YAZI: MARK WILSON
İLLÜSTRASYON: PABLO DELCAN
ÜRETKEN YAPAY ZEKANIN İLK ZAMANLARINDA (YANİ İKİ YIL KADAR ÖNCE),yaptığımız her şeyi daha fazla beğenmek için ChatGPT’ye akın ettik: komik haiku’lar, Shakespearevari soneler ve Seinfeld sahneleri. Üretken yapay zekâ sınırsız üretim vadediyordu ve biz de pek de düşünmeden, daha fazla medya içeriği üretmek için onu kullandık. Bir şeyleri göz açıp kapayıncaya kadar ortaya çıkarmak için…
Ama bundan çabuk sıkıldık ve hayatımıza yeni ve bambaşka bir amaç girdi: üretken yapay zekayı halihazırda var olan şeyleri sıkıştırıp daha basit bir hale getirmek için kullanmak. Artık yaratıcılık çağında değil, özetleme çağında yaşıyoruz. Bu gelişmelere şüpheyle yaklaşmak mümkün: Yaratıcı potansiyellerini (henüz) ortaya koyamayan yapay zekâ araçlarından alabildiğimiz şimdilik bu kadar. Ancak belki de bu araçlar sadece insanların isteklerine cevap veriyordur. Dijital içerik ürettikçe, hepsini bir an önce tüketmek ister hale geldik. Bu hikâye, büyük dil modellerinin (BDM) bilinmesinden çok daha öncesine uzanıyor.
Her şey, uzun gazete yazılarının posasını çıkardıktan sonra geriye sadece bu yazıların en tatlı, en çok keyif veren kısmını bırakan blog yazarlarıyla başladı. (Şimdilerde o bloglar Instagram’daki bir fotoğraf ve başlıktan sadece biraz daha fazlası.) İnternet kısa sürede hem daha hızlı hem de daha kolay kullanılabilir bir hale geldi. YouTube uzun videolara bölümler ve özetler ekledi, Google aramaları da artık sizi doğrudan videonun ilgili kısmına yönlendiriyor. Podcast’lere ilgi artınca onları 1.2x, 1.5x ve hatta 3.5x hızında dinleyebileceğiniz seçeneklere duyulan ilgi de arttı. Plak şirketleri, pop şarkılarını, Spotify’da hızlandırılmış versiyonlarıyla birlikte piyasaya sürüyor, ki bu versiyonlar dikkat aralığını sınayan sosyal medyada paylaşmak için ideal. TikTok’taki bazı içerik üreticileri konuyu bir adım daha ileriye götürdü: Koca bir sinema filminin özetini sadece iki dakikalık bir klipte görebiliyorsunuz. En iyi LinkedIn gönderisi mi? Yine bir özet.
Dijital araçlar medya üretimini, internet de medyanın yayılmasını hızlandırdı. Fakat tüm bu yazılar, videolar, podcast’ler ve daha fazlasıyla gerçekten ilgilenmek yerine, sadece “içerik” atıştırıyoruz. Kelimeler, görseller ve seslerin açık büfesinde her şeyin tadına bakıyoruz ama hiçbirinin tadı damağımızda kalmıyor.
BDM’ler artık bu durumu otomatik hale getirdi ve hayatın hemen her alanını insanlardan daha hızlı, daha uygun maliyetli ve bazı durumlarda, daha iyi bir şekilde özetleyebiliyorlar. Veri sağlayıcısı AlphaSense’e göre, “yapay zekâ özeti”, 2022’de 33 şirketin kazanç açıklaması toplantısında kullanıldı. 2023’te ve 2024’ün ilk yarısında ise bu sayı artarak 289 kazanç açıklaması toplantısına ve 1075 kurumsal basın bültenine çıktı.
Şimdilerde Zoom, toplantılarınızı; Microsoft, excel tablolarınızı ve word belgelerinizi özetleyebilecek durumda ve yakında Apple da aynısını e-postalarınız ve notlarınız için yapacak. Adobe herhangi bir PDF’i özetleyebilir ve herhangi bir veriyi çizelgeye çevirebilirken, Canva sonu gelmeyen marka sunumunuzu az ve öz slaytlar haline getirebilir. Amazon binlerce ürün yorumunu kısaltıp artılar-eksiler listesine dönüştürüyor. Google, Bing, Anthropic ve Perplexity, hepsi internet sitelerindeki bilgileri özetleyerek potansiyel okuyucuların önünü kesiyor. (Blog yazarı, gazetecinin yerini almıştı, şimdi de yapay zekâ blog yazarının yerini alıyor.) LinkedIn, başka birinin gönderisindeki özeti bile okumak zorunda kalmamanız için, akışınızdaki herhangi bir yazıyı özetleyebileceğiniz bir seçenek sunuyor.
Belli bir açıdan bakıldığında, özetler ihtiyacımız olan verimliliği sağlamaya yarıyor, içerik denizinin durmadan yükselen sularında boğulmamıza engel oluyor. Fakat yapay zekâyı kültürlerin kitlesel olarak sıkıştırıldığı bir algoritma olarak kullandığınızda, bir şeyler özetlerde kaybolmaya mahkûm. CD’ler ilk çıktığında müziğin kusursuz birer dijital kopyası olarak tanıtıldı. Aslında bu dijital versiyonlar, müziğin mühendisler tarafından yorumlanmış haliydi: Bir vokalin ya da bateri ritminin benzersiz tınısı dahil edilmedi, karmaşık frekanslar basit kodlara indirgendi. Yıllar sonra, hepimiz, plağın (bir plastiğin içine yerleştirilmiş ve bir iğne yardımıyla müziğe dönüştürülebilen ses dalgalarının) orijinal kayda daha yakın olduğunun farkına varıyoruz. Aynı şekilde, GPT özetleri, (ve diğer özetleme teknolojileri) bizi sesimizden, mizah anlayışımızdan, mantığımızdan ve gerçek insan düşüncesinin hassas nüansından mahrum bırakıyor.
Zamandan tasarruf etmenin ve fazlalıkları atmanın, bilhassa ekrandan uzaklaşmamızı sağlıyorsa, yanlış bir tarafı yok. Öte yandan dijital etkileşimin bağımlılık yapabildiğine dair çalışmaları -ya da bu çalışmaların özetlerini- okuyoruz. Gençler bazı günler ekran karşısında dokuz saat geçiriyor. Tüm bu verimlilik, kazandığımız zamanla daha da fazla içerik tüketmemize yaradı. Ayrıca, özetlediğimiz medya daha karmaşık ve besleyici bir içeriğe sahip, bu nedenle bu ekstra dakikalarda boşu boşuna kalori alıyoruz.
Peki nereye kadar? Ana kaynakla artık ilgilenmemeyi seçene kadar Perplexity’nin ya da Google’ın önerdiği kaç yazıyı daha yutacaksınız? Toplantılara katılmanıza gerek olmadığına karar vermeden önce kaç toplantı özeti daha okuyacaksınız? Olay örgüsünün ana hatlarına takılı kalıp, karakterler ve karmaşıklık için gereken çabanın fazlasıyla zaman kaybı – sadece çok zor- olduğuna mı karar vereceğiz?
Bu büyük özetleme uzun vadede ne anlama geliyor? Gazeteciler yazılarını arama motorları için mi yazacak? Filmler sadece birer TikTok mu olacak? Şarkılar bir dörtlük bir de nakarattan mı oluşacak? Tüm sanatçılar yalnızca bir sonraki yapay zekâ özetine malzeme mi sağlayacak?
Tek bildiğim, hiç kimsenin 1x hızında podcast dinlemeye geri dönmeyeceği. Zihinlerimizi makinelerin sonsuz kapasitesiyle rekabet etmeye zorladıkça daha da hızlı hareket ediyoruz. Ve bir zamanlar nasıl o kadar yavaş yaşamaya vakit bulabildik, merak ediyoruz.
UZUN LAFIN KISASI
ChatGPT’den bu yazıyı özetlemesini istedik. Şöyle bir sonuç çıktı:
- Bu yazıda; üretken yapay zekanın, hayatımıza önce yaratıcı bir soluk getirip ardından yaygın bir şekilde medya özetlemek için kullanılan bir araca nasıl dönüştüğü inceleniyor. Daha hızlı ve erişilebilir içerik tüketilebilmesi için, derinliğin ve nüansın kaybolduğuna ilişkin endişelerin altı çiziliyor. Yapay zekanın dijital verimlilikteki rolü, hem insanların bilgiyle ilişkisi üzerindeki etkisi hem de kültürel etkisine yönelik soruları gündeme getiriyor.