Fast Company Türkiye
OĞUZ CAN
Teksan CEO
Sürdürülebilir yaşam için güvenilir ve yenilikçi enerji çözüm ortağı misyonu ile Teksan olarak bu yıl 30’uncu yaşımızı kutluyoruz. Doğalgazlı, biyogazlı, mobil ve dizel jeneratör ürün ailelerinin yanı sıra, ‘kojenerasyon, trijenerasyon ve hibrit’ güç sistemleri çözümlerimizle müşterilerimizin ihtiyaçlarına cevap verirken, enerji depolama ve bağımsız şebeke enerji çözümlerimizle de büyüyoruz. İki fabrikamızdaki üretimimizle yüzde 80 ihracat odaklı bir kuruluş olarak 140’tan fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Sürdürülebilirlik çabalarının yoğunlaştığı bir dönemdeyiz. AB Yeşil Mutabakatının temelini teşkil eden yeşil/sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve dirençlilik unsurları nedeniyle şirketler dönüşüm yolculuklarını hızlandırmış durumdalar. Yeşil ve dijital dönüşüm birbirini tamamlayan, doğrulayan ve hızlandıran boyutları ile ikiz dönüşüm kavramını oluşturmaktadır.
B2B ve B2C iş modellerimiz çerçevesinde ölçme, raporlama, izlenebilirlik, şeffaflık, veri temelli karar, operasyonel mükemmellik ve sürekli gelişim dijitalleşme yolculuğumuzun gerekçeleri arasında yer alıyor. Ciromuzun yüzde 3’ünü dijital dönüşüme ayırıyoruz. Ürün ve çözümlerimizle, satış sonrası hizmetlerimizle doğrudan tüketiciye hitap eden bir şirketiz. Bu nedenle müşteri deneyimi ve CRM, önemli projelerimiz arasında yer alıyor. ERP süreç iyileştirmeleri, S&OP, iş akış yönetim sistemlerinin kurum içi geliştirilmesinin yanı sıra bir diğer önemli projemiz de PLM ürün ömür döngüsü yönetimine geçiş olacak. Günümüzde dijitalleşme sadece bilgi işlem departmanlarının işi olmaktan çok ötesinde iş yapış şekillerinin, teamüllerin, alışkanlıkların, kurum kültürünün de değişimini içeren bir transformasyon/dönüşüm faaliyetidir. Veri kalitesi ve yanı sıra veri güvenliği ise ihmal edilmemesi gereken ayrılmaz bir parçası.
SERDAR SUSUZ
Inspark CEO
“Tüketici artık bir ‘sayı’ olmaktan yana değil. Bir ‘deneyim’ yaşamak istiyor. Salesforce’un dünya çapında yaptığı bir araştırmaya göre, insanların yaşadığı en önemli iki sorunu, ‘Yaşam maliyetindeki artış ve güven’ oluşturuyor. Yani insanlar güveni sağlayacak müşteri yolculuğuna önem veriyor. Bu bize, ‘Müşteriyi sayısallaştırmadığımız’ bir dünyaya gittiğimizi gösteriyor. Biz de teknolojiyi kullanarak bunu yapıyoruz. Özellikle son dönemde yapay zeka ve Salesforce platformu yoluyla bu hedefe ulaşmayı amaçlıyoruz. İçinde bulunduğumuz dönemde ‘Yeni müşteri bulma’ ve ‘eldekini tutma’ maliyeti giderek artıyor. Bu nedenle de müşteri odaklı projelere yönelim var. Bunun da etkisiyle geçen yıl yaptığımız müşteri hizmetleri projelerinin sayısı arttı.
Müşteri çok önemli… Bir şirketin yöneticisi ‘müşteri sayısını’ hemen söyleyemiyorsa, bu önemli bir soruna işaret eder ve müşteri odaklı gitmediğinizi gösteriyor olabilir. Biz şu anda bir müşteri ile ilgili 18 ayrı yerden veri alıyoruz. Verileri topladığımızda ise onu çalışması için yapay zekaya vermek gerekiyor. Mevcut ‘tahminleme’ yöntemleri eskidi. Şimdi elimizdeki teknolojilerle yapay zeka sayesinde belli bir ‘motif’ çıkarmak, yani ‘anlık’ tahmin yapmak mümkün. Üstelik bunu genel değil, müşteri bazında da yapabiliyor. Teknolojide her şey çok hızlanıyor, veri işleme ve yapay zekada da büyük değişim var. Yapay zeka sayesinde son 10-12 aydır daha önce hiç konuşmadığımız şeyleri konuşuyoruz. Değişim devam edecek ve yeni teknolojiler işimizi dönüştürecek.
FARUK GİRAY
Eserpera Eş-Kurucu
Anne ve bebek ürünleri pazarında faaliyet gösteriyoruz. 2024 yılı içinde sektörde daha önce yapılmamış iki tane deneyim mağazası açmayı planlıyoruz. Şu anda sektörde fiziki mağazalarda satışta çalışan arkadaşların ebeveynlerin her türlü sorularına cevap verecek bilgi ve donanımda olmaması çok büyük bir açık. Hazırlıklarımız da bu açığı kapama yönünde olacaktır. ERP’de SAP’yi tercih etmiyoruz. Kendi içeriklerimizi yazıyoruz. 2024 zor bir yıl olacak ama ‘anne ve bebek sektörü’ hiç ölmeyecek bir sektördür. Anneye doğum öncesi 6’ncı ay civarında “merhaba” deyip, çocuğu 3 yaşına gelene kadar hizmet verebiliyoruz. Bundan dolayı sürekli bir ebeveyn arayışımız var. Dijital kanalların payı Covid öncesinde yüzde 9 idi, kapalı olunduğu dönemde bu oran yüzde 40’a kadar yükseldi. Şimdi ise yüzde 20-25 aralığında seyrediyor. Her perakendeci gibi bizim de teknoloji şirketine dönüşme yolunda olduğumuzu söyleyebilirim. Ayrıca, satış sonrası ebeveyni iyi tanıyabilmek ve ilerde oluşacak talepleri şimdiden tahminleyebilmek çok büyük önem kazanacak. Bunun için de CRM çözümlerini ön planda tutmak gerekiyor.
İREM ATAY ŞİMŞEK
Green Chemicals Başkan Yardımcısı
Green Chemicals, kimyasal ürün üreticisi ve Ar-Ge firmasıdır. 1995 yılında yüzde 100 yerli sermaye ile kurulduk. Endüstriyel kimyasallar üretmek üzerine odaklıyız. 2024’te en önemli konumuz ihracat olacak. İhracat her zaman odak noktamızdı, 35 ülkeye ihracat yapıyoruz. Fakat şimdi daha da önemli hale geldi. Günümüz globalleşme sahasında sadece iç piyasa ile çalışmak büyük risk oldu. Geçen yıl Amerika piyasasına girdik. Bu yıl Amerika’daki faaliyetlerimizden pozitif sonuçlar bekliyoruz.
Dijitalleşme çalışmalarımız, 10 yıl önce kurumsallaşma projesinin başlamasıyla hız kazandı. Dijitalleşmeyi dünya kaynaklarının etkin kullanımı için bir araç olarak görmekteyiz. Müşteri memnuniyetini yüzde 100 yapma hedefimiz var. Bu noktalarda dijitalleşme yüksek önem arz ediyor. Bir firma ile çalışılmaya başlanarak o firma müşteri statüsüne konduğunda dahi her zaman sürekli potansiyel olarak görerek aynı özenin gösterilmesi gerektiği görüşündeyim, tam bir partnerlik ilişkisi. İlaveten bu dönemi de finansal olarak kaynakların doğru yönetilmesi gereken bir dönem olarak görüyoruz.
AKİF EKİN
Ekin Teknoloji YKB
25 yıllık geçmişi olan bir yazılım şirketiyiz. Görüntü işleme teknolojisine dayalı güvenlikten başladık. Bizim işimiz hükümetlere hizmet sunmaya dayalı. En önemli farkımızı ise yazılım oluşturuyordu. 2004’te İstanbul’da yapılan NATO toplantısının güvenlik altyapısını yapmamız her şeyi değiştirdi. Orada kullandığımız sistemler sonra Mobese’ye dönüştü. Bu toplantının ardından İstanbul’un güvenlik altyapısını kurduk. 2016’da ‘Artık entegratör değiliz ve kendi geliştirdiğimiz ürünü kullanacağız’ şeklinde riskli bir karar aldık. Ciromuz ilk başta 60 milyondan 7 milyona düştü. Şu an ise ciromuz yine o düzeye ulaştı ve yüzde 100 ihracat yapıyoruz. Güney Amerika’da iyiyiz. Ekvador’da pazar lideriyiz. ABD’de 5 yıldır varız. Kuzey Amerika ile Kanada ile çalışıyoruz. Bu ülkelerde sadece trafik denetimi yapıyoruz. Şimdi daha katma değerli olan projelere eğildik. Kentlerin dijitalleşmesine odaklanmış durumdayız. Sistemlerimiz trafik sıkışıklığını açan, trafik kazalarını önleyen çözümler içeriyor. Temel hedefimiz, kazaları ve ölü sayısını düşürmek. Trafikte denetim yaptığınız zaman, o alanda ölü/yaralı sayısı yüzde 40 düşüyor.
BATUR CAN
Fiba Perakende Grubu GM
Marks & Spencer ve GAP markalarının Türkiye’yi kapsayan 86 mağazasını işletiyoruz. Kur dalgalanmaları nedeniyle, ithalata dayalı zor bir süreç yönetiyoruz. Yerli markalarla ciddi bir rekabet içindeyiz. Markalarımıza 2020 yılından beri dijitalizasyon anlamında ciddi yatırımlar yapıyoruz. Son 2 yıldır da CRM konusunda yeniden yapılanma içerisindeyiz. 4 milyon civarında sadık müşterimiz var. Bu konuda ürünlerimizin zamansız bir karaktere sahip olmasının avantajını yaşıyoruz.
2023 yılı perakende için kuvvetli geçti, sektör hızlı büyüdü. Pandemi sonrası seyahatlerin artması ve doların baskılanması ile artan turist sayısı bunda etkili oldu. 2024’ün normalleşme yılı olacağını düşünüyorum. Son dönemde yaptığımız dijital transformasyonla e-ticaretin payı 2023’te yüzde 25’e çıktı. Kısa vadede hedefimiz, bunu yüzde 30’a çıkarmak. Bununla beraber ülkemizde AVM’lerin gücünün azalmayacağını da düşünüyoruz. Türk müşteriler mağazaya gitmeyi, markaları deneyimlemeyi ve sosyalleşmeyi seviyor. Bu nedenle dijital ile mağazayı senkron çalıştırmak çok önemli. Mağazacılık, müşteri talebiyle sürekli değişiyor ve gelişiyor. Bizim gibi şirketlerin bu değişime ayak uydurup, perakendenin yanında teknoloji şirketi gibi de çalışması gerekiyor. Çünkü, elimizde çok büyük bir veri var. Bu veriyi anlamlandıran şirketlerin öne geçtiği bir dönemdeyiz. İleri analitik kampanya çözümlerini kurabilen şirketlerin başarı sağladığını görüyoruz. İşimiz gereği 9 ay sonraki trendleri, veri analitiği sayesinde tahmin edip sipariş vermemiz gerekiyor. Bu nedenle verileri anlamlandırmak bizim için çok önemli.
METİN ARGHAN
Protel YKB
Konuk ağırlama (hospitality) ve yiyecek içecek sektöründe faaliyet gösteren 35 yıllık bir şirketiz. Müşterilerimiz büyük oteller, restoranlar, kahve zincirleri gibi sektörle ilgili bütün iş kollarından oluşuyor. Binden fazla otel, 5 binden fazla restoran müşterimiz var. İşe distribütör olarak başladık. Ancak artık yazılım üretiyor ve ihraç ediyoruz. 100’den fazla yazılımcımız var. 10 yıldır Oracle Hospitality bölümünün Türkiye temsilcisiyiz. Oracle’ın bulut tabanlı yazılımlarının kurulum, eğitim ve bakım işlemleri bizim üzerimizden yürüyor. Bunların yanı sıra Provisionla ortak bir fintech şirketine de sahibiz. Uzunca bir süredir “soft POS” uygulamamızla NFC’li telefonlardan ödeme alabiliyoruz. 2024 itibarıyla 400 kişilik bir şirkete dönüştük. Sürdürülebilirlik konusuna çok önem veriyoruz. Örneğin, uzun süredir yazıcı kullanımını minimuma indirdik, ofis otomasyonunda Google Suit kullanıyoruz. Her şeyi mobilden yürütüyor, tamamen ‘hibrit’ çalışıyoruz.
Kendi sektörümüzde geliştirdiğimiz yazılımlarla atık azaltma ile ilgili bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Örneğin, restoranlarda hangi menüyü değiştirirsek atığı azaltırız gibi konulara bakıyoruz. Gerçek zamanlı tahminleme üzerinde çalıyoruz. Yapılan satışlara bakarak günün veya haftanın geri kalanındaki talebi tahmin etmeye ve işletme sahibine bununla ilgili ipuçları vermeyi hedefliyoruz. Bunların hepsinde makine öğrenmesi ve yapay zeka algoritmaları kullanıyoruz.
BARAN ENGÜR
Koleksiyon Mobilya CEO
Geçen sene 50’nci yılımızı kutladık. İkinci 50’nci yılımızda Koleksiyon Mobilya’nın Türkiye ve dünyada etkinliğini daha da artırmaya yönelik çalışmalar yapacağız. Geçmiş başarıyı, ikinci 50 yılda bir sonraki seviyeye taşımak için 7 stratejik odak alanı belirledik: “Hedef ve mevcut pazarlarda kâr odaklı büyümek, Kurumsal sürdürülebilirlik, Öğrenen organizasyon, Dijitalleşme, İnovasyon, Müşteri odaklı ve Marka yönetimi.” Tüm iş süreçlerinin dijitalleşmesi için 5 senelik yol haritası hazırladık. İlk olarak e-posta, kurumsal portal, iş akışı gibi bazı hizmetlerimizin dönüşümünü SaaS olarak tamamladık. 2024 yılında yerleşkelerimizde kurulu sunucu parkurumuzun özel/genel bulut ortamlarına taşınması, ağ ve siber güvenlik altyapısının iyileştirilmesi ve 2025-2026’da yenilenmesi için planlama yapılması gündemimizde olacak. Ancak 2024 yılında CRM sistemini yeniden tasarlayıp, tüm şirketin iş yapış odağının merkezine yerleştirmek istiyoruz. Desteklemek adına ürün veri yönetimini yapabileceğimiz, PIM (Product Information Management) uygulamasını hayata alacağız. Veri, raporlama ve analitik de yine odağımızda olacak. Raporlama yapımızı yeniden tasarlayıp tüm şirket raporlarını daha okunabilir ve ulaşılabilir hale getireceğiz. Schuler’den aldığımız danışmanlık kapsamında yol haritamızın güncellenmesi de gündemimizde olacak. 1 RPA robotunu yani ilk dijital çalışanı hayatımıza dahil edeceğiz.
ERHAN KAYA
Günsan Elektrik GM
Schneider Electric’in yüzde 100 iştiraki olan bir şirketiz. Biz de bir dijitalleşme sürecindeyiz. Ticaretin dijitalleştirilmesi ve e-ticaret üzerinden yürütülmesi konusunda çalışıyoruz. Dijital bulunurluğumuzun artırılması, önümüzdeki dönemdeki en önemli önceliklerimizden. Bu anlamda 3 ana odağımız var. Birincisi, bayilerimizin ticaretini dijitalleştirmek ve bu yolda onların dijital partnerleri olmak, onları eğitmek. Bir diğer hedefimiz 4 farklı pazaryerindeki varlığımızı genişletmek. Sonuncusu ise kendi e-ticaret platformumuzdaki deneyimi sürekli geliştirmek. Böylece tüketici ve elektrikçilere ulaşmak istiyoruz. Ürünlerimizin B2C satılması kolay değil. Çünkü, tüketicilerin büyük bölümü bir elektrikçinin yönlendirmesine ihtiyaç duyuyor. Toplam satışımızın yüzde 10’u dijital kanala döndü. Hedefimiz, bu oranı yüzde 50’ye getirmek. Yeni nesil elektrikçiler dijitale daha yatkın. Onlar da dijitale yatkın olan şirketlerle çalışmak istiyor. Büyük kuruluşlar, global üretim merkezlerine alternatif bakıyor. Türkiye de bu alternatiflerden birisi ve önümüzdeki 3-4 yıllık süreçte ciddi bir yatırım alacağız. Halen üretimin yüzde 50-55’i ihracat ve 2024’te de ihracata daha fazla ağırlık vereceğiz.
