in , ,

Yavaş yavaş acele stratejisi

Boyner Grup Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Cem Boyner, perakendecilerin geçmişte “aşırı” hız nedeniyle hatalar yaptıklarını söylüyor. Ona göre artık eskisi gibi bir dönemde değiliz. Önemli kararlar alırken daha dikkatli olmak gerekiyor.

yavas-yavas-acele-stratejisi-cem-boyner

Henüz iş hayatının başında olan Cem Boyner, bir gün babasına, onu da şaşırtan bir teklifle gitti. “Baba müsaaden olursa ben mağaza kartı işine girmek istiyorum.” Osman Boyner hakikaten şaşırmıştı. Yurt dışına gittiklerinde görüyor, kullanımın yaygınlaştığını fark ediyordu. Ama Türkiye’de pek kullanılmıyordu. Şaşkınlığını şöyle anlatacaktı: “O güne kadar bunu duyardık ama Türkiye’de pek kullanım sahası olmadığı için önemsemiyorduk. Bana bugün de sorsanız, Cem bu işi nasıl düşündü, becerdi, anlatamam. Başka türlü bir heyecan duyuyor.”

Boyner Grup Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Cem Boyner, babasının dikkat çektiği heyecanını hâlâ koruyor, yenilikleri önceden görme ve hayata geçirme tutkusunu sürdürüyor. Bu tutkusu nedeniyle de bazı zamanlar “hızlı karar” aldığının altını çiziyor.

Ayvalık Business Forum sırasında yeni dönemde iş yapma ve perakende konusunda sorularımızı yanıtlayan Boyner, şu konuların altını çizdi:

ÇOK KIRILGAN DÖNEMDEYİZ

Kâr, iş dünyasında başarının bir sonucudur. Çalışan mutluluğu yoksa, müşteri mutluluğu imkânsız hale geliyor. Bunu da paydaşların mutsuzluğu takip ediyor. Bu kabulle bugünden 2025’in görüntüsüne baktığımızda, çalışanların mutlu olması pek mümkün görünmüyor dolayısıyla iş dünyası olarak da mutsuz olabileceğimiz bir yıla giriyoruz. Tam bu sebeple bu dönemde, şirketleri yönetirken, tıpkı bir satranç oyununda olduğu gibi çok dikkatli oynamamız, stratejik davranmamız gerekiyor.

LİDERDEN BEKLENTİ DEĞİŞTİ

İş dünyası olarak ilginç bir dönemden geçiyoruz. İş insanlarının, şirket yöneticilerinin işi artık hep sözünü ettiğimiz konulardan da ibaret değil. Vatandaşlar ve müşterilerin şirketlerden beklentisi değişti. Artık devletin yapması gereken bazı görevleri şirketlerden talep ediyorlar. Bir yığın sorunla ilgili devletten değil, şirketlerden aksiyon istiyorlar. Örneğin, sokak köpekleri konusunda  bile şirket liderlerinin harekete geçmesi bekleniyor…

Bu nedenle içinde bulunduğumuz dönemde çok sayıda konuda doğru yerde durabilmek, belki de liderin işinin yüzde 51’i haline geldi. Böyle bir ortamda müşteri, kendini özleştiremediği bir markayla iş yapmak istemiyor. Bilanço, kâr, EBİTDA ve ihracat gibi göstergeler onun için bir şey ifade etmiyor. Şirketin genel duruşu, pozisyonu ve etik yaklaşımı, o şirketin geleceğinin önemli bir yapı taşı haline geldi.

YENİ DÖNEMDE PERAKENDE

Bu kadar değişken olan bir yerde perakende de çok sıradan bir sektör. İyi tarafı ise devletle iş yapmıyor, toptan mal satmıyor olması… Perakendeci her gün kapılarını açıyor ve bu işletme sahibine her gün yeni bir şans veriyor.

Perakende sektörü olarak biz milyonlarca insana hizmet veriyoruz. Böyle bir tablo karşısında bizim “yavaş acele etmemiz” gerekiyor. Geçmişte “çok hızlı” hareketler nedeniyle yanlışlar yaptık. Örneğin, kriz zamanında bazı mağazaları hızlıca kapattık. Sonra o kapattığımız mağazaları geri almak için 10 yıl uğraştım, kapılarında yattım. O günkü ortama göre kapatmak mantıklıydı, ancak sert yapmamak, sert şekilde küçülmemek gerekiyordu. Hepsinden önemlisi böyle ortamlarda stratejik yanlışlar yapmamak, geri dönüşü olmayan kararlar almamak lazım.

BİLDİĞİN ALANDA RİSK

Öncelikle liderin, gireceği savaşları iyi seçmesi gerekiyor. Birinin seni itmemesi lazım. Bir savaşa henüz girmeden evvel, “nasıl çıkarım?” sorusunun da yanıtını düşünmen lazım. Ortalıkta çok düşünce, çok fırsat var. Gelecekle ilgili iddialara, kafamız yatıyorsa giriyoruz. Bizim için Advantage Card ve Hopi öyleydi. Ama şimdi ortalıkta daha pek çok yeni alan var. Üç sene önce yapay zekayı hiç konuşmuyorduk. Yakın zamanda Apple elektrikli arabaya girdi, milyar dolar yaktı, kapattı. Geleceği kestirip ona çok büyük yatırım yapmanın riskli olduğunu düşünüyorum. Bana göre geleceğe çok “kafa tutmanın” manası yok. Herkesin bildiği alanda risk alması daha doğrudur.

“FAIL FAST, FAIL CHEAP”

  • Biz grup olarak müşteri alanında iyi olduğumuzu düşünüyoruz. İnsan üzerine yapılan bütün işlerde kendimizi Türkiye’nin en yetkin organizasyonu olarak görüyoruz.
  • Ona ulaşan teknolojiyi ise her zaman değiştirebiliriz. En iyisinde, en yenisinde olmamız lazım. Çalışmıyorsa da hızlıca değiştirebiliriz. Yani ‘fail fast, fail cheap’ (Olmuyorsa erken başarısızlığı kabul edin, zararı az olsun).

GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN KARARLARI ALMAK!

  • Geçen yıl genç bir girişimci ile konuşurken, ne iş yaptığını sordum. “Ben geri dönüşü olmayan kararları almakla sorumluyum” yanıtını vermişti. “Geri kalan kararları ise ekip alır. Şirketin kurucusu benim, dönüşü olmayan kararları kimseye bırakmam” diye devam etmişti.

Yazar: Fast Company Türkiye

©Fast Company Dergisi, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş. tarafından Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun şekilde yayınlanmaktadır. Fast Company’nin isim hakkı ABD’de Mansueto Ventures’a, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. Dergide yayınlanan yazı, tablo, fotoğraf ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

kartlar-dolu-mu

Kartlar dolu mu?

zombileri-iyi-tanıyın

Zombileri iyi tanıyın!