in , , ,

Odada tek başına

Bazı şirketlerde, çok sayıda kadın, toplantı ve tartışmalarda “odada” tek başına kalıyor.

Rakamlar yalan söylemez! Hâlâ yönetim ve icra kurullarında kadın olmayan çok sayıda şirket var. Bazılarında ise “tek” kadın yer alıyor. Bu nedenle çok sayıda kadın, toplantı ve tartışmalarda “odada” tek başına kalıyor, bazen bunun da sıkıntısını çekiyor…

Yazı: Mehtap Demir

100 yıldan fazla bir zaman önce New York’ta greve giden 15 bin tekstil işçisi kadınının amaçları, adil çalışma koşulları, düşük çalışma saatleri ve daha yüksek ücretlerdi. Aradan geçen bir yüzyıla rağmen, bugün kadınlar hâlâ aynı amaçlar için mücadele veriyor.

1908’deki büyük eylemden bu yana çalışma koşulları bir hayli değişmiş görünse de rakamlar hâlâ iç açıcı değil: Örneğin, ABD’de 2016 yılında Russell 3000 Endeksi’ne dahil 738 şirketin yönetim kurullarındaki kadın sayısı “sıfır” idi. 2019 yılına geldiğimizde, aynı endeks şirketlerin sadece yüzde 20’sinde, yönetim kurullarında kadın üye olduğunu gösteriyor.

Bu önemli bir gösterge… Ancak, hâla çok sayıda şirketin yönetim kurulu ve icra kurullarında “sıfır” kadın yönetici yer alıyor. Hatta bazı uluslararası kuruluşların yönetiminde de “kadınsız” liderlik devam ediyor. 2018 yılında Amerika’nın 500 Büyük Şirketi’nin 12’sinin yönetim kurullarında tek bir kadın üyenin yer almaması da bu görüşü destekliyor. 10 yıl önce 500 Büyük Şirket’in 69’unda yönetim kurulunda kadın temsili yokken, bu rakam 5 yıl önce 42 idi.

McKinsey&Company’nin LeanIn Vakfıyla birlikte yaptığı ve iş hayatındaki çeşitlilik sorunlarını ve alınabilecek aksiyonları masaya yatıran Women In The Workplace 2019 raporu (iş Hayatında Kadın 2019) da çarpıcı sonuçlar ortaya koyuyor. Son 5 yıla dayanan, 600 şirketten 250 binden fazla çalışanın görüşlerinin incelendiği çalışmaya göre, yönetici seviyesindeki kadın oranı yüzde 5’in altında. 2015 yılından bu yana C-seviye kadın yöneticilerin oranı yüzde 17’den yüzde 21’e çıkmış olsa da her kademede kadın temsil oranı hâlâ olması gerekenin çok altında…

Türkiye’de ise BiST’te işlem gören şirketlerin yönetim kurulunda kadın oranı yüzde 15.9 düzeyinde… Araştırmaya göre, “tek kadınlı” yönetim kurulu sayısı 14. Bu, şirketlerin yönetim kurulu tarafı… Bir de icra kurulu tarafı var… Onları da dikkate aldığımızda, dünyada ve Türkiye’de çok sayıda kadın lider “odada tek başına” yönetime katılıyor.

Tek başına olanlar ne diyor?

Tepe yönetimde söz sahibi kadınlar, odada tek başına kaldıkları durumlarda nasıl hissediyorlar, ne tür deneyimler yaşıyorlar?

GE Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Canan Özsoy, kariyeri boyunca odada tek başına olma deneyimini pek çok kez yaşamış bir lider. Özsoy’un paylaştıkları aslında durumu özetliyor:

“‘Odada tek kadın olmak’ farklılığını, aslında özgüveninizle kendi lehinize yönetebiliyorsanız, ilk bakışta gurur veriyor. Ancak, daha sonra bunun dezavantajları birer birer ortaya çıkıyor. Sözünüze itibar edilmediği olabiliyor. Masadaki erkek yönetici arkadaşınıza göre iki kat daha fazla çaba sarf edip kirlerinizi ya da varsa farklı görüşlerinizi kabul ettirmek için ortalamanın üzerinde bir çaba göstermeniz gerekiyor.

Bunun yanı sıra daha az kadın olan ortamlarda görüşler yeteri kadar çeşitli ve etraflı olarak tartışılmıyor. Genelde riskler ve fırsatlar konusunda farklı görüşler ortaya çıkmıyor. ”

PepsiCo Global çeşitlilik ve Dahil Etme Kıdemli Başkan Yardımcısı Ümran Beba, ilk defa 2006 yılında tepe yönetimde tek kadın olarak görev aldı. “Odada tek başına” olma deneyimi, onu kadın ve çeşitlilik konusuna odaklanmaya itti. Beba, “O dönemde şirketimle birlikte önce kültür değişimi konusuna odaklanma kararı aldım. Cinsiyetinizin ne olduğu, odaklanmanız gereken bir konu değil. Bunu görmeyin” diyor.

“Odada tek başına” olan kadınlardan bazıları aslında bu duyguya çoktan aşina. Fırsat Bu Fırsat Kurucusu Reyhan Çepik Arslan, bu baskıyı henüz lise sıralarında hissetmeye başladığını söylüyor:

“Odadaki tek kadın olma durumu, lisede ve üniversitede başıma gelen bir durumdu. Eğitimimden sonra iş hayatına başladığım istanbul ve Silikon Vadisi’nde de bu durum devam etti. Yıllardır odadaki az kadından biri olarak değersizliği ve eşitsizliği hissettiğim an haklarımı savunmamdaki dik duruşumdan dolayı olası ayrımcılığı başlamadan engellemiş oldum.”

“Kadın olarak oturmuyorum”

BİST’de yönetim kurulunda kadın olmayan şirket oranı yüzde 14’lerde. icra kurulunda kadın olmayan ya da tek kadın olan büyük şirket oranının yüzde 40’larda olduğu tahmin ediliyor. Bu, beraberinde “tek başına” deneyimini yaşayan kadın sayısının yüksek olması sonucunu getiriyor. Bazı kadınlar, “cinsiyet” ayrımını göz ardı ediyor. Onko&Koçsel Genel Müdürü Tuğba Koç, “insanın öne kendi gücünü farkına varması gerekli” diyor. Bu nedenle de toplantılara “kadın” olarak oturmadığının altını çiziyor: “Ben iş insanı kimliğimle, cinsiyet ayrımı olmadan oturuyorum. Toplum olarak bu zihniyete ulaştığımızda ancak cinsiyet ayrımını da ortadan kaldırmış olacağız.”

Sun Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Elvan Ünlütürk de aynı görüşte. “Benim için önemli olan orada birey olarak bulunabilmek, işe katkı sağlamak” diye konuşuyor. Odada “tek başına” olduğu zamanları çok yaşadığını, bunun sıkıntısını ise yaşamadığını ekliyor. Ünlütürk, “Bunu aslında hiç önemsemiyorum” diyor.

“Herkes kendi hayatının başrol oyuncusudur” diyor Gürallar Yönetim Kurulu Başkanı Esin Güral Argat. “Kadın ya da erkek önce kendi yaşamlarımızın sorumluluğunu taşımaktan vazgeçmemeliyiz. Vazgeçersek, ezilmeyi de baştan kabul etmişiz demektir” görüşünü paylaşan Argat, “Kendine güvenen kadının yapamayacağı şey yoktur” diye ekliyor. TSKB Gayrimenkul Değerlendirme Genel Müdürü Makbule Yönel Maya’nın kendine özgü stratejisi var: “Bir ön yargı olduğunu hissettiğim ortamlarda kendimi cinsiyet konusundan arındırmaya çalışıyorum. Kısaca yaptığım işle, itibarımla anılacak bir davranış kodu uygulamaya gayret ediyorum.”

Tek başına kalmamak için

Yıllarca toplantılarda tek kadın olan çok sayıda lider bununla mücadeleyi tercih ettiğinin altını çiziyor. Alarko Holding Yönetim Kurulu üyesi Leyla Alaton, bireysel aksiyonların ve liderlerin tutumunun önemine dikkat çekiyor:

“Yönetim kurullarında daha fazla kadın olması için her türlü örgütün içindeyim, destekliyorum ve öncüsü olmaya özen gösteriyorum. Tüm dünyada yönetim ve kadar verme kademelerinde kadının katılımını artırmak için büyük çaba sarf ediliyor. Bu çeşitliliğe Türkiye’de de daha çok ve daha hızlı bir şekilde yer vermeliyiz.”

General Electric Türkiye CEO’su Canan Özsoy, işe alımlarda ve ter lerde bir dashboard ile rakamları yakından tek tek takip ediyor. Pozisyonlar için oluşturulan kısa listelerde işe uygun adaylar arasında muhakkak bir kadın olmasını talep ediyor. Eşitlik durumunda ise kadın adaylara özellikle yönetici rollerde pozitif ayrımcılık yapılmasını talep ediyor. Bu sayede kendi döneminde yönetim kademesinde kadın oranı yüzde 60’ı geçmiş.

“Tek başına” sendromuyla mücadele eden liderlerden biri de Gürmen Group Yönetim Kurulu üyesi Zeynep Doğan. Bu konuda kurumsal aksiyon aldıklarını, “liyakat” stratejisi çerçevesinde, kadınların yetkinlik ve becerileri doğrultusunda değerlendirildiklerini söylüyor. Doğan, “Sahada kadına yönelik algıyı değiştirecek, onları güçlendirecek çalışmalar bizim öncelikli konularımız arasında yer alıyor. Bu konularda güncel aksiyonlar alıyoruz” diyor.

Adecco Türkiye Genel Müdürü Zeynep Kamışlı, global düzeyde şirketlerinin “tek kadın” konusunda önlem aldıklarına dikkat çekiyor. Türkiye’deki icra kurulunda kadın oranının yüzde 60’a ulaşmasının altını çiziyor ve globalden bir örnek veriyor:

“Yönetici yedekleme planlarımızda her üst yöneticinin en az 2 yedeğinin olması ve bunun birinin kadın olmasını teşvik ediyoruz.”

Sıra dışı deneyimler

Uzun yıllarını iş dünyasında geçiren kadın liderlerin çeşitli deneyimleri var. Philips Ortadoğu ve Türkiye CEO’su özlem Fidancı, karşı cinsin “aşırı rekabetinden” yakınıyor:

“Kariyerimde farklı aşamalarda karşı cinsten çalışma arkadaşlarımın zaman zaman muhtemel bir ter için erkek arkadaşlarımızı daha uygun bulmalarına ve bunun için sebepler üretmelerine çok şahit oldum. Ama bunların hiçbirini ciddiye almadım. çünkü, başarmak için kendi özgün stratejiniz olması gerektiğine inanıyorum. Başkalarının oyununa dahil olup savunmada kalarak hedefinize ulaşamazsınız.”

Pirelli Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Lale Cander, “kadınsız ortama” alışmış erkek yöneticilerin ilginç davranışlarıyla karşılaşmış. Erkeklerle karıştırılmayacak bir ismi olmasına rağmen hitap konusunda sıra dışı bir deneyim yaşamış:

“Aslında tek kadın oluşumdan dolayı hiçbir olumsuzluk hissi yaşamadım diyebilirim. Ancak, bazı toplantılarda ‘Lale Bey’ veya ‘Ağabey’ gibi hitap karışıklığı bile yaşadım. Ayrı cinsiyetten olduğumu o kadar bilinçaltına atmışlar ki, bu durum bana hitaplarına dahi yansımıştı. Kadın CEO, patron, başkan olarak sizi kabullenmeleri için o konuma hak ederek gelmiş olmanız lazım.”

Kütahya Porselen CEO’su Sema Güral Sürmeli, kadınlar için çok özel bir şey yapmadıklarını, “sadece adil” davranmayı tercih ettiklerini söylüyor. Güral, yakın zamanda yaşadıkları bir deneyimi ise şöyle paylaşıyor: “Geçtiğimiz aylarda İngiltere ve Dubai’de yaptığımız bir ihracat ve hammadde alış toplantısında Kütahya Porselen adına 4 kadın gitmiştik. Aynı zamanda karar alıcı 4 kadın bu ekip. Gittiğimiz rmalar defalarca şaşkınlıklarını ve takdirlerini ilettiler bize. çünkü, Türkiye onlar için bu seviyede değil. Bu da ülkemiz adına üzücü bir durum.”

 


LEYLA ALATON
ALARKO HOLDING YKÜ

“Bu tür ortamlarda genelde, saçıma, kıyafetime ya da görüntüme kompliman yaptıklarında, mutlaka karşılığını verir ve onun altında ezilmezdim. Yani ‘sizin de kravatınız ne güzel’ veya ‘Ne kadar zayıflamışsınız’ gibi yorumlarla karşılık verirdim.”


SELEN ZORLU MELİK
ZORLU HOLDiNG YKÜ

“ODADA TEK BAŞINA HİSSTTİĞİMİZ GÜNLER GERİDE KALDI”

– “Çeşitlilik ve fırsat eşitliğini, yenilikçi ve gelişime açık bir iş ortamının temeli olarak görüyoruz. Bu kapsamda çalışmalarımızı Eşit Bi’Hayat başlığı altında topladık. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği çalışma Grubu ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi kurduk. Bir süre önce Eşit Bi’Hayat Manifestomuzu hazırladık. Her alanda fırsat eşitliğini gözeterek hareket etmeyi hede eyen bir iş kültürünü ediyoruz. Bu kapsamda, yöneticiler dahil her kademede daha fazla kadının yer alması için çalışıyoruz. Grupta kadın oranımızı 2022’ye kadar yüzde 40’a, üst düzey kadın yönetici oranımızı da yüzde 25’e çıkarmayı hede iyoruz Evet, daha gideceğimiz çok yol var ama sözünü ettiğiniz, bir odada kendimizi tek başımıza hissettiğimiz günler geride kaldı.”


VUSLAT DOĞAN SABANCI
DOĞAN HOLDİNG YKÜ

“KRİTİK KİTLE OLUŞMADAN ÇOK ZOR”

– HEP MÜCADELE İş hayatım boyunca çok kez odada tek kadın oldum. Hem şirketlerimizde, hem global toplantılarımızda. Ama bu iş hayatımın çoğunlukla ilk yıllarında idi, çünkü bununla hep mücadele ettim ve değiştirebileceğim her alanda bunu değiştirdim.

– NEWYORK TIMES DENEYİMİ ilk “Odada tek kadın” deneyimim, ilk işim olan New York Times’ta çalıştığım yıllardaydı. Dünyanın en önemli gazetesinin yazı işleri toplantısına genç bir stajyer olarak alınmıştım. Toplantıya girdiğimde odada tek bir kadın yoktu. Hatta tek bir siyahi insan, farklı kökenden insan bile yoktu. Tamamı beyaz Amerikalı erkeklerden oluşan bir yazı işleri kadrosuydu. Bu benim ilk şokumdu ve maalesef genç bir çalışan olarak tepki verecek veya bir şeyleri değiştirecek gücüm de yoktu.

– GLOBAL SORUN İkinci “Odada tek kadın” deneyimim ise Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI, International Press Institute)’da olmuştu. Dünyanın önde gelen medya kuruluşlarının liderlerinden oluşmuş 17 kişilik yönetim kurulunda tek kadın bendim. IPI Yönetim Kurulu’na girdiğim ilk yıldı ve yeni anne olmuştum. Anneler Günü geliyordu. Yönetim Kurulu toplantısının tarihini Anneler Günü’ne koymak istediler, itiraz ettim…

– HÜRRİYET DENEYİMİ Hürriyet’te çalışmaya başladığım yıllardan itibaren özellikle kadının medyada yönetim pozisyonlarına gelmesi, medyada kadın dili gibi konular üzerine çok çalıştım. O yıllarda medyada ve Hürriyet’te çok erkek egemen bir kültür vardı. Hürriyet’teki yöneticiliğim süresince editör kadrosunda, icra ve yönetim kurulunda kadının güçlenmesi için çok çalıştım.

– KRİTİK KİTLE ÖNEMLİ İtiraf etmeliyim ki başlarda idealist bir tavırla pozitif ayrımcılığa karşı çıktım. çok çalışanın, isteyenin, bileğinin hakkıyla geleceğine inandım. Fakat 35 yaşımdan sonra “Kritik Kitle” konseptinin savunuculuğunu yaptım. Pozitif ayrımcılık yapmadan, minimum yüzde 30 olan, kritik kitle oluşmadan kadının sesini gerçekten duyurmak mümkün değil. Eğer farklı sesleri duyurmak, çoğulcu bir yapı arzuluyorsanız bu kritik kitleyi oluşturmanız şart. Ben Hürriyet’i bıraktığımda editör kadrosundan yönetim kuruluna kadar kritik kitleyi aşan kadın temsiliyeti vardı. Bu, Hürriyet’in haber seçim ve haber işleme alanlarında da cinsiyet eşitliği konusunda hassas bir tutum almasını sağladı.

“ESAS OYUNCUYU ERKEKLER OLARAK KABUL ETMEYİN”

“Yıllar önce Dünya Bankası’nda çalışıyordum. üst düzey yöneticilerin katıldığı bir toplantı öncesinde ayakta bir şeyler içiyorduk. Başkan, ‘oturalım’ dediğinde, önce erkek arkadaşlar, masanın gerçek sahibi gibi yerlerini aldılar. Kadınlar ise onlardan boş kalan yerlere oturdular.”

Bu sözler Facebook’un COO’su Sherly Sandberg’e ait. Sandberg, kadınların, bazı durumlarda erkeklerin esas oyuncu olduğunu kabul ettiklerinin altını çiziyor. Ona göre kadınlar, “Başkan oturmaya davet ettiğinde masadaki yerlerini hemen almalıydılar.” Önce erkekleri beklemek, masanın esas sahibinin onlar olduğunu kabul etmek anlamına geliyor.


SELiN HABBAB ÖZKAYNAK
DORIMU KURUCUSU

“Odada tek kadın olarak kalmamak ve sayıyı artırmak için kadınları daha fazla yüreklendirmeye gayret ediyorum. Bunun için belli pozisyonları paylaşmayı ve söz sahibi olduğum yerlerde kadın-erkek dengesinin kurulmasını sağlamayı hedefliyorum.”

NELER DEĞİŞMELİ?

KURUMSAL VE BİREYSEL AKSİYONLAR
MCKİNSEY’NİN ÇALIŞMASINA GÖRE ORGANİZASYONLARIN ALMASI GEREKEN 5 ÖNEMLİ AKSİYON VAR:
– Giriş seviye yönetici pozisyonlarına daha fazla kadın almak öncelikli hedefiniz olsun.

– İşe alım ve terfilerde aday listesinde kadın ve erkek temsil oranlarının eşitliğinden emin olun.

– Bilinçsiz önyargıların işe alım kararlarını etkilemediğinden emin olun.

– Bunun için objektif değerlendirme araçları kullanın ve net, açık kriterler belirleyin.

– Kadınların yönetim kademelerine erişebilmeleri için gerekli deneyimi edinebilecekleri araçlar sağlayın.


CANAN ÖZSOY
GE TÜRKİYE CEO

“Bugün dahil görev aldığım yönetim kurullarında veya şirketimizde hâlâ kadınların daha az olduğu bir ortamda çalışıyoruz. Bunu aşmak için, kadınların iş hayatında değil yönetimde de söz sahibi olması için pek çok çaba gösteriyorum.”


SEMA GÜRAL SÜRMELİ
KÜTAHYA PORSELEN YKB

“İş yaşamım boyunca pek çok kez ‘odadaki tek kadın’ oldum, hatta halen Gürallar Yönetim Kurulu’ndaki tek kadınım. Ben bir kadın yönetici olarak iş dünyasında kadın veya erkek olmak arasında bir ayrım gözetmiyorum. Ancak, ülkemizde; bir kadın başarılı oluncaya kadar hep başarısız sayılır, erkek ise başarısız olana kadar hep başarılı kabul edilir.”


ZEYNEP DOĞAN
GÜRMEN GROUP YKÜ

“Motivasyonum hep odada tek kadın olmaya odaklanmak yerine o odadaki kadın sayısını artırmak oldu.”


RİNA ONUR ŞİRİNOĞLU
500 STARTUP İSTANBUL KURUCU ORTAK

“Yatırımcı şapkası ile her zaman en iyi ve en hak eden işlere yatırım yapmak benim yükümlülüğüm. Fakat en azından sürecin başlangıcında daha eşit dağılımlı ve azınlıkların da temsil edilebildiği kadın-erkek kurucu gruplarını inceleme altına almaya çalışıyorum.”

Yazar: Mehtap Demir

Fast Company Türkiye Yazı İşleri Müdürü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Harvardlı futbolcu

Yaşanan pandemi kendi iş modelimizin bir yansıması