in , , , ,

Tasarımla İnovasyon

Küçük cihazlardan devasa yapılara kadar, ‘Tasarımla İnovasyon’ ödüllerinin kazananları, karmaşık sorunlara zarif çözümler sunan insan zekasının gücünü gösteriyor. İlerleyen sayfalarda, bu yılki onur ödülleri sahiplerinden 19’unu göreceksiniz.

tasarimla-inovasyon

KİŞİSEL BİR ŞEY

TASARIM, İNSAN MÜDAHALESİNİN öyküsüdür. Mimar olmazsa, bir bina sadece bir kutu olur. Kullanıcı deneyimi tasarımcısı olmadan, bir internet sitesi sadece bir dizi koddan ibaret olur. Yapay zeka konusunda ışık hızında yaşanan gelişmelerin tanımladığı bir yılda, inşa edilen dünyayı şekillendirenlerin (iyi ya da kötü) sonuçta insanlar olduğunu hatırlamak zor olabilir.

Bu yılki Tasarımla İnovasyon Ödülleri’ne katılan ve kazanan projelerin her birinin arkasında, zor sorunları çözmek için kendilerine meydan okuyan ekipler bulunuyor. Bu ekiplerin zekası, her birinin kendi alanını öne çıkaran ürünler, binalar, araçlar ve fikirlerle sonuçlandı. Fast Company’nin Yılın Tasarım Şirketi seçtiği Canva gibi bazı onur ödülü sahipleri, yapay zekanın insanların yerini almaktansa onlarla nasıl iş birliği yapabileceğini gösteren yeni araçlarla yapay zeka alanına balıklama dalıyor. Diğer şirketler ise daha fazla insan tarafından kullanılabilecek yenilikçi ürünler ortaya çıkarıyor: Estée Lauder’ın Sesle Aktive Edilen Makyaj Asistanı, görme kaybı yaşayan kişilerin kozmetik ürünlerini uygulamasına yardım ediyor ve JanSport’un Adaptive Koleksiyonu da tekerlekli sandalye kullanıcıları ve el becerisi sınırlı olanlar için yeni sırt çantası seçenekleri sunuyor.

En etkili tasarım çözümleri, kullanılacakları dünyanın bağlamını tanıyan çözümlerdir. Örneğin, The North Face’in kolayca sökülüp tekrar kullanılabilir kumaş ve bileşenlerden yapılan döngüsel tasarım ürünleri. Modanın sera gazı emisyonlarının yüzde 10’undan sorumlu olduğu bir zamanda, akıllı kıyafetler her derde deva değil fakat insanların gardıroplarını yenileme hakkındaki düşüncelerini değiştirmeye yönelik küçük ve umut vaat eden bir çaba. Benzer şekilde, Snøhetta’nın su geçiren kaldırım taşları ve MAD Architects’in Quzhou Spor Parkı, şehirlerimizi daha sürdürülebilir ve dirençli hale getirmek için güçlendirmemize yenilikçi tasarımların nasıl yardımcı olabileceklerini gösteriyor.

Tasarım belki dünyayı kurtaramaz fakat hayatları daha iyi hale getirmede belirgin bir rol oynayabilir. Mesela LifePort Karaciğer Taşıyıcısı’na bakın. Bu, nakil hastalarına kelimenin tam anlamıyla hayat olan insan karaciğerinin taşınması için yeni ve yaratıcı bir sistem. Veya şirketlerin çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık çabaları hakkında hesap sorulabilir olmasını sağlayan bir analiz platformu olan Dandi’yi inceleyin. Bu projeler, yaratıcılığın sadece insanlara özgü bir özellik olduğuna dair birer hatırlatıcıdan fazlası; bunlar, insanlığın en acil ihtiyaçlarını anlamak ve bunlara karşılık vermek için bir algoritmadan çok daha fazlasının gerektiğine dair birer kanıt.—Liz Stinson

 

FIGMA’DAN NOAH LEVIN
FOTOĞRAF: DAMIEN MALONEY

FIGMA

UZAKTAN VE HİBRİT ÇALIŞMA çağında, Figma görsel tasarım iş birlikleri için standart bir platform haline geldi. Bu platform, sekiz yıldır farklı yerlerdeki kişilerin tek bir tasarım projesi üstünde aynı anda birlikte çalışmasına yardımcı olan araçlar sunuyor. Fakat görsel paylaşmaya ihtiyaç duyanlar sadece tasarımcılar değil. Figma’nın Tasarım Başkan Yardımcısı olan Noah Levin, “Slack, Google Docs ve temel iletişim araçları gibi uygulamalar var fakat görseller için bir uygulama yok” diyor. Figma yakın zamanda yöneticiler, mühendisler, metin yazarları ve araştırmacılar gibi görsel fikirler paylaşmaya ihtiyacı olan çalışanlar arasındaki iş birliğini sağlamak için çeşitli araçlar piyasaya sürdü. Figma’nın, iki yıldır mevcut olan ekran paylaşımı platformu FigJam ile birlikte, artık Spotlight adında bir sunum modu ile yeni yayınlanan ve tasarımcılarla geliştiricilerin birlikte çalışmasına yardımcı olan bir “Geliştirme Modu” var.

Figma Airbnb, Dropbox ve Kimberly-Clark gibi kurumsal müşterilere hizmet etmenin yanında, ABD çapındaki K-12 öğrencileri ve öğretmenlerine de yazılımın Chromebook versiyonlarını ücretsiz bir şekilde sağlıyor. Bu yeni hizmet, bir sınıftaki öğrencilerin projeler için iş birliği yapmasına yardımcı olurken, öğretmenlerin de biyolojiden edebiyata kadar değişen konularda görsel olarak çekici dersler oluşturmasına izin veriyor. Eylül 2022’de, tasarım yazılımı devi Adobe 20 milyar dolar karşılığında Figma’yı satın alma planını duyurdu; bu, teknoloji ve finans sektörlerinin (ve düzenleme kurumlarının) dikkatini çeken şaşırtıcı bir miktar. Burada amaç, Figma’nın iş birliği konusundaki kapasitesini Adobe’un güçlü yaratıcı araçlarıyla birleştirmek.—Steven Melendez

 

FOTOĞRAF: DAN FORBES

HAVA LAB0RATUVARI

OTRIVIN HAVA LABORATUVARI, doğanın en dayanıklı, güçlü ve sıklıkla gözden kaçırılan organizmalarından birini gösteriyor: Algler. Londra merkezli mimarlık ve tasarım firması ecoLogicStudio tarafından tüketici sağlığı şirketi Otrivin ile ortak şekilde oluşturulan ve kamuya açık olan bu laboratuvar ve alg bahçesi, yenilik odaklı bir sergi evi olan London Building Centre’ın içindeki ahşap bir yapının içinde bulunuyor. Burada, biyotasarımcılar alglerin havadaki karbondioksiti toplarken oluşturduğu biyokütleleri topluyorlar. Bu biyopolimer lifleri daha sonra burun temizleyiciler, tabureler ve şişeler gibi yeni ürünler üretmek için bir 3D yazıcıya konuluyor. Bir kısmı sınıf, bir kısmı da sergi olan Hava Laboratuvarı, dairesel bir şehre giden yolu gösteriyor. ecoLogicStudio’nun kurucu ortaklarından Marco Poletto, laboratuvarın algleri başrole koyarak, havayı temizleme ve yeni bir yaşam yaratma konusunda ne kadar güçlü olabileceklerini vurguladığını söylüyor. Poletto, “Tasarım, sürdürülebilir bir geleceği şekillendirme konusunda daha katılımcı bir yaklaşımı mümkün kılan bir araç” diyor. —Nicole Gull McElroy

 

İLLÜSTRASYON: MATTEORIVA

JANSPORT ADAPTIVE KOLEKSİYONU

  • DAHA İYİ TOKALAR Bu koleksiyon, genellikle kamp ekipmanları endüstrisinin eldiven giyenler için kullanımı kolay olsun diye kullandığı tokalarla üretildi. JanSport, bu tokaların el becerisi sınırlı olan insanlar için de işe yarayacağını fark etti.
  • YENİ RENKLER JanSport, sonbaharın başında koleksiyonu üç yeni renk ile genişletmeyi planlıyor: Koyu Ardıç (koyu yeşil), Uzay Tozu (uzay deseni) ve Mavi Alacakaranlık (açık mavi).
  • DAHA FAZLA ASKI Geleneksel çantalarda çok az askı bulunuyor fakat Adaptive Sırt Çantası’nda daha fazla askı ve askıların boşta sallanmasını önlemek için onları koyacak daha fazla yer var.
  • KOLAY ERİŞİM Bu sırt çantaları, kullanıcıların dipteki eşyalara daha kolay ulaşabilmesini sağlamak için daha kısa ve daha az derin. Ayrıca çantalarda arkada yer alan ve hareket etmeye yardımcı cihazların kollarına asabilmek için özelleştirilebilen kolayca ayarlanabilir halkalar ile el becerisi kısıtlı olanlar için tutması kolay fermuarlar ve parmak halkaları bulunuyor.
  • SIRT ÇANTASI ÜRETİCİSİ JANSPORT, bir mirası olan markaların erişilebilir tasarımı nasıl başarılı bir şekilde ana akım haline getirebileceğini gösteriyor. Ocak ayında, engelli topluluklar için kapsayıcılığı artırmaya odaklanan ve kâr amacı gütmeyen küresel bir kuruluş olan Disability:IN ile üç yıllık bir iş birliğinin ardından, JanSport Adaptive Koleksiyonu’nu piyasaya sürdü: İki rengi (siyah ve pudra pembesi) ve bir de batik desenli bir çeşidi bulunan bir sırt çantası ve bir çapraz askılı çanta. Çantaların her ikisi de kullanım kolaylığını stille dengelemek için baştan düşünüldü. Örneğin Central Adaptive Sırt Çantası, daha iyi bir denge için hareket etmeye yardımcı cihazların sırt kısmına sağlam bir şekilde tutturulması için tasarlandı ama tıpkı şirketin popüler SuperBreak çantası gibi görünüyor. JanSport Başkan Yardımcısı Alexandra Reveles, “Adaptive topluluğu, tıbbi bir görünüş ve histen ziyade geleneksel görünüşü olan daha fazla çanta istedi” diyor. s. —Margaret Andersen

 

İLLÜSTRASYON: GINKO YANG

QUZHOU STADYUMU

KÜÇÜK S DAĞI, Çin’in doğusunda bulunan Quzhou şehrindeki yeni ve merkezi bir parkın yemyeşil manzarasının ortasında bulunuyor ve engebeli çimenliklerden jeolojik bir tuhaflık gibi yükseliyor. İnsan yapımı bu tepeler, 2 milyonluk bu şehrin kamuya açık yeni etkinlik alanı olan Quzhou Spor Parkı’nın çeşitli spor mekanlarına sahiplik ediyor. Pekin merkezli MAD Architects tarafından tasarlanan bu eğlence ve dinlence alanları, geleneksel binaların sert köşelerini pikniklere ve güneşlenmeye uygun yumuşak yamaçlara çeviriyor.

Entegre edilen bu mekanların en büyüğü, yılın en etkileyici şekilde tasarlanan binalarından biri olan ve izleyiciler için mega boyutlu bir yapı sunarken, aynı zamanda kamuya da açık ve geniş bir alan sağlayan bir stadyum. Stadyumun içi, profesyonel futbol maçları ve konserler için inşa edilmiş. Sandalyeler bir krater gibi alçakta bulunuyor ve stadyumun çeperini dolaşan, hale şeklindeki yarı saydam çatı ise alanı kapatmadan koltukları güneşten koruyor. En üst sıralar ve dışarıda bulunan tepecikler, şehir manzarasının ve arkasındaki dağların izlenebilmesini sağlıyor. Yapı uzaktan bir parkın üstünde dolanan bulut gibi bir çemberi andırıyor. Bıraktığı genel etki ise devasa bir spor ve eğlence mekanını, park benzeri huzurlu bir ortamla birleştirmeyi neredeyse gizli bir şekilde başaran bir stadyum tasarımı. MAD Architects kurucusu Ma Yansong, bu zıtlığın gerçeküstü olduğunu söylüyor. “Benim için, bu kaliteyi kamuya açık bir alana, herkese getirebilmek çok önemli.”
—Nate Berg

 

  • KAMUYA AÇIK YEŞİLLİKLER
    Bu stadyum, spor alanları ve yeşil alanlarla donatılmış 6 milyon metrekarelik geniş bir parkın ortasında bulunuyor. Quzhou’nun kamuya açık birincil alanı olmak için tasarlanmış. primary public space.
  • YER ALTINDA
    Beton otoparklarla çevrelenen çoğu stadyumun aksine, bu park destekleyici altyapısının ve ulaşım yollarının çoğunu yer altına saklıyor.
  • HALE ETKİSİ
    30 bin izleyici kapasiteli stadyum devasa bir büyüklükte fakat MAD Architects, sadece yedi noktada yerle temas eden hale benzeri çatısıyla, yapının mühendisliğini açık bir yapı hissi verecek şekilde gerçekleştirdi.

 

İLLÜSTRASYON: DANIEL SALO

SPOUT

TAMAMEN yeni bir tezgah üstü küçük ev aletini pazarlamaya çalışırken, kapladığı alanı minimumda tutmak önemlidir. Kurucu ortaklar Reuben Vollmer ve Tyler Breton’un Spout’u kurarken fark ettikleri şey de buydu. Spout, küçük, ekonomik ve tüketicilerin evde kullanabileceği kadar sessiz olacak şekilde tasarlanan ilk atmosferik su üreticisi. Spout’un CEO’su olan Vollmer, “Bu makine hakkında düşünmek zorunda kalmamalısınız” diyor. “Gerçekten sadece şöyle bir aklınıza gelmeli.”

Mayıs ayında piyasaya sürülen bu tezgah üstü alet, günde 10 litreye kadar temiz içme suyu üretiyor. Ürettiği suya havadan kirletici maddelerin girmemesi için hastanelerde kullanılan hava filtrelerinden yararlanıyor ve su da sürahinin kapağında bulunan bir UV lambasıyla temiz tutuluyor. Nest Thermostat için endüstriyel tasarımı sağlayan firma olan Bould Design, Spout’un profilini tasarladı ve Vollmer’in söylediğine göre bu da ürünün dayanıklılığına ve görece düşük fiyatına (499 dolar) katkıda bulundu. —Lana Tleimat

 

İLLÜSTRASYON: GINKO YANG

TÜM VÜCUT SAĞLIK TARAMASI

60 DAKİKADAN DAHA AZ BİR SÜREDE, Prenuvo’nun yapay zekayla çalışan tescilli teknolojisi, tüm vücut için bir MR taraması yapabilir ve bu tarama, hayati tehlike içeren sorunlardan (kanser ve anevrizmalar) yaşam tarzı değişiklikleriyle düzeltilebilecek, daha yavaş ilerleyen hastalıklara kadar 500’den fazla tıbbi durumu tespit etmeye yardımcı olabilir.

Prenuvo CEO’su Andrew Lacy, şirketin bu teknolojisinin birden fazla MR taramasını tek bir oturumda birleştirdiğini söylüyor. Lacy, “Kullandığımız tekniklere gelişmiş çok parametreli MR deniyor” diyor. “Karaciğer için, farklı yönlerde ve farklı doku ağırlıklarında 15 farklı resim çekiyoruz, böylece tüm üç boyutlu piksellerine bakabiliyoruz.”

Prenuvo’nun tarama merkezlerindeki ücretler, üst vücut için 999 dolar ila tüm vücut için 2499 dolar arasında değişiyor ve hizmetleri genellikle sigorta tarafından karşılanmıyor. Fakat 2022’de 70 milyon dolar toplayan Prenuvo, yıl sonuna kadar 6 lokasyondan 42 lokasyona çıkmayı planlıyor ve ölçek büyüttükçe fiyatlarını da düşürmeyi öngörüyor.

Prenuvo’nun taramaları şirket radyologları tarafından inceleniyor fakat ayrıca bir akıllı telefon uygulaması ile de görüntülenebilirler ve hastaların açık bir şekilde anlayabileceği şekilde tasarlanmışlar. Lacy, “Buradaki fikir, bunu gerçekten ulaşılabilir kılmak ve hastaların haklı şekilde kendilerinin olması gereken şeylere ulaşabilmek için uğraşmasını gerektirmemekti” diyor. Hasta deneyimi de ayrıca alışıldık taramalardan daha güvenli ve daha hoş olması için tasarlanmış: Zararlı radyasyona veya renklendirme maddelerinin enjekte edilmesine gerek yok ve hatta hastalar makine içindeyken televizyon izleyebilir veya müzik dinleyebilirler. —Steven Melendez

 

CANVA

CANVA’NIN YAPAY ZEKA konusundaki hızlı dönüşü, teknolojiye düşkün kişileri bile hazırlıksız yakaladı. Grafik tasarım platformu, 2022’nin ikinci yarısındaki birkaç aylık sürede üretici yapay zekayı tasarım, görüntü ve metin oluşturmadan fotoğraf, ses ve video düzenlemeye kadar ürün yelpazesinin her bölümüne entegre etti. Elbette, Fast Company’nin 2023 Yılın Tasarım Şirketi ödülünü de alan Canva’daki ekip, bu dönüşüme yıllardır hazırlanıyordu.

Canva’nın kurucu ortağı ve ürün baş sorumlusu olan Cameron Adams, “Bunu bir gecede yapmadık” diyor. Adams sürecin, yaklaşık altı yıl önce, ekibinin müşterilerin geçmişteki seçimlerine dayanarak tasarım önerilerinde bulunmak için makine öğrenmesini kullanmasıyla başladığını söylüyor. Canva daha sonra, Şubat 2021’de Kaleido AI’ı satın aldı. Kaleido AI, yapay zekayla çalışarak fotoğrafların arka planını silen ve hızlı bir şekilde yaratıcılık setlerinin en popüler özelliklerinden biri haline gelen bir eklentinin geliştiricisi.

Adams, Canva’nın yapay zekanın proje fikirlerinden son uygulamalara kadar her görev için bir yardımcı pilot haline gelmesini istediğini söylüyor; “yanınızda oturan ve ihtiyacınız olduğunda kullanacağınız küçük bir asistan gibi.” Bugün, yapay zeka Magic Design (tek bir görüntü veya seçilen stile göre özel taslaklar üreterek kullanıcıların saatlerce uğraşmasını engelliyor) ve yeni Beat Sync (kullanıcıların video içeriklerini herhangi bir müzik parçasıyla otomatik olarak düzenliyor) gibi özelliklerle Canva’nın tüm ürün setine yayılmış durumda.

Adams, Canva’nın misyonunun her zaman tasarımı demokratikleştirmek olduğunu ve yapay zekayla çalışan yeni araçlarının da “yeni yaratıcılık çeşitlerini ortaya çıkardığını” söylüyor. —Jesus Diaz

 

İLLÜSTRASYON: MATTEO RIVA

SPACE 10 KÜTÜPHANESİ

2015’TE KURULDUĞUNDAN BERİ, Danimarka Kopenhag merkezli tasarım firması Space10, halk etkileşimini öncelik haline getirdi. Ikea tarafından fonlanan ve sürdürülebilir, kapsayıcı çözümlere odaklanan bu firma, araştırmalarını online olarak paylaşıyor ve Kopenhag’daki Mezbahalar Bölgesi’nde bulunan merkezinde dersler ve galeri şovları düzenliyor. Firma, geçtiğimiz yıl binasının içinde Space10 Kütüphanesi adını verdiği bir yer açarak bunları bir sonraki seviyeye taşıdı. Ziyaretçiler bu kütüphanede ders çalışabilir, iş birliği yapabilir veya sadece bir kahvenin tadını çıkarabilir.

Space10 galerisi ve etkinlik alanlarıyla birleşen fakat modüler bölmeler ve kumaş perdelerle ayrılabilen ışık dolu bu kütüphane, kısmen bir zamanlar balık dağıtım tesisi olan binanın orijinal beyaz fayanslı duvarları sayesinde, bir çeşit öğrenme laboratuvarını anımsatıyor. Binanın önünde bulunan ve yerden tavana kadar uzanan pencereler, binayı hareketli mahalleye bağlıyor. Bağımsız bölmeler, kişisel telefon görüşmelerine veya küçük toplantılara imkan sağlıyor. Space10 yaratıcı ve stratejik direktörü olan Ryan Sherman, “Buraya gelmek ve etkileşime geçen, enerji ve fikirler getiren insanların olacağını bilmek, gerçekten buna değiyor” diyor. “Bence çevrenizle ve topluluğunuzla daha aktif bir şekilde etkileşime geçmek, evden çalışmak yerine ofise gelmeye sizi daha fazla teşvik eder.” —Sam Lubell

 

FOTOĞRAF: ANDREW BOYLE

450 WARREN

ÇOĞU APARTMAN, her iki tarafında kapılar bulunan uzun ve boş koridorlar etrafında yapılandırılır. Fakat Brooklyn’in Gowanus mahallesindeki yeni bir bina, bir paradigma kaymasına sebep oluyor. Gayrimenkul geliştirme şirketi Tankhouse ile birlikte SO-IL mimarları tarafından tasarlanan 450 Warren, binanın boş çekirdeğinde yer alan bir dizi açık hava yoluyla ulaşılabilen 18 daireden oluşuyor (çoğunlukla 1+1 ve 2+1 dairelerle üç adet de çatı katı dairesi). Ortağı Jing Liu ile SO-IL’i kuran Florian Idenburg, “Çift taraflı koridorlar insanlık tarihindeki en depresif icat” diyor. “Dairenin değeri sadece dairenin kendisinden değil, aynı zamanda sokaktan evinize kadar olan yolculuğun kalitesinden ve bu yolculuğun ne kadar ışık dolu ve neşeli olabileceğinden de gelmeli.” Bina sakinleri 450 Warren’a, beş katlı binanın üst katlarına götüren yolları ve merdivenleri içeren bir avludan giriş yapıyorlar. Bu tasarım, komşuların birbirleriyle karşılaşma ve sohbet etme fırsatını da artırıyor. Her bir dairenin en az iki balkonu ve önünde de küçük bir verandası var. Bina New York’ta olduğu için, daire fiyatları 1.7 milyon dolardan başlıyor fakat neredeyse her daire, 2022 baharında bina henüz açılmadan satılmıştı bile. —Elissaveta Brandon

 

THE NORTH FACE DÖNGÜSEL TASARIM ÜRÜNLERİ

KULLANILMIŞ KIYAFETLERİN yüzde 1’inden azı, yeni kıyafetler olarak geri dönüştürülüyor, bu yüzden The North Face geçtiğimiz yıl en popüler tarzlarından bazılarında değişiklik yaptı; sökülmesini ve geri dönüştürülmesini mümkün olduğu kadar kolaylaştırmak için yüzde 100 polyesterden yapılan tüylü Osito ceket gibi. Stratejileri karışık materyallerden uzak durmayı (çünkü mevcut geri dönüşüm sistemleri lifleri etkin bir şekilde ayıramıyor) ve fermuar gibi unsurların çıkarılmasını kolaylaştırmayı içeriyor. Ceketlerin kapüşonlarında sıklıkla kullanılan elastik bir sıkıştırma ipi kolayca geri dönüştürülemiyor, bu yüzden tasarımcılar bu ipi elastik olmayan bir çeşidiyle değiştirdiler.

Tüketiciler eskimiş kıyafetlerini şirketin dükkanlarda bulunan geri dönüşüm kutularına attığında, kıyafetler temizleniyor, tamir ediliyor ve tekrar satılıyor veya yeni kıyafetler üretmek için geri dönüştürülmek üzere sökülüyor. Şirket tüm ürünlerinin eninde sonunda geri dönüştürülebilir olmasını istiyor.

The North Face’te kıdemli bir tasarımcı olan Kellen Hennessy, “Döngüsellik, sürdürülebilirlik stratejimizin büyük bir parçası” diyor. Şirket, mevcut tarzları dönüştürerek ve yenilerini de daha yüksek standartlarla tasarlayarak, döngüsel seçeneklerini artırmaya odaklanmış durumda. Hennessy, “Geri dönüşüm teknolojileri gelişmeye devam ettikçe, bizim döngüselliğe dikkat ederek daha fazla ürün üretme konusundaki standartlarımız ve yetilerimiz de gelişecek” diyor. —Adele Peters

 

İLLÜSTRASYON: GINKO YANG

KALIP PROJEKSİYON SİSTEMİ

DITTO DIGITAL

BU YILIN BAŞLARINDA, dikiş sanatları ve kumaş devleri Joann ve Singer arasındaki ortak bir girişim, ilk dijital kalıp projeksiyon sistemi olan Ditto’nun tanıtılmasıyla sonuçlandı. Cleveland’da bulunan ürün inovasyon firması Nottingham Spirk’in tasarladığı Ditto, tasarım sürecinin en sinir bozucu kısımlarından biri olarak bilinen bir süreci (kağıt kalıplarla çalışmak) kolaylaştırmak için algoritmik zekayı ve projeksiyonu birleştiriyor.

Dikişçiler, Ditto uygulamasını kullanarak kalıpları kişiselleştirebilir ve ölçüleri gerçek zamanlı olarak değiştirebilir, daha sonra da kalıbı kumaş üstüne yansıtarak kesmeye başlayabilir. Nottingham Spirk’in kurucu ortaklarından ve CEO’larından biri olan John Nottingham, “Daha genç bir kitle dikişe eğilim gösteriyor ve bu grup teknolojiden de anlıyor” diyor. Ditto’nun kurulumu kolay ve internet sitesinde en tanınmış markalara ve küçük kalıp üreticilerine ait özelleştirilebilir taslaklardan oluşan, giderek büyüyen bir kütüphane bulunuyor. Bu ürün, Şubat 2023’teki New York Moda Haftası’ndan önce tasarım okullarına ve dikişçilere tanıtıldı. Nottingham Spirk, perakende satış fiyatı 799 dolar olan bu sistemlerden SUNY Moda ve Teknoloji Enstitüsü ve Parsons School of Design gibi kurumlara bağışladı. Nottingham, “Ditto ifade özgürlüğüne, kıyafet özgürlüğüne ve kıyafetlerinizin sizi yansıtmasının verdiği mutluluğa imkan tanıyor” diyor. —Ritupriya Basu

 

İLLLÜSTRASYON: DANIEL SALO

FLYT GEÇİRGEN KALDIRIM TAŞLARI

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ŞİDDETLENİRKEN, şehirler de fırtına ve sellere karşı giderek daha savunmasız hale geliyor. Kentleri su baskınlarından korumak için Norveçli mimarlık stüdyosu Snøhetta, Flyt adını verdikleri ve suyun betonun yüzeyinden geçerek alttaki toprak tarafından emilmesine izin veren bir beton kaldırım taşı sistemi tasarladı. Bu sistem, kaldırım taşları arasında yaklaşık 6 santimetrelik bir boşluk bırakarak, suyu emecek daha fazla toprak olmasına izin verecek şekilde döşenen 6 köşeli taşlardan oluşuyor. Flyt, kamuya açık her çeşit alanda kullanılabiliyor. Daha küçük boşlukları olan versiyonu kalabalığın yoğun olduğu alanlarda, daha büyük boşluğu olan versiyonu ise daha az kalabalık alanlarda (veya ağaçların etrafında) yerleştirilebiliyor. Snøhetta’da ürün tasarım direktörü olan Marius Myking, “Oldukça basit bir tasarım seçtik” diyor. Flyt, Norveçli beton kaldırım taşı üreticisi Asak ile iş birliği yaparak üretildi. Asak, sadece otoparklarda ve yükleme alanlarında (geçirgen kaldırım taşlarının çoğunun şu anda bulunduğu yerler) değil, aynı zamanda şehir içindeki alanlarda da kullanılabilecek zarif bir çözüm arıyordu. 1994 Kış Olimpiyatları’nın gerçekleştirildiği Lillehammer bölgesinin belediyesi, yakın zamanda 1000 metrekarelik bir parkı kaplamaya yetecek kadar taş sipariş etti. Şu anda ilk taşlar yerleştiriliyor. —EB

 

ESTÉE LAUDER’DAN LAMIA DREW
FOTOĞRAF: LYNETTE ORTIZ

SESLE AKTİVE OLAN MAKYAJ ASİSTANI

TOPAKLANMAYAN BİR MASKARA a-veya mükemmel bir allık uygulaması kimse için kolay değil. Görme kaybı yaşayan insanlar içinse, bu neredeyse imkânsız olabilir. 75 yıllık kozmetik şirketi Estée Lauder, görme kaybı yaşayan müşterilerinin kendilerine makyaj yapabilmesine yardımcı olacak bir alete ihtiyaç olduğunu gördü. Şirket, Ocak 2023’te Sesle Aktive Olan Makyaj Asistanı adında bir mobil uygulamayı tanıttı. Bu uygulama, bir kullanıcının yüzündeki makyajı analiz etmek için artırılmış gerçeklik ve yapay zekayı kullanarak, rujun veya fondötenin eşit dağıtılıp dağıtılmadığını veya düzeltilmesi gereken bir bulaşma olup olmadığını belirliyor. Sesli yardım, düzeltmelerin nasıl yapılacağına dair ayrıntılı talimatlar sunuyor. Kullanıcı güne devam ederken, makyajını tazelemek için uygulamayı tekrar kullanabiliyor. Estée Lauder’ın kapsayıcı teknoloji ve erişilebilirlik küresel direktörü olan Lamia Drew, son kullanıcılara kulak vermenin kritik önemde olduğunu söylüyor. “Sanal asistanın konuşma hızını ayarlayabilmek gibi küçük ayrıntılar bile bu kullanıcıların geribildirimlerinin doğrudan bir sonucu.” —Elizabeth Segran

 

İLLÜSTRASYON MATTEO RIVA

TEC MEXICO CITY YENİLİK EKOSİSTEMİ

2017’DE, MEXICO CITY 7.1 şiddetinde yıkıcı bir deprem yaşadı. Felaket, şehrin önde gelen üniversitelerinden Tecnológico de Monterrey’i vurarak, kampüsteki neredeyse her binaya zarar verdi ve beş öğrencinin ölümüne neden oldu. Bu trajedinin arkasından üniversite, kurumdaki disiplinler arası pedagoji ünitesi gibi yenilikçi ve etkileşimci olacak yeni bir kampüs yaratma fırsatını gördü.

Entegre tasarım firması Sasaki’de baş mimar ortaklardan biri olan Victor Eskinazi, “Latin Amerika’daki üniversiteler, komşularına sırt çevirmeye meyilli oluyorlar. Etraflarında genellikle tel örgü veya duvar bulunuyor” diyor. “Kurumların katkıda bulunmadığına ve komşuların da sadece trafik, çöp ve partiler gibi en kötü taraflara maruz kaldığına dair” bir duygu var.

Sasaki için, Tec Mexico City’i baştan hayal etmek, şehrin parçalanmış bir bölümünü ortak imkanlar sunan ve topluluk içinde daha güçlü bağlara öncelik verecek, birleştirilmiş bir bölgeye dönüştürmek için kuruma ait yaklaşık 3500 metrekarelik arazileri kullanmak anlamına geliyordu. Bu yeni plan, Eskinazi’nin “çoklu sarmal yaklaşımı” dediği bir şeyi benimsiyor. Bu yaklaşım, üniversitenin çekirdek kampüsünü, Mexico City’nin mevcut tıbbi çevreler, öğrenci yurtları, bir stadyum ve spor tesisleri, bir mıknatıs lise, topluluk alanları ve kreş ile olan bağlantılarını kullanan, yeni bir yenilik bölgesine entegre ediyor.

Bu alan, tamamlandığında açık alanlardan ve bölge için bir omurga görevi görecek gölgeli bir yaya bulvarından oluşan bir ağa sahip olacak. Yeni parklar, oyun alanları ve diğer eğlence-dinlence tesisleri de yeşil alan eksikliği çeken civardaki mahallelerin sakinlerine açık olacak. Eskinazi, “Bölgeden geçerken, her zaman bir park ortamında olacaksınız” diyor. —Rebecca Greenwald

 

İLLÜSTRASYON: MATTEO RIVA

LIFEPORT KARACİĞER TAŞIYICISI

KARACİĞER NAKLİ, her yıl binlerce hayatı uzatan modern bir mucize. Fakat karaciğerin taşınması? Pek sayılmaz. Organ Kurtarma Sistemleri’nin CEO’su David Kravitz, “Mevcut standart, bir buz kutusu, genellikle de bir Igloo soğutucusudur” diyor. Bu doğru: İnsanın en büyük iç organı, daha çok sahil partileri için tasarlanmış bir cihazla hastaneler arasında yolculuk ediyor.

Bu çözüm, karaciğer donörleri genç ve sağlıklıyken daha mantıklıydı fakat sürekli uzayan nakil listeleri doktorları yaşlı ve hasta donörleri de düşünmeye zorladı ve tıbbi olarak daha zayıf olan bu karaciğerlerin ekstra bir desteğe ihtiyaçları var.

LifePort Karaciğer Taşıyıcısı (LLT), donörden alınan organa bir hastaymış gibi davranarak, ona besin aşılıyor ve yolculuk sırasında hareket etmesini önlüyor. Göz alıcı endüstriyel tasarım da buna yardımcı oluyor: Kravitz, “Tıbbi ekiplerin, etraflarında güvenebilecekleri bir şey olduğuna dair bir bakışta rahat etmelerini istiyoruz” diyor ve birkaç cerrahın “Profile baksanıza, aynı iPhone gibi” dediklerini aktarıyor.

LLT’nin öncüsü olan Böbrek Taşıyıcısı, Modern Sanat Müzesi’nde ikamet ediyor ve Kravitz’e göre, hoş bir tasarım Hipokrat yemininin bir uzantısı: “Hayat kurtarırken sürece biraz güzellik eklemek muhtemelen kötü bir şey değil.” —John Pavlus

  • Kravitz, “LLT nakil hastanelerine helikopter, uçak veya Chevrolet Suburban modeli bir cipin arkasında götürülüyor” diyor. Pürüzlü bir tutacak, LLT’nin araçlara yüklenip indirilmesine yardımcı oluyor.
  • Cihaz, herhangi bir boyuttaki (büyük donörlerin büyük karaciğerleri oluyor) karaciğeri alacak kadar büyük ve hiç durmadan 18 saat boyunca çalışmak için tasarlanmış.
  • Özel tasarımlı kanüller, LLT’yi karaciğerin toplar ve atardamarlarına bağlıyor. Kravitz, “Organları açısından herkes eşit yaratılmamış” diyor.

 

  1. Bir ekran pili organın gerçek zamanlı sağlığını takip ediyor ve eğer LLT’nin sofistike iç mekanizması arıza yaparsa, Kravitz cihazın karaciğeri soğuk tutmak için bir “buz kutusu” görevi göreceğini de söylüyor.
  2. İki tane hat, oksijenli ve besin açısından zengin bir çözeltinin, tıpkı hastaya serum verir gibi sürekli olarak akmasını sağlıyor. Bu “enjeksiyon”, soğuk ortam yüzünden oluşan doku hasarını azaltıyor. yerleştiriliyor.
  3. Karaciğerin kendisi, organı korumak ve vücut içindeki fiziksel pozisyonunu taklit etmek üzere tasarlanan, kubbe şeklindeki özel bir yatak içine sağlam bir şekilde yerleştiriliyor.

 

FOTOĞRAF: DAN FORBES

NEWSON OFİS SANDALYESİ

OFİS SANDALYELERİ ŞAŞIRTICI BİR ŞEKİLDE karmaşık ürünler ve masanızın önünde havada süzülüyormuş gibi hissetmeniz için yüzlerce kiloluk ağırlığı destekleyecek mekanik yaylar ve plakalar kullanıyorlar. Sorun şu ki çoğu ofis sandalyesi, bu mekanizmaları koltuğun altındaki kaba bir çıkıntıda “saklayarak” ve mobilyanın estetiğini bozan gizli düğmeler ve kollar bulundurarak, bu karmaşıklığı gösteriyor.

Knoll ile Newson Ofis Sandalyesi’ni geliştirmek için beş yıl harcayan Avustralyalı endüstri tasarımcısı Marc Newson, “Bu nesnelerden birini kullanmanın zorlukları etrafındaki sır perdesini kaldırmak ve pek çok sandalye gibi göz korkutucu olmayan bir nesne yaratmak istedim” diyor. “Bence bu sandalyeler şaşırtmak istiyor.”

Newson, kaba mekanizmaları sandalyenin çerçevesine sığan 5 santimetrelik ince bir sistem haline getirmeyi başardı. Destekli bir oturma kısmı bu sistemin hemen üstünde yer alıyor ve ayarlamalar da yan tarafta bulunan ve belirgin bir şekilde kırmızı olan tek bir düğme ile yapılıyor.

Sonuç ise belirgin bir şekilde hafif bir silueti olan, ergonomik bir performans sandalyesi oluyor. Bu sandalye, o kadar basit bir kullanıcı deneyimi sunuyor ki diğer tüm ofis sandalyelerinden ayrılıyor. Newson, “Sadeliği mekanik karmaşıklığı ile çelişiyor” diyor. —Mark Wilson

 

DANDI

GEÇTİĞİMİZ EKİM AYINDA AÇILAN analiz platformu Dandi, şirketlerin çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık (DEI) programlarını daha ölçülebilir hale getirerek, iş yerindeki önyargılarla savaşmak için tasarlandı. Bu aracın farklı veri setlerine odaklanmak için özelleştirilmesi kolay ve sezgisel bir ara yüzü bulunuyor. Bu da yönetim ve insan kaynaklarının ücret ile cinsiyet, etnik köken, engellilik durumu ve diğer değişkenler ile temsil edilme durumuna dair gerçek zamanlı görüşler elde etmesini sağlıyor. Kurucu ortaklardan biri ve baş ürün sorumlusu olan Viktor Persson, “İnsanın, bu dünyada diğerleriyle aynı imkanlara sahip olmayan pek çok kişi üzerinde büyük bir etki yapma potansiyeline sahip bir şey üzerinde çalışma fırsatını elde etmesi nadiren oluyor. Benim için bu, Dandi’yi yaratmanın en ödüllendirici kısmıydı.” diyor.
—MA

  • Şirketlerin üst düzey yönetici pozisyonunda bulunan kişilerin güncel bir analizi
  • %39: Küresel olarak iş arayan ve aday kurumla ilgili algılanan kapsayıcılık eksikliği sebebiyle bir fırsatın peşinden gitmemeyi seçen kişilerin oranı ise yüzde 39.

 

İLLÜSTRASYON: DANIEL SALO

AIR MADE

GEÇTİĞİMİZ YIL, AIR COMPANY havacılık endüstrisinin 2020’lerin sonundan önce karbon azaltma ihtiyaçlarına karşılık verecek çığır açıcı bir teknoloji sunmuş olabilir: Karbon nötr yakıt.

Startup’ın Airmade yakıtı, atmosfere salınmadan önce fabrikalardan yakalanan karbondioksitten damıtılıyor. Karbon Dönüştürücü Reaktörü adındaki tescilli bir teknoloji, karbondioksiti sudan elde edilen hidrojenle karıştırarak, yakıtı üretmek için bu bileşenleri daha sonra patentli bir katalistte birleştiriyor (fotosentezi taklit eden bir süreçle). Air Company’nin kurucuğu ortağı ve CEO’su Gregory Constantine, tüm sürecin yenilenebilir enerjiyle gerçekleştiğini söylüyor ve “bu yakıtın güzelliği, hiçbir motorda bir değişiklik yapılmasını gerektirmemesi” diye de ekliyor. ABD Hava Kuvvetleri, geçtiğimiz eylülde Airmade’i başarıyla test ettikten sonra, Air Company Savunma Bakanlığı ile 65 milyon dolarlık bir sözleşme imzaladı ve Virgin Atlantic ile JetBlue’yla da anlaşmalar yaptı.

Endüstrinin taleplerini karşılayabilmek için, şirketin yasa koyucuların tam iznini alması ve operasyonunu, USAF denemesi için yaklaşık 20 litrelik yakıt üreten 232 metrekarelik pilot tesisinden daha büyük yerlere taşıması gerekecek. Bu müthiş bir zorluk fakat Constantine son derece kararlı görünüyor: “Üretimi küresel olarak ölçeklendirme ve karbonsuzlaştırma amacımızı elde etmeye tamamen odaklanmış durumdayız.”—JD

 

FOTOĞRAF: DAN FORBES

BEN’S BEST BLNZ

BEN & JERRY’NİN KURUCU ORTAKLARINDAN Ben Cohen, Ben’s Best Blnz (B3) adındaki yeni kenevir girişimi için görsel bir kimlik oluşturmak istediğinde, tasarım firması Pentagram’ın ortaklarından olan Eddie Opara’ya gitti. Sonuçta ortaya çıkan ve Blended SloSmokes (önceden sarılmış düşük THC’li kutular) ve Full Spectrum elektronik sigaralarını içeren teneke kutular da dahil olmak üzere tüm B3 ürünleri üstünde görülebilen resimler, alışıldık yeşil yaprakları canlı turuncu ve pembelerle ve protest grafiklerden ilham alan bir tipografiyle değiştiriyor. Opara, “Renkler, sembolizm, tipografi; her şeyin bir nedeni var” diyor.

B3’ün misyonu, uyuşturucuya karşı yürütülen ve orantısız bir şekilde siyahileri hedef alan savaşta yapılan yanlışları düzeltmek. Kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olarak tescil ettirilen şirketin gelirleri NuLeaf Project’in siyahi kenevir girişimcilerine dağıttığı hibeler, Son Mahkum Projesi ve Vermont Irksal Adalet Birliği arasında paylaştırılıyor.

Opara ve ekibi, B3’ün tipografisinde siyahi tasarımcıların çalışmalarına vurgu yapmayı seçti. Tré Seals’ın fontu Vocal Type’ın üç yazı biçimi, tarihteki gösterilere selam çakıyor: Bayard, 1963’te Washington’da gerçekleştirilen İş ve Özgürlük Yürüyüşü’ndeki protestocuların pankartlarından Martin, 1968’deki Memphis Temizlik İşçileri Grevi’nin “Ben Bir Adamım” mesajından ve Eva da 1957’de Arjantin, Buenos Aires’te kadınların oy hakkı için yapılan gösterilerdeki pankartlardan ilham almış. Darden Studio’nun yarattığı başka bir yazı biçimi olan Halyard ise Brooklyn ve kuzey ABD’deki yol işaretleri ve mezar taşlarından ilham almış.

B3’ün teneke kutularını ayrıca Angela Davis ve Nelson Mandela gibi özgürlük savaşçılarının sözleri ve multimedya sanatçısı Dana Robinson ve Opara’nın kendisinin çizimleri süslüyor. Opara, kutuların uyuşturucuyla savaşta yanlış bir şekilde zarar görenleri hatırlatması için birer koleksiyon ürünü olarak tasarlandığını söylüyor. —Abigail Glasgow

Yazar: Fast Company Türkiye

©Fast Company Dergisi, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş. tarafından Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun şekilde yayınlanmaktadır. Fast Company’nin isim hakkı ABD’de Mansueto Ventures’a, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. Dergide yayınlanan yazı, tablo, fotoğraf ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

refahta-buyuk-cokus

Refahta büyük çöküş!

sınırları-degistirme-zamani-geldi

Sınırları değiştirme zamanı geldi