ABD’de kurulu Northern Central Railway adlı ulaştırma şirketinin, iş dünyasında olduğu kadar finans tarihinde de önemli bir yeri vardır. William H. Simpson tarafından kurulan şirket, 1863 yılında dünyada ilk defa “cash flow” terimine finansal raporlarında yer vermiştir. Zamanın önemli demiryolu şirketlerinden biri olan Northern Central Railway, yıl içindeki nakit giriş ve çıkışlarını ayrıntılı biçimde raporlamıştır.
Amerikan hükümeti ise bu tarihten 125 yıl sonra, 1988 yılında şirketlerin bilançolarında ‘nakit akışına’ yer vermelerini yasal olarak zorunlu hale getirdi. Nakdi, şirketler için “kan”a benzeten yaklaşımlara göre, giriş ve çıkışlarını iyi yönetmeyenler, bir süre sonra işleri iyi olsa da ‘kâr akışının’ durması nedeniyle batabiliyorlar.
İngiltere’de Küçük ve Orta Ölçekli Şirketler İdaresi’nin verilerine göre, bu kurumların yüzde 36’sı ‘geç ödeme’ sorunu yaşıyor. Çünkü, bu tip şirketlerde işleri yönetmek için ‘ortalama 27 günlük’ nakit rezervi bulunuyor.
Bu durum, çok sayıda şirketin iflasa sürüklenmesine neden oluyor. Aynı araştırmaya göre, KOBİ düzeyindeki şirketlerin batışına yüzde 60 oranında ‘nakit akışı’ sorunu neden oluyor.

Zippia’nın yayınladığı bir araştırmada ise ABD kökenli bankaların önemli bir verisine dikkat çekiliyor. Buna göre, büyük şirketler de dahil olmak üzere kapanan şirketlerin yüzde 82’sinde ‘nakit’ sorunu ilk sırada yer alıyor.
Türkiye’de büyük şirketlerin tedarikçilerine finansman sağlayan FaturaLab’in CEO’su Emre Aydın, kurumların krediye ulaşma sıkıntısının, nakit konusuna olumsuz etki yaptığına dikkat çekiyor: “İlk 8 ayda çok sayıda şirket ile 50 milyar TL düzeyinde finansman hacmi gerçekleştirdik. Şirketleri yakından izlediğimiz için finansmana erişim zorluklarını biliyoruz. Şirketlerin kısa vadeli, işletme sermayesi ihtiyaçları karşılanamıyor. Bu nedenle üretmek-satmak-tahsilat döngüsü riskli oluyor. Bunun yerine yavaşlamak ve beklemeye geçmek, genel bir iş modeli haline geliyor.”

SAĞLIKLI OLANI BULMAK!
Doğan Holding CEO’su Çağlar Göğüş, piyasadaki nakit sıkışıklığına ve fonlama maliyetlerine dikkat çekiyor: “Maliyetler çok yüksek ve erişim de kolay değil.”
Ona göre bu durumda sıkışıklık kaçınılmaz hale geliyor. Şirket liderlerini bekleyen görev ise nakdi iyi yönetmek ve kritik oranları gözden kaçırmamak. Çağlar Göğüş, kendi stratejisini şöyle ortaya koyuyor: “Ben banka borcu anlamında, ‘debt service coverage ratio’ kullanıyorum. Yani anapara artı gelecek 12 ayın faizinin ne kadarını karşılayabilecek nakit üretebileceğimize bakıyorum. Daha operasyonel tarafta ise EBITDA’nın nakde dönüş oranına bakıyorum.”
Göğüş, “anapara artı gelecek 12 ayın faizini’ karşılayabilecek nakit konusunda 1.5 seviyesini rahatlatıcı bulduğunu söylüyor. Ancak 1.2-1.3 seviyelerini de makul kabul ettiğini ekliyor.
HER LİDERİN ORANI FARKLI
Özgörkey Holding CEO’su Armağan Özgörkey, “Nakit kraldır” sözünü hatırlatarak önemli bir konunun altını çiziyor. “Çok daralmış olan bugünkü gibi kâr marjları ortamında en son isteyeceğimiz şey, pozitif nakit döngüsünden çıkmak olur” diyor ve ekliyor: “Böyle ortamda işletme sermayesinin banka kredileriyle dönme olanağını hiç zorlamamalı. Biz böyle dönemlerde en çok ‘doğru makasta’ bulunmaya, yani alacakların vadesinin, borçlardan kısa olmasına özen gösteririz. Stokları minimumda tutarız.”
Özgörkey, ana yaklaşım olarak ‘sağlıklı nakit akışı’ için önemli bir oranı izliyor: “İşletme sermayesinin ciroya oranını anlamlı buluyoruz. Bunun da ortalamada yüzde 10-12 aralığını aşmamasına özen gösteriyoruz. Bu da doğal olarak işletme sermayesi gerektirecek büyüme ortamından kaçmaya neden oluyor.”
Yine İzmir merkezli Sun Tekstil’in Yönetim Kurulu Başkanı Elvan Ünlütürk, “Nakit akışında ‘ticari borçların vadeleri, kredi geri ödeme tarihleri ve sabit giderlerimize bakıyoruz. Ancak, bunları oransal değil, miktar olarak izliyoruz” diyor ve ekliyor: “Sonuçta önemli olan gelirin giderleri karşılayıp karşılayamadığıdır. Biz ona bakarız.”
SAĞLIKLI AKIŞIN TANIMI
Nakit akışını yönetmede sektör, hatta şirket bazında farklı stratejiler var. Asas Alüminyum CEO’su Derya Hatipoğlu da fark yaratan liderlerden… “Sağlıklı nakit akışını, yaratılan nakdin, şirketin tüm yükümlülüklerini (ödemeler, maaş, faiz, taksitler ve yatırımlar gibi) karşılaması olarak görüyoruz” diyor ve ekliyor: “Burada önemli olan konu, şirketin borçsuz ya da az borçlu olması değil, zamanında tahsilat yapabilmesi, harcamaları planına uygun olarak ödeyebilmesidir. Hatta mümkün olsa nakit fazlası oluşturabilmesidir.”
Nakit akışını izlemek için ise 2 metrik kullandıklarına dikkat çekiyor. Birincisini, ‘operasyonel nakit akışı/net kâr’ oranı oluşturuyor. Burada oranın yüzde 100 olmasını sağlıklı bulduklarına dikkat çekiyor.
İkinci oranı ise ‘Nakit dönüşüm süresi’ oluşturuyor. Burada kesin bir rakam yok. Mümkün olan en kısa süre, nakit akışı için ideal olarak görülüyor.
Üçüncü oranın ise ‘Net borçluluk’ olduğunu ekleyen Hatipoğlu, “Burada ideal olan ‘Favök çarpı 2.5 ile 5 olmasıdır” diyor ve ekliyor: “Biz bu konuyu iyi yönetmek için aylık, çeyreklik ve yıllık nakit akış planları hazırlıyoruz. Bizim hammaddemiz alüminyum değerli bir emtiadır. Bu nedenle, ‘ortalama işletme sermayesinin’, 12 aylık satışlara oranı bizim için önemli. Şimdiki gibi sıkışık ortamlarda daha dikkatli gidilmeli, piyasa koşullarına göre aksiyonlar alınmalıdır.”

ÖRNEK BİR STRATEJİ
Tekfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet N. Erten, ‘Benim için sağlıklı nakit akışının tanımı” diyor: “Şirketin ana faaliyet konusunun ifasında nakit dengesinin, dönem sonunda pozitif sonuç vermesidir.”
Erten, bu görüşünü bir örnek ile şöyle ortaya koyuyor: ”Sadece tahta masa üreten bir mobilyacı örneğini vermek istiyorum. Bu şirketin 1000 adet sipariş aldığını düşünelim. Öncelikle malzeme ve işletme giderleri ile işçi maaşlarını karşılaması lazım. Eğer bunlar ve satış gider payını ödedikten sonra elde edilen gelir, bu ödemeleri karşılamış ve bir miktar da nakit bırakmışa, bu nakit akışının sağlıklı olduğunu söyleriz. Eğer tahsilat ile ödemeler arasında zaman kaymaları varsa, o takdirde şirket bu kaymaları işletme kredisiyle ya da öz kaynaklarından karşılayacaktır. Öz kaynak da kullanılsa cari faiz oranlarından karşılık yazılmalı ve bu durumda da pozitif sonuç alınmalıdır. Ancak, böyle bir firma nakit yakmaz ve işlemlerine sağlıklı devam eder. Amortismanlar nedeniyle kâr üretmese bile bu sağlıklı nakit akımıdır.”

LİDERLER İÇİN KRİTİK UYARILAR
- SAĞLIKLI OLAN Sağlıklı nakit akışı, bir işletmenin günlük faaliyetlerini sürdürebilmesi, borçlarını zamanında ödeyebilmesi ve büyüme fırsatlarını değerlendirebilmesi için yeterli nakdi yaratabilmesi anlamına gelir. Bu akış, şirketin operasyonel etkinliğini ve finansal dayanıklılığını gösteren en temel verilerden biridir.
- GİRİŞ VE ÇIKIŞ Pozitif nakit akışı, yalnızca satışlardan değil, aynı zamanda yatırım ve finansman faaliyetlerinden elde edilen nakit girişlerinin, toplam çıkışlardan fazla olmasıyla sağlanır.
- GELEN NAKİT Sektöre ve işletmenin yapısına göre değişiklik gösterse de, bazı finansal oranlar, nakit akışının sağlığını değerlendirmede ipuçları sunar. Örneğin, ‘faaliyetlerden elde edilen nakdin’, ciroya oranının yüzde 10’un üzerinde olması, satışların nakde dönüşümünün güçlü olduğunu gösterir.
- İKİ ÖNEMLİ VERİ Faaliyet nakit akışı ile kısa vadeli borçlar arasındaki oranın 1’in üzerinde olması likidite açısından güvenli kabul edilir. Nakit akışının toplam aktiflere oranının yüzde 5–10 arasında olması sürdürülebilir büyüme için olumlu bir işarettir.
- KRİTİK KONU Bu süreci etkin şekilde yönetebilmek için işletmelerin düzenli nakit akışı tabloları oluşturması, tahsilat sürelerini rekabetin elverdiği ölçüde kısaltması, giderlerini nakit girişlerine göre planlaması ve stoklarını verimli şekilde yönetmesi gerekir. Ayrıca borçların vade yapısını düzenlemek ve yatırım kararlarını mevcut nakit kapasitesine göre şekillendirmek likidite riskini azaltır.
TAYFUN BAYAZIT
Polisan Holding YKB

BANKACI GÖZÜYLE AKIŞIN ÖNEMİ
- ALTERNATİF FIRSAT Şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçlarının karşılanmasında, TL borçlanmanın yanı sıra sermaye piyasaları da önemli alternatifler sunar. Uzun vadeli borçlanma araçları, bağlı borçlanma senedi ihraçları ve halka arz süreçleri bu anlamda öne çıkan başlıca yöntemlerdir. Özellikle yabancı yatırımcıların TL varlıklarına yönelik ilgisinin arttığı bu dönemde, şirketlerin global ölçekte bu fırsatları değerlendirmesi son derece makul ve faydalı olacaktır.
- SAĞLIKLI AKIŞ İÇİN Reel sektör açısından sağlıklı nakit akışı, uzun vadeli ve sürdürülebilir kaynaklara erişimle doğrudan ilişkilidir. Bu noktada, sektörün kendi dinamikleri dikkate alınarak nakit akışının yönetilmesi, şirketlerin uzun vadeli stratejik hedeflerine ulaşabilmesi açısından kritik öneme sahiptir.
- KREDİ DIŞINDA ÖNERİ Bankacılık kredilerinin yanı sıra, yatırım kuruluşları aracılığıyla gerçekleştirilebilecek borçlanma enstrümanları ve hisse senedi halka arzları şirketler için önemli alternatifler oluşturmaktadır. Ayrıca, sendikasyon ve konsorsiyum kredileri kapsamında sağlanan finansman imkanları da dikkate değerdir. Bunun yanında, sektörel bazda sunulan özel destekler ve özellikle yeşil finansman ile ESG odaklı borçlanma araçlarının değerlendirilmesi, şirketlerin uzun vadeli sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlayacaktır.
OZAN KIRMIZI
Alternatif Bank GM

“Şirketler için ‘Net borç/serbest nakit akışı’, önemli bir göstergedir. Bu oranın ideal olarak 3-5’ten küçük olması önemlidir. Özellikle artan borç ve/veya azalan net nakit akışıyla birlikte ortaya çıkan erken sorunları da önceden gösterebilir.”
Prof. HERMANN SIMON
Simon&Kucher Kurucusu, Gerçek Kâr kitabının yazarı
UYKU KAÇIRAN GÖSTERGELER
Intut’un araştırmasına göre küçük ve orta ölçekli işletme sahiplerinin yüzde 69’u için ‘nakit akışı’ uyku kaçıran sorun. Büyüklerde ise bu kadar olmasa bile sorun ciddi boyutlara ulaşabiliyor.
- 180 Gün
En azından 180 günlük bir nakit akış planlaması yapmak size önemli bir avantaj sağlar.
RAM CHARAN/Strateji yazarı - %82
Zippa’nın yayınladığı verilerde, büyükler dahil şirketlerin batışında ‘nakit akışı’ yüzde 82 ile ilk sırada yer alıyor. - 1.5
Şirket liderlerine göre, sağlıklı bir iş için nakit akış oranı en az 1.5 olmalı. Bu her 1 dolarlık gidere karşılık, operasyonlarından 1.5 dolarlık gelir elde ettiği anlamına geliyor. - %19
EY-Parthenon’un araştırmasına göre sağlıklı nakit yönetimine sahip şirketlerin dayanıklılık düzeyi %19 daha yüksek oluyor. - %16
Yazılım şirketi Intut’a göre dünya çapındaki orta ve küçük işletmelerin %61’i nakit akışlarını yönetmede büyük zorluk çekiyor.


