YAZI: AINSLEY HARRIS
İLLÜSTRASYONLAR: HSAIO RON CHENG
HER ŞEY YAKLAŞIK İKİ YIL ÖNCE, BİR DÜŞÜKLE başladı ve ardından onu bir yenisi izledi. Kısırlık kliniklerinin bir listesini hazırlarken, sessizce büyüyen umutsuzluğuma titrek bir tepki olarak o, ultrason monitöründe beliriverdi.
Sonraki uzun hamilelik aylarını, her adımda kocaman bir fırtına tehdidi altında yaşayan bir çizgi film karakteri gibi yaşadım. Hamileliğim sağlıklı geçse de, oğlumu kollarıma alana kadar tetikte olmam gerektiğine ikna olmuştum. Kocamla birlikte, oğlumun beklenen doğum tarihinden dokuz gün sonra doğum uzmanına gittiğimizde, kalp atışlarında düzensizlik görünce hiç şaşırmadım. Bir saatten kısa bir süre sonra, suni sancı yoluyla doğuma başlamak için hastaneye gidiyorduk. Gecenin ilerleyen saatlerinde oğlumun kalp atışları tekrar yavaşladı ve bu, doktor ve hemşirelerden oluşan küçük bir orduyu doğumhaneye koşmaya sevk etti. Ama o toparlandı, vücudum direnmeyi bıraktı ve sonra her şey bitti. Boş odada birlikte oturduk, oğlum kocamın göğsüne kıvrılmış, minik şapkası yana kaymış bir şekilde yatıyordu. İşte ailem buydu…
Başlangıçlarımız önemli mi? Bu, insan embriyoları üzerinde genomik tarama yapan yeni nesil şirketlerden biri olan Orchid’in kalbindeki soru… Günümüzde tüp bebek (IVF) döngülerinin yaklaşık yüzde 40’ı genetik tarama içeriyor; ancak neredeyse tüm vakalarda bu testler, kromozomlardaki bariz anormalliklerin nispeten ilkel bir ölçümü ve sonuçları doğum öncesi amniyosentez testine benziyor. Orchid ve tümü son on yılda kurulan rakipleri, embriyo sağlığını çok daha kapsamlı ve potansiyel olarak daha radikal bir şekilde değerlendiriyor.
Orchid’in 31 yaşındaki kurucusu ve CEO’su Noor Siddiqui’ye göre, oğlumunki gibi eski moda köken hikâyeleri, sık sık söylediği gibi “zar atmak” anlamına geliyor. Onun henüz çocuğu yok; ancak eşiyle birlikte bir gün iki erkek ve iki kız çocuğu sahibi olmayı umuyorlar. Siddiqui, hazırlık olarak bir düzineden fazla embriyo dondurdu ve daha da fazla yumurta toplamayı planlıyor. Orchid’in protokollerine uygun olarak, embriyolara biyopsi yapıldı; bu dört ila altı hücreli biyopsilerde bulunan DNA çoğaltıldı ve elde edilen genomik veriler dizilendi ve kromozom anormalliklerinin yanı sıra kanser, otizm, diyabet, doğum kusurları ve yüzlerce başka hastalık ve bozukluk açısından puanlandı.
Siddiqui, bir kişinin verebileceği en önemli ebeveynlik kararlarının doğumdan önce gerçekleştiğini savunuyor: Eş seçimi ve çocuğunuzun genomu. Embriyo genomlarının taranmasını bir tür koruyucu hekimlik olarak görüyor. “Ebeveynler ilk kez, daha önce şansa kalmış muazzam miktarda riski azaltabiliyor” diyor. Gelecekte çiftlerin ebeveynlik yolculuklarına kendisi gibi, her bir potansiyel çocuk için veri açısından zengin, zevkli bir şekilde tasarlanmış embriyo raporunu inceleyerek başlayacaklarını hayal ediyor. 5. kromozomun eksik olması sonucu ortaya çıkan “cri du chat” sendromu (kedi ağlaması) gibi ciddi ve genellikle nadir görülen monogenik rahatsızlıkları olan embriyoları değerlendirmeden çıkarabilecekler; zihinsel engellilik ve şizofreni gibi daha karmaşık rahatsızlıklardaki göreceli riski karşılaştırabilecekler.
Siddiqui, bu uygulamanın bir gün yaygın olarak kabul göreceğinden ve olmazsa olmaz olacağından şüphe duymuyor.
SIDDIQUI, HAZİRAN AYINDA sisli bir öğleden sonra Chicago’da göl kıyısında yürüyüş yapmak için buluştuğumuzda, “Bu şirketi kurdum çünkü istediğim gibi çocuk sahibi olamadığım için çok kızgındım” diyor. Bu, üreme konulu tıbbı bir konferansa katılanlarla birlikte otel toplantı salonlarında geçirdiği bir günün ardından, açık havada geçirdiği bir zamandı. Konferansta, tüp bebek tedavisi gören hastaların Orchid’in testlerinden faydalanması için hekimlerden oluşan bir dinleyici kitlesini ikna etmeye çalışan konuşmacılardan biriydi.
Orchid’in birçok müşterisi gibi Siddiqui’nin hayatı da genomik hastalıklarla şekillendi. Annesinin DNA’sında, görme yetisini yavaş yavaş yok eden yeni bir mutasyon var; bugün artık resmi olarak kör. Siddiqui’nin lisans ve yüksek lisans eğitimini bilgisayar bilimleri alanında aldığı Stanford Üniversitesi’ndeki, yapay zeka dersleri ona derin öğrenme tekniklerinin genomik verilere nasıl uygulanabileceğini gösterdi. Hesaplamalı bilim ve genetiğin birleşmesi bir aydınlanmaydı. “Annemin başına gelenleri gördüm” diyor; “[Çocuklarımın] acı çekmesini istemiyorum.”
Orchid, 2019’daki kuruluşundan bu yana, embriyo başına 2 bin 500 dolarlık bir ödeme karşılığında binlerce embriyonun tüm genomunu değerlendirdi. (Orchid kullanan çiftler ortalama beş embriyoyu taratıyor.) Orchid, embriyo biyopsilerinin kendi rehberliğinde yapılmasını sağlamak için IVF klinikleriyle ortaklık kuruyor ve ardından embriyo DNA’sını kendi klinik laboratuvarlarında analiz için çoğaltıyor.
Geleneksel olarak, IVF klinikleri embriyoları, hücre sayısını ve kalitesini ölçen morfolojik derecelere göre değerlendiriyor. Eğer klinik genetik test isterse, bu genellikle PGT-A olarak bilinen ve 21. kromozomun fazladan bir kopyasından kaynaklanan Down sendromu gibi hastalıkları tespit edebilen bir test oluyor (Testin adındaki “A” harfi, ‘aneuploidi’ yani anormal sayıda kromozom anlamına geliyor.) Orchid işi daha da ileri taşıyor. Yüzlerce nadir tek gen mutasyonunu taramanın yanı sıra bir embriyonun hipertansiyon ve koroner arter hastalığı gibi karmaşık ancak yaygın hastalıklara yatkınlığını ölçmek için tasarlanmış poligenik risk puanları oluşturmak için istatistiksel teknikler kullanıyor.
Poligenik koşullar genetiğin yanı sıra davranış ve çevreden de etkilendiği için, ilişkili risk puanlarının değeri araştırma camiasında hararetle tartışılıyor. Bir embriyonun hipertansiyon veya koroner arter hastalığı riskinin diğerine göre daha düşük olduğunun söylenmesi, gelecekte tanı konulmasını engellemiyor. Ancak bu, ailesinde kalıtsal hastalık öyküsü ve hatırı sayılır maddi imkânı olan çiftlerin Orchid’e akın etmesini engellemiyor. Siddiqui, “Gelen kutum bebeklerle dolu” diyor.
Ancak eleştirmenler de ortada dolaşıyor. Siddiqui’nin ilk kez 2021’de bir YouTube videosunda dile getirdiği “Seks eğlence amaçlıdır, embriyo taraması ise bebekler içindir” gözlemi, kutuplaştırıcı bir slogan haline geldi. 60 Dakika programında yer alan bir doğum uzmanı bunu gururla dile getirirken, tasarım bebek konusunun geleceğine ihtiyatla yaklaşan ahlakçılar bunu Huxleyvari bir felaketin işareti olarak görüyor.
Siyah bir blazer ceket ve şık topuklu ayakkabılarla sahil şeridinde enerjiyle yürürken, Siddiqui’nin mevcut durumdan duyduğu hayal kırıklığı oldukça belirgin. “Doktorlara gidip, konferanslarda konuşmalar yaparken ‘Bu kadar bilgi hastalarla paylaşılamaz’ demeleri çılgınlık” diyor. “Ömür boyu sürecek bir sağlık faturası ve tedavisi olmayan bir hastalıktan sürekli mustarip bir çocuğum olacak çünkü biraz fazladan bilgiye bakmak istemediniz. Hayatımın en önemli kararında bana tüm seçenekleri anlatmak için beş dakika fazladan zaman harcamak istemediniz. Ve bu beni çileden çıkarıyor.”
Ancak Orchid gibi bir müdahale sadece acıyı azaltmakla kalmıyor; aynı zamanda üreme sürecine benzeri görülmemiş şekilde seçim ve kontrol de getiriyor. Çağlar boyunca çocuklar bir hediye olarak görüldü (bazen hoş karşılanmayan bir hediye, ama yine de bir hediye). Siddiqui ile görüştükten sonra Orchid bana incelemem için örnek bir embriyo raporu verdi. Rapora bakarken bir hediyeye değil, bir ürüne, hatta lüks bir ürüne baktığım hissine kapılıyorum. Bu bir kazanan mı yoksa fiyasko mu? Artan sağlık süresi vaadi, hizmetin maliyetini haklı çıkarıyor mu? Bu süreç, ekonomik gücü olan çiftlere çok sayıda embriyo üretme olanağı sağlıyor ve doğası gereği tüketici odaklı optimizasyonu teşvik ediyor. Ve tüm süreç boyunca, dile getirilmeyen ama ima edilen bir yönerge var: En iyi bebek kazansın.
Oğlum dünyaya geldiğinde, ikimiz de hastane odasında gece boyunca “çalıştıktan” sonra sersemlemiş ve kıpkırmızı olmuştuk. Ben kendi kendime onun doğuş hikâyesini anlatmaya başlamıştım bile.
EŞİ, İKİ KEZ ERKEN DÖNEM DÜŞÜK yaptığında Jeff kendini çaresiz hissetti. Çift, daha fazla kaybı önlemenin bir yolunu bulmak umuduyla tüp bebek tedavisini araştırmaya başladı. Kendisi de tanınmış bir girişimci olan Jeff, Siddiqui’ye danışmanlık yapan bir iş arkadaşı kanalıyla Orchid’den haberdar oldu. Yaşama şansı bulunmayan genetiğe sahip bazı embriyoların geleneksel tüp bebek testlerinde hâlâ yüksek morfolojik sonuçlar verebileceğini öğrenince şaşırdı. Bu tür embriyolar yerleştirildiğinde, düşükle sonuçlanma eğilimi yüksek oluyor. Orchid’in tarama süreci, PGT-A’yı 1200 monogenik ve bir düzine poligenik hastalık (Jeff’in eşinin ailesinde görülen Alzheimer da dahil) için puanlarla birleştirerek bir çözüm sundu.
Jeff’in eşi iki tur yumurta toplama operasyonu geçirdi. Çift, elde edilen embriyoları Orchid teknolojisiyle taramak için tüp bebek masraflarına ek olarak 25 bin doların üzerinde para harcadı ve geçen yıl ilk bebeklerini kucaklarına aldı. Jeff, Orchid’den o kadar etkilendi ki yatırımcı oldu.
Herkes çocuklarına daha iyi bir yaşam sağlamaya çalışıyor; onları en iyi okula göndermek istiyor” diyor; “Çocuğunuza en yüksek sağlık başarısı olasılığını neden vermek istemeyesiniz ki?” Ve toplum olarak, “hastalıkları ortadan kaldırmaya” ve “gen havuzlarımızı iyileştirmeye” çalışmamız gerektiğini savunuyor. Embriyo taraması için federal destek görmeyi ve böylece maliyetlerin düşmesini ve erişimin artmasını umuyor. (11 eyalet, tüp bebek ve doğurganlık korumasını karşılamak için sigorta zorunluluğu koyuyor; şu anda embriyo taramasıyla ilgili hiçbir yasa yok.)
Belki de şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Orchid’in ilk ve en çok ses getiren müşteri ve destekçileri, verinin değerli, uzun ömürlülüğün hack’lenebilir olduğu ve çocukların kariyer başarısından sonra geldiği bir kültürün ürünü olan Silikon Vadisi seçkinlerinin önde gelen isimleri oldu. Orchid; 23andMe kurucusu Anne Wojcicki, Coinbase kurucusu Brian Armstrong ve nesli tükenmiş korkunç kurtları yeniden canlandırmaya çalışan Colossal Biosciences’ın kurucu ortağı Ben Lamm gibi isimlerden 12 milyon dolar topladı.
Gelenek karşıtı, liberal Peter Thiel’in genç girişimciler için kurduğu burs programını tamamlayan Siddiqui için, Orchid’in tüketici tercihlerine verdiği önem bir kusur değil, bir özellik. Orchid ebeveynleri ve Orchid bebekleriyle zaman geçirdi; onlara güveniyor. “Tüketicilerin akıllı olduğunu düşünüyorum” diyor; “Günün sonunda, dünyada en sevdiğim şey, ahlakın eğrisinin iyiliğe doğru eğilmesi.”
Gerçekten de, embriyo tarama şirketlerinin liderleri arasında ortak bir tema varsa, o da klinik çevrelerde gördükleri temkinli karşılama karşısında duydukları şaşkınlık, hatta öfke… Siddiqui gibi kurucuların çoğu, genetik veya kronik hastalıklardan etkilenmiş kişiler. Amerikan İnsan Genetiği Derneği gibi profesyonel kuruluşların klinik bakımda poligenik embriyo taramasının kullanımına karşı uyarıda bulunması kişisel bir durum.
Orchid’in rakibi Genomic Prediction’ın kurucu ortağı ve baş bilim sorumlusu Nathan Treff, erken yetişkinlik döneminde tip 1 diyabete yakalandı. Yetişkin kardeşlerden alınan bir DNA veritabanına dayanan araştırmasında, embriyo seçiminde Genomic Prediction’ın poligenik risk puanlarını kullanan çiftlerin çocuklarının tip 1 diyabete yakalanma olasılığının en az yüzde 45 oranında azalabileceğini öne sürüyor. “Diyabet hastalarına bunun bir seçenek olduğunu söylememenin etik olmadığını düşünmüyor musunuz?” diyor. Haziran ayında Genomic Prediction, eski Thiel bursiyeri Kian Sadeghi tarafından kurulan bir genetik sağlık şirketi olan Nucleus Genomics ile ortaklığa gittiğini duyurdu. Genomic Prediction, embriyoların biyopsisinin yapıldığı ve DNA’larının çoğaltıldığı yaş kimya analiz laboratuvar sürecini denetliyor; Nucleus ise ham DNA verilerini alıyor ve kendi özel analizini gerçekleştiriyor.
Sadeghi, geçtiğimiz haziran ayında Core Memory podcast sunucusu Ashlee Vance’e, “Genetik optimizasyona inanıyoruz” demişti; “Çiftlerin boy, IQ, saç, göz rengi veya alkol bağımlılığı gibi bilgilere erişmek istemeleri halinde bunlara erişebilmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca, tüketicinin karar vermesine gerçekten inanıyoruz.” Nucleus’un web sitesinde de belirtildiği gibi: “Embriyonuzun gelecekteki bedenini, zihnini ve sağlığını anlayın”; erkek tipi kellik ve şiddetli akne gibi özelliklerden başlayarak…
Orchid, raporlarında kozmetik özellikler hakkında bilgi vermiyor ve Siddiqui, Orchid’in hastalıkları önlemeye odaklandığı konusunda ısrarlı. Ancak hastalık belirtileri ile sıradan özellikler arasındaki çizgi, ilk bakışta göründüğünden daha bulanık. Boy bir özelliktir; ancak aşırıya kaçıldığında, idiyopatik boy kısalığı veya Marfan sendromuna dönüşür. Ayrıca, bilim insanlarının henüz çözemediği nedenlerle teorik olarak istenen özellikler ile daha az istenen özellikler arasında korelasyonlar vardır. Örneğin, IQ’nun bir göstergesi olan eğitim düzeyi, vicdan ve dışa dönüklük gibi özelliklerle negatif, otizm spektrum bozuklukları ve anoreksiya ile pozitif ilişkilidir.
Bazı araştırmacılara göre Orchid’in hastalıklara odaklanması bile sorunlu bir durum. Embriyo taraması yapan şirketlerin, soyut poligenik risk puanlarını gerçek hastalık modellerine daha somut yollarla bağlamasını istiyorlar. Örneğin, semptom şiddetinin bir spektrumu olarak sunulan obezite için bir risk puanı, kanser için bir risk puanıyla aynı şey değildir. Harvard Tıp Fakültesi’nde istatistiksel genetikçi ve tıp doçenti olan Sasha Gusev, “The Infinitesimal” adlı çalışmasında “Yarım kanser diye bir şey yoktur” diye yazıyor. Orchid ve benzer şirketler, müşterilerinde sahte umut -veya daha da kötüsü, sahte kesinlik hissi- yaratma riskiyle bu ayrımları anlatmakta zorlanıyor.
Orchid gibi şirketler sistemik bir etki yaratmak için henüz çok genç. Ancak araştırmacılar şimdiden embriyo optimizasyonunun nüfus düzeyine nasıl etki edebileceği konusunda hipotezler geliştiriyor. Güney California Üniversitesi Davranışsal ve Sağlık Genom Bilimi Merkezi Direktörü Patrick Turley, embriyo seçiminde poligenik risk puanlarının kullanımındaki sorunları özetleyen 2021 tarihli bir makalenin baş yazarıydı. Özellikle maliyet odaklı ulusal sağlık sistemlerinin embriyo taramasında öncülük edebileceği bir dünyayı haber veriyor. “Maliyet-fayda analizi nedir?” diye soruyor;“ Birinin diyabet riskini yüzde üç veya dört oranında azaltabilirseniz, bu yaşam boyu sağlık harcamaları ve gelecekteki yaşam kalitesi açısından ne anlama gelir?”
Üremeyle alakalı riskleri azaltmanın ve yaşam boyu tıbbi maliyetleri düşürmenin yadsınamaz bir çekiciliği var. Siddiqui’nin tercih ettiği metaforlar -zar atmak, genetik piyangoyu kazanmak veya kaybetmek- doğanın üreme metodolojisini tesadüfi, hatta kaprisli gösteriyor. Embriyo taraması ise aksine güvenli ve sorumlu bir yaklaşım gibi görünüyor. Ancak elbette Siddiqui’nin tasviri eksik. Doğanın tasarımında, bazen kayba yol açsa bile, zeka ve optimizasyon mevcut. İlk üç aylık dönemdeki düşüklerin yarısından fazlası kromozom anormalliklerinden kaynaklanıyor. Benim düşüklerim büyük üzüntüye neden oldu, ama aynı zamanda muhtemelen beni korudu.
Oğlum “en iyi” bebek miydi ve şimdi “en iyi” 6 yaşındaki çocuk mu? Ben “en iyi” anne miyim? Bu soru zaten neredeyse absürt. Kesin olarak bildiğim tek şey, onun benim oğlum olduğu…
“Bu şirketi kurdum çünkü istediğim şekilde bir bebeğe sahip olamamak, beni çok kızdırmıştı.”
ŞİFRE ÇÖZÜCÜ
Orchid’in kurucusu ve CEO’su Noor Siddiqui, embriyoları gelecekteki özellikler açısından test ediyor.


