in , , ,

“Yeni görev için şarj oluyorum”

Cenk Alper, 29 yıllık Sabancı Holding kariyerini, yeni bir macera için haziran ayında tamamladı. Hemen ardından Bozcaada’da “charging” (şarj olma) aşamasına geçti. Çünkü sıradaki yeni ve belki de son icracı işine daha güçlü girmeyi hedefliyor.

yeni-görev-için-sarj-oluyorum

YAZI: M.RAUF ATEŞ

Üniversite sınav sonuçlarını merakla bekleyen genç çok istediği bölüme girebildiğini görünce çok sevinmişti. Ancak onun için en büyük sürpriz, 220 kişinin alındığı Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nin (ODTÜ) Makine Bölümü’ne 220’nci kişi olarak girebilmesi olmuştu. Kendi deyimiyle, “çok da çalışkan bir öğrenci olmadığının” işaretiydi. 1986 yılında girdiği bu bölümden 1991 yılında mezun oldu. Ardından aynı üniversitede yüksek lisans yaptıktan sonra sıra kariyerinin ilk adımını atmaya geldi.

O yıl Sabancı Holding’in “Yetenek Havuzuna” kabul edilme şansını yakaladı. 20’si Türkiye’den, 20’si Harvard ve Oxford gibi dünyanın önde gelen üniversitelerinden mezun 40 kişiyle birlikte holdingin geleceği için hazırlanan kadroya dahil oldu. Yetenek Havuzu ona Sabancı Holding’in önemli şirketlerinden Beksa Çelik’te kariyer kapısını açtı.

Bu kapı onu neredeyse 30 yıl boyunca Sabancı Holding’de global görevler dahil olmak üzere çeşitli pozisyonlara getirdi. En son da 2019 yılının ağustos ayında Sabancı Holding CEO’luğu göreviyle zirveye taşıdı.

Haziran ayında 6 yılı doldurduktan sonra görevinden ayrılan Cenk Alper’den söz ediyoruz. Hemen sonrasında LinkedIn hesabına “Charging” (Şarj oluyorum) notunu koyan Alper, bu dönemi ve hazırlandığı yeni görevini Fast Company dergisine anlattı.

HAVUZDA BAŞLAYAN KARİYER

Sabancı Holding’e 29 yıl önce Beksa’da mühendis olarak başladım. O dönemde benim de içinde bulunduğum ekiple birlikte Avrupa Kalite Ödülü’nü aldık.

2002-2007 yılları arasında Belçikalı ortağımız Bekaert organizasyonunda Belçika ve Amerika’da farklı Teknoloji ve Operasyon liderliği rolleri üstlendim.

2007 yılında Kordsa’nın globalleşme atağı ile birlikte Kordsa’nın kendi teknolojisini üretmesine liderlik etmek için Teknoloji ve İnovasyon Başkan Yardımcısı olarak Türkiye’ye geri döndüm.

2010-2013 yılları arasında Operasyonlardan Sorumlu Başkan Yardımcılığı yaptıktan sonra Kordsa’ya CEO olarak atandım. Kompozit ve İnşaat Güçlendirme Malzemeleri alanında büyümesine liderlik ettim.

Daha sonra Sabancı Holding Sanayi Grup Başkanlığı ve ardından 2019 yılında Sabancı Holding CEO’luğu görevine atandım. 6 yıllık CEO’luk görevimi Haziran 2025’te tamamladım.

6 YILIN BİLANÇOSU

Yönetim Kurulu beni göreve getirdiğinde en büyük beklenti, ana işlerimizde büyüme ve kârlılığı sürdürürken portföyün yeni teknolojiler ve globalleşme doğrultusunda yenilenmesiydi.

Son 6 yıl içinde bu hedef doğrultusunda önemli adımlar attığımızı düşünüyorum. Enerji işimizde yurtiçinde büyümemizi yenilenebilir enerji alanında hızlandırırken bu iş kolumuzu Amerika’ya taşıdık. Çimento şirketimiz Çimsa’nın üç kıtadaki yatırımlarla bir küresel oyuncu olmasını sağladık. Tüm ana iş kollarımızı dijitalleşme ve inovasyon odağıyla büyütürken, dijitali yeni bir iş alanı olarak belirleyip bu alanda önemli yatırımlara imza attık.

Neredeyse 6 yılda tamamen yenilenen bir Sabancı ortaya çıktı. Bence bir yandan teknoloji ve inovasyon odağıyla ana işlerimizi büyütürken, yaklaşık 60 startup yatırımıyla geleceğin teknolojilerine erişim anlamında da önemli bir pencere açtık.

AYRILMA SÜRECİ PLANI

Aslında 6 yıllık başarılı bir liderlik sürecinin ardından gruptan ayrılmam çok sürpriz değil. Sabancı Holding’de çok kuvvetli bir liderlik ekibi var, yönetimde devamlılık esastır. Ayrılmayı yılbaşından itibaren yavaş yavaş konuşmaya başlamıştık. Yönetim Kurulumuzun bu talebimi anlayışla karşılamasıyla haziran ayında yaklaşık 29 yıllık Sabancı kariyerimi sonlandırdım. Şu anda 56 yaşındayım ve en verimli dönemimdeyim. Bundan sonra alacağım yeni icracı bir iş, büyük olasılıkla son icra görevim olur.

Son dönemde global ilişkilerim çok arttı. Özellikle Dünya Ekonomi Forumu ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği’nde dünya ölçeğinde önemli ilişkilerim var. Bu nedenle yeni dönemde alacağım görev Türkiye ile sınırlı olmayabilir. Küresel ölçekte yeni bir fırsatı değerlendirebilirim diye düşünüyorum.

ŞARJ DÖNEMİ NEDEN?

“Charging in Bozcaada” diye tanımladığım “yenilenme” döneminde iki şey yapıyorum. Öncelikle kendi içime döndüm. “Ben gerçekten ne istiyorum?” sorusuna yanıt arıyorum. Hayattan beklentilerime dair bir değerlendirme yapıyorum.

Bir de çevremde tanıdığım, bildiğim, görüşlerine güvendiğim ve beni tanıyan insanlarla konuşuyorum. Onlara ‘Sizce ben ne yapmalıyım?’ diye soruyorum. Şimdiye kadar, yakın arkadaş ve mentor diyebileceğim büyüklerimden oluşan 20’den fazla kişiyle konuştum.

Görevden ayrıldığımda “daha rahat bir hayatı nasıl yaşayabilirim” düşüncesine sahiptim. Buna yönelik seçeneklere bakıyordum. Ancak, görüşlerine başvurduğum dostların neredeyse tamamı, hâlâ enerji ve etki açısından güçlü bir dönemde olduğumu söyleyip, kariyerime icracı bir işle devam etmemi öneriyorlar.

Diğer seçenekler arasında danışmanlık, yönetim kurulu üyelikleri ve startup yatırımları da var.

TEKLİFLERE ŞİMDİLİK HAYIR

Aslında “yeniden şarj” olmanın bir anlamı da buydu. Önce kendimi dinlemek istedim. Bu dönemde kontrol bende olsun istedim.

Şu anda herkes biliyor ki dinlenme dönemindeyim. Buna rağmen bana ulaşanlar oluyor, teklifler geliyor. Ben bu tekliflerin içinden sadece bir tanesini, Darüşşafaka Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyeliğini kabul ettim. Onun dışındaki herkese, ‘bana biraz daha vakit verin’ diyorum.

Yılın sonuna kadar dinlenirim diye planlamıştım. Muhtemelen o kadar sürmeyecek, biraz daha erken yeni sürece başlayacağım.

İÇİNE DÖNMENİN ADRESİ

Geriye baktığımda, 29 yılda iki hafta üst üste, Belçika’da yaşadığım yıllar dışında neredeyse hiç tatil yapmamışım. O tatil dönemlerinde bile aslında işe döndüğümde ne yapacağımı düşünüyordum. Yani kafam, döndüğümde beni bekleyen işlerle doluydu.

Bazen insanın kendini anlaması, kendi içine dönmesi gerekiyor. Bozcaada, inzivaya çekilmek için Türkiye’nin en güzel yerlerinden biri. Bizim evimiz de Bozcaada’nın en ücra köşesinde, eski bir Rum evi.

Gün aşırı sabah 5’te kalkıyoruz. Gün doğumunda arkadaşlarla yürüyoruz, ardından denize giriyoruz. Toprağı ekiyorum, ağaçlarıma bakıyorum, Bozcaada’nın ağaçlandırılması için zaten yıllardır çaba gösteriyorum.

Bozcaada Caz Festivali gibi gençlerin içinde olduğu projelere destek olmaya çalışıyorum. Eşimin oteli, K Bozcaada’yı şirketlere ve gruplara hizmet veren, sürüdürülebilirlik prensiplerini uygulayan bir yaşam alanı haline getirmeye çalışıyoruz. Barış Muratoğlu gibi sanatçıların otelimizde atölyeler yapmasına imkân sağlayarak onlardan öğreniyor ve onlara destek oluyoruz. Ve tabii ki dostlarla bir araya geliyoruz.

35 YILDAN ALINAN DERSLER

Bugün ilerleyebilmek için yapmamız gereken en önemli şey, geçmişte öğrendiklerimizi ve tecrübelerimizi unutup hatalardan ders almak. İyi tecrübeler zaten genlerimize işlemiş durumda; zor anlarda bize yardım etmek için ortaya çıkacak. Ama eski yönetim şablonlarıyla yeni bir işe başlamanın hata olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla yeni döneme hiçbir önyargıyla başlamak istemiyorum. Sıfır noktasından, yeni bir mühendisin enerjisiyle başlamak istiyorum.

Yeni işimi seçerken en önemli kriter, etki yaratabileceğim bir iş olması. Sabancı Holding’de her zaman ülke için etki yaratmaya odaklandık. Ben bir topluluğun bir ülke için ne kadar büyük etki yaratabildiğini gördüm Sabancı’da. Bu doğrultuda Sakıp Sabancı, Erol Sabancı ve Güler Sabancı gibi büyüklerimden gerçekten çok etkilendim.

AĞRI DAĞI’NA NEDEN ÇIKTIM?

+26-30 Ağustos tarihlerinde Enerjisa CFO’su Philipp Ulbrich ile Ağrı Dağı’na çıktık. Sporda sürekliliği sağlayabilmek için kendime hep uzun dönemli hedefler koyarım. Geçmişte İstanbul Boğazı’nı geçtim, İstanbul Maratonu’na ve Gelibolu Triatlonu’na katıldım. Aklımda Ağrı Dağı olmasa gün aşırı sabah 5’te uyanıp 10 km yürümek, 1 km yüzmek gerçekten zor olurdu. Üst düzey yöneticilerin işyerindeki ana görevi başkalarını başarılı kılmaktır; ben de kendi başarma arzumu bu tür spor aktiviteleriyle doyuruyorum.

BİREYSEL KATKISI NE OLDU?

  1. FİZİKSEL İYİLİK Şarj olmanın bireysel katkısı çok oldu. Öncelikle 6 kilo verdim. Her gün 10 km yürüyüp, üzerine 1 kilometre yüzünce insan fiziksel olarak kendini çok iyi hissediyor.
  2. AİLEYLE ZAMAN Aileye ayırdığınız vaktin ne kadar az olduğunu görüyorsunuz. İş günlerinde dostlarla, aile ile beraberken yüz kere telefonunuz çalıyor. Şimdi gerçekten onlara odaklanabiliyorum.
  3. SAĞLIKLI YAŞAM Daha az yemek yiyorum ve kafa olarak da dinginleşiyorum. Sağlıklı yaşamın sonuna kadar ailece neler yapmak istediğimizin de bir listesini çıkarmaya çalışıyoruz.
  4. ETKİ YARATMA İnsan yaş aldıkça etkisini artırmak istiyor. Daha fazla insanın hayatına dokunabilmek çok önemli. Bugün artık doğaya dokunabilmek de önemli. Doğa ve gençler için neler yapmak gerektiğine daha fazla kafa yoruyorum.

KARİYER ÖNERİSİ

  1. SABANCI’NIN KATKISI
    Sabancı bana kendimi geliştirmek adına büyük bir fırsat verdi. Sabancı’nın yetenek geliştirme programına seçildim. Sonrasında MBA yaptım. Yurt içi ve yurt dışında gelişme fırsatları oldu.
  2. EN İYİSİNİ YAPMAK
    Her zaman işimi ‘en iyi’ şekilde yapmaya odaklandım. Ayrıca her zaman, kendi işimi yaparken, yanımdaki arkadaşlara nasıl yardım edebilirim diye düşündüm.
  3. KENDİ İŞİM GİBİ
    “Şirketin anahtarı bana teslim edilmiş ve ben onun sahibi olsam nasıl yönetirdim” diye düşündüm. Kendi işim gibi yönettim. Bence bugünkü sermaye sahipleri de bunu arıyor. Türkiye’de sanki şirketin sahibiymiş gibi düşünmeniz ve aksiyonlarınızı ona göre almanız gerekir.
  4. ÖĞRENMEK GEREK
    Sürekli bir öğrenme içerisindeyiz. Kendinizi geliştirmekten vazgeçmemeniz gerekiyor. Her sene yeni iş dünyası kavramları geliyor. Tekrar tekrar öğrenip tekrar tekrar ilerlemeniz gerekiyor.
  5. JAPON FELSEFESİ
    Japonların iki felsefesi var: Bir tanesi sürekli iyileştirme felsefesi (Kaizen), diğeri sahada olmak (Gembutsu Gemba). Değer nerede üretiliyor ise orada olmak; üretimde, satışta, teknoloji gelişimde hep sahada olmak çok önemli.
  6. ORKESTRA ŞEFİ
    Yönetim bir ekip işi. Bizler birer orkestra şefiyiz aslına bakarsanız. Tek başımıza bir şey yapmamız mümkün değil. İşler büyüdükçe de orkestra şefi liderlik ekibine yol açıyor. Ekosistemin paydaşlarıyla iş birliği ile değer yaratıyor.

Yazar: Rauf Ateş

Fast Company Türkiye Kurucusu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yapay-zekayla-kolay-yaşam!

Yapay zekayla kolay yaşam!

CEO-AGENDA

Ceo Agenda