YAZI: TALAT YEŞİLOĞLU
Son 4 yılda Türkiye’deki şirketlerin maliyet yapısını derinden etkileyen çok önemli gelişmeler yaşandı. Önce Covid-19, ardından da Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri harekâtı geldi. Bu dönemde Türkiye’ye özgü dövizdeki hareketlilik ve buna bağlı yüksek enflasyon da etkisini gösterdi.
Yüksek enflasyon nedeniyle, olağandan daha fazla ücret düzenlemesine gidilmek zorunda kalındı. Çalışanlar için “refah düzeyini” iyileştirmese de şirketlerin maliyetlerine beklenenden fazla etki yaptı.
Enerjide, özellikle doğalgazda 10-15 katı bulacak artışlar, bir varil petrolün 130 dolara ulaşması, şirketlerin faaliyet maliyetlerini ciddi oranlarda olumsuz etkiledi.
Türkiye’nin önde gelen sanayi gruplarından Erdemoğlu Holding’in Yönetim Kurulu Üyesi, Dr. Mehmet Şeker, “Biz üretimde Çin ile rekabet ediyoruz. Çinli şirket, bizim enerji maliyetlerimizin 3’te 1’i düzeyinde bir bedelle doğalgaz kullanabiliyorsa, bizim işimizin ne kadar zor olduğunu anlayabilirsiniz” sözleriyle yaşanan tabloya dikkat çekiyor.
Damat/Tween Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu ise çalışan maliyetindeki artış yüzde 100’ün üzerinde. Bu yükseliş, çalışan maliyetlerinin toplamdaki payını 2 puan yükseltti” diyor ve ekliyor: “Enerjinin toplam giderler içindeki payı da 2 puan arttı.”
Sadece Şeker ve Orakçıoğlu değil, çok sayıda iş insanı da benzer görüşleri paylaşıyor.
İş insanlarına göre, “hammadde ve navlun giderleri”, her şirket ve kesim için hemen hemen aynı… Esas farklılık ise “enerji” ile “çalışan” giderlerinde yaşanıyor. Ortaya çıkan rakamlar da bu iki kalemin, toplam giderler içindeki payının olağandan çok daha fazla olduğunu gösteriyor.
TURİZMDE YENİ MALİYET TABLOSU
Enerjinin yanı sıra önemli bir girdi maddesi de çalışan ücretleri… Dünya koşullarındaki değişimin yanı sıra Türkiye’de uygulanan ekonomik modeller konusundaki git-gel’ler de, enflasyonu neredeyse 3 haneli boyutlara taşıdı. Enflasyondaki yükseliş sonucunda satın alma gücündeki erime, nitelikli insan kaynağının Batılı ülkelere göçüne yol açarken, asgari ücrete yapılan zamlar, istihdam oranı yüksek olan turizm ve hazır giyim üretiminde maliyet artışlarına yol açtı.
Turizm sektörü, gerek enerji giderleri, gerekse asgari ücrete bir yılda yapılan 3 zammın da etkisiyle dalgalanmadan en çok etkilenenlerden biri oldu. Bodrum’da faaliyet gösteren 5 yıldızlı bir otelin genel müdürü, “Çalışan maliyetlerimizin toplamdaki payı bir yılda 2’ye katlandı ve yüzde 60’lara kadar geldi. Ek olarak enerjinin payı yükseldi. Oysa bizim gelirlerimiz döviz kurlarındaki seviyenin etkisiyle sınırlı artış gösterdi” diye konuşuyor.
TEKSTİL YÜZDE 45 PAHALI!
Maliyetlerdeki dalgalanmalardan sert etkilenen bir sektör de hazır giyim, tekstil. Sektör, dünyada 6, Avrupa’da ise en büyük 3’üncü tedarikçi konumunda. Türkiye İhracatçılar Birliği Başkanı Mustafa Gültepe, “Moda dünyasında küresel bir oyuncuyuz. Yıllık 21 milyar dolarlık hazır giyim ve konfeksiyon ihracatımız var. Ülkemize net 19 milyar dolar kazandırıyoruz” diyor.
Ancak, bu rakamların gerisine, üretim süreçlerine bakıldığında, tablonun pek parlak olmadığına dikkat çekiliyor. İzmir’de kurulu Narkonteks’in Yönetim Kurulu Başkanı Toygar Narbay, “İşçilik, finansman maliyetleri çok yükseldi. Bugünkü hesaba göre rakiplerimizden yüzde 45 pahalıyız. Ama kimse bundan sadece işçilikten kaynaklanan bir artış olduğu anlamını çıkarmasın. Yanlış olan, döviz kurlarının bulunduğu seviyedir” diyor.
Üretiminin yüzde 98’ini ihraç eden Sun Tekstil’in Yönetim Kurulu Üyesi Sabri Ünlütürk şunları paylaşıyor:
“Geçen yıl enerji maliyetlerindeki yükseliş ön plana çıkmıştı, bu yıl ise ücret artışları önem kazandı. Dövizin baskılanması, bütün ihracatçılar gibi bizi de zorladı. İkinci yarıdaki döviz artışıyla maliyet artışları yönetilebilir hale geldi.”
METALİN FARKLI HESABI
Hammadde ağırlıklı sektörlerden biri olan metal sektörünün önde gelen kuruluşlarından birinin CEO’su, “Bizim sektörde en büyük maliyet kalemini, metalin fiyatı oluşturur. Sağlıklı bir analiz için metal fiyatını çıkartarak analiz yapmamız gerekiyor” diyor ve ekliyor:
“Hesabımızı dolar veya euro cinsinden yaparız. Üretimde enerji+işçilik maliyetlerimiz 3 yıl önce yüzde 50-55 aralığında değişiyordu. Bu oran, enerji giderlerinin birkaç kat arttığı geçen yıl yüzde 70’lere kadar yükseldi.
Aynı CEO, 2023 yılının ilk yarısında enerji giderlerindeki düşüş nedeniyle yüzde 65’e gelindiğini, ancak enerji fiyatlarının yeniden yükselişe geçtiğini belirtiyor: “Bu da oranı bir miktar daha yukarı çekecek demektir.”
Denizli Sanayi Odası Başkanı ve Erbakır Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Keçeci, enerjide 2023’te yaşanan düşüş nedeniyle enerji giderlerinin payının bir miktar gerilediğini söylüyor:
“2022’de enerji giderleri, 2021’e göre dolar bazında 2,5 kattan fazla artmıştı. 2023’te ise enerji giderlerinde dolar bazında gerileme yaşandı. İlk 8 aylık gerçekleşmelere göre, 2023 yılı enerji maliyetlerimizin, 2021 ve 2022’nin ortalaması gibi olacağını öngörüyoruz.”
Keçeci, “Ama bu kez çalışan maliyetlerindeki yükseliş nedeniyle işçilik giderlerinin payı yükseldi” diye konuşuyor.
İKİ FARKLI MALİYET
Bazı sektörlerde, özellikle insan ve enerji ağırlıklı olanlarda maliyetin yükü dönemsel farklı etki yapabiliyor. Örneğin, çok sayıda çalışanı olan Sodexo bunlardan biri… Şirketin CEO’su Eda Uluca Özcan, “Personel giderlerinin ve enerji maliyetlerinin son dönemde ciddi oranda artış gösterdiğini gözlemliyoruz” diyor ve ekliyor:
“Personel giderlerinin toplam maliyet içindeki payı 2021 ve 2022 dönemlerinde yüzde 49 iken, 2023 yılı itibarıyla yüzde 60’a çıktı. Yaptığımız ara düzeltmeler ile artan enflasyona karşı çalışanlarımızı korumaya çalışıyoruz.
Flokser Kimya’nın Genel Müdürü Ekin Tükek ise yükselen maliyetlere karşılık geliştirdikleri çözüm için şunları söylüyor:
“Her iki gider de ciddi oranda arttı. 2023 ile 2022’yi karşılaştırdığımızda enerji giderinin ciroya ve toplam gidere oranı, euro bazında yaklaşık yüzde 10 civarında artarken, personel giderinin ciro ve toplan gidere oranı euro bazında yüzde 30 üzerinde arttı. Verimlilik projelerine odaklanarak giderleri azaltmaya, kârlılığı yükseltmeye çalışıyoruz. Bunun yanında ihracata ağırlık verdik.”
İHRACATÇININ KRİTİK SORUNU
Şirket yöneticileri, döviz kurlarındaki seviyenin, yüksek enflasyonun getirdiği TL maliyetleri karşılamaktan uzak olduğu görüşünde. Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci, şunları söylüyor:
“Döviz kurunun geçen yıl ve cumhurbaşkanlığı seçimine kadar baskılanması sonucunda yaşanan yüksek enflasyona rağmen TL değerlenmiş ve döviz bazında TL maliyetlerinin daha da yükselmesine yol açmıştır.”
Maliyet sıkıntısının kendilerinden kaynaklanmadığı gerçeğini kabul eden bazı şirketler de kendi çözümlerini arıyor. Damat/Tween’in Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, “Ekibimizin motivasyonunu çok önemsiyoruz. Bu da bize performans artışı olarak yansıyor. Aldığımız stratejik kararlarla yurtdışı ve yurtiçi satışlarımızda geçen yıla göre dolar bazında yüzde 51 artış gerçekleştirmiş durumdayız” diyor.
Ağaç işleme sektörünün büyük oyuncularından Gentaş da, yükselen enerji maliyet ve istihdam maliyetlerine çözüm arayanlardan. Şirketin CEO’su Orhan Kahraman, “Şu an yaptığımız en kritik çalışmalar kapsamında, istihdam ve enerji verimliliğimizi artırabilmek adına çeşitli çalışma ve projeler yürütüyoruz” diyor…
Sodexo CEO’su Eda Uluca Özcan, çalışan tarafında bir maliyet kısma yapamadıklarını, enerji tarafına odaklandıklarını söylüyor:
“Enerji maliyetlerinde ise global hedefimiz olan karbon ayak izini de azaltmak adına merkez ofisimizi akıllı bina konseptinde olan yeni lokasyonumuza taşıdık ve enerji maliyetlerinin toplam gelirimize olan yüzdesini kontrol altına aldık.”
HAZIR GİYİMDE YENİ MALİYETİN PROFİLİ
- HAMMADDE Fiyatımızın yüzde 12.5’ini hammadde oluşturur. Kabaca bir hesap ile ‘aksesuar’ yüzde 10, ‘amortisman’ yüzde 2.5 ve ‘kâr’ yüzde 10 diyelim. Toplamı yüzde 35 yapar. Bu rakamlar rakiplerde de aynıdır.
- 2 KAT Finansman maliyetinin payı bizde yaklaşık yüzde 4, rakiplerde ise yüzde 2 düzeyinde. Enerji maliyetini yüzde 4 kabul edebiliriz. Bu da rakiplerin en az 2 katı üzerindedir. Genel gider payımız yüzde 7 ve bu kalemde de rakiplerimize göre 2 katıyız.
- ESAS REKABET Tüm rekabetin işçilik, enerji, genel gider ve finansman maliyeti ile yapıldığını kabul edelim. Bu durumda satış fiyatımızı oluşturan yüzde 65 kısmın ne kadar pahalı olduğu önemlidir.
- İŞÇİLİK MALİYETİ İşçilik maliyetimizde kabaca 850 dolar seviyesiyle rakiplerimizin yaklaşık 4 katıyız… Maliyetin içinde yüzde 50 kabul edersek, rakiplerle olan fiyat farkımızın 37.5’i buradan oluşuyor.
- NEDEN PAHALI? Bu rakamlar yüzde 45 pahalı hale geldiğimizi gösterir. Aslında yanlış olan döviz kuru düzeyidir. Asgari ücretteki artış yüzde 107 ama kurlardaki artış yüzde 60’ta kaldı.”
“KÜÇÜK ŞİRKETLER ZORLANIYOR”
- ENERJİDE KRİTİK ORAN Enerji giderimizin maliyetler içindeki payı yüzde 13.45 iken, temmuz ayında 8.54’e düştü… Fakat, işçilikte yüzde 4’lerden yüzde 6’ya yükseldi. Bizim için, büyük kuruluşlar için bu oranlar geçerlidir. Fakat, Adana’daki organize sanayi bölgesindeki tesisler için bu oran yüzde 10-12’ler düzeyindedir… Bu da küçük işletmelerde işçi çıkartmaya zorluyor.
- İŞÇİLİK MALİYETİ Merinos Halı’da işçiliğin maliyetteki payı yüzde 17’e çıktı. Az tezgahlı bir işletmede bu oran daha yüksek düzeylere çıkıyor.
- FİYAT ARTIŞI ZOR Maliyetler yükselirken ürünün bedelini yukarı çekemiyoruz. Örneğin, geçen yıl ipliği 1.600 dolara satıyorduk, şimdi bu rakam 1.200 dolara geriledi. Hammadde fiyatları gerileyince, bu kez işçilik maliyetlerinin toplamdaki payı yükseliyor.
ÖNE ÇIKAN RAKAMLAR
- 2 PUAN: Tekstil ve hazır giyimde maliyetler içinde çalışan ve enerjinin payı son 1 yılda 2 puan arttı.
- %30: Kimya sektöründe enerji maliyetinin cirodaki payı yüzde 10, çalışanın payı da yüzde 30 artış gösterdi.
- %87.5: Toygar Narbay’a göre tekstil ve hazır giyimde fiyatı oluşturan maliyet kalemlerinden sadece yüzde 12.5’i hammaddeden kaynaklanıyor. Kalan kısmı işçilik, enerji ve finansman gibi kalemler oluşturuyor.