in , ,

“Moda endüstrisinde kuralları yeniden yazıyoruz”

Ece Gözen, iş hayatına moda tasarımcısı olarak başladı. Bir süre sonra bu sektörün ‘dünyaya’ verdiği zararı en asgariye indirmek için girişimci olmaya karar verdi. Önce Türkiye’de, ardından ABD’de kurduğu Gözen ile giyim sektörüne çevre dostu materyaller üretiyor. Hedefi ise çok büyük…

moda-enstutisi

ECE GÖZEN
GÖZEN KURUCUSU

Gözen, yüksek performanslı vegan ve plastik içermeyen bir dizi malzeme üreterek yola çıktı. Başta moda ve otomotiv endüstrilerindeki geleneksel hayvan derisi ve sentetik malzemelerin yerini almayı hedefliyoruz. Bu özelliğimiz ile “yeni nesil biyomalzeme” şirketiyiz.

Şirketimizin tabiri caizse “amiral gemisi” olan ve buluşçusu olduğum biyomateryalimiz Lunaform, doğanın kendi teknolojisi olan fermantasyon süreci sırasında yararlı mikroorganizmalar tarafından üretilmektedir. Ürettiğimiz hammaddemiz ise yüzde 100 biyo bazlıdır. Bu yenilikçi malzememiz, 2023 yılının Ekim ayında Paris Moda Haftası’nda Balenciaga ile ortaklaşa tanıtıldı. Bu ortaklık, Lunaform’un moda endüstrisindeki ilk kullanımı oldu.

SEKTÖRE YENİLİK GETİRDİK

Getirdiğimiz yeniliklerin üç tanesini şöyle açıklayabilirim:
Sürdürülebilirlik konusunda artan endişelere paralel olarak karbon emisyonu düşük, çevreci ve sürdürülebilir alternatif biyomalzemelere talep ciddi şekilde artıyor. Bu nedenle birçok marka hayvan derisi kullanımını durdurdu ve suni deri yerine geçebilecek birçok opsiyon üretildi. Örneğin, birçok meyve, bitki ve mantar derisinden alternatif ürünler devreye girdi.

Bizim yeni nesil deri malzemelerimiz estetikten ödün vermeden biyobazlılık oranı konusunda ciddi avantaj sağlıyor. Bu getirdiğimiz ilk yenilik diyebilirim. İkincisi ise sektöre getirdiğimiz yüksek performans değerleri ve düşük maliyet. Rakiplerimizin aksine, geliştirdiğimiz biyomalzemeler kumaş gibi destekleyici unsurlara ihtiyaç duymadan sektörde istenen çoğu test performansını geçiyor. Bu da üçüncü yenilik olarak sayabileceğimiz, kısa sürede edindiğimiz ölçeklenme hızımız. Bu hızı global markalarla yaptığımız işbirlikleri ile taçlandırmamız ise aslında bu ölçeklenmenin meyveleri.

GİRİŞİMİN EVREKA ANI

Bu girişim fikri kesinlikle bir evreka anı olarak doğdu ama çok evrim geçirdi. Bunun kaçıncı ‘güncelleme’ olduğunu ben bile unuttum. Kariyerime 12 sene önce ‘moda tasarımcısı’ olarak başladım. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tekstil ve Moda Tasarımı mezunuyum. Ece Gözen isimli markamı 23 yaşımda kurdum. Tasarım ve sanata olan ilgimi aslında her zaman çok büyük ilgi duyduğum bilim, teknoloji ve doğa gibi öğelerle harmanlamayı misyon edinmiş bir tasarımcıydım. Ancak bu şekilde modanın büyük gücünü kullanıp farkındalık yaratabileceğimi düşündüm. Moda endüstrisinin dünyaya çok zarar veren bir sektör olduğunu kabul edebildiğimde ise onu korumamın da gerektiğini fark ettim. Bu noktada da 6 sene önce tasarım yapmayı bıraktım, başka bir tasarım sekmesine, “biyotasarım”a geçtim. Bunu gerçekleştirebilmek için kendi biyotasarım laboratuvarımı kurdum. Amacım, hayvan derisini ve plastik bazlı malzemelerin yerine geçebilecek, moda alanında kullanılabilecek biyomalzemeler geliştirmekti. Uzun yıllar alan araştırma geliştirme sürecinin sonrasında da bu amacıma ulaştım ve şirketleştim.

3 YILDA ALINAN MESAFE

Şirketimi önce Türkiye’de tek kişi olarak 2020 yılında kurdum. San Francisco merkezli şirketimi ise ortaklarım Pelin Gözen ve Kadir Onur Eren ile beraber 2022’de kurdum. ABD’deki şirketimiz geçen sene ilk yatırımını, misyonu insan ve gezegen sağlığı üzerinde kökten faydalı bir etki yaratmayı amaçlayan risk sermayesi fonu SOSV/Indiebio’dan aldı. Türkiye şirketimiz, tüm üretim süreçlerini, ABD’deki şirketimiz ise yatırım, pazarlama, satış operasyonlarımızı yürütüyor. Geçen sene aldığımız ilk yatırımın ardından 2023 yılının Kasım ayında toplamda 3.3 milyon dolar alarak tohum yatırım turunu başarıyla kapattık. Bu yatırımla, geliştirdiğimiz biyomalzemelerimizi geniş ölçekte hayata geçirmek için, çok ciddi bir yolumuz olduğunu ispatladık.

EN BÜYÜK ZORLUĞUMUZ

Genel olarak zorluklar karşısında pes etmeyen, mücadeleci ve sürekli çözüm geliştiren bir yapım var. Bu noktada en önemli zorluklarımın sadece insanlar olduğunun söyleyebilirim. Örneğin, ilk başlarda fikir ve materyallerimi paylaştığım kişi ile şirketler, bunun bir tasarımcıdan çıkmış olmasından tatmin olmadılar. Onlara göre biyomalzeme buluşu için bilimsel bir eğitim şarttı. Halbuki öyle bir eğitim de yoktu. Ben tasarım, sanat ve bilimi birleştirerek bu malzemeyi geliştirdim. Bu noktada herkesin değil, gerekli insanların inanması konusuna odaklandım. Vizyoner yatırımcılar, ekip ve kurucu ortakların inanması daha önemliydi. Şu anda ekibimiz tasarımcı, biyomühendis, moda ve tekstil sektöründe üst düzey yöneticilik yapmış deneyimli kişilerden oluşuyor. Bu kadar multidisipliner bir yapının bir araya gelmesi bile başlı başına bir zorluktu.

SIRADA NE VAR?

İlk hedefim sadece ‘yola çıkmaktı’. Her şey rahatımı bozup, mesleğimi bırakarak tamamen materyal dünyasını dönüştürme misyonu ile başladı. Doğanın sistemlerini mimik ederek ‘gerçek’ inovasyon ve teknolojiler üretebileceğimize dair inancım her zaman tamdı.
Apple’ın yaratılma hikayesinin garajda başlaması gibi evimin bir odasını laboratuvara çevirmemle başladığım bu yolculuk, sonrasında daha da geliştirilmiş bir laboratuvara, oradan pilot ölçekli bir tesise taşındı. Şu anda da Türkiye’de yaklaşık 100 bin metrekare üretim kapasitine geçeceğimiz bir ölçeklenme üzerinde çalışıyoruz.

HEP AKLIMDA OLAN SÖZ

Buckminster Fuller’in şu sözüne inanırım: “Mevcut gerçeklikle savaşarak asla bir şeyleri değiştiremezsiniz. Bir şeyi değiştirmek için, mevcut modeli geçersiz kılacak yeni bir model inşa edin.” Sanırım bu sözü hayata geçirmeyi başarmış örneklerden bir tanesiyim.

YATIRIMCILARI İKNA STRATEJİMİZ

  1. Kendime ve ekibime olan inancım.
  2. Teknolojimiz ve ortaya çıkan iddialı ürün.
  3. Ürünün performansı ve maliyet analizleri.
  4. Mevcut müşteri portföyümüzün gücü.
  5. Parayı almaktan ziyade kimden alacağımıza odaklanmak.

Yazar: Fast Company Türkiye

©Fast Company Dergisi, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş. tarafından Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun şekilde yayınlanmaktadır. Fast Company’nin isim hakkı ABD’de Mansueto Ventures’a, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. Dergide yayınlanan yazı, tablo, fotoğraf ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

artık-guc-calisanlarda

“Artık güç çalışanlarda”

enerjide-yeni-donem

Enerjide yeni dönem