Tasarımla inovasyon

MART AYINDA, KORONAVİRÜS İtalya’yı kasıp kavururken, mimar ve MIT profesörü Carlo Ratti, geri dönüştürülmüş nakliye konteynerlerinden solunum rahatsızlığı olanlar için bağlantılı yoğun bakım üniteleri (CURA) geliştirmek için dört kıtada 100’den fazla meslektaşını bir araya getirdi. Ülkenin aşırı yük altındaki hastanelerini rahatlatmak üzere tasarlanan birimler, bir hastane çadırı kadar hızlı kurulabiliyor, ancak yine de bir izolasyon koğuşunun katı biyogüvenlik standartlarını karşılıyor. İlk birim, Nisan ayında ülkenin en çok etkilenen Piedmont bölgesinde bulunan Torino’da, Ratti’nin doğduğu yerde açıldı. Bu birimi kısa süre sonra Kanada ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndekiler izledi.

CURA, aşırı tahribat yaratan bir küresel sağlık krizine yanıt olarak tasarımda olağanüstü yaratıcılıkla “Innovation by Design” ödülü alan projelerden biri. Amerika Birleşik Devletleri’nde, Trump yönetiminin COVID-19’u alt edecek bütüncül bir strateji oluşturmayı reddetmesi, tasarımcıların çalışmalarını her zamankinden daha kritik hale getirdi.

Ventilatörler yaptılar, sağlık çalışanları ve halk için daha güvenli, daha rahat kişisel koruyucu ekipmanlar ürettiler ve Trump virüsün kontrol altında olduğunda ısrar ederken, bunun yalan olduğunu gösteren verileri gözler önüne serdiler.

Aynı dönemde tasarım sektörü, daralan bütçeler, tıkanmış tedarik zincirleri ve uzaktan işbirliği yönündeki yorucu taleplerin ortasında büyük aksiliklerle karşı karşıya kaldı. Tasarım işlevsel bir demokrasinin yerini tutmaz; sadece aşırı baskı zamanlarında kötü liderliği telafi etmeye yardımcı olabilir ve ne kadar uzak görünürse görünsün, daha parlak bir geleceğe işaret edebilir.
Fast Company’nin “Yılın Tasarım Şirketi” seçtiği Newlab, bu açıdan ilham veren bir örnek.

TASARIMIN MEVCUT STATÜKONUN YARATILMASINDA ROLÜ OLDUĞUNU GÖRMEK İÇİN FAZLA HAYAL GÜCÜNE İHTİYAÇ YOK.

Brooklyn’deki, tasarımcılar, mühendisler, üreticiler ve diğerlerinden oluşan bu teknoloji merkezinin geniş ağı, New York’ta COVID-19 vakaları aniden yükselişe geçtiğinde, tıbbi malzeme kıtlığından hatalı vaka sayımlarına kadar her şeye çözüm bulmak için çevrimiçi olarak toplandı.

Projelerden biri, yoğun bakım ünitelerinde bulunan geleneksel cihazlara göre daha az parçaya sahip bir acil durum solunum cihazı olan Spiro Wave’di. Bu özelliği sayesinde COVID-19’un küresel ticareti ciddi şekilde zorladığı ve denizaşırı ülkelerden yapılan sevkiyatların gerçekleşemediği bir zamanda yerel olarak (Queens’te) üretildi. Newlab’in başarısı, insanlara kârdan daha çok değer veren yaratıcı işbirliğinin gücünün kanıtı.

Büyük şirketler de harekete geçti. Dünyanın en büyük spor ayakkabısı üreticisi olan (ve bu yıl sağlık da dahil olmak üzere birçok kategoride ödül alan) Nike, sağlık çalışanları için 360 binden fazla kişisel koruyucu ekipmanı toparlamak üzere tasarım ve üretim yöntemlerini haftalar içinde dönüştürdü. Şirketin ürün geliştirme döngüsü genellikle aylar sürer. Daha da önemlisi, Nike yalnızca elindeki malzemeleri kullandı: Yüz siperliklerinde, ayakkabı dolgusu, Nike Air tabanlarında yer alan plastik ve pantolon ya da ceketlerde yer alan ipler var. Nike’ın yenilikten sorumlu başkan yardımcısı Michael Donaghu’nun Fast Company kıdemli yazarı Mark Wilson’a mayıs ayında söylediği gibi, amaç “sorunu mevcut tedarik zinciri, eldeki malzemeler ve araçlarla çözmekti”. Böylelikle diğer kişisel koruyucu ekipman üreticilerinin elindeki değerli kaynakları korunacaktı.

Her şirketin, gezegenin karşı karşıya olduğu başka bir varoluşsal tehdide aynı odaklanma ve enerji ile yaklaştığını hayal edin: İklim değişikliği. Nitekim, “Innovation by Design” ödülü alan şirketlerden bazıları, çevre konusunda derin bir hassasiyet gösteriyor. Ambalaj kategorisinin birincisi olan tek kullanımlık kahve fincanı Unocup’ın üst kısmı katlanarak plastik kapak ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Spor ve Eğlence kategorisinin birincisi olan WNDR Alpine Intention 110, plastik atıkları çöplüklerden uzaklaştıran yosun bazlı kompozitten yapılmış bir kayak seti. Sürdürülebilirlik kategorisinin birincisi olan Powerhouse Brattørkaia, güneş panelleri sayesinde tükettiğinin ortalama iki katı enerji üreten bir Norveç ofis binası – en iyi tasarımın sadece daha az ayak izi bıraktığının değil, aynı zamanda gezegene aktif olarak geri verdiğinin kanıtı.

Tasarımcılar COVID-19 sonrası bir dünya tasavvur etmek için işletmeler, politika yapıcılar ve topluluklarla birlikte çalışırken, şimdi önlerinde yine zorlu bir görev var. Bu, Amerika’da başka bir acil sağlık kriziyle aynı zamana denk geliyor: Polis vahşeti ve siyahların yaşamlarına dönük sistemik ırkçılık…

Bugünkü statükonun yaratılmasında tasarımın nasıl suç ortağı olduğunu görmek, fazla hayal gücü gerektirmiyor. – Konfederasyon anıtları, siyahi ve melezlerin aşırı sayıda olduğu hapishaneler akla geliyor. Avukat ve aktivist Michelle Alexander bunu “yeni Jim Crow” diye adlandırıyor. Tasarım, bir memurun George Floyd’u öldürdüğü Minneapolis Caddesi’nden, polisin Breonna Taylor’ı katlettiği Louisville, Kentucky’deki daireye, iki beyaz adamın Ahmaud Arbery’i vurduğu banliyö mahallesine kadar her şeyin temelini oluşturuyor.

Kasıtlı olsun ya da olmasın, tasarımcılar beyazların egemen olduğu bir sistem kurmaya yardımcı oldu ve şimdi yenisini yaratmak için üzerlerine düşeni yapmaları gerekiyor. Tasarımcıların her varsayımı sorgulama ve her tercihin sonuçlarını düşünme zamanı geldi. Araştırmacılar işe yarayan bir COVID-19 aşısı ortaya çıkardığında, hayatın normale döneceğine dair yaygın bir inanç var. Böyle olmayacağından emin olmak için tasarımcılara iş düşüyor.
—Suzanne LaBarre

PREFABRİK YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ

Uluslararası tasarım firması Carlo Ratti Associati, pandemi döneminde yoğunluk yaşayan kuzey İtalya’daki hastaneleri desteklemek amacıyla, kullanılmayan konteynerleri yoğun bakım ünitelerine dönüştürdü. Solunum desteği için tasarlanan bu üniteler (CURA), hastanelerin acil bakım olanaklarını genişletiyor. Isı kontrollü her kabinde iki hastanın tedavisi için ventilatörler, monitörler, serum askıları gibi gerekli teçhizatlar yer alıyor. Havanın temiz olduğundan emin olmak için, bir makine alana ters basınç veriyor ve havadan kaynaklanan hastalıkların yayılımını azaltıyor. Üniteler tasarlanırken aileler de düşünülmüş: Konteynere açılmış iki pencere, insanların hasta olan sevdiklerini görmelerine ve doktorların durumu gözlemesine imkan sağlıyor. CURA’nın tasarımcıları teknik özellikleri açık kaynaklı dosyalarla paylaştığı için bu konsept dünyada herhangi bir yerde, herhangi bir kişi tarafından uygulanabiliyor. CURA kabinleri bir saat içinde kurulabiliyor. Bu, piyasadaki birçok mevcut seçenekten daha hızlı. Carlo Ratti, CURA’daki tıbbi ekipman önceden yerleştirildiği için, bir çadırın kurulmasının bile daha uzun sürdüğünü söylüyor. “Sağlık otoriteleri bu üniteleri mevcut hastanelere ekleyebilir ya da sadece CURA kabinleriyle tamamen yeni bir hastane kurabilir” diyor ve devam ediyor: “Ayrıca, hasta yoğunluğu başka bir bölgede artış gösterirse modülleri hızla taşıyabilirler.
—Yasmin Gagne

İŞBİRLİĞİ İÇİN YENİDEN TASARLANAN BİR DEPO

\Mimarlık firması Johnston Marklee, UCLA Margo Leavin Graduate Art Studios için 70 yıllık, 4 bin 500 metrekare büyüklüğündeki bir fabrikayı dönüştürmek üzere yola çıktığında, ortaklardan Sharon Johnston’a göre “binanın tarihini ve mekanın saflığını korumak” istedi. Bu, okulun ruhunu yansıtmak için; esnek olan ve hiyerarşik olmayan bir kamusal ve özel alan bileşimi yaratmak anlamına geliyordu. Üç kapalı bahçe, binanın serin kalmasına yardımcı olmak üzere etrafında bir “şemsiye” oluşturuyor.
—Aimee Rawlins

HAYAT KURTARANLAR İÇİN DAHA İYİ BİR AYAKKABI

COVID-19 vakaları Philadelphia’da hastaneleri doldurduğunda hastalarla yakın temasta çalışanların, virüs taşıma ya da ailelerine hastalık götürme korkusu nedeniyle kendilerini sürekli tepeden tırnağa sterilize etmesi gerekiyordu. Bu noktada, ayakkabı üreticisi Clove, özellikle sağlık çalışanları için yaratılmış ve endüstriyel temizleyicilere karşı dayanıklı spor ayakkabılarıyla hazırdı. Bu “start-up” 2019 yılının sonlarında ayakkabıyı piyasaya çıkarmadan önce, yüzlerce sağlık çalışanıyla onların ihtiyaçlarına tam olarak uyan ilk ayakkabısını üretmek üzere bir yıl boyunca çalıştı. Kolay giyilen ve sıvı geçirmeyen bir ayakkabı yarattı. Ayrıca, şık bir ürün olması için ayakkabı tasarımcısı Stuart Weitzman’la işbirliği yaptı. Pandemi Amerika’ya ulaştığında birçok doktor ve hemşire, önlerindeki uzun günlere hazırlanmak için bu ayakkabıdan birden fazla çift satın alarak Clove’un işlerini dörde katladı. Şirketi kurarken hemşire olan eşinden esin alan Clove’un kurucusu ve CEO’su Joe Ammon, “Savaşa hazırlanıyorlardı ve Clove onların silahlarından biriydi” diyor.
—Elizabeth Segran

TUHAF BİR SERVİS KİOSKU

Otomatik kahve makinesi, hastane yemekhane kültürünün hüzünlü, körelmiş bir parçası olmaya devam ediyor. Bu yüzden, Starbucks’taki konsept stüdyosunun eski başkan yardımcısı ve robotik kahve makinesi şirketi Truebird’ün şu anki baş tasarım sorumlusu Jonas Damon (sağdaki fotoğrafta), geleceğin otomatik kahve büfesinin nasıl olması gerektiğini bulmaya çalışırken, eski geleneklerden vazgeçmek ve kendi kimliğini bulmak gerektiğini fark etti. Damon, “Biz otomatlar ile kahve dükkanı arasındaki spektrumda bir yerdeyiz” diyor; “Açıkçası, bir kahve dükkanına daha yakın olmak istiyoruz. Ve kahve dükkanı olmanın bir parçası da, doğası gereği mimari yapı.”

Damon’ın ekibi, üniteyi bol miktarda camla örterek, davetkar bir kafeyi (ahşap paneller) veya mutfağı (Corian tezgahlar) çağrıştıran bir makine oluşturmak amacıyla Truebird’ün mekanik özelliklerini gizlemeyi seçti. Büyük boy bir kulübeye benzer boyutlara sahip Truebird, ışık havuzlarıyla parlıyor ve parlak turuncu espresso makinesi -kiosktaki tek renk patlaması- odanın diğer ucundan bile göze çarpıyor. Damon, “Bu, oradan harika bir espresso alabileceğinizi uzaktan gösteren işaret” diyor.

Bu sosyal mesafe çağında, robotik kahve makinesi her siparişi ufak çapta bir sihirli yüksek-teknoloji şovu ile sunuyor. Fincanları espresso makinesinden toplama yuvasına kaydırmak için mıknatıslar kullanılıyor. Bu, otomasyona dair tuhaf bir kutlama hissi veriyor. Damon, “Mekanik bir şey görmüyorsunuz” diyor; “sadece beyaz yüzeyde kayan bir fincan…”
—Mark Wilson

OYNAMAK İÇİN DAHA DAVETKAR BİR YOL

Logitech’in Xbox için tasarladığı uyarlanabilir oyun kiti, tipik oyun kumandası yerine 12 büyük düğme ve çubuk içeriyor.

Bu, el mahareti sınırlı olan insanların bireysel fiziksel ihtiyaçlarına göre mükemmel kontrolü sağlamasına olanak tanıyor.
—MW

YÜKSEK-TEKNOLOJİLİ İŞBİRLİĞİ

Brooklyn Navy Yard’daki 7 bin 800 metrekarelik arazi, robot teknolojisinden havacılığa kadar birçok alan için ortak bir çalışma alanı, inovasyon laboratuvarı ve prototip oluşturma tesisi olarak işlev görüyor. (Üye şirketler, kullanım alanı için ödeme yaparak personele ve tesislere erişim sağlayabiliyor; Newlab bazen bu şirketlere yatırım da yapıyor.) Ancak New York şehri Mart ayı başlarında COVID-19 nedeniyle karantinaya girdiğinde, Newlab vites yükseltti. Kurucu ortak Scott Cohen, Newlab topluluğu üyelerini iki projeyi yürütmek için derhal görevlendirdi: Bir COVID-19 izleyici ve bir vantilatör. İlki, birkaç ay önce Newlab’den çıkan ve veriler konusunda “gazetecilik yaklaşımını” benimseyerek bunu daha ilgi çekici bir hikaye anlatmak için kullanan bir şirket olan AppliedXL tarafından geliştirildi. AppliedXL, Stat News ve The Boston Globe’la birlikte, COVID-19’la ilgili küresel verileri bir araya getiren, virüsün nasıl ve nerede yayıldığını gösteren bir gösterge tablosu geliştirdi. İkinci proje, New York’ta yaklaşan tedarik kıtlığını gidermek için oluşturulan bir acil durum vantilatörü olan Spiro Wave’di. Bir MIT tasarımını prototip olarak kullanan Newlab, cihazı geliştirdi ve bir aydan kısa süre içinde FDA’dan onay aldı. Cohen, Spiro’yu yaratmak için 100’den fazla kişinin çalıştığını söylüyor; bu topluluk sadece mühendislikte değil, ürün araştırmasında, test ve kalite kontrolünde, rapor hazırlamakta görev aldı. Cohen, Newlab topluluğunun gerçek değerini gösteren şeyin, işbirliğine dayalı ruh ve kariyer geçmişi çeşitliliği olduğunu söylüyor. Onlardan “Newlab’de bir şeyler yapan bir ordu” diye bahsediyor.
—AR

GÖRSEL GAZETECİLİK YENİDEN TANIMLANIYOR

Mayıs ayında ABD, COVID-19’dan 100 bin doğrulanmış ölüm ile korkunç bir dönüm noktasına ulaştığında, The New York Times ön sayfasını güçlü bir anıta dönüştürerek, o güne kadar ülkede koronavirüs nedeniyle ölenlerin tam listesini verdi: İsim, yaş, doğum yeri ve kişisel detaylar… Üst tarafta boydan boya manşetin yer aldığı gri sayfa, bir mezar taşı kadar ağırbaşlıydı.

Bu, Fast Company’nin 2020 “Innovation by Design” Genel Mükemmellik kategorisinin birincisi olan Times’ın, okuyucuların bu zihin bulandıran ve ürkütücü dönemi anlamalarına yardımcı olmak için en değerli varlığını nasıl yeniden tasarladığının en son örneğiydi. New York Times Genel Yayın Yönetmeni Dean Baquet, “Bu hikayeleri, hikayelerle anlatamayız” diyor; “İnsanların birinci sayfayı görüp, gerçekten olağanüstü bir şeyin ortasında olduklarını anlamaları gerekiyor.”

Baquet, temel gerçeklerin bile kuşatma altında olduğu bir dönemde tasarımın gerçeği nasıl güçlendirebileceğini, basılı yayınların neden ölmediğini ve tasarımın gazeteciliğin en büyük sorunlarını çözmenin anahtarı olduğunu anlatıyor.

Bu yıl birinci sayfalarınızın bazıları, geleneksel gazete tasarımının dışındaydı. Birinde ABD işsizlik oranı grafiği, kat ve kesim çizgisinin altına ve üstüne uzanıyordu. Başka birinde ülke genelinde koronavirüs kaynaklı ölümlerin haritası yer alıyordu ve New York şehrindeki ölü sayısı Times logosuna denk getirilmişti. Bir diğeri ise tamamen hayatını kaybedenlere adandı. Benzeri görülmemiş bir andayız. Kariyerim boyunca hiç böyle bir şey görmedim. Tarihe geçecek sayıda Amerikalının ölümüne neden olan bir virüs, 1960’lardan bu yana karşılaşmadığımız bir toplumsal huzursuzluk, ekonomiyi çöküşün eşiğine getiren bir salınım ve çağdaş Amerikan tarihindeki en fazla anlaşmazlık içeren başkanlık seçimleri… Manşetten verdiğiniz işsizlik grafiği veya hayatını kaybeden tüm insanların isimlerinin listesi gibi şeyler yaptığınızda, bin 200 kelimelik geleneksel gazete makalesinde anlatamayacağınız bir hikayeyi tasarım sayesinde anlatıyorsunuz.

Bu birinci sayfalar, kendisine uygun gelmeyen olguları görmezden gelen bir başkana sahip olduğumuz bir dönemde, gazetenin gerçeği bildirme yönündeki büyük misyonuna nasıl uyuyor? The New York Times’ın yaptığı her şey, gerçeğe olan inancımızın bir kanıtı olmalı. Basılı materyal, tartışmasız en güçlü tarihi belge çünkü kalıcı.

Basılı gazetelerin çoğu küçülüyor. Neden yatırım yapıyorsunuz? Basılı yayın, işimizin hâlâ büyük bir parçası. Ama sadece bu değil. Amaç, insanlara farklı bir şey vermek. Pek çok yerel haber kuruluşunun güçlü basılı gazeteleri yayınlamakta zorlanması talihsiz bir durum, ancak neyse ki biz bunu yapacak kaynaklara sahibiz. Ve elimizden geldiğince yapmaya devam edeceğiz.

Tasarım, Times’ın kapsamını nasıl etkiliyor? Steve Duenes [grafik departmanını denetleyen yazı işleri müdür yardımcısı] ya da Tom Bodkin [tasarım direktörü] önemli toplantıların çoğunda yer alıyor. Ve Steve’e sorular yöneltiyorum: “Günlük basın briefingi veren ve her zaman doğruyu söylemeyen bir başkana nasıl yer vereceğiz? Bana fikir ver.” Bunların bir kısmı tasarım ile çözülüyor.

Yıllar içinde tasarıma dair anlayışınız nasıl değişti? Editörlerin tasarımcıların değerini tam olarak anlamadıkları bir dönem vardı. Sayfaların harika görünmesi için tasarımcıların rolünün küçük olduğunu düşündüler. Genç bir editör olarak bu illeti ben de yaşadım. Los Angeles Times’ın yazı işleri müdürü olduğumda ise başka türlü düşünmeyi öğrendim. Editör, rahmetli John Carroll, tasarımcılara çok müdahale ettiğimi gördü ve bir gün beni kenara çekti ve “Seni iyi göstermelerine izin ver” dedi.

The Times’ta tasarımının daha mı çok yoksa daha mı az öne çıktığını düşünüyorsunuz? Daha çok… Tasarım, gazeteciliğin karşılaştığı her sorunun cevabının bir parçası. İnsanların kolay yararlanabileceği şekilde, en iyi ürünümüzü sergileyen bir basılı yayını nasıl yapacağımızı biliyoruz. Telefon için bu kolay değil. Ve telefondan sonra ne olacağını kim bilebilir? Teknoloji geliştikçe tasarım daha önemli hale gelecek ve insanların en iyi çalışmamızı bulabileceği bir yayın organı oluşturmanın yollarını yaratmaya çalışıyoruz. Tasarım sonsuza dek bu zorlukla mücadele edecek.
—SLB

FELAKETLER İÇİN YARATILMIŞ BİR YERLEŞKE

Brooklyn, Brownsville’deki Rescue Company 2, New York İtfaiyesi’nin en iyi eğitim almış itfaiyecilerinden bazılarına ev sahipliği yapıyor. Onlar yüksek binalar, yeraltı metro tünelleri ve diğer tehlikeli yerlerdeki vakalarda devreye giriyor. Studio Gang iç ve dış mekanları bu zorlu ortamları kopyalayarak tasarladı.
—Lara Sorokanich

TIRMANIŞ
Geniş iç alanda, tırmanış ve iniş için 14 metre yükseklikte bir eğitim duvarı ve ileri eğitim egzersizleri için bir podyum bulunuyor.

SIKIŞMA
Mahsur kalanları kurtarmaya dönük çalışma için dar bir alanda pratik yapılıyor.

SÜRÜNME
Bir yer altı odasında dumanlı ortam yaratılıyor.

ÖLÇEKLENDİRME
Farklı açı ve boyutlardaki çok sayıda pencere ve açıklık, itfaiyecilerin apartman ve ofis binalarında karşılaşabileceği ortama benzetilmiş.

ARABALAR İÇİN EVRENSEL ŞARJ CİHAZI

Bir düzine kadar büyük otomobil üreticisi şu anda elektrikli araç üretiyor, ancak bunların şarj girişleri farklı. Bazı firmalar bunu aracın önüne, diğerleri arkasına veya yanına yerleştiriyor. Hyundai, Seul’daki ilk halka açık şarj istasyonlarını planlarken, McKinsey’den destek alarak mümkün olduğunca çok markaya hizmet verebilecek, daha evrensel bir şarj cihazı tasarladı.

Sonuç olarak, Hyundai Hi-Charger, tepesinde parlak ışık bulunan bir deniz feneri gibi. Bu ışık dönerek, aracınızın markasına ve modeline bağlı olarak kabloyu tam doğru noktaya taşıyor. McKinsey San Francisco’nun ortaklarından Jeff Salazar, “Self servis araba yıkamadan çok ilham alındı” diyor; “Onlarda püskürtücü yukarıdan sarkıyor ve kendi çevresinde dönüyor.”
Işık aynı zamanda yakındaki herkesin görebileceği bir durum çubuğu görevi görüyor ve 20 dakikalık şarj tamamlanırken yavaş yavaş dolu hale geliyor. Zarif mi? Pek değil. Ancak zarafet, Hyundai’nin hedefleri arasında değil. Salazar, “Bu, bazı harika teknolojileri sessizce entegre etmekle ilgili değil” diyor. “Bu, elektrikli araçlara geçişe öncülük için doğru marka mesajını ve deneyimi bulmakla ilgili.”
—MW

DAHA KOLAY ONLINE KREDİ İŞLEMİ

Nisan ayında koronavirüs krizi ile mücadele eden küçük işletmelere yardımcı olmak için Maaş Koruma Programı (PPP) başlatıldığında, birçok şirket kredi başvuru sürecini karmaşık buldu. Square’in kredi bölümü olan Square Capital (küçük beyaz kredi kartı okuyucularının arkasındaki şirket), bilgileri hızlı algılanan detaylara göre bölümlendirerek kullanıcı dostu bir PPP uygulaması geliştirdi. Başvuru sahipleri böylelikle vergi ve bordro belgeleri hakkında bir dizi soruyu görebiliyor. Haziran ortası itibarıyla Square, 80 bin şirket adına Small Business Administration’a 873 milyon dolarlık başvuruda bulundu. Square Capital’ın ürün tasarım sorumlusu Sam Khalsa, “Küçük işletmeler ihtiyaç duydukları desteği almak için mücadele vermek zorunda kalmamalı” diyor.
—Lilly Smith

DAHA İYİ BİR MAĞAZA

Çoğu insan, büyük mağazaların atası olan Walmart’ı iyi tasarımla ilişkilendirmez. Ancak daha önce dünyanın en ikonik üç tasarım şirketi olan Pentagram, Ideo ve Frog’da çalışan, başkan yardımcısı ve tasarım başkanı Valerie Casey’nin yönetiminde bu durum değişiyor. “Her hafta yüz milyonlarca insan bir Walmart’a giriyor” diyor Casey; “[Onları] dijital araçları kullanarak nasıl daha memnun müşteriler haline getirebiliriz?” Walmart’tan market alışverişi siparişi, Amazon Prime Now’dan teslimat almaktan artık daha sorunsuz bir süreç. Walmart, ödeme işleminden sonra ek siparişler vermenize izin veriyor (Amazon bunu yapmıyor) ve şirket, teslim alma veya teslimat için raf fiyatlarını artırmıyor (COVID-19 sırasında bu, ek ödeme yapmadan müşterilerin sosyal mesafeyi korumalarını sağladı). İşte şirketin geçen yıl başlattığı üç girişim…
—MW

1. DAHA AKILLI ALTERNATİFLER
Algoritmalar, stokta olmayan ürünler için uygun alternatifler önermek üzere önceki alışverişlerinizi değerlendiriyor.

2. TASTY’DEN TARİFE GÖRE ALIŞVERİŞ
BuzzFeed’in videolu tarif serisi Tasty, dünyadaki en viral gıda markalarından biri. Artık Tasty uygulamasını kullanarak Walmart alışveriş sepetinizi, lezzetli bir tarif için gereken malzemelerle otomatikman doldurabiliyorsunuz.

3. WALMART SAĞLIK
Walmart sağlık merkezleri, röntgen ve diş muayeneleri gibi hizmetlere odaklanıyor ve net fiyatlandırma modelleri sunuyor. Böylece insanlar faturayı almadan önce tedavi için tam olarak ne ödeyeceklerini biliyor.

3D BASKIYLA YAPILMIŞ LAMBA

Beats by Dre ve Ember marka akıllı kupayı yapan San Francisco tasarım firması Ammunition, aydınlatma şirketi Gantri ile ortaklığa giderek bitki bazlı plastikten şık bir lamba koleksiyonu yarattı. Bunları üç boyutlu olarak yazdırarak onları daha ucuz (148 ila 498 dolar) ve üst düzey rakiplerinden daha sürdürülebilir hale getirdi.
—SLB

GELİŞEN BİR SES PERDESİ

Ace Hotel zincirinin yaratıcılarından şık bir Manhattan oteli olan Sister City’nin lobisinde, hiçbir şarkı iki kez çalınmıyor. Aslında, buradaki müziklerden hiçbiri daha önce çalınmadı. Hepsi çatıda gerçek zamanlı olarak besteleniyor. Microsoft tarafından üretim ve diğer kurumsal uygulamalar için geliştirilen bilgisayarla görüş teknolojisi, otelin çatısında bir kamera ile çekilen video görüntülerini yakalıyor. Ardından İzlandalı sanatçı Björk tarafından son 17 yılda koro için yazılmış müzik parçaları bulutlarla, kuşlarla, ışıklarla ve daha fazlasıyla gerçek zamanlı olarak birleştiriliyor. Böylelikle, Björk’ün (İzlandaca “koro” ve “arşiv” sözcüklerinden türeterek) Kórsafn adını verdiği, rüya gibi bir ses ortaya çıkıyor. Microsoft stratejik marka ortaklıkları direktörü Amy Sorokas, “Otelin amacı, Manhattan’ın ortasında, çevresindeki caddeden çok farklı bir alan yaratmaktı” diyor; “Björk de bu sürece bizzat dahil oldu. Tüm bunların nasıl bir araya gelebileceğini ve yapay zekanın öğrenebilecekleri için ne tür seçenekler olduğunu merak ediyordu. En çok onun neyi ifade edebileceğiyle -bunun bir [müzikal] parçanın bileşeni olarak nasıl yaratıcı bir araç olarak uygulanacağıyla ilgilendi.” COVID-19 nedeniyle mart ayında Sister City geçici olarak kapatıldı, ancak çatı kameraları hâlâ açık ve sistercitynyc.com/bjork adresinden Kórsafn’ı çevrimiçi dinleyerek lobiyi “ziyaret edebilirsiniz”.
—SLB

SIRADIŞI BİR YARATICILIK MERKEZİ STÜDYOSU

Illinois, Romeoville’deki McDonald’s İnovasyon Merkezi’nin eğlenceli yeniden tasarımı, Studio O + A’nın fikiriydi. Renkli alan, patent tasarımlarının ve diğer inovasyon temalı resimlerin büyük boyutlu grafikleri ile dekore edildi. Büyük cam kapılar, pencereler ve yazı yazılabilir yüzeyler, teknoloji ve mutfak kreasyonları alanındaki çalışanları birbiriyle kaynaşmaya ve çalışmalarını her yere götürmeye teşvik ediyor. Bu, binanın eski, labirente benzeyen düzeninden bir kopuşu yansıtıyor.
—L. Sorokanich

DAHA AKILLI BİR AKILLI HOPARLÖR

Google’ın Ekim 2019’da piyasaya sürülen ikinci nesil kompakt ve uygun fiyatlı akıllı hoparlörü, selefi gibi, kullanıcıların müzik dinlemesine, telefon görüşmesi yapmasına, ev aletlerini kontrol etmesine ve interneti kullanmasına olanak tanıyor. Aynı yumuşak kumaş dokusuna ve dairesel şekle sahip ve eve uyum sağlıyor. Ancak Google, cihazı daha büyük bir hoparlör ve bir makine öğrenimi çipi ile güncelleyerek daha iyi ses kalitesi ve kullanıcı sorularına daha hızlı uyum sağladı. Şirket ayrıca ürüne bir çentik entegre ederek duvara daha kolay montaj imkanı yarattı ve mevcut Kömür, Tebeşir ve Mercan seçeneklerine farklı bir renk, Gökyüzü adı verilen yumuşak maviyi ekledi. Başka bir yenilik ise yeni Mini’nin dış kasasının yüzde100, dışının ise yüzde 35 geri dönüştürülmüş plastikten yapılmış olması…
—YG