in , , ,

10 milyon için yerel içerik yarışı

Geçtiğimiz ocak ayında BluTV’nin CEO’su olan Deniz Şaşmaz Oflaz ile dijital platform yayıncılığında başarının sırlarını, iyi içeriğin önemini ve BluTV’nin lokalden globale giden yolculuğunu konuştuk.

10-milyon-için-yerel-içerik-yarisi

DENİZ ŞAŞMAZ OFLAZ
BLUTV CEO

YAZI: GÜLDENİZ AYRAL

Aydın Doğan Yalçındağ tarafından 2015 yılında kurulan BluTV, 2021’de Warner Bros Discovery ile bir stratejik ortaklığa imza attı. Discovery, BluTV’nin yüzde 35 hissesi için 20 milyon dolar ödedi.

BluTV, aldığı yatırımın da gücüyle özellikle yerli yapımlara öncelik vererek hem cirosal hem de abone bazında her yıl kuvvetli bir şekilde büyümesini sürdürüyor. Global dijital platformların ezici rekabetine rağmen bu yıl ciro bazında yüzde 125, abonelikte ise yüzde 62’lik bir büyüme yakaladı. Geçtiğimiz ocak ayında da bir bayrak değişimi oldu ve Aydın Doğan Yalçındağ kuruluşundan beri yürüttüğü CEO’luk görevini, kendisi gibi genç bir isim olan Deniz Şaşmaz Oflaz’a devretti.

2016 yılından beri BluTV’nin neredeyse her bölümünde çalışmış olan Oflaz, BluTV’yi sadece lokal içerik üreten dijital bir platformdan, farklı iş birliği modelleriyle global sahnede de güçlü bir oyuncu konumuna taşımayı istiyor.

İstanbul’da Fransız Pierre Loti Lisesi’nde okuduktan sonra Fransa’da Nanterre Üniversitesi’nde sinema ve gösteri sanatları eğitimi alan Oflaz, önce Canal+ şirketinde içerik alımı üzerine çalışmış. Kariyerine Türkiye’de devam etmeye karar verince, sinema sektöründe tüm haklarıyla içerik alımı üzerine odaklanmış.

BluTV ile tanışması ise 2016 yılında bir gün telefonuna gelen çağrıyla olmuş. Ardından gerçekleşen mülakat sonucunda, daha önce hiç aklında olmayan dijital platform tarafına geçmiş…

Deniz Şaşmaz Oflaz, burada önce içerik alımında çalışıp, bir süre sonra içerik direktörü olarak atanıyor. Şirketin daha da büyümeye başladığı noktada ticari tarafa geçerek ticari direktörlük (CCO) görevini yürütüyor. Son olarak da kendi deyimiyle “şirketin neredeyse her alanını tecrübe ettikten sonra” CEO’luk görevini üstleniyor.

Bu yeni görevi sonrasında Deniz Şaşmaz Oflaz, BluTV’nin dijital platformlar arasında fark yaratan stratejisini, aldığı yatırımı, globale açılma planlarını ve dijital platformlar dünyasında nelerin değişeceğini Fast Company’ye anlattı.

6 MİLYON ABONE VAR

Bugün Türkiye’de en az bir dijital platform abonesi olan hane sayısı 6 milyona ulaştı. Bunun içinde 1’den fazla platform üyeliği olanlar da var. Önümüzdeki 3-4 yıl içerisinde de bu rakamın 10 milyona ulaşacağı öngörülüyor. Hâlâ çok büyük bir pazar değil ama yine de genç bir nesle sahip olduğumuz için ciddi anlamda dijital platformlara kayma olduğunu söyleyebilirim.

Pazarın büyümesinde pandemi çok ciddi bir etken, bir dönüm noktası oldu. Evde yapacak bir şey kalmayınca, insanlar platformlara abone olmaya başladı ve içerik tüketimi her mecrada çok ciddi artış gösterdi.

3 yıl önce dijital platforma üye hane sayısı 3 milyon civarındaydı, şimdi 2 katı düzeyine geldi. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan insanlar kaçırdıkları dizileri, şovları kendi tercih ettikleri zaman izlemeyi istiyor.

2017-2018’de biz daha emekleme noktasında iken Netflix’in gelmesi pazarı hareketlendirdi. Böyle global gücün gelmesi pazarı büyüttü, alışkanlığın oturtulmasına katkı yaptı.

Şu anda pazarda irili ufaklı yayıncı var ama ana oyuncular aslında bizim dışımızda Netflix, Amazon Prime Video, Disney Plus, Gain, Exxen ve Mubi diyebiliriz. Gain, Exxen ve BluTV dışındakiler zaten daha global platformlar.

BAŞARININ 3 AYAĞI

Sektörümüzdeki rekabette sadece abonelik fiyatı belirleyici değil. Fiyatınız çok uygun olsa da teknolojiniz iyi değilse, izleyiciye kötü bir deneyim yaşatmış olursunuz ve kaçırırsınız.

Bence en temelde bağlayıcı olan ‘ilgi çekici’ içeriklerinizdir. Dolayısıyla gerek yerel üretim, gerek lisansladığımız içerikler olsun bizim rekabet gücümüzü artıran unsurlardır. İster yerel ister global bir platform olun tek bir içerikle bir çeyrekten diğer çeyreğe çok ciddi değer kazanarak girebilirsiniz. Fiyatınız yüksek ve teknolojiniz kötü olsa bile izleyici sırf o istediği içerik için gelebilir. Bu işin öyle bir fanatik tarafı var.

Bizim en büyük sıçramalarımızdan biri Adana işlerimizden ‘Sı-fır Bir’ ile oldu. Aynı şekilde ‘Behzat Ç.’ ile de dönemsel olarak bu tip sıçramalar yaşadık.

Dolayısıyla rekabette bir numara her zaman içerik ama bununla birlikte rekabete uygun bir abonelik ücreti ve izleyici deneyimini yaratacak çok ciddi bir teknolojiye ihtiyacınız var.

Yani televizyon kanallarından farklı olarak en büyük zorluklarımızdan bir tanesi de aslında teknolojinizle farklı farklı smart tv’lerde aynı standartta o deneyimi yaşatabilmek. Ama smart tv’ler belirli bir standartta değil. Global platformlara karşı da lokallerin orada bir dezavantajı oluşuyor, çünkü bizim ne o kadar yazılımcı kaynağımız var ne de televizyon şirketleriyle büyük anlaşmalar yapabiliyoruz.

Bir tarafta örneğin 2 bin 400 yazılımcı varsa siz diğer tarafta 40 yazılımcıyla aynı işi yapmaya çalışıyorsunuz.

ÇOK İYİ KÜTÜPHANE ŞART

Dijital platformların en büyük zorluklarından birini, iyi bir kütüphane yaratma oluşturuyor. Tek bir içerikle abone sayınızı artırabilirsiniz ama iyi bir kütüphane oluşturmamışsanız, yeni içeriklerle güçlendiremiyorsanız, o aboneyi tutamazsınız. Bir dönem size gelir, sonra gider. Dolayısıyla kalıcı olabilmesi için o aboneyi getirdikten sonra tutabilmeniz için bir sürü önlem almanız gerekiyor.

Biz henüz yolun başındayken, abone sayılarımız bakımından daha inişli çıkışlı bir seyir izliyorduk. Şu an çok daha istikrarlı bir büyümeye döndürdük.

Bunun arkasında içerik ve fiyat stratejisi gibi birçok faktör var. Yıllık abonelik ve yaptığımız iş birlikleri gibi birçok önlem aldık. Hepsiburada ile iş birliğimizin katkısı büyük oldu.

İptaller konusunda ise şu an global platformlara yakın oranlarda gidiyoruz diyebilirim. Bu oranlar aslında çok değişkenlik gösterebiliyor ama yüzde 5 ila 10 arasında bir yerlerde hareket ediyor. Bu başarılı bir rakamdır. Platformlar ilk zamanlarında çok daha yüksek iptal oranlarıyla da başlayabiliyor.

YERLİ YAPIMLARIN KATKISI

Aydın Doğan Yalçındağ, BluTV’yi kurduğunda kafasının bir kenarında hep özel yapım işi vardı. Çünkü, globaldeki örneklere de bakıyordu ve farklılaşmak için özel yapımın gerekli olduğunu biliyordu.

Ama ilk etapta, zaten yayın hakları alınan içerikler de var. “Biz önce bunları değerlendirmeye başlayalım. Çok ciddi bütçelerle girmeyelim” gibi bir düşünce oluşmuş. Kuruluşun ilk senesinde 100 bin abone gibi bir hedef koymuşlar ama 7 bin aboneyle bitirmişler.

Biz 2017’nin başında ‘Masum’la ilk özel yapımımızı lanse ettik ve orada bir sıçrama gerçekleşti. Böylece özel yapım ile devam etmemiz gerektiği bir kez daha ortaya çıktı.

Burada ‘özel yapım’dan kastımız, sadece yerli olması değil. Dijitale uygun yerli yapım üretmekten söz ediyorum. Çünkü, ‘Masum’ başta olmak üzere bizim birçok içeriğimiz, gerçekten televizyon kanallarında gördüğümüz içeriklerden farklı.

O yüzden biz özel yapımlarımızda hep farklı türlere, farklı hikayelere gittik. Format itibarıyla her hafta 100 dakikalar üzerinde değil, 8-10 bölümlük, global platformlardaki gibi 50-60 dakikalık dizilere yöneldik. Bugüne kadar da en çok aboneyi her zaman kendi yerli özel yapımlarımızla aldık.

Aboneyi getirmek bakımından çok önemli ama tutmak için yeterli değil. Biz içeriklerimizin etrafını dünyanın her tarafından çok kaliteli yabancı içeriklerle, farklı belgesellerimizle örerek bu kataloğu yarattık.

GLOBALLEŞME PLANLARI

Ekonomik olumsuzlukların olduğu 2023’te bile ciro bazında yüzde 125, abonelik bazında da yüzde 65 büyüme sağladık. Bunun öncesinde 2021’de Discovery yüzde 35 oranında şirketimizden pay aldı ve önümüzdeki aylarda bu iş birliğinin daha da güçlenmesi gibi bir durum söz konusu.

İş artık daha bir konsolidasyon veya bir ortak yapıda birleşmeye doğru gidebilir. Bizim ürettiğimiz içerikler, ortağımızın yurt dışındaki diğer platformlarında yavaş yavaş yer almaya başlayacak. Dolayısıyla biz de ayak izimizi o platformlarda gösteriyor olacağız.

Değerlendiremediğimiz bölgelerde zaten içeriklerimizin lisanslamasını da yapıyoruz. Aynı zamanda hizmetimizi yurt dışındaki bazı telekom şirketlerinin platformunda BluTV servisi olarak veriyoruz. Özellikle Orta Doğu’da bu modeli çok kullanıyoruz. Dışa açılmada uygun çeşitli medyaları, platformları kullanacak, ortağımızın gücünden de yararlanacağız.

Evet, globalleşmek bir hedef ve tabii ki çok önemli. Ancak kârlılık da önemli. Şu ana kadar genel olarak hep ana pazarımıza yöneldik. Bundan sonra globale daha çok odaklanacağız.

YENİ BÜYÜME HEDEFLERİ

2023’te aslında iş birlikleri tarafında çok büyüdük. Hepsiburada’yla bir iş birliğimiz var ama sadece o değil. İçeriklerimizin katkısı büyük. ‘Last of Us’ dizisi çok başarılı oldu. ‘Behzat Ç.’ ve ‘Adana’ işlerimizde franchise’larımız çok iyi gitti. Yeni içeriklerimizden ‘Magarsus’ da çok başarılı oldu.

2024’te de cirosal olarak yine yüzde 120-130 gibi bir büyüme planlıyoruz. Depremin, seçimin ve ekonominin böyle olduğu bir dönemde bu kadar kontrollü gidebildiysek, önümüzdeki yıl yine bir o kadar daha büyüme öngörebiliyoruz.

Abonelikler, ciro gibi değil. Globallerde de olduğu gibi bir yerden sonra doygunluğa ulaşıyor. Abonelikte biraz yavaşlama olacaktır ama yine de bir büyüme bekliyoruz. Yani en az yüzde 30’un üzerinde bir büyüme olur. Belki yine 60’ları bile bulabiliriz.

Şu an yüzde 120 büyüme diyorum ama yurt dışındaki kanallarımızdan gelen yeni dağıtım sözleşmeleriyle bu daha da yukarılara çıkacaktır.

BluTV bünyesinde 10 bin saati aşkın içerik, 35 orijinal belgesel ve program, 34 orijinal dizi ve film, 101 sezon 714 bölüm, 60 canlı yayın kanalı bulunuyor.

LOKAL PLATFORM OLMANIN ZORLUKLARI

  • Teknoloji
    Global şirketlerin ‘yazılım ordusuna’ karşı bizim gibi şirketlerde bir avuç ‘yazılımcı’ var. İzleyici yerele de global platforma da aşağı yukarı aynı abonelik ücretini ödüyor. Ama ‘bu yereldir, ben bunun bu halini tolere edeyim’ demiyor. Aynı hizmeti, aynı kaliteyi bekliyor.
  • Kısıtlı bütçeler
    Biz çok kısıtlı bütçelerle işler yapıyoruz. Asıl gelirimizi ana pazar Türkiye’den sağlıyoruz. Doğal olarak geri dönüşün de bu pazardan olması gerekiyor. Oysa rakiplerin geliri dünyanın dört bir yanından geliyor.
  • Dezavantajdan avantaja
    Yerel üreticilerin limitli kaynaklarla hareket etmesi, bizi daha kıvrak ve kreatif olmaya itiyor. Bence bir Amerikan şirketinden yatırım almamızın sebeplerinden biri de buydu. Kısıtlı kaynaklarla üretebildiğimiz içerikler gerçekten ortada bir başarı olduğunu gösterdi. Dezavantajı, avantaja çevirmek gibi bir şey oldu.

YÜZDE 22 ‘İPTAL’E BASIYOR

  • ABONE
    Türkiye’de 6 milyon abone var.
  • %52
    Deloitte’ın 2022’deki araştırmasına göre, tüketicilerin yüzde 52’si, en az yılda 1 kez bir platform aboneliği satın aldı.
  • İPTAL
    Araştırmalara göre yıllık abonelik yaptıranların yüzde 22’si, daha sonra yenileme yapmadı ve ‘iptal’ etti.
  • ABD-TÜRKİYE
    ABD’de bir hanenin ortalama 2.3, hatta 3’ e yakın platform üyeliği var. Türkiye’de 1.8 düzeyinde.

DİJİTAL PLATFORMLARDA SON TRENDLER

  • Kişiselleştirme
    Kullandığınız algoritmanın iyi bir kürasyon yaparak ‘doğru kişinin önüne, doğru içeriği’ sunabilmesi önemli… Kişiselleştirmenin iyi yapıldığı, algoritmanın iyi çalıştığı bir platformda izlemeyi artırıyorsunuz.
  • Ortak yapımlar
    Tüm dünyada maliyetlerin artması nedeniyle ‘ortak yapımlar’ öne çıkıyor. Yeni projeler ortaya çıktığında, farklı ülkelerdeki platformlara yüzde 50-50 benzeri ortaklıklar sunuluyor. Dolayısıyla artık yapımcılık da biraz bağımsız sinema yapımcılığına dönmüş durumda.
  • İçerik paylaşmak
    Disney ve Warner gibi büyük kurumlarda ilk zamanlarda her şeyi kendi platformuna koyma eğilimi vardı. Ama bu stratejinin tutmadığı anlaşıldı. Bu şirketlerin 20-30 bin saatlik içerikleri var. Abonesinden aldıkları 20 dolar yetersiz kalıyor. O yüzden içerik paylaşımına açılmaya başladılar.
  • Oyun
    Oyun sektörü ile platformların kesişen noktalarında bitmeyen denemeler var. Mesela bizim platformda da izlenebilen ‘Last of Us’, bilgisayar oyunundan yola çıkmış bir dizi. Bunların birbirlerini inanılmaz desteklediğini görüyoruz.
  • Yapay zeka dublajı
    Lokal içeriklerin bütün dünyaya yayılmasının önündeki en büyük engellerden biri dil sorunuydu. Çünkü, dublaj çok maliyetliydi. Şimdi yapay zeka ile bu sorun ortadan kalkıyor. Bu alanda ciddi değişimler göreceğiz diye düşünüyorum.
  • Abonelikte yeni modeller
    Bugünkü abonelik modeliyle büyüme daha da zorlaşıyor. Onun için zaten birçok platform reklamlı modeli de paralelde geliştirmek zorunda.

Yazar: Fast Company Türkiye

©Fast Company Dergisi, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş. tarafından Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun şekilde yayınlanmaktadır. Fast Company’nin isim hakkı ABD’de Mansueto Ventures’a, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. Dergide yayınlanan yazı, tablo, fotoğraf ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

gunes-heyecani

Güneş heyecanı!

sessiz-gucun-yukselisi

Sessiz gücün yükselişi!