in , ,

“Yeni vergiler enflasyon getirecek”

Dünya Ticaret Enstitüsü (World Trade Institute – WTI) Uluslararası İlişkiler Profesörü, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Araştırma Direktörü Prof. Dr. Manfred Elsig, gümrük vergilerinin küresel ticaret üzerine etkisini ve gelecek beklentilerini Fast Company için anlattı…

“Yeni-vergiler-enflasyon-getirecek”

YAZI: MEHTAP DEMİR

ABD Başkanı Richard Nixon, 1971 yılında dünya ekonomisini ciddi şekilde etkileyecek önemli bir karar açıkladı. İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan yeni ticaret ortaklığını zorlayan bu kararın arkasında ise ABD Doları’nın değerlenmiş olması yatıyordu. Başkan Nixon, ülkeye ucuz ürünlerin girip, ABD şirketlerini olumsuz etkilemesini önlemek amacıyla yüzde 10’luk gümrük vergisini uygulamaya koydu. Çok eleştirilen bu uygulama 4 ay içinde işe yaradı ve konu kapandı.

Oysa, ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkeler, serbest ticaretin önündeki engelleri kaldırmak için 1947 yılında Genel Tarife ve Ticaret Anlaşması’nı (General Agreement on Tariffs and Trade – GATT) oluşturmuşlardı. Bu yapı, devletlerin sınırlar arası gümrük vergilerini kademeli olarak azaltmak için bir araya geldiği bir platform işlevi gördü. Yaklaşık 50 yıl boyunca, özellikle Batı ülkelerinde, bu vergiler sürekli azaldı. Örneğin, ABD, uzun yıllar boyunca düşük gümrük vergileri uyguladı. Tarım gibi istisnalar dışında Avrupa Birliği için de benzer stratejiyi izledi.

Ancak, ABD Başkanı Donald Trump, ikinci dönemiyle birlikte “ticaret açığını” çözmek için Çin gibi bazı ülkelere çok yüksek olmak üzere gümrük vergileri uygulanacağını açıkladı. Trump’tan “yumuşama” açıklamaları gelse de “ticaret savaşlarının” devam edeceğine yönelik beklentiler devam ediyor.

Dünya Ticaret Enstitüsü (World Trade Institute – WTI) Uluslararası İlişkiler Profesörü, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Araştırma Direktörü Prof. Dr. Manfred Elsig, bu bağlamda gümrük vergilerinin tarihçesi, günümüz ticaret politikaları ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için taşıdığı fırsatlar hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Elsig, küresel ticaretin geleceği üzerine öngörüleri ve Türkiye’nin, bu değişen ticaret ortamında nasıl stratejiler geliştirebileceğine dair görüşlerini Fast Company için paylaştı…

ABD HAKLI MI?

Şunu kabul etmek gerekir ki, ABD, mal ticaretinde büyük bir ‘açık’, hizmetlerde ise ‘fazla’ veriyor. Bazı stratejik sektörlerde üretimi geri getirme veya yeni yatırım çekme isteği var. Yüksek gümrük vergilerini de bu hedefe ulaşmak için koyuyorlar.

Bu sektörler arasında en dikkat çekeni ise ulusal güvenlik açısından kritik öneme sahip “yarı iletkenler” üretimi… ABD, bu alanda bir zamanlar hakimiyet kurmuştu ve şimdi bunu geri istiyor. Bu tür sektörlerde yatırım çekmek için gümrük vergisi kullanmak stratejik olarak mantıklı olabilir.

Ancak, tekstil veya ayakkabı gibi sanayileri geri getirme arzusu çok makul değil. Bu tür ürünlerin ABD’de üretilmesi ekonomik açıdan anlamlı değil ve iş gücü açısından da büyük bir ilgi yok. ABD, hizmet odaklı bir ekonomi haline geldi ve bu sanayilerin geri getirilmesi hem pratik değil hem de verimli değil.

Otomotivde bile üretimi yerelleştirme konusunda bazı tartışmalar var. Ancak, modern fabrikalar oldukça otomatikleşti. Bu yüzden, bazı üretim alanlarının geri getirilmesi, istihdam açısından işe yaramayabilir.

Sonuçta, bazı korumacı tedbirlerin stratejik bir değeri olabilir, ancak genel yaklaşımın akıllıca bir ticaret politikası yansıttığını düşünmüyorum.

TİCARET DENGESİNİN NORMALİ!

Buradaki anahtar kavram, “işbölümü/işgücü bölüşümü” oranıdır. Hangi işler Çin’de, hangi işler ise ABD’de daha verimli yapılabilir? Örneğin, tekstil üretimi ya da elektronik cihazların montajı, iş gücünün ucuz olduğu, yüksek kaliteye sahip yerlerde daha mantıklı olur. Bu, doğal küresel ekonomik yapının bir parçasıdır.

Ayrıca, Çin, birçok teknoloji için kritik öneme sahip olan “nadir elementler” gibi hammaddelerin ihracatına da hakim. Bu kaynaklar coğrafi olarak sınırlıdır, alıp başka bir ülkeye taşıyamazsınız. Bu yüzden tüm üretimi yerelleştirmeye çalışmak her zaman mümkün olmayabilir.

Endişelerin çıkış noktasını ise Çin’in, elektrikli araçlar gibi yüksek teknoloji sektörlerinde rekabet etmeye başlaması oluşturuyor. Bu durum, doğrudan ABD sanayilerini tehdit ettiği için bazı “korumacı” tepkiler anlaşılır olabilir.

Şu bir gerçek ki, ABD’nin, yüksek tüketim oranı ve nispeten düşük tasarruf oranlarıyla büyük bir mal ticareti açığı vermesi her daim muhtemel bir durum. Ticaret açığı vermek, doğası gereği olumsuz bir durum da değildir.

Elbette ‘açıklar’ uzun süre devam eder ve stratejik sanayileri zayıflatmaya başlarsa, o zaman harekete geçmek gerekebilir. Ancak, o durumda bile mevcut tedbirler önümüzdeki 10 yıl içinde açığı yaklaşık yüzde 20 oranında azaltabilir.

YÜKSEK ENFLASYON GETİRECEK

Gümrük vergilerinin enflasyonu artıracağına dair haklı endişeler var. Bana göre enflasyon olacak, enflasyonist baskılar artacak.

Bu gümrük vergileri her alanda sistematik hale gelirse, dünya önümüzdeki birkaç yıl içinde bir durgunluk yaşayabilir. Çin’e uygulanan çok yüksek gümrük vergileri dünya ekonomisini oldukça yavaşlatacak.

ABD’de de, mevcut politika uygulanmaya devam ederse, önümüzdeki birkaç yıl içinde daha yüksek enflasyon olacaktır.

Bunun nedenini de şöyle açıklayabilirim: Bir sektöre gümrük vergisi koyduğunuzda, ABD’ye ihracat yapan bazı şirketlerin fiyatlarını düşüreceği beklenir. Yani bu verginin tamamı ABD tüketicisi tarafından ödenmeyecektir. Ortaya çıkan maliyet, ihracatçılar, ithalatçılar ve tüketiciler arasında paylaşılacaktır. Bu durumu daha önce alüminyum ve çelik sektörlerinde gördük.

KAZANANI OLACAK MI?

Şu anda mevcut durum üzerinden konuşuyoruz, fakat her an her şey değişebilir. Çin hariç bütün ülkeler için yüzde 10’luk gümrük vergisi var.

Bence Türkiye gibi ülkeler için en temel soru şu: Türk sanayi, ABD’ye ihracatta Çin ile hangi alanlarda rekabet ediyor? Türkiye’deki şirketlerin, ABD pazarında Çinlilerle rekabet ettiği alanlar var mı? Şimdi bu şirketlerin avantajları olacak. Çin (röportajı yaptığımız tarih itibarıyla), yüzde 120’lik gümrük vergisiyle karşı karşıya kalacakken, Türkiye’nin oranı sadece yüzde 10’da kalacak.

Çin, gümrük vergilerine maruz kaldığı için, Vietnam ve Endonezya gibi sözde “köprü ülkelerde” yatırıma başladı. Çünkü, bu ülkeler, ABD’ye ihracat yaparken gümrük vergisiyle karşılaşmadılar. Yani Çin, Vietnam’da üretim yapıyordu ve Vietnam ise ABD’ye ihraç ediyordu. Eğer gümrük vergileri devam ederse, şu anda yüzde 35 gümrük vergisiyle karşılaşan Vietnam gibi ülkelerin müzakere yapıp yapmayacaklarını görmek ilginç olacak.

Eğer Türkiye sadece yüzde 10’luk gümrük vergisiyle karşılaşıyor olursa ve özellikle gümrük vergileri önümüzdeki 10-20 yıl boyunca stabil kalırsa, bu durumda Türkiye’ye daha fazla yatırım olabilir.

Ama belki de 3-4 yıl içinde, daha iyi piyasa erişimi olan ülkelerde, özellikle elektronik ve tekstil gibi alanlarda daha fazla üretim olabilir.

TEDARİK ZİNCİRLERİNiN GELECEĞİ

Bu tarz gelişmeleri Trump’ın ilk döneminde de görmüştük. Çok uluslu şirketler, bu dönemde üretimi kendi ülkelerine geri çekerek ya da başka ülkelere kaydırarak tepki verdiler. Örneğin, Meksika daha fazla yatırım almaya başladı. Öte yandan Çin, Vietnam ve Endonezya gibi ülkelere yoğun yatırımlar yapmaya başladı.

Bugün, ABD’nin uygulamaya koyduğu yeni gümrük vergileriyle birlikte bu üretim kaymaları çok daha belirgin hale geldi. Artık ürünlerin yalnızca tek bir ülkede üretildiği bir dünyada yaşamıyoruz. Üretim süreci oldukça entegre bir hale geldi; birçok ürün, farklı ülkelerden gelen parçalarla bir araya getiriliyor. Bu nedenle gümrük vergileri sadece nihai ürünü değil, üretimde kullanılan tüm ara mal ve bileşenleri de etkiliyor.

Örneğin, ABD’ye Çin’den ya da diğer ülkelerden gelen pek çok ürün aslında son tüketici ürünü değil, üretimde kullanılan girdiler. Bu girdilere vergi konduğunda, üretim maliyetleri artıyor ve bu da ürün fiyatlarına yansıyor. Bu nedenle ABD, geçmişte kritik girdiler için birçok istisna uyguladı.

Örneğin, yüksek teknoloji üretiminde, savunma sanayisinde, elektronik cihazlarda ve yeşil enerjide kritik rol oynayan “nadir toprak elementleri” gibi, doğrudan tüketilmeyen ama üretimde hayati öneme sahip maddeler. Eğer mevcut gümrük vergisi rejimi devam ederse, özellikle küresel tedarik zincirine bağlı sektörler üzerinde ciddi bir maliyet baskısı yaratacaktır.

TÜRK İŞ DÜNYASINA 6 ÖNERİ

  • Türkiye’nin Avrupa Birliği ile güçlü ilişkilerini sürdürmesi ve aynı zamanda Güneydoğu Asya’daki ASEAN (Güneydoğu Asya Uluslar Birliği) gibi gelişen ekonomilere odaklanması çok önemli.
  • Türk politikası, Avrupa pazarına erişimine ve Güneydoğu Asya’daki büyüyen ekonomilere öncelik vermeli.
  • Şirketlere ise sakin kalmalarını ve mevcut ticaret ilişkilerini sürdürmelerini tavsiye ederim.
  • ABD pazarındaki belirsizlik nedeniyle büyük yatırım kararları almak için şu anda doğru zaman olmayabilir. Durumun nasıl gelişeceğini görmek ve daha sonra daha bilinçli kararlar almak en iyisi olacaktır.
  • Anahtar, paniğe kapılmamak ve gerektiğinde esnek olup uyum sağlayacak kasları geliştirmektir. Eğer ABD pazarına erişim kaybedilirse, firmalar her zaman yeni pazarlar bulabilirler.
  • Şu anda küresel ticaret ortamı gerçekten zorlu. Küresel ticaret akışlarını dikkatle izlemek ve yeni fırsatlara hızlıca adapte olmak önemli.

“10-20 YIL İÇİNDE YENİ BLOKLAR OLUŞABİLİR”

  • ABD ve Çin arasında bir jeopolitik çatışma ortamına doğru ilerlediğimizi düşünüyorum.
  • ABD, Çin’den ayrılmaya (decoupling) çalışıyor ve bu süreçte farklı etki alanlarının oluşmasını bekleyebiliriz.
  • Buradaki ana soru, ABD’nin müttefiklerine, özellikle de Avrupa, Asya ve Latin Amerika’daki ülkelere nasıl yaklaşacağı konusudur.
  • Ülkeler, hangi tarafı seçecekleri konusunda baskı altında kalacak. Ancak, bu ülkelerin birçoğu her iki tarafla da açık ticaret yapmaya devam etmek istiyor.
  • Önümüzdeki 10-20 yıl içinde bu jeopolitik blokların oluşması ve arada kalan ülkelerin her iki süper güçle de ticaret ilişkilerini sürdürme çabalarıyla karşılaşabiliriz.

Yazar: Mehtap Demir

Fast Company Türkiye Yazı İşleri Müdürü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Türkiye’nin-en-etkili-100-dijital-lideri-2025

Türkiye’nin en etkili 100 dijital lideri 2025

Robinhood-Sherwood-Ormanı’nın-kendi-yolunu-çizmesine-yardım-ediyor

Robinhood Sherwood Ormanı’nın kendi yolunu çizmesine yardım ediyor