in , ,

“Dikey tarım geleceğin işi”

Signify, teknoloji devi Philips’in bölünmesinden doğan aydınlatma odaklı şirket… 19 bin patenti olan, cirosunun yüzde 4.9’unu Ar-Ge’ye ayıran şirketin odağında, “yeniliklerle insan hayatını değiştirmek” var. Şirketin Türkiye Genel Müdürü Saner Kırık, ışıkları kullanarak, tarımdan sağlığa kadar çok sayıda alanda dönüşüm gerçekleştirdiklerine dikkat çekiyor.

dikey-tarım

Türkiye’deki en eski yabancı sermayeli şirketlerden biri de Philips… 1930 yılında Türkiye’ye giren şirket, aralıksız 92 yıldır faaliyet gösteriyor. Türkiye’ye giren ilk ürünü aydınlatmaya yönelik idi. Ardından radyo, tıbbi cihazlar ve küçük ev aletleri geldi.

Hollanda merkezli şirket, 2018 yılında kritik bir karar aldı ve “ikiye” bölüneceğini açıkladı. Bir tarafta “aydınlatma”, diğer tarafta ise “tıbbi” ürünler olacaktı. Çünkü, her iki alanda da büyük gelişmeler gerçekleşiyordu. Şirket, hızlı karar alıp, doğru yatırımları, zamanında yapmak amacıyla Philips Lighting’i yarattı. Bir süre sonra bu şirketin adı Signify N.V. olarak değiştirildi. Marka ve satılan ürün ise Philips olmaya devam ediyor. Bunun yanı sıra 35 farklı markası daha var. Şirketin ana işi ise aydınlatma…

Şirketin Türkiye Genel Müdürü Saner Kırık, “İnovatif sistem ve teknolojilere yatırım yapıyoruz. Ve, bir teknoloji şirketine dönüşüyoruz” diyerek önemli bir konunun altını çiziyor. 2020 sonu cirosu 6.5 milyar euro olan şirket, bunun yüzde 4.5’unu her yıl Ar-Ge çalışmalarına ayırıyor. Kırık, bu çalışmalar sonucunda 19 binden fazla patente sahip olduklarını söylüyor: “Bunlar arasında ilk X-Ray cihazı, ilk CD, ilk kasetçalar ve ilk disket gibi hayatımıza girmiş cihazlar da bulunuyor.”

Saner Kırık, Signify’ın bu patentlerle günlük hayata getirdiği yenilikleri ve etkilerini şöyle paylaşıyor:

“Bağlantılı” aydınlatma dönüşümü

Eskiden evlerimizde klasik lambalar kullanıyorduk. Bu hikaye zamanla biraz değişti. Sonra uzaktan bir aydınlanma ürününe haber iletmek mümkün hale geldi. Dışarıdayken cep telefonundan evdeki ışıkları açabiliyoruz.

Bunu yeni inovasyonlar izledi. Nasıl ki evdeki ışığa “açılıp kapan” komutu iletiliyorsa, ışık da kullanıcıya haber göndermeye başladı. Örneğin, Osmangazi Köprüsü’nü aydınlatan “led”lerden biri yanmadığı zaman, bunun bilgisini anında ilgiliye gönderebiliyor.

Bunun sayesinde örneğin çalıştığımız devasa otoyollarda bir ampul yanmadığında, 270 kilometrelik alanda hangisinin arızalı olduğunu anlamak için oraya gitmemize gerek kalmıyor. Yanmayan led bilgisi bize sensörler sayesinde iletiliyor. Sadece yanmadığında değil, “bozulmak üzere” olduğu bilgisini de veriyor. Üstelik neden çalışmadığı bilgisini de bize iletiyor. Biz buna “bağlı akıllı sistemler” diyoruz.

Şu anda dünyada 77 milyon adet bağlantılı aydınlatma noktamız var. Bu, sektörde çok önemli bir rakam anlamına geliyor.

3 kritik soruna çözüm

Signify dünyasında 3 önemli teknoloji/yenilik üzerinde yoğunlaşıyoruz. İlk sırada “horticulture” dediğimiz “dikey tarım” var. Ardından UVC ve solar aydınlatma geliyor. Ancak, bunları anlamak için, ihtiyaçların nasıl çıktığını iyi bilmek gerekiyor.

Dünyada bizim odaklandığımız birkaç sorun var: Enerji, su ve besin. Philips bu üç temel sorun üzerine yenilikçi ürün ve hizmetler geliştiriyor.

Tüm bunların başında ise tarım geliyor. Bizim araştırmalarımız, 2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyara ulaşacağını gösteriyor. Ancak, ekilebilir tarım arazilerimizin yüzde 80’ini başka amaçlarla kullanıyoruz. Yani tarıma sadece yüzde 20 kalmış. Ancak, nüfus bu sürede ikiye katlanacak. Biz dünyanın bir numaralı sorununun bu olduğuna inanıyoruz.

İkinci önemli sorun ise su kaynaklarının azalması… Biliyorsunuz, su kaynakları, en çok tarımda kullanılıyor. İşte biz bu kaynağı korumak için “dikey tarımı” destekliyor ve onu geliştirecek ürünler yaratıyoruz.. Çünkü, dikey tarımda sudan yüzde 90 tasarruf etmek mümkün…

Üçüncü önemli sorunun besin/gıda olduğunu düşünüyoruz. Burada biz “besinlerin korunması” konusuna yönelik çözümler geliştiriyoruz. Araştırmalarımıza göre, besin, 3 gün içinde değerinin yüzde 30’unu kaybediyor.

Besinin son kullanıcıya yolculuğu, bir başka önemli sorun… Çünkü, bu yolculukta gıdanın yüzde 30’u “telef” oluyor. Dünya nüfusu bu kadar artarken ve kullanacak başka bir tarım alanımız kalmamışken, bu çok önemli bir oran… Biz bunun için şehir merkezlerinde dikey tarım alanları yapmamız gerektiğine inanıyoruz. Bu yolla normalde yılda 1 hasat alınırken, 3-5 hasadı olanaklı kılmak gerekiyor.

Bizim buradaki çözümümüz ise “ışık”… Yılda 1 hasat aldığınız alanda, ışık sayesinde, aynı kalite ve organik yapıda 8 hasada kadar çıkmak mümkün.

SANER KIRIK

Dikey tarım ne getirecek?

Philips’in şu anda odaklandığı en önemli konuların başında “dikey tarım” geliyor. Hollanda’daki toplantılarımızda şirketin bu çalışmalarla daha iyi yere gideceğini konuşuyoruz. Uzmanlar da dünyanın ihtiyacının bu olduğunu düşünüyor. Şu anda dünyada az görünüyor olabilir ama gelecek dünyamız dikey tarım ile devam edecek.

Bu tip tarım ağırlıklı olarak “yeşil” (maydanoz ve marul gibi) ve “kırmızı” (domates, çilek gibi) ürünler üzerine yoğunlaşıyor. Bizim teknolojinin ürünü olan aydınlatma sayesinde, tipine göre ürünün verimliliği artıyor, yılda 4-8 hasat alınabiliyor.

Dikey tarımın bir başka yararı ise şehirlerdeki kullanılmayan alanların hayata kazandırılması olacak. Şöyle düşünelim: Şehir içinde bazı katlı otoparkların tarım alanlarına dönüşmesi ya da katlı otopark gibi şehir içinde tarım alanlarının devreye girmesi mümkün olacak.

Bu tip tarımın iki önemli yararı daha var: Birincisi, daha dar alanlarda tarım mümkün olacak, ikincisi ise su kullanımı önemli ölçüde azalacak.

Kısacası, Philips’in odaklandığı en önemli konuyu dikey tarım oluşturuyor. Şirketin bu teknolojiyle farklı bir yöne gideceğine inanılıyor. Bugünkü dünyada çok küçük bir iş gibi görünebilir ama geleceğin dünyasında önemli yeri olacak.

Kritik Veriler

  • 15.7 MİLYAR DOLAR: Dikey tarım başta şehirler olmak üzere dünyada hızlı büyüyor. Statista’ya göre 2019 yılında 4.4 milyar dolar olan global pazar büyüklüğü 2025 yılında 15.7 milyar dolara ulaşacak.
  • %55: Eğer dünya, led aydınlatmayı benimserse karbon emisyonunu yüzde 55 oranında azaltma şansına sahip olacağız. Bu, 25 milyar ağacı kurtarmak anlamına da geliyor.
  • 500 MİLYON AİLE: Eğer bugün kullanılan aydınlatmanın tamamı “led”e dönerse, 500 milyon hanenin tüketimi kadar yıllık enerji tasarrufu sağlanabilir.
  • 2.5 YIL: Yakın zamanda bir şirketin 13 fabrikasının dönüşümünü gerçekleştirdik. Orada harcanan maliyetin geri dönüşümü 2.5 yılda olacak. Koyduğunuz parayı 2.5 senede çıkarıyor, 8-9 yıl aynı sistemi kullanıp, verimlilik elde ediyorsunuz.

OTOYOLDA GÜNEŞ ENERJİSİ

“Geleceğe yön verecek önemi bir teknoloji ‘solar enerji’ olacak… Otobandaki direklerin üzerine konulacak güneş panelleriyle enerji depolama mümkün hale gelecek. Böylece istediğiniz saatte ampuller yanmaya başlayacak, üstelik kablo koymanıza da gerek kalmayacak. Bu otoyollara enerji kabloları döşenmesini de engelleyecek, büyük kablo tasarrufu da getirecek.”

UVC TEKNOLOJİSİ İLE HAYATIMIZA NELER GİRECEK?

  • AMELİYATHANE Önemli yeniliklerimizden biri de “UVC” teknolojisi… Bu aslında bir lamba. Ama zararlı bir frekansa sahip. Gözünüzle baktığınızda kör edebilir, cildinize hasar verebilir. O nedenle farklı alanlarda kullanılıyor. Örneğin, ameliyathanelerde kullanılıyor ve biz 3 yıldır bu işin parçasıyız. Ameliyathanenin steril olmasını sağlıyor.
  • COVID-19’A ÖNLEM Pandemiyle birlikte bu lambamıza inovasyon ekleyerek insanların kullanımına uygun hale getirdik. UVC lambaların temel özelliği, Covid-19 dahil, dünya üzerinde tanımlanmış bütün bakterilere karşı etkili olması. Öldürmüyor ama etkisiz hale getiriyor.
  • KULLANIM ALANLARI Covid-19’a karşı etkili olduğuna yönelik onayı aldıktan sonra hemen çalışmalarımıza başladık, ardından Bakanlık ile iletişime geçtik. 2021 yılında onayı aldık ve şu anda bu alandaki tek markayız. Bu teknolojinin 3 önemli kullanım alanı var; lambalar, yüzey, eşya ve havayı temizliyor. Duvara ya da tavana asılan modelleri var. Okul, banka şubeleri ve AVM gibi kalabalık alanlarda çok etkili oluyor.

Yazar: Fast Company Türkiye

©Fast Company Dergisi, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş. tarafından Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun şekilde yayınlanmaktadır. Fast Company’nin isim hakkı ABD’de Mansueto Ventures’a, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. Dergide yayınlanan yazı, tablo, fotoğraf ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Z PLANLARI İTÜ MAÇKA’DA KONUŞULACAK!

yeni-para-birimine-dikkat

Yeni “para birimine” dikkat!