in , ,

Dumanların yerini yeşil çelik alıyor!

Demir-çelikte üretimin hâlâ yüzde 78’i ‘kirli’ enerji kaynaklarıyla gerçekleşiyor. Bu nedenle sektör, karbon emisyonunun yüzde 11’inden de sorumlu… Tosyalı Holding Başkanı Fuat Tosyalı, ‘hidrojen’ başta olmak üzere yeni kaynaklarla ‘yeşil çelik’ ile sürdürülebilir üretimin mümkün olduğunu söylüyor.

Dumanların-Yerini-Yeşil-Çelik-Alıyor!

Demir-çelik sektörü için gelinen konumu, Tosyalı Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, ilgi çekici bir örnekle ortaya koyuyor. 1990’larda fabrika sahibi olmak başlı başına önemli idi. Uzaktan fabrikanın ‘dumanına’ gururla bakılırdı. ‘Gri duman’, bir fabrikanın çalıştığını, işlerin yolunda olduğunu gösterirdi. Ancak, şimdi tablo çok değişti. Tosyalı, ‘Fabrika bacalarından çıkan duman bir utanç kaynağı haline geldi” diye konuşuyor ve ekliyor:
“Bırakın onu, bacanın içindeki siyah kurum dahi bizim için kabul edilemez bir tablo. Ona dahi tahammülümüz yok.”

Dünyanın çevre açısından en sorunlu sektörlerinden biri olan demir-çelik alanında önemli gruplar arasında yer alan Tosyalı, 2023 yıl sonu itibarıyla 10 milyon ton çelik üretimine ulaştı. ‘Sıvı çelik’ üretiminde 2024 yılında 12 milyon, 2025 yılında ise 14 milyon üretim hedefleniyor. Tosyalı, bu gücüyle, Avrupa’nın ilk 3 çelik boru üreticisi arasında yer alıyor. Fuat Tosyalı, güçlerini ortaya koymak için, “Geçen yıl, dünyanın etrafında 16 tur atacak kadar çelik boru ürettik” sözlerini kullanıyor.

Global şirket yolculuğuna devam eden Tosyalı Holding, bunun için ‘yeşil çelik’ stratejisi uyguluyor. Fuat Tosyalı, bu alandaki stratejilerini anlatırken, ‘geri dönüşüm’ dahil geniş kapsamlı bir yatırım politikası izlediklerini de paylaşıyor:

VAZGEÇİLMEZ AMA KİRLİ!

Çelik, dünyanın geleceğini çok fazla ilgilendiren endüstrilerden biri. ‘Olmazsa olmaz’ sektörler arasında yer alıyor.

2023 yılında dünyadaki çelik üretimi 2 milyar tona ulaştı. Bu 2 milyar ton çeliğin yüzde 70’i kömür bazlı enerjilerle üretiliyor. Bu özelliği nedeniyle doğal olarak küresel ısınmayı tetikleyen 5 ana sektörden biri olarak görülüyor. Demir-çelik sektörünü ise alüminyum, çimento ve gübre izliyor.

Bu sektörler, kullandıkları yakıt türü ve doğaya saldıkları ısı ile karbonla, dünyanın geleceğini riske atıyorlar. Ama bu sektörlerden vazgeçmek de mümkün değil. Onlarla yaşamayı öğrenmek, sürdürülebilirliklerini sağlamak gerekiyor.

EN DÜŞÜK KARBONLU ŞİRKET

Tosyalı Holding’de biz de bu konuda ciddi çalışmalar yapıyoruz. Yaptığımız yatırımlar ve teknolojimizle, dünya çelik endüstrisinde en düşük karbon salımıyla üretim yapan şirket konumuna ulaştık. Bu, sürdürülebilirliğin de ana kuralı…

Çelik üretiminde çok öncesinden gerekli adımları attık. 13-14 sene önce doğalgaz kullanımına geçtik. Bugün geldiğimiz noktada hidrojene çok büyük yatırım yapıyoruz.

Bütün dünyada hem yeşil çeliğe geçiş hem de ‘dekarbonizasyon’ konusunda büyük yaptırımlar başladı. Şimdi kayıt almalar var ama önümüzdeki dönemde yaptırımlarla, çelik endüstrisinin ‘dekarbonizasyonu’ sağlanacak.

KÖMÜR BAZLI YAKITIN SONU

Türkiye’de yenilenebilir enerjiyle ilgili büyük yatırımlar yapılıyor. İçinde bulunduğumuz dönemde yenilenebilir enerjinin, toplam enerjinin içindeki payı gittikçe arttı. Çelik endüstrisi, tükettiği enerji miktarı açısından da çok ciddi bir tüketici. Üretim maliyetinin yaklaşık yüzde 60-70’i enerjiden kaynaklanır.

Önemli olan, enerjinin maliyeti değil, enerjinin çeşitliliği ve sürdürülebilirliği. Öyle bir endüstriden bahsediyoruz ki, çok büyük oranda ‘karbon salımına’ dayalı.

Biz de yenilenebilir enerji kaynaklarını bu sektörde kullanmaya odaklanıyoruz. Büyük yatırımlara ihtiyacımız var. Dünya Ekonomik Forumu toplantısında bu konu ele alındı ve artık ‘kömür bazlı yakıtların’ terk edildiği söylendi. Bunun yerine daha önce nükleer enerjiden söz edilmişti. Şimdi güneş ve rüzgar enerjisi ile bunların depolanmasına odaklanılıyor.

YEŞİL HİDROJEN GEREKİYOR

Enerjiye talep iki nedenle büyüyor. Birincisi, dünya nüfusu artıyor. İkincisi ise kalkınma kaynaklı bir tüketim artışı yaşıyoruz. Bu iki çarpanla büyüyen bir enerji tüketimi var.
Artık dünyaya ‘yeni bir enerji ikamesi’ gerekiyor. Bunun için de ‘hidrojen’ enerjisi öne çıkıyor.

Hidrojen enerjisi de sınıflandırılıyor. En doğrusu ise yeşil hidrojen. Bizim de yeşil hidrojeni üretmek ve kullanmak hedefimiz var.

Yeşil hidrojenle üretilen çelik, ‘yeşil çelik’ olarak adlandırılıyor. Ancak, hidrojene geçiş uzun yıllar alacak. Doğal olarak bu sırada diğer enerji kaynakları ortadan kaldırılmayacak. ‘Taş devri’, taş bittiği için bitmedi. Enerjide de kömür ve petrolün kullanımı hızlıca bitmeyecek. Örneğin, Almanya’daki eski kömür havzalarını göle dönüştürecek projeleri ortak yürütüyoruz.
Orada Avrupa’nın en büyük göllerinden biri oluşturulacak.

Artık kömür terk edilecek ama bunun yanına dünyanın geleceğini tehdit altında tutmayacak hidrojenle ilgili çalışmalar yoğunlaşmaya başladı. Artık, hidrojen, laboratuvar testlerinden çıkıp, farklı teknolojilerle endüstriyel kullanıma uygun üretiliyor ve depolanıp taşınır hale geliyor.

 

  • %11: Dünya karbon salımının yüzde 11’e yakını, Global Efficiency Intellegence’e göre çelik sektörüne ait.
  • %2.5: Son 10 yılda özellikle gelişmekte olan ülkelerden kaynaklanan talep artışı nedeniyle sektörün karbon emisyonu yüzde 2.5 arttı.
  • %78: 2022 sonu itibarıyla dünyada çelik üretiminde hâlâ yüzde 78 oranında geleneksel enerji kaynakları kullanılıyor.
  • %97: Dünya Ekonomik Forumu’na göre hidrojen enerjisi kullanımı çelik üretiminde karbon emisyonunu yüzde 97 oranında düşürebilir.

 

YEŞİL ÇELİK MARKASI V-GREEN NASIL FARK YARATIYOR?

  • ÇELİK MARKASI
    Dünyadaki belli başlı çelik üreticileri ‘yeşil çelik’ diye adlandırdıkları ürünlerini markalaştırıyorlar. Biz de V-Green adını verdik.
  • 3’TE 1 KARBON
    Kömür bazlı çelikte 1 tonluk üretimde, 2 bin 700 kg ile 3 ton arasında ‘karbon salımı’ olur. Tosyalı’da bu rakamı 650-700 kilogram arasına düşürdük.
  • HEDEF 500
    Bu bizim için nihai hedef değil. 650 kilogram, şu anda dünyanın en iyi düzeyleri arasında yer alıyor. Ancak, hidrojen kullanımıyla birlikte bunu 500 kg’ların altına, 400’ler düzeyine de düşüreceğiz.
  • BÜYÜK İLGİ
    V-Green markamızla birlikte talep çok hızlı ve gelecek yıllar için bile sipariş alıyoruz. Hatta neredeyse doldurmak üzereyiz. Çünkü, artık yeşil ekonomi hayatımızın her alanında olacak. Ürünün kimyasal değil, sürdürülebilir olması tüketiciyi yakından ilgilendiriyor.
  • 100 MİLYARLIK BÜYÜKLÜK
    Bunun bir ekonomisi oluşmaya başladı. Ton başı belli bir fiyatla ürünler el değiştiriyor. Şu an için bu ticaretin yıllık büyüklüğünün 100 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. 2030 yılından sonra da artı karbon salan, kömür yakıtlı ürünlerin piyasaya sürülemeyeceğinden söz ediliyor. Bana göre de çok gerekli.

Yazar: Fast Company Türkiye

©Fast Company Dergisi, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş. tarafından Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun şekilde yayınlanmaktadır. Fast Company’nin isim hakkı ABD’de Mansueto Ventures’a, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. Dergide yayınlanan yazı, tablo, fotoğraf ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

tarimdan-kacis-gelecek-icin-risk

Tarımdan kaçış gelecek için risk

ayrılıgin-en-idealijpg

Ayrılığın en ideali