Fast Company Türkiye
YAZI: NATE BERG
Aylarca kanepenin üstünde çalışmak, ofisleri insanların zihninden silmiş olabilir. Şirketlerin kira sözleşmelerini bozduğuna ve “küresel göçebe”lerin yükselişe geçtiğine dair manşetlerle karşılaşıyor da olabiliriz. Fakat yine de ofisler, hâlâ birçok şirketin ileriye dönük iş yapma planlarının merkezinde yer alıyor.
Bununla birlikte, her geçen gün daha fazla şirket, hibrit bir iş yeri yaklaşımını benimsiyor. Dolayısıyla insanların, yalnızca bazı günlerde gelip geri kalan zamanlarda evden çalıştığı bir ofis deneyimi, büyük olasılıkla çok farklı hissettirecek. Birçok çalışan, ofise ne kadar sık gelirse gelsin, önemli ölçüde değişen bu ofis ortamlarına giriyor olacak. Yeni tasarım konseptleri, bazı yerlerde alanları ve mobilyaları önemli ölçüde yeniden şekillendiriyor. Bu durumun sonucunda, ortaya çok sayıda işbirliği alanı, masa düzenlerinin ve konferans odalarının yeniden yapılandırılmasına yardımcı teknolojiler ve bunlar gibi daha esnek, duyarlı ve uyumlu özellikler çıkıyor.
Bu dönüşümler, şu an gerçekleşiyor. Spotify, Salesforce ve çevrimiçi kimlik yönetimi şirketi Okta gibi şirketler, aylardır çalışmalarında yeniden tasarımlara yer veriyor. Tüm bu şirketler, insanların ofise gelmesi gerektiğinde, alanları rahat ve işlevsel hale getirmenin yeni yollarını tasarlıyor. Birkaç önemli alanda hayata geçirdikleri yenilikler, sizlere, kanepe hayatından sonra çalışma hayatınızda neler olabileceğine dair bir fikir verecektir.
İŞBİRLİĞİ ALANI
Salesforce’un küresel iş yeri hizmetleri kıdemli başkan yardımcısı Michele Schneider’a göre, masa sayısındaki yüzde 40’lık azalma, işbirliği için daha fazla alan yaratıyor. Bu da, ekip çalışmasını her yerde mümkün kılmak için daha fazla kabin, kafe, ortak masa, kanepe, yazı tahtası ve mobil görsel-işitsel ekipman anlamına geliyor.
KAT PLANI DEĞİŞİKLİKLERİ
Şirketler, ayak izlerini yeniden değerlendirirken, ofisleri daha esnek hale getirmek için metrekare alanlarını küçültüyor veya kişilere tahsis edilen masaların sayısını azaltıyor ya da tamamen ortadan kaldırıyor. Salesforce ve Spotify, çok sayıda masadan ziyade hem bireysel hem de işbirliği içinde çalışmaya olanak sağlayan mobilyalara ve alanlara sahip; yani, kat planlarını ekip odaklı “mahalle” yaklaşımıyla dönüştürüyorlar.
TEKNOLOJİ
Okta, ofislerinin tam olarak nasıl kullanıldığını izlemek amacıyla sensörleri, yaka kartlarını ve analitiği kullanarak verinin nimetlerinden yararlanıyor. Okta’nın dinamik çalışmalardan sorumlu yöneticisi Samantha Fisher, “Bunu, alanın tepesinde yer alan bir ağ gibi düşünün” diyor ve devam ediyor: “Bu veri noktalarının her biri, belirli bir alanın veya çalışma noktasının nasıl kullanıldığına dair bir hikaye anlatıyor.” Bir konferans odası yeterince kullanılmıyor veya fazla kullanılıyorsa, şirketler bunun farkına varıp uygun düzenlemeler yapabiliyor.
SESSİZ BÖLGELER
Genellikle ofislerde epey bir gürültü olur. Spotify gibi, dinleyebilmenin çok önemli olduğu bir şirket için bu durum, daha da sıkıntılı. Şirketin yeni ofislerinden bazılarında kitap raflarıyla ayrılmış, kütüphane benzeri odalar bulunuyor ve bu odalarda, akustik panellerle çevrili, kişiye özgü bilgisayar masaları yer alıyor. Spotify’ın çalışma alanı tasarımı başkanı Sonya Simmonds, “Burası, sunumunuzu bitirmeniz gerektiği zaman gidebileceğiniz bir alan” diyor.
MOBİLYA
Hibrit çalışma, her gün farklı bir ofis popülasyonu olacağı anlamına geliyor. Bu durumda da esneklik, kilit rol oynuyor. Her geçen gün daha fazla şirket, beyin fırtınasına veya herkesin katıldığı toplantılara olanak sağlayabilecek, taşınabilen ve yeniden kurulabilen mobilyaları benimsiyor. Okta’nın San Francisco merkezinde bulunan priz donanımlı mobilyalar, çalışanların istedikleri yerde otururken prizi kullanmalarına olanak sağlıyor.
İLLÜSTRASYON: SIMON LANDREIN
