YAZI: TALAT YEŞİLOĞLU
FOTOĞRAF: HÜSEYİN ALSANCAK
Tornacı Erol Özkayan, 60 yıl önce küçük atölyesinde iş hayatına başladığında, hedefinde biraz daha büyük bir dükkâna geçmek vardı. Kilogramı 2 milyon dolar ihracat değerine ulaşacak bir üretim, aklının ucundan geçmiyordu. Belki biraz daha büyüdüğünde, Bursa’daki büyük işletmelere üretim yapabilme konusunu hayal ediyordu. Küçük atölyeden başlayan macerası, bir süre sonra planladığı gibi gitmeye başladı. İstikrarlı bir şekilde yoluna devam etti, üretici şirketlerle çalıştı. Bir süre sonra önce tekstil, ardından da diğer alanlara yönelik tezgâh üretimine başladı.
Tornacı Erol Özkayan, 2008 yılında önemli bir karar verdi. O tarihte iş hayatına giren ikinci kuşak Ahmet Özkayan’ın getirdiği taze kanın etkisiyle şirket içinde bir Teknoloji Grubu kuruldu. Bu, Ermaksan’ın sonraki yıllarını değiştirecek önemli bir karardı. Bir süre sonra “lazer çip” üretiminin ilk adımı da atılmıştı. Başta savunma olmak üzere çok sayıda sektörde kullanılan “lazerlerdeki” çip üretimini artık yerli olarak Ermaksan yapacaktı.
Ailenin ikinci kuşağını temsil eden mühendislik eğitimi alan Ahmet Özkayan, bu yeni strateji doğrultusunda, 110 milyon dolarlık ciroyu 5 yıl içinde 500 milyon dolara, ardından da 1 milyar dolara taşımayı hedeflediklerini söylüyor. Ahmet Özkayan, bu hedefini, dünyadaki çip rekabetinin boyutlarını ve Türkiye’nin konumunu anlattı.
ATÖLYEDE BAŞLAYAN GİRİŞİM
Ermaksan, 1963 yılında, babam Erol Özkayan tarafından Bursa’daki makine ihtiyaçlarını karşılamak için kuruldu. Babam iyi bir tornacı idi. İşine önce makine bakım ve onarımla başladı, ardından bir torna atölyesi kurdu. O dönemde tekstil makinelerinin yenilenmesini gerçekleştiriyordu. Sonrasında ise tekstil makineleri üretmeye başlamış, uzun süre tekstil makineleri ve dokuma tezgahları üretimiyle yoluna devam etmiş.
Sonraki yıllarda ortaya çıkan ihtiyaca göre jeneratör, elektrik motorları ve ağaç işleme makine üretimi yaptık. En başından beri kendi markamızla ve hep seri üretim mantığıyla üretim gerçekleştirdik. Bu bizim DNA’mızın temelini oluşturuyor. Benim gençlik dönemimde ise metal ve saç işleme makinelerine girdik.
DÖNÜŞÜMDE KRİTİK TARİHLER
2005’ten itibaren lazer tezgâhlarına da girdik. Lazer teknolojileri dinamik ve hızlı değişen bir alan… Bu alana girince mühendislik, uygulama, yazılım, mekatronik ve otomasyon alanında çok geliştik. Kadromuz genişledi, bilgi ve deneyimimiz arttı. 2008 yılındaki kriz sırasında strateji değiştirdik ve farklı dallara da yatırım kararı aldık. “Yumurtaları farklı sepete koyalım” mantığı ile ‘Teknoloji Grubu’ oluşturduk. Amacımız, ithal edilen makineleri ve parçaları Türkiye’de üretmekti.
Kısa sürede ‘temiz odanın’, bu sistemlerin kurulacağı, azotla arındırılmış bir bölüm kurulmalı. ‘Lazer çip’ üretim cihazları ile ‘diod sistemlerinin’ (lazer ile yer arasında iletişim kuran) hazırlanması gerekiyordu. Bütün bunları desteklemesi için de Ar-Ge yatırımı gerçekleştirdik. Yaptığımız toplam yatırım 50 milyon Euro’ya ulaştı. Şimdi Ar-Ge merkezinde 110 kişi çalışıyor. Bu yatırım sayesinde ithal edilen çok sayıda ürünü ‘milli’ hale getirdik.
LAZER ÇİP’Lİ DÖNEM
Bugün itibarıyla lazer çipleri üretebilen, makinelerin kontrollerini yapan, parça üretebilen ve yazılımlarını yapabilen bir şirket haline geldik. Lazer alanında bize farklı farklı yollar açılıyor. Kilogram değeri, diğer ürünlere göre çok daha yüksek ve stratejik olan lazer çip ve diod’larını üretiyoruz. Yurt içine veriyor, aynı zamanda ihracat da yapıyoruz. Bunun yanı sıra lazer sensörlerinin üretimini de yapıyoruz. Sadece savunma sanayinde değil, farklı sektörlerde kullanılan ‘Lazer diod’ların da üretimine başlıyoruz. Böylece yazılım ve gömülü sistem kartları gücümüzle tamamen yüksek teknoloji şirketi haline geliyoruz. Makine tarafında ise ‘3D Printer’ler stratejik öneme sahip ürünler. Metal 3D printer’ların önemi yüksek ama önümüzdeki dönemde de yükselecek. Bence bu makineler önümüzdeki 50 yıla damgasını vuracak.
YARI İLETKENLER DÜNYASI
Dünya yarı iletken teknolojisiyle yeniçağa doğru ilerliyor. Bunun nereye doğru gittiğini görüyoruz. Yapay zeka da bunun bir parçası. Çip’ler gelişiyor, gücü artıyor. Nanometre’ler küçüldükçe hızları da yükseliyor. Hızla birlikte veriyi işleme yeteneği de artıyor. O zaman istediğin kadar veri yükleyebiliyorsun. İnsanlığın, çağın değişeceği bir ortama doğru gidiyoruz. Batılı ülkeler, Çin’in bu anlamda çok ilerlediğini, insan kaynağını da geliştirdiğini fark etti. Şu anda dünyanın tek üreticisi konumuna doğru gidiyor. Çin’in bu gücünü gören ülkeler de üretim kararı alıyorlar. Dünyada 500 milyar dolara yakın çip yatırımından söz ediliyor. Sadece Amerika’daki çip yatırımlarının tutarı 150-200 milyar dolara yaklaşıyor. Bazı yatırımlar da sonuçlanma noktasına geldi.
TÜRKİYE’NİN KONUMU
Türkiye, bu alanda oldukça geç kalmış durumda. Üniversiteler çalışıyor, bazı faaliyetler var ama daha hızlı olmamız gerekiyor. Türkiye’de çip fabrikası kurulmuş olsaydı, biz de bir şey yapabilirdik. Bunlar çok büyük yatırımlar ama Türkiye’nin yapamayacağı boyutta değil. Son 15 yıllık dönemde inşaat sektörüne gösterilen ilgi ve sağlanan destekler çip üretimine gösterilseydi, çoktan bir fabrika kurulmuş olurdu. Çip fabrikası kurmanın yatırım tutarı en az 10 milyar dolar düzeyinde olur diye düşünmek lazım. Tabii ki, bunu kurduktan sonra o üretimi yapacak donanımlı insan kaynağına ihtiyacınız var.
İkincisi, çip’ten para kazanmak hakikaten kolay değil. Hele artık dünyadaki bu yatırımlardan sonra, devlet desteği olmayan firmaların batacağını söyleyebilirim. Ama devletler stratejik yapılarından ötürü bu kuruluşları bir şekilde yüzdürmeye devam edecek. Çip üretimine girişmek de artık kolay değil. Çünkü, üretim makinelerini almak da zorlaştı. Çip üretim makineleri daha çok Hollanda ve Almanya’da yapılıyor. Bunların ihracatı da belirli koşullara tabii olmaya başladı. Çin de buna karşılık kendi makinelerini üretmeye başladı.
ERMAKSAN ÇİP DÜNYASININ NERESİNDE?
Biz lazer tarafındayız. Yani, ışın yayan çip’leri üretiyoruz. Bu alanda Türkiye’de rakibimiz yok. Ama dünyada daha farklı bir yapı var. Çin de bunları üretmeye başladı. Ancak, şu anda kaliteli üretemediği için lazer çip’lerini Amerika’dan satın alıyor. Lazer’in core teknolojisi çip. Bunun üzerine bir sürü sistemler bir araya geliyor ve sonuçta lazer rezenatör oluşuyor. Geçen yıl Türkiye’ye 120 milyon dolarlık lazer makinesi ithal edildi. Bu, bizim gibi birkaç şirketin ana faaliyet alanıydı. Oysa bu pazar Çin’e kaptırıldı. Bu yüzden devletin önceliklerinin çok önemli olduğuna dikkat çekmeye çalışıyorum.
GELECEK 50 YILIN STRATEJİSİ
Bugün itibarıyla grup ciromuzun yüzde 90’ını oluşturan makine tarafında da yatırımlarımız sürüyor. 90 bin metrekarelik yeni ve ‘akıllı fabrika’ inşa ediyoruz. Orada yine Ar-Ge merkezi ve teknoloji üretim merkezimiz olacak. Bunun yanı sıra yetişmiş eleman yatırımlarımız devam ediyor. Özellikle teknoloji grubunda iyi eğitim almış, araştırmacı, konuya odaklanan, meraklı gençler bizim için çok önemli. Yurt dışına giden veya araştırma olanaklarını yurt dışında bulmaya çalışan yetenekleri de bünyemize katmaya çalışıyoruz. Biz ne yapacağız? Biz Ar-Ge faaliyetlerimize devam edeceğiz. Çip ve niş konularda çalışmalarımıza devam edeceğiz. Ar-Ge’de inanılmaz bir yarış var. Bilimsel gelişmelerdeki bu sert çarpışmada, geliştirilen ürünü ticarileştirmek ve seri üretime sokmak çok büyük önem kazanıyor. Biz, ülkemizde yerli üretim olmazsa, olmaz tarafındayız.
1 KG 2 MİLYON DOLAR
- Değerlemeyi belirleyen esas faktör, ana işlemcidir. Kuruşla alınan işlemciler olduğu gibi binlerce dolara alınabilen işlemciler de var. En gelişmiş ve pahalı çip’lerin uzay ve savunma sanayinde kullanıldığını söyleyebiliriz. Bizim ürettiğimiz lazer çip’leri 1 kg yapsan zaten 2 milyon dolar ediyor.”
ÇİP GELİŞTİRMENİN 4 ZORLUĞU
- YATIRIM
Çip üretimi için altyapı çok önemli ve büyük yatırım gerektiriyor. - SİSTEMİ İŞLETMEK
Altyapıyı kurmayla iş bitmiyor, sistemi çalışır konumda tutmanın da büyük maliyeti var. Cihazlar çok hassas olduklarından 24 saat boyunca açık ve azotla temiz odalarda durmak zorundadır. - İNSAN KAYNAĞI
Bu alanda insan kaynağına ulaşmak zordur ve her geçen gün daha da zorlaşıyor. Ar-Ge merkezimizde 5’i doktoralı, çoğu yüksek lisans yapan toplam 110 kişi var. - AR-GE MALİYETİ
Ar-Ge’yi ürüne çevirmek ve ticarileştirmek, çip alanında çok önemlidir. Devlet Ar-Ge çalışmalarını bir miktar destekliyor. Bizim ürettiğimiz her ürünün garanti alımı diye bir şey yok. En ufak bir ürünün gelişim süreç maliyeti 500 bin Euro’dan başlıyor.
LAZER VE MİKROÇİP AYRIMI
- ‘Lazer çip’te reçete dediğimiz olay vardır ve ürettiğin çip’in özelliklerine göre bu reçeteyi tutturmanız gerekiyor. İşin bu aşaması da oldukça zordur. Burada fizik, kuantum ve gazlar çalışır. Bir lazer çip, 200 prosesten oluşur. Üretim süreçleri, bariyerler açısından oldukça zordur.
- Mikroçip’lerde de doğru sistemler kurabiliyorsan, seri üretim yapabiliyorsunuz. Tayvan, Çin, yarı iletkenler sektörünü kontrol ediyor. Biz de yakın iletken ama ışın yayıyor. Güneşten gelen ışın dalgalarını tekrar mekanik olarak ortaya çıkarmış oluyoruz.
1 MİLYAR DOLARA NASIL ULAŞILACAK?
- YÜZDE 10’UN YÜKSELİŞİ
100 milyon dolar civarında makine ihracatımız var. Yüzde 90 ihracat ağırlıklı çalışıyoruz. Yüksek teknoloji bölümünün ciro içindeki payı henüz yüzde 10 civarında. Ancak, yaptığımız çalışmalarla bu payı artıracağız. - YOL HARİTAMIZ
Hedefimiz, makine üretimindeki gücümüzü koruyup, yüksek teknoloji grubunun yükselişiyle, 100 milyon dolarlık ciroyu 10 yılda 500 milyon dolara çıkarmak. 1 milyar dolar ise bir sonraki hedefimiz olacak. - YENİ ÜRÜNLER
Elimizdeki 2,3,4 yıllık projelerle 10 yılda 500 milyon doları rahat yakalarız diye tahmin ediyorum. Lazer sistemleri, yazılım ve donanım üzerine olan bu projeleri ticarileştirebilirsek, rakamlar çok daha farklı olabilir.