in

Yaşanan pandemi kendi iş modelimizin bir yansıması

Bugünlerde çoğumuz karmaşık duygularla doluyuz. Göremediğimiz, sanki mistik ve şifreli bir şey nedeniyle askıya alınmış zamanın sıra dışı temposunda yaşıyoruz.

En az 5 kuşak için yeni olan bu pandemi, modern dünyada geniş kesimleri felç etti ve bizi hazırlıksız yakaladı. Bazı ülkelerde -babamın anavatanı olan İtalya’yı düşünüyorum- sadece 30 gün içinde hasta sayısı 1’den 50 binin üzerine yükseldi.

Yazı Mark Esposito
2 dakikalık okuma

Bu salgını karakterize eden hız, dünyanın sonu senaryolarını konu alan, özel efektlerin güçlü görsel programlar ile üretildiği Hollywood’daki bazı felaket filmlerine yakın. Ancak bu kez sık sık dokunduğumuz akıllı telefonumuzun ekranında kayan gerçeklik, en yaratıcı film yapımcısından daha güçlü performans gösterdi. Sınırları aşıp seyahat ederken ve bireysel özgürlüklerimizi yaşarken hissettiğimiz normallik duygusunun neredeyse yok olduğunu düşündürdü.

Birçoğumuz bir inkar ve öfke döngüsü yaşarken bütün bunların nereden geldiğini düşünebiliriz. Çin’e karşı gereksiz ve anlamsız ifadeler her gün dile getirilirken sanki daha iyi hissetmek için bir günah keçisi aranıyor. Bu, boğulma hissini ve kafa karışıklığını ortadan kaldırmayı amaçlayan bir kişisel terapiyi çağrıştırıyor. Ancak yaşananların ağırlığı ve ciddiyeti, nasıl bir toplum haline geldiğimiz konusunda güçlü bir hatırlatıcı: Son 30 yıl içinde oluşturulan küresel tedarik zincirimizin temelinde birbirine bağlı tedarikçiler bulunuyor. Yaptığımız diyetten satın aldığımız ürünlere kadar, tüketim konusundaki ortak günlük davranışlarımızla toplumu yöneten iş modellerinin yansımasıyız.

Peki, bunun yaşanan salgınla ilişkisi ne?

Bizi vahşi yaşamla daha önce olmadığımız şekilde giderek daha fazla karşı karşıya getiren şey, modernleşme ve gezegene karşı yıkıcı tavrımız. Bizim için bilinmeyen, ancak Dünya Ana için entropik olan yeni biyolojik çeşitlilik dengesini tetikleyen şey, gezegenin artan sıcaklığı. Tüm bölgelerde orta sınıfın yükselişiyle, yediklerimiz konusunda daha talepkar hale gelmemize paralel olarak hayvan yetiştiriciliği abartılı noktalara vardı, tarım kapasitesi mantıklı seviyenin üzerine çıktı. Bütün bunları gezegenin imkanlarıyla belirlemek yerine, büyüme modeliyle, makroekonomik göstergelerle ölçmeye başladık. Fiziki ve fiziki olmayan kaynakların son derece kötü ve eşitsiz şekilde dağıldığı bu ortamda karşımıza çıkan bu çok kutuplu salgın esnasında, küresel bir meseleye küresel bir şekilde yanıt üretilmesi gerekirken ne yazık ki bu iş ulusal hükümetlere bırakılmış durumda.

Dolayısıyla bu koronavirüs, bugün ne olduğumuzu yansıtan ve istenmeyen bir selfie’den başka bir şey değil. Bu, doğrusal ve yapılandırılmış modeller yerine her biri bilgi, değer ve aynı ölçüde yıkım yaratma yetisine sahip oyunculardan oluşan karmaşık bir ağ yaratma riskinin uzantısı. Bu pandemi, çok akışkan, dinamik, esnek, entegre çok değişkenli bir mimarinin sistemik riskini artıran bir sistemin istenmeyen sonuçlarından biri.

Sağlık hizmetleri kapasitesinin neredeyse çökmüş halde olduğu salgının en kritik günlerinde, etkin bir tepki mekanizmasının devreye sokulması gerektiği gerçeğini göz ardı etmesem de, bu yöndeki bir çabanın birbirini dışlayan iki yönden birine gideceğini belirtmeliyim:

1) İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda, endüstriyel üretimin başı çektiği ve serbest piyasanın yükselişi döneminde tasarlanan, 20. yüzyılda modern toplumun bir parçası olan tahmin ve dağıtım modellerine dayanan kamu sağlık yapısını destekleyen çare ve çözümler. Bu sistem, sağlık hizmetlerinin nüfusun daha küçük bir bölümüne hizmet verdiği ve yaşam beklentisinin daha düşük olduğu bir dönemde tasarlanmıştı.

2) Medikal ve ilaç tedarik zincirinin çok taraflı olduğu, dünya çapında gerçek kapasiteyi esas alan, her bölgede uygun sayıda tıbbi personel ve cihaza erişimin bulunduğu, küresel işbirliğine dayalı çare ve çözümler. Sonuç olarak, dünya çapında halk sağlığı konusundaki farklar kapatılmalı ve yeni ihtiyaçlar doğrultusunda yeni yatırımlar yapılmalı.

Farklı bir dünya ve hayat algısına dönük tasarlanmış şeyler yaşadığımız için, halk sağlığı konusunda yeni bir perspektife yakıcı şekilde ihtiyaç duyuyoruz. Bugün, zamanımızın en ağır küresel krizlerinden birini yaşıyoruz ve Covid-19’un çağımıza ait doğrudan ve orantısız bir olaydan başka bir şey olmadığını unutmamalıyız. Bu, mevcut kırılgan yapılarımızı güçlü bir “yeni normal”in ağırlığı altında ezilmeye mahkum eden bir dizi küresel olayın sadece başlangıcı. Bu “yeni normal”, gelecekteki zorluklar karşısında ulus devletler olarak durursak yorucu olabilir. Düşüncemizi değiştirir ve küresel sorunların küresel çözümler gerektirdiğini kabul edersek güçlenir ve çabuk toparlanırız. Güneşin yarın bizimle birlikte doğmasını istiyorsak, bunu yapmalıyız.

Yazar: Fast Company Türkiye

©Fast Company Dergisi, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş. tarafından Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun şekilde yayınlanmaktadır. Fast Company’nin isim hakkı ABD’de Mansueto Ventures’a, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. Dergide yayınlanan yazı, tablo, fotoğraf ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Odada tek başına

En zor arayış!