in , , , ,

Bulutsuz yapay zeka mümkün değil

Amazon Web Services (AWS) Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın, ‘cloud’ pazarındaki gelişmeleri, yapay zeka etkisini ve gelecek öngörülerini Fast Company için anlattı…

Bulutsuz-yapay-zeka-mümkün-değil

BURAK AYDIN
AWS TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ

YAZI: MEHTAP DEMİR

Küresel danışmanlık firması Accenture’ın Almanya-Avusturya ofisinde göreve başladı. Frankfurt ve Viyana’da 3 seneye yakın bir zaman bankacılık sektörü üzerine danışmanlık eğitimi aldı. Sonrasında ise Türkiye’ye döndü.

O dönemde (2003 ve sonrası) Türkiye büyük çaplı teknolojik dönüşüm projeleri yapmaya henüz başlıyordu. O dönemde sistem entegrasyonu çok önemliydi ve Siemens Business Services ve Koç Sistem gibi firmalar öne çıkıyordu. O da Siemens Business Services’e katıldı ve 3 sene stratejik planlama ve pazarlama bölümünde görev yaptı.

Sonrasında Intel’de 6’sı genel müdürlük olmak üzere 11 yıl sürecek yolculuğu başladı. Çalıştığı dönemde Ar-Ge merkezi açıldı ve görüntü işleme üzerine önemli patentler alındı. Ardından 4 yönetici arkadaşıyla ayrılıp, akıllı şehirlere odaklı bir başka teknoloji şirketinin yönetimini üstlendiler. Bu şirketin satışı sonrasında SabancıDx dönemi başladı.

Türkiye’de teknoloji alanında önemli görevler üstlenen Burak Aydın’dan söz ediyoruz. Son 4 yıldır Amazon Web Services Türkiye’nin genel müdürlüğünü üstlenen Aydın, “Katıldığım dönemde çok küçük bir uydu ofis olarak çalışan bir şirketten şu anda ‘hiper-ölçeklilik’ (hyper-scale) anlamında Türkiye’nin en büyük şirketi konumuna geldik” sözleriyle, ardında kalan döneme dikkat çekiyor.

Sektörde 25 yılı geride bırakan, Amazon Web Services (AWS) Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın, ‘cloud’ pazarındaki gelişmeleri, yapay zeka etkisini ve gelecek öngörülerini Fast Company için anlattı…

BULUT PAZARININ DURUMU

Araştırmalar dünyada bulut kullanımının henüz yüzde 15’ler seviyesinde olduğunu ortaya koyuyor. Buna göre şirketlerin yüzde 85’i, hâlâ ‘on-prem’ (kuruluşun kendi kontrolü altındaki) veri merkezlerini kullanıyor. Bununla birlikte her yıl yüzde 20’nin üzerinde bir büyümeyle buluta doğru geçildiğini de eklemek lazım.

Türkiye’de pazar verilerini ortaya koyan net bir araştırma yok. Ancak, IDC ve Gartner araştırmaları üzerinden yola çıkarak Türkiye’nin ‘bulut olgunluk endeksinde’ düşük sıralarda olduğunu ve Batılı pazarların yarısı kadar kullandığımızı söyleyebilirim.

Araştırmalar, Türkiye’nin 39’uncu sırada olduğunu ortaya koyuyor. Ancak, G20 ülkesi olan bir ülkenin ‘bulut olgunluk’ endeksinde de 20’lerde olması lazım. Dolayısıyla, bulut kullanımıyla ilgili daha gidecek çok yolumuz var.

Bunlarla birlikte bulutun ekonomiye katkısı da önemli düzeylere ulaştı. Türkiye’de bulut kullanımı sadece 2021 yılında milli gelire yüzde 0.74 oranında katkı sağladı. Bu da 6.1 milyar dolar tutarında ekonomik değer anlamına geliyor.

2033’e kadar ise kümülatif milli gelirin yüzde 0.83’ünü oluşturması, yani 128 milyar dolar değere çıkması bekleniyor. 2021’de Türkiye’deki kuruluşların yüzde 24’ü bulutu kullanırken, Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’da bu oran yüzde 49 olarak gerçekleşti. Bu veriler Türkiye’nin bulut penetrasyonunu iyileştirme potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor.

PAZAR HIZLI BÜYÜYECEK

Global kurallar gereği pazardaki yerimize dair veri paylaşamıyoruz. Ancak dünyada açık ara pazar lideri olduğumuzu söyleyebilirim. Pazara hakim diğer 2 büyük şirketin her birinin ürün ve hizmetlerinin toplamından daha fazla ürün ve hizmetimiz var. Bulut üzerinden 200’den fazla servis veriyoruz. Dolayısıyla en fazla müşterisi ve en fazla servisi olan şirket olarak açık ara pazar lideriyiz.

Özellikle yapay zeka ve üretken yapay zekanın kullanımıyla bulut pazarının büyüklüğü artacak. Çünkü, ‘on-prem’ dünyasında var olmaya çalışmak giderek zorlaşıyor. Zira, bu merkezlerin hayatta kalması için yapmanız gereken çok şey var.

Ölçeği yakalayamıyorsunuz, çevikliği ve esnekliği sağlayamıyorsunuz. Özellikle güvenlik konusunda ciddi yatırımlar yapmanız gerekiyor. Dolayısıyla, veri merkezlerini ‘on-prem’ yaşatmak artık çok zor olmaya başladı.

Bunun yanında büyük uygulama geliştiriciler de artık yavaş yavaş ‘on-prem’ hizmet vermekten çıkıp bütün hizmetlerini cloud’a taşıyorlar. Çünkü, onlar için de zorlukları var. Bulutta ise istedikleri gibi ölçekleyebiliyorlar, çevik bir şekilde dönüşüm yapabiliyorlar. Türkiye’nin potansiyelini ortaya çıkarmak için bulut teknolojilerini kullanmak çok akılcı bir çözüm.

ÖNE ÇIKAN SEKTÖRLER

Pek çok sektör aktif olarak kullanıyor, ancak startup’lar bulutta doğuyorlar. Biz de onları özellikle hayatlarının ilk dönemlerinde destekliyoruz.

Bulutu en fazla kullanan ikinci grupta, ‘software render’ dediğimiz ISP’ler (Internet Service Provider) ve Getir, Yemeksepeti, Insider gibi işlerini hâlihazırda bulut etrafında değer yaratmaya odaklamış ‘digital-native’ işletmeler var.

Üçüncü grupta KOBİ’ler yer alıyor. Türkiye’de oldukça büyük bir pazarı temsil eden bu boyuttaki işletmeler, farkındalıklarının artması ile bulutu her geçen gün daha fazla kullanıyor ve nimetlerinden yararlanıyorlar. Veri merkezini yönetecek insan kaynağı ve yetiştirme gücüne sahip olmayan KOBİ’ler için bulut çok önemli.

Finans, enerji ve sağlık gibi sektörlerde regülasyonlardan dolayı kullanım daha limitli. Dolayısıyla ağır regülasyonlara sahip sektörlerde bulut kullanımı diğerlerine oranla daha düşük.

Bununla birlikte, Türkiye’de üretim sektöründe ciddi boyutta bulut kullanımı var.
Perakende sektörü ve özellikle zincir süper marketler de bulutu yüksek oranda kullananların başında geliyor.

Bunların yanı sıra oyun sektörü de bulut ile iç içe ve hatta bulutta doğuyor. Peak Games, Dream Games gibi birçok oyun şirketiyle de bizim işbirliklerimiz var.

VERİ MERKEZİ – BULUT FARKI

Verilerinizi fiziksel veri merkezleri yerine bulutta saklamanın birçok avantajı var. Birincisi, ölçeklendirebilme. Veri merkezleri limitli alan sunarken, bulutta bunu dilediğiniz oranda artırıp azaltabiliyorsunuz.

Müşterilerimize üretken yapay zekayı güvenli, emniyetli ve sorumlu bir şekilde oluşturmak ve ölçeklendirmek için gereken araçları ve rehberliği sağlıyoruz.

Güvenliğin daha yüksek olması da bulutun sağladığı en önemli avantajlardan. Türkiye, dijital sistemlere yapılan atak sayısı bakımından dünyada ilk 5 içinde. Dolayısıyla veri güvenliği en önemli önceliğimiz olmalı.

Güvenlik açıklarını bulmak için çok sayıda müşteri hesabına bağlanmaya yönelik kötü niyetli girişimleri belirlemek ve durdurmak amacıyla kullandığımız dahili aracımız Sonaris, son bir sene içinde depolama alanına yönelik 24 milyardan fazla atak girişimini önledi. Bu, bir müşterinin işinin kesintisiz devam etmesini sağlamak için perde arkasında şaşırtıcı miktarda bir iş gerçekleştiği anlamına geliyor. Güvenlik konusunda bulut, veri merkezlerine göre kesinlikle daha avantajlı.

YAPAY ZEKA İÇİN ROLÜ

Yapay zeka modellerini eğitmek ve çalıştırmak, bulut üzerinde yapılabileceklerin bir parçası. Blok zinciri, kuantum robotik ve makine öğrenimi gibi günümüzün yükselen teknolojilerinin tümü bulut üzerinde çalışıyor.

Bulut teknolojilerinin birçok servis ve teknoloji için çok kritik önemi var. Bugün bir arama motoru çalıştıracaksanız, kendi sisteminizin içerisinde bir arama faaliyeti yapacaksanız, bulut kullanmadan sizin o servisleri tek başınıza yazmanız, güncel tutmanız, bakım onarımlarını yapmanız çok kolay değil.

Bulutta 1 saniye/dakikada yapabileceğiniz bir işi, kendi başınıza yapmanız, o algoritmaları yazmanız için aylar/yıllar harcamanız gerekebilir. Dolayısıyla bugün herhangi bir teknolojiyi kullanacaksanız, bulutsuz hareket etmek çok zor. Öbür türlü çok ciddi bir yatırım, maliyet ve risk altında kalırsınız. Bulutu kullanırsanız, daha hızlı hareket ediyorsunuz, maliyetlerinizi düşürebiliyor ve bütçe bakımından karşılanabilir yapabiliyorsunuz.

Yapay zeka modelleri çok yüksek işlemci gücü gerektiriyor, çok yüksek işlemci gücüyle verileri işleyip bir değer yaratıyor. Bu çok yüksek işlemci güçlerini de bulut ortamlarında bulabiliyorsunuz. İşlerinizi bulut üzerinde yapmak; kaynak, kapasite ve maliyet tasarrufu sağlıyor ve çok daha kolay.

Tam ekran için fotoğrafın üzerine tıklayın

VERİ GÜVENLİĞİ STRATEJİMİZ

Yapay zeka uygulamaları genellikle büyük miktarda veri gerektirir. AWS olarak bu verilerin güvenliğini ve gizliliğini sağlamak için kritik önlemler alıyoruz.

Güvenlik, Amazon’un kültürünün ayrılmaz bir parçası ve üretken yapay zeka çağında müşterileri korumaya yardımcı olacak araçlara sahibiz. Öyle ki dünyadaki en gelişmiş, sofistike ve güvenli sistemlere sahip olduğumuzu söyleyebiliriz.

AWS tarafından işletilen bulut altyapısının herkes için mümkün olduğunca güvenli ve emniyetli olmasını sağlıyoruz. Bu, AWS müşteri verilerini güvende tutarken aynı zamanda AWS’i kullanan şirketlerin müşterilerinin verilerinin de güvenliğini sağlamak anlamına geliyor.

Güvenliğin her zaman Amazon’un en önemli önceliği olmasının ise yedi nedeni var: İlk olarak, üretken yapay zeka da dahil yeni teknolojileri denemenin anahtarı güvenliktir. İkincisi, güvenlik, CEO’dan geliştiricilere kadar herkesin işidir. Bir diğer neden, üretken yapay zekaya güvenli bir yaklaşım, müşterilerin verilerinin kontrolünü ellerinde tutmaları anlamına geliyor. Dördüncüsü, üretken yapay zeka, müşteri güvenliğini artırma gücüne sahip. Beşinci neden, güvenlik söz konusu olduğunda en iyi savunma iyi bir hücumdur.

Bir diğer neden şu ki, iyi güvenlik, temel unsurların doğru bir şekilde ele alınmasını içeriyor. Son olarak, güvenlik, sürekli inovasyon yapmaya yönelik bir taahhüt gerektiriyor.

İNOVASYON KÜLTÜRÜ

25 yıldır aslında biz yapay zekayı kullanıyoruz ama son 2 senedir üretken yapay zeka ciddi bir ‘hype’ haline geldi. Çok güzel kullanım modelleri çıkıyor. Bu kullanım modellerini destekleyecek teknolojileri biz hizmete sunuyoruz.

Kullanım modelleri o kadar çeşitli ki, bir kahve makinesi tasarımında üretken yapay zekayı kullanabileceğiniz gibi çağrı merkezi operasyonlarında müşterileri aramadan anlayıp, aradıkları an itibarıyla da hizmetleri daha iyi vermeye kadar çeşitli alanlarda kullanılıyor.

Bir başka kullanım alanı olarak, uygulama geliştiricilerin hayatlarını kolaylaştıran Amazon Q Developer, uygulamalarını yüzde 30 daha hızlı yazıp, yüzde 30 daha fazla kaliteyle servis etmelerini sağlıyor. Bir kodlama arkadaşı olarak konumlandırdığımız Amazon Q Developer, şirketlerin işlerine, verilerine, kodlarına ve operasyonlarına göre uyarlayabilecekleri bir üretken yapay zeka asistanı. Kullanıcılar Amazon Q ile sohbet ettiğinde, görevleri kolaylaştırmaya, karar alma sürecini hızlandırmaya ve iş yerinde yaratıcılığı ve inovasyonu tetiklemeye yardımcı olmak için anında ve ilgili bilgiler ve tavsiyeler sağlıyor.

Dolayısıyla kodların kalitesi artarken kod geliştirme zamanları da ciddi oranda düşüyor. Bir projenin 12 ay yerine 9 ayda tamamlanması çok ciddi bir iyileşme.

BULUTUN ÇEVRESEL ETKİSİ

Yapay zeka (AI), sağlık hizmetleri ve iklim değişikliği gibi dünyanın en büyük zorluklarından bazılarını ele almak için teknolojiyi kullanma şeklimizde hızla dönüşüm yaratıyor. Yapay zeka daha yaygın bir şekilde kullanıldıkça bu teknolojinin çevresel ayak izini en aza indirmek de önem taşıyor.

Accenture’un yaptığı araştırma, BT iş yüklerini kurum içi altyapılardan AWS’in dünyanın dört bir yanındaki veri merkezlerine taşımanın karbon ayak izini en aza indirmenin etkili bir yolu olduğunu gösteriyor.

Bu rapor, AWS’in altyapısının kurum içi ortamlara kıyasla 4.1 kata kadar daha verimli olduğunu ve iş yükleri AWS’te optimize edildiğinde ilgili karbon ayak izinin yüzde 99’a kadar azaltılabileceğini ortaya koyuyor.

Kurum içi ortamlar, donanım ve yazılımların şirketlerin kendi fiziksel ortamlarında çalıştırıldığı anlamına geliyor ve kuruluşların küresel BT harcamalarının yüzde 85’i böyle ortamlarda yapılıyor.

Araştırma, yüksek depolama gereksinimi olan iş yüklerinin kurum içi ortamlara kıyasla AWS’te 2.5 kata kadar daha verimli olabileceğini ve bunları AWS donanımında optimize etmenin ilişkili karbon emisyonlarını yüzde 93’e kadar azaltabileceğini gösterdi.

Örneğin, küresel genom bilimi ve insan sağlığı şirketi Illumina, AWS’e geçerek karbon emisyonlarında yüzde 89’luk bir azalma elde etti.

AI VE BULUTUN GELECEĞİ

Yapay zeka (AI) bizi bir dönüm noktasına getirdi ve gücünü doğru bir şekilde kullanırsak, insanlık olarak karşılaştığımız en büyük zorluklardan bazılarının üstesinden gelmeye yardımcı olabilir. Büyük dil modellerindeki (LLM’ler) ve üretken yapay zekadaki son gelişmeler düşünüldüğünde, inovasyon akıl almaz bir hızda ilerliyor. Yapay zeka, bir sonraki sanayi devrimini ateşliyor ve yeni bir bolluk çağının başlamasına bile yardımcı olabileceğini düşünüyorum. Bu alanda gerçekten sınırsız bir potansiyel var. Birçok global danışmanlık firması ve akademik çalışmalar internetin çıkışı ile üretken yapay zekanın aynı etkiyi yaratacağına işaret ediyor. Dolayısıyla tüm sektörlerde ciddi bir kırılım yaşanacak. Bir kahve makinesini 6 ayda değil 6 günde tasarladığımız, kodlamayı bilmeden kod yazdığımız günlerden geçiyoruz. Hukuk alanında dahi işin yüzde 60’ını oluşturan ön hazırlık kısmını yapay zeka sizin için yapabiliyor. Fem-tech denilen kadınların özel ihtiyaçlarına yönelik geliştirilen teknolojiler de üretken yapay zekayla hızla artıyor. Bu gelişim hızıyla inanıyorum ki 5 sene sonra 2029’da konuştuğumuzda hayat çok farklı akıyor olacak. Birçok işin tanımı da modeli de değişecek.

YAPAY ZEKANIN HAYATA GEÇMESİNDE VERİ MERKEZİ-CLOUD FARKI

  1. MALİYET Bir data center üzerinde LLM geliştirmek isterseniz, çok ciddi GPU yatırımı yapmanız lazım. Bunu da bulmak problem. Bulduğunuzda da onu kullanacak operatörlerden enerjisine ciddi kaynak yatırımı yapmanız gerekli.
  2. ÖLÇEKLENDİRME Ölçek ekonomisi önemli. Yeterli ölçeği yaratamazsanız, yaptığınız yatırımlar çok daha büyük bütçe gerektirir. Bir LLM modeli geliştirmek için yüz milyonlarca dolar yatırım yaparsanız, o modelin ticarileşmesi çok zor olur. Halbuki bulutta ölçek ekonomisiyle birçok farklı müşteri için kesintisiz kullanılacak bir ortam yaratabilirsiniz.
  3. GÜVENLİK Kolay gibi görünen çok ciddi bir konu. Her yıl depolama tarafında 24 milyardan fazla, işlemci gücü tarafında ise 2.6 trilyon atak engelleniyor. Böyle bir ortamda güvenliği sağlamak için de çok ciddi yatırım gerekli. Şunu unutmamak lazım yapay zekayı iyi şirketler nasıl kullanıyorsa kötü şirketler de o oranda faydalanıyor.

KOLAY BULUŞ YAPMA

“Öncelikle, yapay zeka her yerde buluş yapılabilmesini sağlayacak. Üretken yapay zekanın pek çok sektör üzerindeki etkisi büyük olduğu kadar hızlı da oldu, ancak bu teknoloji hâlâ temelde emekleme aşamasında ve bu aşamada yaratıcılığı ve keşfi teşvik etmek büyük önem taşıyor.”

“FİZİKSEL DÜNYA DA YAPAY ZEKADAN ETKİLENECEK”

  • MOBİLİN ÖTESİ Yapay zeka fiziksel dünyada da yardımcı olacak. Yeni nesil yapay zeka modellerinin fiziksel dünyada da bir etki yaratmak için, mobil cihazların da ötesine geçebileceğini düşünmek heyecan verici.
  • ROBOTİK ÜNİTELER Amazon’un lojistik merkezlerinde 750 bin’den fazla robotik tahrik ünitesinin paketleri daha hızlı, daha güvenli ve daha verimli bir şekilde teslim etmemize yardımcı olması, bu konuda ikna edici kanıtlar sunuyor.
  • PROTEUS FARKI Sparrow ve Cardinal gibi robotik kollarımızdan ilk otonom mobil robotumuz Proteus’a kadar depolarımızda bulunan robotların çoğu, insan müdahalesi olmadan bazı kararlar alma yeteneğine sahipler. Bunun yanı sıra merkezi planlama yazılımından da talimat alarak tüm sistemi son derece akıllı hale getiriyorlar.
  • SEKTÖRLERE ÖZEL Bunların yanı sıra, yapay zekanın perakende, sağlık hizmetleri, tarım, enerji ve diğer pek çok alanda gerçek dünyadaki görevleri ve süreçleri iyileştirmesinin sayısız yolunu da öngörebiliyorum. Üretken yapay zeka, cihaz ekranlarımızdan kurtulup robotikle özümsendikçe olasılıklar da sonsuz olacak.

STARTUP İŞBİRLİKLERİ

  1. Amazon bugün itibarıyla globalde 100 binden fazla startup’a destek sağlıyor. Şimdiye kadar yaptığı finansman katkısı 6 milyar doları buldu.
  2. Dünya çapında 280 binden fazla startup’a ev sahipliği yapıyoruz. AWS, 15 yılı aşkın bir süredir diğer tüm bulut sağlayıcılarından daha fazla startup’ın kurulmasına, geliştirilmesine ve başarılı olmasına yardımcı oldu.
  3. AWS Activate, 2013’teki lansmanından bu yana dünya genelindeki startup’lara 6 milyar dolar değerinde AWS Promosyon kredisi sağladı.
  4. Türkiye’deki startup ekosistemini tüm kaynaklarımızla destekliyoruz. Şirketlerin, bulutun getirdiği maliyet, inovasyon, büyüme ve kârlılık avantajlarından faydalanmalarını sağlamak da bizim en büyük hedefimiz.
  5. Startup’ları daha kuruluş aşamasında desteklemek, onların teknolojileri kullanarak değer yaratmaya odaklanmalarını sağlamak bizim doğru bulduğumuz yaklaşım. Bu da bir “kazan-kazan” ilişkisi. Önce biz onlara kazandıralım daha sonra onların kazandığını gördükten sonra ancak ticari beklentiye girebiliriz.

AI VE BULUTA YÖN VEREN TRENDLER

  1. GEN AI Önümüzdeki yıllar, teknolojiye erişimi demokratikleştirmek ve günlük yaşamın artan hızına ayak uydurmamıza yardımcı olmak için tasarlanmış alanlarda inovasyonla dolu olacak ve bu, ‘üretken yapay zeka’ ile başlayacak.
  2. BİLİNÇLİ Üretken yapay zeka kültürel olarak bilinçli hale geliyor. Önümüzdeki yıllarda kültür, teknolojilerin nasıl tasarlandığı, uygulandığı ve tüketildiği konusunda çok önemli bir rol oynayacak ve bunun etkileri en çok üretken yapay zeka alanında görülecek.
  3. FEMTECH FemTech nihayet yükselişe geçiyor. Biz de kadın liderliğindeki startup’larla yakın çalışıyoruz ve FemTech’teki (Kadın Teknolojisi) büyümeye birinci elden şahit oluyoruz. Yalnızca geçtiğimiz yıl, FemTech finansmanı yüzde 197 oranında artış gösterdi.
  4. ASİSTANLAR Yapay zeka asistanları, geliştirici üretkenliğini yeniden tanımlıyor. Yapay zeka asistanları, temel kod oluşturuculardan, yazılım geliştirme yaşam döngüsü boyunca destek sağlayan öğretmenlere ve yorulmak bilmeyen işbirlikçilere dönüşecek. Bu asistanlar son derece özelleştirilebilir olacak ve birey, ekip veya şirket düzeyinde kişiselleştirilebilecek.
  5. EĞİTİM Eğitim, teknolojik inovasyonun hızına ayak uyduracak şekilde gelişiyor. Sektör liderleri tarafından sağlanan beceri temelli eğitim programlarının daha çok ortaya çıktığını göreceğiz. Hatta Amazon, dünya çapında 21 milyon teknoloji öğrencisini teknik beceriler konusunda eğittiğini duyurdu. Bu da kısmen Mechatronics and Robotics Apprenticeship ve AWS Cloud Institute gibi programlar sayesinde gerçekleşti.

Yazar: Mehtap Demir

Fast Company Türkiye Yazı İşleri Müdürü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

kariyerde-imposter-etkisi

Kariyerde ‘Imposter’ etkisi!