YAZI: MEHTAP DEMİR
Daha okula başladığı ilk yıllarda “yeniliklere” merakı dikkat çekmeye başlamıştı. İkinci sınıfın ilk aylarıydı. 7 yaşındaydı ve uzun süredir aklına takılan bir konuya kendince çözüm getirmek istiyordu. “Sandalyeler kullanılmadığında neden yer kaplasın” diye düşünmüş ve buna bir icatla yanıt vermek istemişti. Uzun süre kafa yorduktan sonra “Evreka” anı yaşayacaktı.
Çözümü basitti: “Kullanılmadığında zeminin altına inerek yerden tasarruf sağlayan bir sandalye olabilir” diye düşünmüştü. Hemen icadını hayata geçirmeye karar verdi. Düşündüğü gibi olmamıştı ama bir şekilde düğmeye basıldığında tüm mobilyalar zeminin altına iniyor ve tüm alan kullanıcıya kalıyordu. Öğretmeni, “Gitanjali, böyle bir icat kimin işine yarayacak” diye sorduğunda ise şu yanıtı vermişti: “Bu icadımı, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda deneyler yapmak ve diğer yeni fikirlere dair çalışmalar için daha fazla alan sağlamak amacıyla geliştirdim.”
Henüz 7 yaşındaydı ve kendi yaşını aşan bir düşünceyle, sıra dışı bir icat yapmak istemişti. Başarılı olmasa bile yoluna devam etti, başka icat ve yenilikler için çalıştı. Bu küçük kız 8 yıl sonra, 15 yaşında Time dergisi tarafından “Yılın Çocuğu” seçildi. Hint asıllı Amerikalı Gitanjali Rao’dan söz ediyoruz.
Denver’da yaşayan Rao, şimdi lise ikinci sınıfa gidiyor ve kendini, “Yenilikçi, yazar ve STEM destekleyicisi” olarak tanımlıyor. Anne ve babası da bilgi teknolojileri alanında çalışıyor. 8 yaşındaki kardeşi için, “O teknolojiye uzak. Sanat ve tarihe daha meraklı” diye konuşuyor. Kendisinin de diğer konuların yanı sıra sanat ve tarihle de ilgili olduğunun altını çiziyor. “Bilim ve teknoloji tutkumun peşinden giderken; STEM yolculuğunda, öğrenmeye ve gelişmeye devam ederken ailem benim için bir destek ekosistemi yarattı” diyen Gitanjali Rao, Fast Company Türkiye ve iş dünyasından önde gelen isimlerin sorularını yanıtladı:
Dünya için faydalı bir şey yapmak istediğini, bilime ilgi duyduğunu nasıl ve ne zaman anladın?
Okula başladığım dönemden beri böyle bir tutkuyu hissediyorum. İçinde bilimin olmadığı bir dünyada nezaketin da olmayacağına inanıyorum. Attığım her adımda amacım, inovasyon dünyasını topluluklarımızda olumlu değişim yaratmak için kullanmak.
Geleceği şekillendirecek ve hayatlarımız üzerinde dönüştürücü etkiye sahip olacak teknolojilerden seni en fazla heyecanlandıranlar neler?
Aslında böyle bir etkiye sahip olabileceğine inandığım çok fazla teknoloji var. Öğrenmekten keyif aldığım en büyük teknolojiler arasında ise makine öğrenmesi ve yapay zekayı sayabilirim. Sanal ve artırılmış gerçekliğin gelecekte çok ciddi potansiyeli olduğuna inanıyorum. Benim de üzerinde çok fazla araştırma yaptığım; en büyük alan ise genetik mühendisliği. Yani biyoteknoloji araçları ve biyoteknolojideki en son gelişmelerle çok yakından ilgileniyorum.
Time dergisi tarafından “Yılın çocuğu” seçilmek ve kapakta fotoğrafını görmek nasıl bir histi?
Gerçekten çok heyecan vericiydi. Bunun da ötesinde, “Yılın Çocuğu” seçildiğim ve sonraki nesillere katkıda bulunma fırsatına sahip olduğum için çok gururlu ve mutlu hissediyorum.
Bize çalışmalarından bahsedebilir misin? Örneğin siber zorbalık ve su kirliliği gibi meseleleri çözmede teknolojiden nasıl yararlandın?
Toplumda ve dünyada gözlemlediğim sorunları çözmek için çeşitli teknolojilerden yararlanıyorum. Örneğin, Tethys adını verdiğim cihazım, karbon nanotüp sensör teknolojisindeki en son gelişmeleri kullanarak içme suyundaki kurşunu tespit edebiliyor. Epione adındaki cihazım vücudumuzdaki belirli bir gen tarafından üretilen proteinleri tespit ederek reçeteli opiyat bağımlılığını erkenden teşhis edebiliyor. Bunların yanı sıra yapay zeka ve doğal dil işleme teknolojisini kullanarak, siber zorbalığı erken aşamada tespit edebilen ve önleyebilen Kindly adını verdiğim bir servis de yarattım.
Dünyanın karşı karşıya olduğu sorunları çözmek için “Genç inovatörlerden oluşan global bir topluluk” oluşturma gibi bir misyonun var. Bundan söz eder misin? Bunu nasıl başarmayı planlıyorsun?
Benim şu andaki ilk amacım dünyadaki Gitanjali sayısını artırmak… Her yerde daha fazla Gitanjali olmasını, bilim ve teknolojinin toplumsal değişim yaratmada katalizör görevi görmesini sağlamayı istiyorum. Dünyadaki sorunları çözmek için çalışmaya devam ediyorum ve tıpkı benim gibi, global sorunları çözmek isteyen başka öğrencilerin de olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle dünyanın her yerinde, öğrencilerle bilim ve teknolojiye dair motivasyonlarını güçlendirmek için workshop’lar düzenliyorum. Çünkü, benim gibi düşünen çok sayıda genç var ama nereden başlayacaklarını bilemiyorlar. Ben onu göstermeyi amaçlıyorum.
Kırsal alandaki okullarda ve STEM organizasyonlarındaki kızlarla yaptığın çalışmalardan bahsedebilir misin?
Hem çok sayıda köy okuluyla hem de büyük organizasyonla çalışıyorum. 3 yaşından 20 yaşına kadar olan gençlerle bir araya geliyorum. Bazen 5 kişilik bazen 500 kişilik organizasyonlar ve workshop’lar yapıyorum. Böylece tahmin edeceğinizden fazla gençle bir araya geliyorum.
Bu buluşmalarda verdiğim asıl mesaj, herkesin bir “yenilikçi” olabileceği ve toplumdaki sorunları çözmeye yönelik fikirler üretebileceği oluyor. Edindiğim önemli bir içgörü ise şu: Sadece mesaj vermekle kalmamak gerekiyor. Mesajı görünür kılmak ve insanlara yapabileceklerini göstermek de önemli.
Dünyanın karşı karşıya olduğu hangi sorunlara çözüm bulmak istiyorsun?
Şu anda doğal kaynaklarımızın kirlenmesini önlemek için, genetiği değiştirilmiş mikroplar kullanarak sudaki parazit bileşenleri tespit edebilen; yani aslında canlı şeyleri tespit etmek için canlı şeyler kullanan bir cihaz üzerinde çalışıyorum. Aynı zamanda veri analitiğinden yararlanarak gelecekte ortaya çıkması olası pandemileri önceden belirleyebilmek istiyorum zira hiçbirimizin tekrar evlere tıkılıp kalmak istemediğini düşünüyorum.
İş dünyası liderleri, Z kuşağının beklentilerine yanıt verememekten epey korkuyor. Sence liderler, yeni jenerasyonla etkili bir şekilde çalışabilmek için nelere dikkat etmeli?
Gençliğin ve topluluğun enerjisini kullanmanın önemine odaklanmamız gerek. Ben, gençliğin masaya yeni bakış açıları ve fikirler getirdiğine inanıyorum. Yalnızca bu özgünlüğü kullanabilmemiz, organizasyonlara gençliğin yapabileceklerini göstermemiz gerekiyor.
Bir girişimci olarak, daha önce hiç para kazandın mı?
Hayır, ve bence bunun en büyük sebebi eğitimin ücretli olmaması gerektiği yönündeki inancım. Workshop’larıma katılanlardan veya yaptığım diğer hiçbir şeyden ücret almıyorum. Para kazandığım tek şey kendi işim: Burslar, yarışlar, programlar… Buradan kazandığım parayı yine işime, projelerime yatırıyorum.
Geleceğe dair planların neler? Sırada hangi proje var?
Şu anda planlarımdan tam olarak emin değilim. Ancak, kesinlikle dünyanın sorunlarını çözmeye odaklanacağım. Yine bilim ve teknolojinin önemini desteklemek adına çalışacağım. Ama dürüst olmak gerekirse, son zamanlarda işleri biraz akışına bıraktım. Şimdi daha çok, ne tür sorunları çözebileceğime bakmaya başladım.
Peki, bir bilim insanı mı olmak istiyorsun, bir girişimci mi?
Aslında ikisi de! Girişimcilik için de bilim kadar güçlü bir tutku besliyorum. Gelecekte ikisini bir araya getirerek yeni bir alanda çalışmak isterim. Önümde iki yılım daha olduğu için henüz tam karar vermiş değilim. Ancak, kesinlikle bu alanlardaki farklı programları takip etmek isterim.
Önceliğin para mı yoksa etki yaratmak mı?
Kesinlikle etki yaratmak. Para benim için her zaman ikincil öneme sahip. Takdir, tanınırlık ve fon kazanmak her zaman birer yan ürün. Dünya için güzel şeyler yapmak beraberinde bu tür kazanımları getiriyor.
“ÇOCUK FELCİ AŞISINI BULAN JONAS SALK’I ÖRNEK ALIYORUM”
Çok sayıda rol modelim var. Ama en büyük ilham kaynağımın Jonas Salk olduğunu söyleyebilirim. Jonas Salk, çocuk felci aşısını buldu ama hak ettiği tanınırlığı hiçbir zaman kazanamadı. Çünkü, aşının kendisinin olduğunu belirten herhangi bir girişimde bulunmadı, patentini almadı. Aşının herkesin kullanabileceği bir şey olmasını istiyordu. O nedenle aşıyı ticari hale getirmedi. Ben de Jonas Salk gibi, kendisinden önce başkalarını düşünen, bencillikten uzak bir insan olmak istiyorum.
15 yaşında bir kadın mucit olmanın en iyi ve en kötü yanları neler?
Yaratıcılık ve insanın, işe yarayacağını düşündüğü bir şey bulduğunda yaşadığı o “aha” anı, işin en sevdiğim kısım. En zor kısmı ise o sorunu yaşayan insanların bakış açılarını anlamak için onlarla konuştuğumda yaşıyorum. Zira çoğumuzun oldukça ayrıcalıklı olduğunu ve temiz içme suyu, internete erişim gibi birçok şeyin değerini hafife aldığımızı, doğal kaynaklarımızın kirlenmesine ve tükenmesine katkıda bulunduğumuzu fark ediyorum. Ancak, mesajım, insanlara küçük-büyük çeşitli sorunlar karşısında kendi çözümlerini yaratmaları için ilham verdiğinde inanılmaz bir keyif alıyorum.
Gençlik masaya yeni bakış açıları ve fikirler getiriyor. Organizasyonlara gençliğin yapabileceklerini göstermemiz gerekiyor.
“ŞİRKETLER GELENEKSEL YAKLAŞIMLARI DEĞİŞTİRMELİ”
- Okulda hepimize bir staj listesi veriliyor ve bu listede, lisedeyken çalışmak isteyeceğiniz ve üniversite için kredi kazanabileceğiniz yerler bulunuyor. Peki bunun tam tersi olsaydı? Şirketler gençleri arasaydı nasıl olurdu?
- Gençler, masaya yeni bakış açıları getiriyor ve bundan yararlanmamız gerektiğine inanıyorum. Ben gelecekte bu gibi uygulamaları çok görmek isterim.
- Şirketlerin geleneksel yaklaşımlarını değiştirmeleri gerekiyor. Değişimden korkmamalı, değişime uyum sağlamalıyız.
RAO’DAN İLHAM VEREN 5 MESAJ
- Bence başarılarımın çoğu, fikirlerime kattığım enerjim ve tutkumun bir sonucu.
- Okumayı çok seviyorum. Kitap, gazete, dergi ve internetteki yazıları okumaya bayılıyorum. Her konuda okumaya çalışıyorum.
- Toplumdaki sorunları görebilmeyi ve teknolojideki son gelişmeleri öğrenebilmeyi çok seviyorum.
- Çocuklar ve gençlerin büyük hayaller kurması ve onları gerçeğe dönüştürmesi gerektiğine inanıyorum. Benim yaptığım, aslında bir hayal kurmak ve onun içinde yaşamak.
- Toplumdaki sorunları çözmekten korkmamamız gerek, aksine fikirlerin peşinden gitmeliyiz. Çünkü, aslında hepimiz dünyayı değiştirme gücüne sahibiz.
İŞ DÜNYASI LİDERLERİNDEN
Çevreye duyarlısın ve dünyayı herkes için daha iyi ve adil bir yer haline getirme tutkunu ortaya koyuyorsun. Çok küçük yaşta tutkunu keşfetmiş ve kararlılıkla yolunda ilerlemişsin. İnançlarına “odaklanmanın” ve devamlı bunlarla uyumlu bir şekilde hareket etmenin ilerlemende kritik olduğunu söyleyebilir miyiz?
Odaklanmak elbette önemli… Ancak bence en kritik faktör, içimde hissettiğim itici güç ve ilerlemeye dair motivasyonum. Tabii ki odaklanmak da elzem fakat bence kendini bir şeye gerçekten, gönülden verirsen onu başarırsın. Aslında benim de yaptığım bu.
EMİNE SABANCI KAMIŞLI – Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, Esas Holding
Fiba Holding olarak okul çağındaki çocukları ve ebeveynlerini destekliyoruz. Türkiye’de de senin gibi daha fazla genç görmek istiyoruz. Peki ebeveynler, çocuklarının tıpkı senin gibi yaratıcı ve cesur bireyler olması için nelere dikkat etmeli?
Benim için hem ebeveynlerim hem büyükanne ve büyükbabalarım büyük bir destek sistemi oluşturuyor. Annem ve babam, kardeşim ile ne istersek denememize her zaman izin vermiştir. Mesela futboldan tenise kadar neredeyse tüm sporları denedim ve en sonunda eskrime devam etmeye karar verdim. Bizim evimizde merak, keşif, öğrenme ve fikirleri tartışmak her zaman teşvik edilir. Seyahat etmek ve deneyimlerimizi paylaşmak, yeni şeyler öğrenmemizi sağlar. Aynı zamanda, yeni bir şey öğrenmek istediğimizde kütüphanedeki kitaplara ve o konuya ilişkin diğer kaynaklara kolaylıkla erişim sağlayabiliyoruz. Çok çeşitli deneyimler kazanmak, büyük olasılıkla, daha iyi inovasyon yapabileceğime ve daha yaratıcı fikirler geliştirebileceğime inanmamın sebeplerinden biri.
HÜSNÜ ÖZYEĞİN – Fiba Holding Onursal Başkanı
İnovasyon zihniyeti için “mevcut sorunlara ve ihtiyaçlara” odaklanmak mı, bugün var olmayan sorunlar ve ihtiyaçları dikkate alarak geleceği tasarlamak mı daha doğru?
Aslında her ikisi de. Burada kritik kelime: İnovasyon. Kesinlikle gelecek için gerekli. Ve en önemlisi de inovasyona bakışınız. İnovasyonun en güzel tarafı, istediğiniz her şeyi mümkün kılması.
ENGİN AKSOY – CEO, Vodafone
Gelecekte sana bilim ve teknoloji alanında Nobel Ödülü’nü kazandıracak icadın ne olacak?
Bu muhteşem bir ilham ama dürüst olmak gerekirse son zamanlarda işleri daha çok akışına bıraktım. O nedenle hangi icat olduğundan emin değilim. Onu zaman gösterecek. Ama olumlu işler yapmaya devam etmeyi ve bu çalışmalarımın hak ettiği takdiri görmesini umuyorum. En büyük hedefim bir etki yaratmak; takdir bunun yalnızca yan ürünü olacak.
LEYLA ALATON – Yönetim Kurulu Üyesi, Alarko Holding
Sence dünyanın şu anda karşı karşıya olduğu en büyük sorun ne?
Bence şu an dünyanın en büyük sorunu, doğal kaynaklarımızın kirletilmesidir. Ve bence bu, uzun dönemde önemli bir sorun olmaya devam edecek.
NEVZAT AYDIN – CEO, Yemeksepeti