in , , ,

Mutlaka ‘İyi Yapay Zeka Kullanıcısı’ olmak zorundayız

Yıldız Holding YKÜ Murat Ülker sorularınızı yanıtlıyor.

iyi-bir-yapay-zeka-kullanicisi
murat-ulker
Murat Ülker

“Kanca” adlı kitabı okumuş, blog’unuzda yer vermişsiniz. Orada 3 dakikalık dikkat süresinden söz ediliyor. Dikkat süresi, sizin işiniz için ne ifade eder?
İş hayatında ‘dikkat’ ve ‘dikkat süresi” çok şey ifade eder. “Kanca atmak” kitabı pazarlamacıların, iletişimcilerin mutlaka okumaları gereken bir kitap. Kitapta yazdığı gibi yaşadığımız dikkat çağında en kıt kaynak dikkat; dikkat çekmek ve mesajınızla ilgilenilmesi için sadece 3 saniyeniz var! 3 saniyede kanca atabiliyorsanız, arkasından iletişiminizi aktarabilirsiniz. Ama bunu doğru yapamadığınız takdirde haberiniz, videonuz tıklanmıyor; iletişimin geri kalanına ilgi çekemiyorsunuz.

Bunu haber siteleri uyguluyor. Ancak, o dikkat çekici kancanın altındaki haberde başlığı dolduran bir haber yoksa, ki bazen alakası bile olmuyor, o zaman canım çok istese de o kancaya takılmıyorum. Bunu bana tıklama tuzakçıları öğretti. Onlar tarafından eğitilmiş bir okuyucu/izleyici kitle var artık ve tuzağa düşmüyor; dikkatlerini gerçekten çekmeyen boş mesajlarla artık ilgilenmiyorlar. O yüzden 3 saniye kancayı gerçekçi, inandırıcı ve iletişimiz için ilgi uyandıran fakat alakalı bir şekilde kullanmanızı gerektirir. Lütfen titiz olun.

Sizin gibi büyük grupların liderleri için ‘Delege” etmek önemlidir. Sizin delege etmek için formülünüz nedir?
Delege etmek yaşa, göreve, mesuliyet yüküne göre değişir, aldığınız sorumluluğa göre değişir. Şu anda benim için delege etmek esastır. Her işi delege etmeye; başkaları tarafından yapılmasını ve başarılmasını sağlamaya çalışıyorum. Bunun için de iş yapmaktan çok eğitime ve öğrenime önem veriyorum.
Benim delege etmek için şu anda prensiplerim şunlardır: “Sadece kendi konusunda benden daha iyi olanlarla çalışmayı seçmek, Seçtiğim insanlara güven duymak ve onları değerlendirirken de önceden birlikte tespit ettiğimiz sayısal kriterleri esas almak.”

Son dönemde herkes yapay zekadan söz ediyor. Siz de bu konuyu öğreniyor, buna kafa yoruyorsunuzdur. Biz soruyu tersten soralım. Yapay zeka aslında ne değildir? Neleri yapamaz?
Nasıl bilgisayarın yaptıklarını hız ve doğrulukta biz yapmıyorsak, bilgisayar da yapay zekanın yaptıklarını yapamıyor. Yani yapay zekayla da aramızda benzer bir ilişki var. Yapay zeka teknolojiyi, büyük veriyi kısa sürede izleyebiliyor, geri getirebiliyor, alternatifler sunabiliyor. Ancak, hâlâ varolan insan bilgisinin dışında yeni bir şey üretemiyor. Sorun çözme ve karar verme işi hâlâ insanda, ama tabii bunu hakeden, donanımlı kişilerde…
İnsanın anlam okuma ve bağlamsal yaratıcılık yetenekleri hâlâ yapay zekada yok. Olur mu, onu da bilmiyorum. Ama artık hepimizin iyi yapay zeka programı kullanıcısı olmamız gerektiğini biliyorum. Bir de önyargılarımızı yapay zekaya aktaracağımızı da biliyorum. Ama en azından yapay zekada hezeyan ve ilhamlarımız olmayacaktır.

Uzaktan çalışma, hibrit çalışma ile ilgili bir sorununuz var mı? Ne gibi sorunlar görüyorsunuz?
Artık bu konuya alıştık ve bence bir sorun veya yenilik olmaktan çıktı. Zaten bizim şirket olarak anlayışımız yerinden çalışmak üzerine kurulu… Ben şahsen mesai saati ve yeri ayırt etmem, ama herkesten de aynı şeyi beklerim.

Gençlerden, Z Kuşağından öğrenir misiniz? Yakın zamanda böyle bir deneyim, öğrenme oldu mu?
6-7 yıl kadar önce Z Kuşağı ilk gündeme geldiğinde biraz önyargılıydım. “Dünya bu kuşağın umurunda değil” diyordum. Ancak, zamanla yanıldığımı anladım. “Tersine mentorluk” sürecinde dünyayı umursadıklarını gördüm. Çözüm bulmak için büyük gayret gösteriyorlar. Yani benden farkları yoktu.
Fakat daha önce de belirttiğim gibi, iş yapış şekilleri benden çok farklıydı. Şimdi dijital dünya hepimizi eşitlemeye başladı. Örneğin, ben de artık çok iyi bir “link” göndericisi ve iPad kullanıcısı haline geldim.
Hâlâ gençlerden yeni değişen yargıları ve jargonları öğreniyorum. Ama şu anda bile çok “eski kafalı” davranan Z kuşağı çalışanlarım olduğunu belirteyim. Yani her genç de illa genç değil.
Z kuşağı dedik ama onların bir bölümü bile 24 yaşına geldiler. Şimdi “alfa kuşağı” denilen, 2010’dan sonra doğanlar bizi meşgul ediyor. 4-5 yıla onlar da iş yerlerinde yerlerini alacaklar. Yani bu kuşaklardan hep olacak. 3 senede bir, 5 senede bir kuşak değişiyor. “Yeni kuşak illa bunu takip edecek, böyle olacak,” diye bir şey yok. Mutlaka kuşaklar değişecek. Yeni kuşaklar ortaya çıkınca, kuşak çatışması da olur ama sonunda hep yeni kuşakların dediği olur.
Niye? Ben de bir zamanlar yeni kuşaktım, başkaları da bir zamanlar yeni kuşaktı, şimdi hepimizden sonraki yeni kuşaklar geldi. Hep yeni kuşaklar işlerin başına geçecek ve dünya buna göre şekillenecek. Yeni kuşaklar da hep olacak. Nerede buluşacağız? Gerçek hayatta buluşacağız.

‘Para’ veya ‘para kazanmak ‘kavramı sizin için ne ifade ediyor?
“Para kazanmak” kulağa hoş geliyor. Ama ben sanılanın aksine hep tam tersini yaptım, ne kazanacağımı değil ne kaybedebileceğimi hesapladım. Neden? Çünkü, zaten belli bir işi yaptığınızda piyasa karşılığını verir, o işi herkesten daha iyi yapıyorsanız daha iyi karşılık görürsünüz.

Ne kadar kaybederim?” düşünce yapısına sahip olmadan bir piyasada en iyisi olamazsınız.

“HIRSLI VE ISRARCI DEĞİLİM”

Olmayan bir konu hakkında ne kadar ısrar edersiniz? Hangi noktada bırakırsınız?
Takdir edersiniz ki, bu sorunun yanıtı, konunun ne olduğuna göre değişir. Çok hırslı ve ısrarcı birisi olmadığımı düşünüyorum. Takıntı huyum da yok. Olmayan bir konunun önce niye olmadığına, kök nedenine inmeye, nedenleri anlamaya uğraşırım. Geleceğe yönelik olma olasılıklarını gözden geçiririm. Dönüşte ilkem şudur: Zararın neresinden dönülse kârdır!

HAYAT AMACINIZ NEDİR?
Kendiniz için mi yoksa aileniz, sevdikleriniz ya da işiniz için mi yaşarsınız? Hayat amacınız nedir?
Biliyorum bu soruya çok uzun bir cevap vermemi isterdiniz. Ancak, gelin görün ki, bu sorunun cevabı nereden bakarsam bakayım çok yalın ve kısa: Rabbim için yaşarım, biz ona aitiz.

BİRKAÇ ÖNEMLİ MESAJ

  1. Hepimizin vazgeçilebilir olduğumuzu unutmamamız gerekiyor.
  2. İşi ehline verip, delege edince elde edemeyeceğimiz bir şey yok.
  3. Yeni dönem formülüm: Nakit mühim, finansman da önemli. Ancak, işin esas kalbini ‘kârlı satış’ oluşturuyor.
  4. Malı sattığınızda kâr etmiyorsanız, bence o işi asla yapmayın.
  5. İyi fırsat geldiğinde onu mutlaka değerlendirin. Kaçırdığınızda ise üzülmeyin. ‘Keşke’lerle hayat geçmez.
  6. Risk almak çok önemli ama en iyisi ‘hesaplı risk’ almaktır.

Bize yazın: [email protected]

YAZARIN DİĞER YAZILARI:

Yazar: Fast Company Türkiye

©Fast Company Dergisi, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş. tarafından Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun şekilde yayınlanmaktadır. Fast Company’nin isim hakkı ABD’de Mansueto Ventures’a, Türkiye’de Fast Dergi Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. Dergide yayınlanan yazı, tablo, fotoğraf ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

famele-founders-100

Female Founders 100

bu-ayin-onerileri1

Bu ayın önerileri