in , ,

“İyi tasarım kalıcı ilişkidir”

Christoph Behling, tasarım işine teknoloji tarafında yaptığı projelerle başladı. Ardından ününü saat işinde yaptı. Bunu 2007’de Geberit’teki banyo ürünleri tasarım liderliği izledi. Şimdi, yeni tüketici davranışlarıyla, farklı bir anlayışın yükseldiğine dikkat çekiyor.

iyi-tasarim-kalici-iliskidir

CHRISTOPH BEHLING
GEBERIT GRUBU TASARIM STRATEJİSİ BAŞKANI

YAZI: GÜLDENİZ AYRAL

Önce iletişim teknolojisi ürünleri üzerine çalışmış, ardından 2000’lerin başında güneş enerjisine dayalı teknelere kafa yormuştu. Tasarım dünyasında adını duyurduğu yıllarda ünlü saat markası Tag Heuer’den teklif alacak ve yeni bir yolculuğa çıkacaktı. Sektörde adından söz ettirdiği dönemde karşısına Geberit’in CEO’su Christian Buhl çıktı. Kendi deyimiyle bu tesadüf, “Tıpkı iyi ilişkilerin kazara başlaması gibi” olacaktı.

Çünkü Tag Heuer’in CEO’su Christian Buhl ile bir sohbetinin ardından “Christoph, Geberit ile görüşmeni öneririm” diyecekti. Önce çok anlamlı bulmadığı için gitmek istememişti. Ancak gidip görünce her şey değişecekti. Böylece 2007 yılında Geberit’te tasarımın başına geçecekti.

Çünkü, kendi deyimiyle, gerçekten çok güçlü bir bağ hissedecekti. Böylece, Behling’in banyo işine girişinin de yolu açılmış oldu. Şirketin CEO’suna, “Evet, ürünlerinize aşina değilim ama kalite ve mükemmeliyet saplantınız nedeniyle ‘sizi çok iyi anlıyorum’, duygusunu hissettim” diyecekti.

Geberit, duvar arkasındaki ürünleri için 25 yıl yedek parça garantisi veriyor. Bu, biraz saat yapımı gibi” diyor ve gerekçesini şöyle ortaya koyuyordu:

“Çünkü, şimdi için değil, gelecek yıllar, sonraki nesiller için bir şeyler tasarlıyorsunuz. Yaptığınız şeyi en mükemmel şekilde yapmalısınız. Asla yanlışa yer yok.”

Şimdi Geberit Grubu’nun Tasarım Stratejisi Başkanı olan, tasarladığı her şeye inovasyon, mükemmeliyet ve zamansızlık unsurlarını katan Behling, tasarımın markalar ve ürünler için yarattığı değeri Fast Company’ye anlattı:

GEBERIT’TE İLK YILLAR

“Geberit’e başladığımda mühendislerle konuşmuştum, teknik detayları dinledim. İnanılmaz bir kalite seviyesi var. Hiç ‘gerçekçi olmadığını’ düşüneceğiniz düzeyde bir kalite anlayışı. İlk yaptığım şey, hafif fırça darbeleriyle ‘ürünlerin üzerindeki tozu kaldırmak’ oldu.

Perdeyi kaldırıp bu kalitenin altında iyi bir tasarım olduğunu da gösterdik. Aslında bir anlamda “İsviçre saatçiliğine” de benziyor. İsviçre saat markaları da işe mekanizmalarla başlar. Mekanizma öyle fantastiktir ki bir noktada bir yere konumlanır. Ayrıca dış yani görünen kısmı da fantastik hale getirmek gerekir. Teknik nedenlerle ürünün dış kısmını fantastik yapmak zorunda değilsiniz ama bu insanların bağlantı kurma şansını artırıyor.”

Banyo serileri için ‘Design Meets Function’ mottosuyla hareket eden Geberit, hijyen, kullanım kolaylığı, konfor, alan optimizasyonu, tasarım ve erişilebilirlik anlayışlarıyla hareket ediyor.

İYİ TASARIM NASIL ANLAŞILIR?

Behling, iyi tasarlanmış bir ürünü, iyi bir ilişkiye benzetiyor. “İyi bir ürün, iyi bir ilişki gibidir. İyi bir ilişki, sadece bir an için değil, dönemler boyunca devam eder” diyor ve ekliyor:

“Peki neden güzel, harika ve ilginizi çeken her ürünle iyi bir ilişkiniz olmaz? İlişki başladıktan sonra hemen kırılan aşırı ince camlar, rahat olmadığı için gıcırdayan kanepeler kullanıcısını sinirlendirebilir. Bazen böyle çok güzel görünen, sürekli ilgi isteyen ürünlerimiz vardır ama onlarla iyi bir ilişki içinde değilizdir. Ürün doğrudur belki ama kalitesi ve işlevi iyi olmayabilir. Bu ilişki kötü olunca da muhtemelen başka bir ürün alacağımız anlamına geliyor. Bu da hem tüketici için hem de gezegenimiz için iyi bir şey değil.

İyi bir tasarımla, size ne isterseniz onu ideal olarak verdiği için iyi bir ilişkidesinizdir. İdeal olarak, size daha fazlasını verir ve zamanla daha da fazlasını verir. Yani zaman geçtikçe daha azını değil. Bu iyi bir üründür. İlk gün elinize alırsınız, ‘bu iyi bir ürün’ dersiniz. Sonrasında başka formlarını, yeni fonksiyonlarını keşfedersiniz biraz daha iyi olur. İyi olan şey daha iyiye gider; bu iyi bir ilişkidir.

Sonuç olarak, iyi tasarım, iyi bir ilişki gibidir. Öyle bir üründür ki, belki tam olarak istediğini değil, ama sana ihtiyacın olanı verir. İyi tasarım, bir nesne ile kullanıcısı arasında, nesnenin beklentileri aştığı kalıcı bir ilişkidir. Beklentileri aşmak zamanla önem kazanır.”

GÜZEL GÖRÜNMEK YETERLİ DEĞİL

Tasarımın öneminin, 10-15 yıl öncesine göre hem iyi hem de pek iyi olmayan bir şekilde arttığına dikkat çeken Behling, şöyle devam ediyor:

“Tasarım konusunda daha büyük bir farkındalık var. İnsanlar daha bilinçli. İyi ya da kötü seçim diyebiliyor. Bu harika. Ancak, kötü de demek istemiyorum ama eleştirel açıdan yaklaşınca tasarıma bakışımızın bazen yüzeysel olduğunu düşünüyorum.

Sosyal medya dünyasında, özellikle Instagram’da tasarım yalnızca görünüşe göre değerlendiriliyor. Sadece güzel tasarlanmış bir alan görüyorsunuz. İşlerliğini veya iyi bir ilişki mi gerçekten anlayamıyorsunuz. Belki de ürünlerde gerçek kalitenin ne olduğuna dair anlayışımızı kaybetme riskiyle karşı karşıyayız. İyi ve kötü arasındaki fark nedir? Her şey fazlasıyla görsele dayalı. Yani evet, tasarımın önemi arttı, seçenekler çarpıcı biçimde çoğaldı. Ama görünümü güzel olan bazı seçeneklerin, mutlaka iyi olduğuna dair bir şey yok.”

BENİM İSTİRİDYE FORMÜLÜM

Tasarım sürecini istiridye benzetmesi yaparak anlatan Behling’in ürün tasarlarken çıkış noktaları buna göre farklılık gösteriyor:

“Benim için ilham bazen biraz istiridye gibidir. Önce bir kum tanesi bulmayı seviyorum. Böylece onun etrafına bir inci yapabiliyorum. Ancak, bazen kum taneciği, problemin kendisi olabiliyor. Kum taneciği gibi bir problemle işe başlıyorsunuz ve sonra o problemi çözecek bir ürün yapıyorsunuz. Bazense bir şirkete gidersiniz, onun belli bir kalitesi vardır ama kalite görülmüyordur. İnsanlar farkına varmıyordur; işte o zaman istiridye sahibi olursunuz. Adeta fırça hareketleriyle üzerindeki tozu kaldırır gibi, orada olanı ama belki biraz örtülü ve belki de o kadar net olmayanı yani gerçekte olanı ortaya çıkarırsınız.”

“AZ AMA DAHA İYİYİ ALIN”

2004 yılında Christoph Behling Design adlı tasarım stüdyosunu kuran Behling, 2006 yılında da SolarLab Research & Design’ı hayata geçirerek ekibiyle birlikte enerji ve su tüketimini azaltmayı amaçlayan ürün tasarımları hakkında çalışmalar yapmaya başladı. Ancak, onun tasarımda sürdürülebilirlik anlayışı bunların da ötesine geçiyor:

“Ajansımı kurduğumda sürdürülebilirlik hakkında çok düşündüm. Güneş enerjili tekneler yaptım. Saat işine girme nedenim, sürdürülebilirliği, harika sürdürülebilir teknolojilerle zorlayabileceğimize gerçekten inanmam değildi. O teknolojiler rüzgâr çiftliklerinde çok iyi iş çıkarıyorlar. Tasarımın aslında daha fazlasını yapabileceğini düşünüyorum; daha az ama daha iyi tasarlamak.

Benim için İsviçre saatleri, sürdürülebilir bir fikir. İnsanlar bir ürün satın alırlar, son derece iyi yapılmıştır. 50 yıl sonra, 100 yıl sonra, dünyanın herhangi bir yerinde tamir ettirebilirler.

Böyle tasarlanmış, üretilmiş bir ürünün mükemmel bir uzun ömürlülüğe sahip olarak doğal bir değeri vardır. Minimum kaynakları, maksimum kaliteyi kullanır. Aslında günümüz dünyasında, insanlara ‘daha az satın alın ama daha iyi satın alın’ demekle, tasarım sayesinde büyük bir etki yaratılmış oluyor.”

STİL DEĞİL, UZUN ÖMÜR

İnsanların çok farklı alanlarda ürünler tasarlamasına şaşırdıklarını belirten Behling, tasarladığı ürünlerin birbirinden o kadar da farklı olmadığını şu sözlerle açıklıyor:

“Bir insan olarak, hepimiz birer tüketiciyiz. Her gün seçimler yapıyor ve cep telefonu, tuvalet, masa gibi ürünler satın alıyoruz. Hepsi çok yaratıcı olmasa da bilinçli kararlar veriyoruz. ‘Benim için ne önemli ne önemli değil?’

Tasarım sürecinde de bu çok farklı değil. Tasarımcının biraz bir doktor gibi olduğunu düşünüyorum. İnsanların ne istediğini, neyin zarar verdiğini biliyorum. Kısacası, tasarımda bir kuralınız ya da kurallarınız vardır. Mesela ben stille pek ilgilenmiyorum, uzun süre yaşayacak ürünler tasarlamaya çalışıyorum.”

MÜKEMMELİYETİN YENİ TANIMI

Behling’e göre uzun yıllar kullanılacak ürünleri tasarlama süreci de ‘yıllar hatta uzun yıllar’ alıyor. “Sadece yüzeyi değiştirmek istiyorsanız, bunu birkaç ayda yapabilirsiniz” diyor ve şöyle anlatıyor:

“Cam için yeni bir stil oluşturursunuz. Seramik için yeni bir şekil kullanabilirsiniz; bunlar gerçekten çok kolay. Eğer sınırları zorlamak isterseniz, mesela şu anda çok daha az suyla normal tuvaletlerden çok daha iyi çalışan seramik klozetler üzerinde çalışıyoruz. Sistemi optimize etmek gerçekten yıllar alıyor ve çok karmaşık.

Geberit’in çok sade, basit gibi gördüğünüz ürünlerini yapmak yıllar alıyor. Mesela Geberit’in One serisinde yer alan yatay çıkışlı lavabosunda öncelikle işe problemlerle başlıyorsunuz. Su gidere gidiyor ama gider ortada olduğu için su ve sabun her yere sıçrıyor, kireç problemi oluyor. Bu problemleri tasarlayacağımız üründe nasıl çözeceğimizle işe başlıyoruz. Bunları çözmenin kolay yolları var tabii ki ama Geberit’de işler hiçbir zaman öyle kolay yoldan çözülmüyor. Her şey o kadar mükemmeliyetçi düşünülüyor ki ve bir de 25 yıl boyunca çalışması gerektiğini düşünürseniz hızlı çözümler üreterek yapamıyorsunuz. Yeni bir ürün tasarlamak yıllar alıyor ve bu süreçte doğru yatırımlar anlamına geliyor.”

ÜNLÜ TASARIMCININ PROFİLİ

  • Felsefesi
    Ürünler değişime ilham vermeli. İnovasyon tasarımın ayrılmaz parçasıdır. Güneş enerjili tasarıma olan ilgi.
  • Simge tasarımı
    2006’da SolarLab Research &Design’ı kurdu. 2006’da Londra Hyde Park göletinde suya inen tasarımı Serpentine SolarShuttle, sürdürülebilir tasarımın uluslararası bir simgesi haline geldi.
  • Mottosu
    İyi tasarım, bir nesne ile kullanıcısı arasında, nesnenin beklentileri aştığı kalıcı bir ilişkidir. Beklentileri aşmak zamanla önem kazanır.
  • Sürdürülebilirlik
    Geberit çift yıkamalı deşarj/yıkama teknolojisi ile sadece 2021 senesinde, 3.590 milyon metreküp su tasarrufu sağladı. Bu miktar Zürih Gölü’nün hacmine denktir. Kullanıcı, küçük su deşarjına basarak bile yaklaşık 2.5 litre daha az su kullanıyor.

Bir üründe tasarım aşırı derecede bağırmamalı. Benim işim için belki kötü bir şey ama dünya için daha iyi.”

PANDEMİ SONRASINDA TÜKETİCİDEKİ 5 DEĞİŞİM

  1. Günümüz insanlarının tasarımcılardan, şirketlerden çok fazla şey talep etmediğini düşünüyordum. Daha çok sosyal medyanın etkisinin görüldüğü bir dönemdeyiz.
  2. Tasarım çok popüler ama tüketicilerin talebi daha çok, bir şeyin ‘güzel’ olması yönündeydi. Oysa daha çok talep etmeleri gerekir.
  3. Pandemiyle birlikte bir değişim oldu ve insanlar artık daha çok ‘kalite’ aramaya başladılar. Evlerinde daha çok zaman geçirdikleri için belki de bazı şeylerin güzel ama konforlu olmadığını fark ettiler.
  4. Yeni dönemde “işe yaramıyorsa, neden satın alayım” diye sorgulamaya başladılar. Böylece kaliteye doğru bir kayma oldu tüketici tarafında.
  5. Bence bundan sonra artık en iyi performans gösteren markalar, “kaliteli” üretenler olacak.

Yazar: Fast Company Türkiye

©Fast Company Dergisi, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş. tarafından Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun şekilde yayınlanmaktadır. Fast Company’nin isim hakkı ABD’de Mansueto Ventures’a, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. Dergide yayınlanan yazı, tablo, fotoğraf ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ceo-larin-yeni-onceligi

CIO’ların yeni önceliği

evet-tutkusu

‘Evet’ tutkusu!