ÖMER ORKUN DÜZTAŞ
Büyütech Kurucusu
İlk olarak, otomotiv endüstrisindeki geleneksel ayrımı ortadan kaldırıyoruz. Önceden, otomotiv firmalarının iki temel seçeneği vardı: Büyük, köklü, ancak yeniliklere ve hızlı değişimlere uyum sağlamakta zorlanan şirketler ya da son teknolojiye hakim, ancak otomotiv sektörünün katı standartlarını karşılamakta güçlük çeken startup’lar.
Büyütech bu iki dünyanın en iyi yönlerini birleştiriyor: Hem son teknolojilere hakim, dinamik ve çevik bir genç ekibe sahibiz, hem de yüksek kalite standartlarına ve prosedürlere tam uyum sağlayacak kapasitedeyiz. Bu, bizim sektördeki benzersiz konumumuzu belirliyor.
İkincisi, Büyütech’in yolculuğu, tipik bir startup hikayesinin ötesine geçiyor. Yaklaşık on yıl boyunca, çeşitli sektörlerde büyük oyunculara yenilikçi çözümler ve hizmetler sunarak, geniş bir tecrübe ve uzmanlık yelpazesi geliştirdik. 2020 yılında bu birikimi otomotiv sektörüne yönlendirme kararı aldık. Bu dönüşümle, adeta bir startup ruhuyla yeniden doğduk ve Farplas’tan aldığımız ilk yatırımla gücümüze güç kattık. Bu stratejik yeniden odaklanma, hem şirketimizin esnekliğini hem de sektördeki derin bilgi birikimimizi gözler önüne seriyor.
Üçüncü ise Türkiye’nin ilk otomotiv kamera üretim tesisi kurarak, sektörde bir ilke imza atmamız oldu. Bu tesisimiz 4 faklı özel hatta sahip ve haftada 6 binden fazla kamera üretimi yapıyoruz.
Bu girişim fikri nasıl doğdu, bir “evreka” anı var mı?
Büyütech’in serüveni, benim kişisel ilgim ve akademik geçmişimle yakından bağlantılı. Fotoğrafçılık, uzun süredir benim hobimdi ve bu, görüntü işleme teknolojilerine olan ilgimi besledi. Üniversitedeki bitirme projem de görüntü işleme üzerineydi. Bu kişisel tutkularım, profesyonel bir fikre dönüşme potansiyeli taşıyordu, ancak ilk ‘evreka’ anı, Sanayi Bakanlığı’nın genç girişimcilere sağladığı teknogirişim sermayesi desteğini öğrendiğimde geldi. Bu destekle, 2013 yılında “Türkiye’nin ilk akıllı kamerasını’ geliştirmek ve üretmek için yola çıktık.
2020 yılında, otomotive odaklanma kararımız, aslında birikmiş tecrübelerimizin ve piyasadaki boşluğu gözlemleme yeteneğimizin bir sonucuydu. Ancak, bu kararı, ‘evreka’ anı olarak adlandırabileceğimiz belirli bir nokta var, o da TOGG’un Türkiye’de otomobil üretimine başlaması. Bu süreçte Türkiye’de, özellikle otomotiv kamera sistemlerinde geliştirici ve üretici şirket eksikliğini gördük. Bu bizim için bir ‘evreka’ anı oldu. Teknoloji ve inovasyon alanındaki deneyimimizle boşluğu doldurabileceğimizi fark ettik. Bunun üzerine otomobile odaklanma kararı aldık ve ilk sözleşmemizi TOGG ile imzaladık.
Başladığınızdan bu yana aldığınız yolu, rakamları da ilave ederek paylaşır mısınız?
2011 yılında küçük bir ekip olarak yola çıktık ve teknoloji dünyasında önemli izler bıraktık. İki yıl sonra, Türkiye’nin ilk akıllı kamerasını geliştirdik. Bu başarı, bizi daha da büyük hedeflere yönlendirdi.2016’da iş modelimizi önemli ölçüde değiştirerek, farklı firmalar için özel kamera tasarımı ve üretimine odaklandık. Bu dönemde savunma sanayi gibi kritik sektörler için projeler geliştirmeye başladık. Bu dönüşüm, Büyütech’in yeteneklerini genişletti ve çeşitli endüstrilere hitap edebilme kapasitemizi artırdı. 2020’ye gelindiğinde, ürettiğimiz 80 binden fazla kamera, dünya genelinde 120 ülkede kullanılıyordu. Bu rakama 10 kişilik ekiple geldik. 2021 yılında, Farplas’tan aldığımız 2,5 milyon Euro’luk yatırım ile Türkiye’nin ilk otomotiv kamera üretim tesisini kurduk. 2023 yılında ise, Farplas’ın da katılımıyla, çeşitli yatırımcılardan toplam 4 milyon 230 bin dolarlık yeni yatırım aldık.
Bu yatırımlar bizi 100 kişilik teknoloji öncüsü bir takıma dönüştürdü. Geçtiğimiz yılı 4 milyon dolar ciro ile tamamladık, 2026’dan sonra zorunlu hale gelecek ‘Sürücü Yorgunluk Algılama’ kameraları gibi yeni ürünler, bizi öne çıkaracak. Büyütech olarak 30 milyar dolarlık bu dev pazarda global bir oyuncu olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz.
Hangi hedef ile yola çıktınız, nereye ulaşmayı düşünüyorsunuz?
Otonom araçlar, insan hatalarını minimize ederek, trafik güvenliğini önemli ölçüde artırabilir. Ancak, bu teknolojinin geniş kitlelere yayılabilmesi için, araçların dünyayı algılama şeklini yeniden tanımlamamız gerekiyor. Büyütech olarak gelecekteki odak noktamız, otonom araç teknolojilerini daha da geliştirmek ve bu yenilikleri herkes için ulaşılabilir hale getirmek.
Yatırımcıları ikna ederken, hangi cümleleri/rakamları kullandınız?
Yatırımcıları ikna ederken, şirketimizin benzersiz yolculuğunu, karşılaştığımız zorluklar karşısındaki direncimizi ve özellikle otomotiv sektöründe nasıl bir yenilikçi lider olma potansiyeline sahip olduğumuzu ön plana çıkardık. İlk yatırımımızı alana kadar geçen 10 yıl, bazıları için uzun bir süreç gibi görünse de, bu süre zarfında temelini attığımız sağlam bir geçmiş ve tecrübe birikimiyle doluydu. Bu, bize yeni bir alanda, yani otomotivde, adeta bir startup gibi yeniden başlama fırsatı verdi. Özellikle geçmiş 10 yılda geliştirdiğimiz ürün ve projeler, bu süreçte elde ettiğimiz başarılar ilk yatırımcımızı ikna etme sürecinde elimizi çok güçlendirdi ve ilk ‘Tohum’ yatırımı alma sürecimizin önünü açtı. İkinci yatırım turumuzda ise, Büyütech olarak artık sahada ürünleri olan, üretim yapmaya başlamış ve kısa sürede önemli bir büyüme kaydetmiş bir firma konumundaydık. Bu dönemdeki başarımız, ürünlerimizin pazarda yarattığı etki ve elde ettiğimiz büyüme, yeni yatırımcılarımızı ikna etmede kritik faktörler oldu.
Şimdi, nasıl büyüyeceğimizi, hangi adımları atacağımızı ve trafik kazalarının olmadığı bir dünya oluşturma hedefimizde teknolojik olarak yaratacağımız farklılıklara odaklanıyoruz.
KULAĞIMIZDAKİ KRİTİK SÖZ
- “Girişim yolculuğumuzda sürekli hatırladığımız önemli bir prensip var: İşe odaklanın, derinlemesine çalışın, ancak bu süreçte kendi başarılarınızı ve katkılarınızı göz ardı etmeyin; daha da önemlisi görünür olmayı ihmal etmeyin.”
ÜÇ BÜYÜK ZORLUK
- KAYNAKLARA ULAŞIM Kurulduğumuz ilk yıllarda, Türkiye’deki girişimcilik ve yatırımcılık ekosistemleri henüz gelişim aşamasındaydı. Bu, kaynaklara ulaşımın şu anki kadar kolay olmadığı anlamına geliyordu.
- MODEL DEĞİŞİMİ Yolculuğumuzun bir sonraki aşamasında, ikinci kez iş modelimizi değiştirdik ve otomotiv sektörüne geçtik. Bu, mevcut işlerimizden ve gelirlerden vazgeçmek riski taşıyordu. Farplas gibi yatırımcıların desteğiyle riski iyi yönettik.
- BÜYÜMEYİ YÖNETME Şu anda her büyüyen girişimin karşılaştığı yeniden yapılanma ve dönüşüm zorluklarıyla yüzleşiyoruz. Bu, sürekli gelişen bir şirketin doğal bir parçasıdır.