kadar asla kolay bir iş değil. Modacı, bir elbise tasarlar ve başarılı olmazsa, çok büyük bir problem olmaz. Ama otomobilde başarısızlık şirketin sonunu getirebilir.
KRİTİK 10 YIL HESABI
Otomobil tasarımcısı bir aracı tasarlayıp bitirdikten sonra onun piyasaya çıkması minimum 3 yıl gerektirir. Üzerinde çalışmayı bitirmişsinizdir ve artık üzerinde değişiklik yapamazsınız. Ama piyasaya çıkmasına daha 3 yıl vardır. O sürede insanların beğendikleri şeyler, zevkleri değişebilir. Yeni tasarım bir otomobilin de piyasada en az 7 yıl kalacağını düşünürseniz, tasarladığınız aracın 10 yıl sonra da insanlar tarafından beğenilmesi gerektiği sonucuna varırız. Otomobil tasarımcısının sorumluluğu işte buradadır.
Otomobil yollara çıktığında da onu saklayamazsınız. O artık herkes tarafından görünür olmuştur. Onu gören herkes araç hakkında bir yargıya sahiptir. Yani otomobil tasarımcısının omzundaki yükün ağırlığı bir moda tasarımcısıyla karşılaştırılamaz.
5 YIL SONRA NE KULLANACAĞIZ?
5 yıl sonra arabaların nasıl görüneceğini merak ediyorsanız Volkswagen Golf’e bakın derim. Tıpkı onda olduğu gibi, bence 5 yılda çok büyük bir değişiklik olmayacak. Birçok şirket elektrikli motorlara geçiyor ama bu, tasarımda büyük değişiklik getirmeyecek. Bildiğimiz otomobilin sonu gelmeyecek!
Şu anda otomotiv dünyasında gördüğüm en büyük değişimi Hollandalı startup Lightyear gerçekleştiriyor. Güneş enerjisiyle çalışan araç yapıyorlar. Bu, önemli bir değişimin işareti olabilir.
Bana göre yakın gelecekte insanlar için mobilite kavramı büyük ölçüde değişecek. Yani otomobil olmayan yeni araçlar hayatımıza girecek. İlk başta elektrikli araçlar çıktığında, BMW ve Mercedes gibi şirketler şekillerini değiştirmeye çalıştılar. Ama müşteri bu tasarımları beğenmedi. Şimdiki elektrikli araçlara bakarsanız, hepsinin tasarımı bildiğimiz eski modellere benziyor. Çünkü insanlar yeni şeylerden korkuyor.
Bireysel mobilite gelecekte de önemli olmaya devam edecek. Ama arabalar büyük şehir merkezlerine giremeyecekler. Bu da yeni tür bir ulaşım aracına olan ihtiyacı gündeme getirecek. Zaten biz de Onomotion’da bireysel mobilitede otomobil olmayan yeni bir kategori oluşturmak istiyoruz.
- EĞİTİM
Güzel Sanatlar Akademisi (Kassel), İngiltere Kraliyet Sanat Koleji - DENEYİM
Mercedes, Peugeot, Volkswagen, TOGG - NEDEN TASARIM?
Tasarımın önemi giderek artıyor. Otomobil, moda objesi haline geliyor. Bir aracın değerinin yüzde 80’ine ulaşması da tasarımın gücünü ortaya koyuyor. - GELECEK
5 yılda çok büyük bir değişiklik beklemiyorum. Elektrikli motorlara geçiş. Ancak tasarımda büyük değişiklik olmayacak. Bildiğimiz otomobilin sonu gelmeyecek!
“ONOMOTION’DA HEDEF 100 BİN ARACA ULAŞMAK”
Murat Günak’ın ortaklarıyla kurduğu OnomotIon, hem mobilite” sorununu çözmeyi hem de karbon emisyonunu azaltmayı hedefliyor.
- KARGO ÇÖZÜMÜ
Onomotion’u 2016’da kurduk. Artık startup değil, kendi üretimimiz de var, büyük bir şirkete dönüşüyoruz. Tasarladığımız ONO E-Cargo Bike ile UPS gibi şirketlerin şehir içlerindeki mobilite ihtiyaçlarına çözüm sunuyoruz. Çünkü, kargo aracının yükünü taşıyabilecek kapasitede. - HEDEF 4 MİLYAR PAKET
Almanya’da yılda 4 milyar paket e-ticaret yoluyla insanların evlerine geliyor. Bizim hedefimiz bu pazar. Bu araçlar, kargo kamyonlarının şehirde belli yerlere getirdiği paketleri alıp kısa mesafelere dağıtım yapıyor. Kanuni olarak bir bisiklet olduğu için, parklar dahil her yerden gidebiliyor. - BİSİKLETTEN FAZLASI
Bir bisiklet olmasına rağmen gerçekte daha büyük. 3 metre uzunluğunda ve 300 kilo taşıyabiliyor. Konteyneri çıkabiliyor, paketlerle dolduruluyor, sonra konteyner bisiklete yüklenerek dağıtıma çıkıyor. - 5 BİN ÜRETİM
Geçen yıl 1000 araç ürettik 2023’te 5 bin adet üreteceğiz. Şu anda Almanya ve Paris’teyiz. New York’a açılma planımız da var. Yavaş büyüyoruz ama şu anda rakibimiz yok. Şirketlerin böyle bir ürüne ihtiyaçları var. Çünkü, işlerini kamyonlarla yapmaya devam edemeyecekler. Bize ihtiyaçları var. 100 bin araca ulaşmamız 5 ila 10 yıl arasında sürecektir.
OTONOM SÜRÜŞ BİR HAYAL!
Önümüzdeki 5 yılda otomobillerde çok büyük bir değişim olmayacak. Otonom sürüşe inanmıyorum. Otomotiv şirketleri bu fikri biraz da pazarlama faaliyetleri nedeniyle kullanıyor. Bence en büyük değişiklik, birçok arabanın yerini alacak bir şey olacak. Ama şu an tam olarak ne olacağını söyleyemiyorum. Henüz bilmiyoruz. Bu konunun üzerinde çalışmaya devam ediyoruz.
“TOGG İNANILMAZ BİR PROJE”
- Kariyerim boyunca birçok otomobil firmasıyla çalışma şansım oldu. TOGG kadar inanılmaz bir şey görmedim. 2018’de 5 kişi olarak başladık. Şimdi ilk araçlar fabrikadan çıkmak üzere… Bence tarihi bir hikaye…
- TOGG yeni bir şirket, yeni bir teknolojisi var ve hiçbir otomobil markasıyla bilinmeyen bir ülkeden çıkıyor. O yüzden de araç hem son derece elegan, ama bir yandan da insanların kabul edeceği bir tasarıma sahip olmalıydı. Yani, uzaydan gelmiş gibi görünmemeliydi.
- TOGG ile ilk görüşmeleri yaptığımda elimde sadece kurşun kalemle çizdiğim taslaklarım vardı. Ama sonrasında gençlerin de olduğu bir tasarım ekibi kurduk. Onlarla çok gurur duyuyorum.