YAZI: TALAT YEŞİLOĞLU
Dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinden Cisco Türkiye’de üst düzey yönetici olarak görev yaparken, önemli müşterilerinden biri olan Turkcell’e de sık sık gidiyordu. Bir toplantıda dönemin Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv’e sunum yapacaktı. Ciliv’e, “Sabit operatörün nasıl olması gerektiğini” ortaya koyduğu bir ürün sunumu gerçekleştirdiğinde, ondan hiç beklemediği bir öneri aldı. Çok dikkatli dinleyip, notlar alan Süreyya Ciliv, bir hafta sonra Cisco Türkiye’nin üst düzey yöneticisi Murat Erkan’a, “Madem bu işi çok iyi biliyorsun. O zaman bırak bize ürün satmayı, gel burada kendin yap” önerisinde bulundu.
O yıllarda Türkiye’de sabit altyapı kalitesi çok gerideydi. Neredeyse her şey ADSL üzerine kuruluydu. CEO’ya yaptığı sunumda bu nedenle “geleceğin teknolojisi fibere yatırım yapmak gerekir” diye öneride bulunmuştu. Bu öneri ve sunum onu Superonline Genel Müdürlüğü’ne taşıdı. Ardından da Turkcell CEO’luğu geldi. Tam 16 yıl aynı çatıda çalıştıktan sonra eylül ayında kendi isteğiyle Turkcell CEO’luğu görevinden ayrıldı, kendisi için yeni bir dönemi başlattı. Murat Erkan’a, deneyimlerini, yeni dönemi ve teknolojideki yeni dalgaya nasıl hazırlandığını sorduk:
CEO’LUĞUN DEVRİ
Genel Kurul ayın 12’sinde idi, ben 11’inde ayrıldım. Ertesi gün Genel Kurul oldu, yeni yönetim oluştu ve o yönetim sonucunda yeni genel müdür seçilerek duyurusu yapıldı.
Zaten benim bildiğim kadarıyla Turkcell’de hiç devir süreci olmadı. Benim diğer genel müdürlerden en büyük farkım şirkette 15 yıldır çalışıyor olmamdı. Daha önce Turkcell’in genel müdürleri hep bir yerden geldiler. İçeriden biri ilk defa genel müdür oldu. Bir genel müdür istifa etti gitti, yerine yeni arayışa girdiler, sonra yenisi geldi. Kimin nereye geleceği, şirketlerin kültürel yaklaşımıyla ilgili.
ERTESİ GÜN DUYGUSU
İşi bıraktığımda zaten önceden oluşturulmuş ‘yapmam gerekenler’ listem vardı. Profesyonel olarak 32 yıl boyunca kesintisiz çalıştım ve ‘yapmam gerekenler’ listesini hep halının altına süpürdüm, bir gün yaparım diye biriktirdim.
Hem özel yaşantım hem de kendi işlerimle ilgili o kadar çok şey birikmiş ki, ben de şaşırdım. O nedenle ilk sırada ‘yapılacaklar listem’ var. Başka bir işe başlamayı düşünmedim. Zaten ben bu tip ayrılıklarda hemen gidip işe başlamanın doğru olmadığı görüşündeyim. Ben büyük bir şirketten ayrılan CEO’nun, üst düzey yöneticinin işe en az 6-12 ay ara verip, kendisini güncellemesi gerektiğini düşünüyorum.
Ben tam 15 yıl boyunca aynı firmanın içinde kaldım. Bu süre içinde zihinsel olarak hayatımın aynı döngüde kaldığını biliyorum. Onu temizlemem ve yeni dalgaya zihinsel olarak hazır olmak gerekiyor. Çünkü, ‘yeni bir şey için eskileri bırakman’ lazım. Ben de onu yapmaya çalışıyorum.
CEO’LUĞA ARTIK SON
CEO’luk görevimden sonra benimle konuşmak ve öneride bulunmak isteyenler çok oldu.
Bunlardan bir bölümü benimle projelerini konuşmak istediler. Onlar beni projelerinin bir parçası yapmak istiyorlardı. Bu tip projelerde yer alabilir, destek olabilirim.
Ancak, açıkçası, ben günlük işlere girmek istemiyorum. Türkiye’nin en büyük şirketlerinden biri olan Turkcell’de CEO’luk yapmış bir profesyonel olarak gidip başka bir şirkette yöneticilik yapmak bana doğru gelmiyor.
Üstelik yapabileceğim işler de çok sayılı. Türkiye’de aynı sektörden büyük bir işte çalışmam, anlaşmam gereği zaten mümkün değil. Eski şirketimin, telekomun yanı sıra fintech, veri merkezi, bulut gibi çok sayıda alanda faaliyeti var. Bu alanlarda çalışmak istemem.
Yurt dışında, özellikle Orta Doğu, Afrika ve Uzakdoğu’dan CEO’luk teklifleri geldi. Ama hâlâ işlerim var ve hazır değilim. Kafamı temizlemeye ihtiyacım var.
Şu anda bol bol okuyor, geziyorum. Yapmak istediğim özel işlerimi hallediyorum. Bir taraftan da iş bakıyorum. Ancak, sabah 8, akşam 5 bir işe artık girmem.
Çok sayıda şirketten teklif geliyor, onlarla görüşüyorum ama kendimi de bağlamak istemiyorum. O yüzden de şu anda bir sürü arkadaşımın işlerine fikir olarak destek oluyorum.
YENİ DALGAYA HAZIRLANMAK
İş yaşamını sörf tahtasına benzetiyorum. Bu tahtayla dalgaların üzerinde gidebileceğin süre bence maksimum 5 yıl. Sonraki 5 yılda yeni bir dalga görüp, tahtanla beraber çıkarsan devam edersin. Ancak, ‘ben çok güzel gidiyorum, rekabet de yok, zaten gidebildiğim kadar gidiyorum’ dersen olmuyor. Doğal olarak o dalgayı yakalamak da ustalık ve doğru insanları da gerektiriyor.
Böyle bakınca ben çok baştan çıkarıcı bir iş, teklif olmadığı sürece, günlük işlerin, icranın içerisinde olmak istemiyorum. Turkcell’e eş değerde bir şirkette, kuruluşta fark yaratabilecek, beni heyecanlandıracak bir teklif olursa, belki bunu yapabilirim. Yaşım genç ve enerjim de var. Ama şu an için telekomünikasyon alanındaki şirketlere 2 yıl giremiyorum. Bunları çıkardığımız zaman da sınırlı bir alan kalıyor. Daha önce de söyledim, yurt dışına da gitmek istemiyorum. Daha genç yaşlarda olsaydım düşünebilirdim. Çünkü, bu saatten sonra gideceğim yer benim son işim olacak.
Benim bütün varlıklarım ve değerlerim kafamın, beynimin içinde. Şu anda size yüzde 1’ini anlattım. 99 tane daha fikir var. Bu fikirlerden faydalanmak isteyenlerle ortak iş yaparım. Yatırım da yaparak küçük, büyük işlere gireceğim. Danışmanlık, yönetim kurulu üyeliği ve yatırımcı olarak bir süre yol alırım.
Gayrimenkul geliştirmeleri çok seviyorum. Türkiye’de bunun için inanılmaz fırsat var. Bu işler beni heyecanlandırıyor. Ben Türkiye’de bazı bölge ve illerde gayrimenkul geliştirmenin inanılmaz fırsatlar yarattığını düşünüyorum. Bu da kişisel olarak değil, fon şeklinde olabilir. Projeler geliyor, inceliyorum ama öncesinde yasal düzenlemeler yapılıyor, oradaki gelişmeleri bekliyorum…
STRATEJİK PLANLA YOL ALDIM
30 yıl sonra geriye dönüp baktığımda aslında benim formülüm bellidir… Şirket, birey, ülke ve aile için herkesin önünde bir 5 yıllık stratejik planı olması gerekiyor. Ve bu planı da, ailemizin, şirketimizin, ülkemizin nerede olmasını istiyorsak hayal etmeli ve o doğrultuda hazırlanmalıyız. 5 yıl sonra da gözümüzü açtığımızda bulunduğumuz durumdan, unsurlardan, koşullardan mutlu muyuz diye değerlendirmemiz gerekiyor… Memnunsak sonra geriye dönüp bu memnuniyeti sağlamak için neler yapmamız gerekiyorsa onun peşine koşmalıyız. Sözün kısası, iyi stratejik planın olmalı.
Ben çok güzel stratejik planlar gördüm. Sen bir plan yaptın, o planı güzel bir şekilde hayata geçirir ya da beceremezsin. Bunu yapmak için de iyi bir takıma ihtiyacın var. Profesyonel bir yönetici olarak söylüyorum: Ama herkesin bir planı olmazı lazım. Üstelik o planın da uzun vadeli olması lazım.
BAŞARI İÇİN ETKENLER
Başarı için ilk sıraya ‘uyum’u koyuyorum. Profesyonel yöneticinin, CEO’nun şirket yönetiminde harmoni yakalaması şart. Sen bir ‘cam fanus’ içinde çok güzel bir üniversiteden mezun olabilirsin. Ancak, o mezun olma sürecinde de orada yaşamayı tercih edersen, o fanusun kapağı kalktığında, o iklime adapte olamayabilirsin.
Bir profesyonelin, hele tüketiciye yönelik bir şirkette görev alıyorsa, her kitleden biraz tadım alması ve iyi bir çevreye sahip olması gerekir. Mesela hedef kitlesinde asgari ücretle çalışanlar varsa, onların hayatının çok iyi bilinmesi gerekiyor. Ev kadınlarına yönelik bir şey üretiyor ya da satıyorsa, o grupla ilgili yaşanmışlıklarının olması lazım. Oradaki çeşitlilik çok önemli. Tabii ki en kritik etken de çalışmak. Çalışmazsanız hiçbir şey olmuyor.
STARTUP DÜNYASINDA İLGİMİ ÇEKENLER
Yeni bir startup başlatma niyetim yok. Ama belirli bir aşamaya gelmiş, çok sayıda, özellikle yazılım ağırlıklı startup’lar geliyor, onlara bakıyorum. Enerji yatırımı yaparım ama üretimine değil, teknoloji ve şirket yönetimi için olabilir.
Aslında yapay zekada şu anda şirketlerde ciddi bir bilgi boşluğu var. Bir şirket yapay zekaya dokunuyorsa, şirketi borsada değerleniyor. Bu nedenle şirketlerin yapay zekayı iş süreçlerine yansıtması ve gelişimini yönetme konusundaki boşluğu doldurmayı amaçlayan danışmanlık işine girebilirim.
Şirketler, “bu ürünlerde, işlerimizde yapay zekayı kullanacağız” diyor. Aslında yapay zeka kullanıyor ama sadece henüz farkında değil. Şirketlerin içine girip, düşük maliyetlerle onlara yüzde 20’lik dokunuşlar yapıp, yüzde 80’lik performansa getirecek danışmanlık girişimi çok ilginç olabilir.
Yatırımcı kimliğimde, regülasyonun çok sert olduğu alanlardan uzak duracağım. Yazılımın, teknolojinin bir yerinde mutlaka olacağım. Donanım alanında Türkiye’de ciddi bir potansiyel olduğu görüşünde değilim. Ürünlerin yüzde 90’ını yurt dışından alacağınız bir ürünün geleceğine inanmıyorum.
BÜYÜK BİR ŞİRKETTE CEO OLMANIN 3 ZORLUĞU
- SAHİPLİK Tek bir sahibi olan şirketleri yönetmek daha kolay. Çok ortaklı, çok katmanlı şirketlerde CEO’nun işi daha zordur.
- YASAL DÜZENLEME Regülasyonların çok sıkı olduğu sektörde faaliyet göstermek de kolay değil. Ben bir daha üst düzey yönetici olacaksam, yasal düzenlemelerin sıkı olduğu sektörlerden mutlaka uzak dururum. Ben regülasyonların inovasyonu öldürdüğünü düşünüyorum.
- İNSAN YÖNETİMİ Belki de bunu ilk sıraya koymak gerekiyor… En son müşteriyle temas eden insana kadar ‘yeteneğin kalitesinden’ emin olmak gerekiyor. İyi insanı bulmak da o kadar değil.
YAPILACAKLAR LİSTEM
- Babamın kentsel dönüşüme giren bir yeri var. Çok hisseli ve biraz kaotik bir durum. Onu çözüp, başlatmak istiyorum.
- Tekneye merak salmış ve satın almıştım. Aldığım teknenin toparlanacak işleri var, onları tamamlayacağım.
- Elden çıkarılacak varlıklarım, almayı düşündüklerim vardı. O varlıkları değerlendirme sürecine girdim.
- Oğlum okuldan yeni mezun oldu, kariyerini planladık. Ona zaman ayırırım.
- Aileme de daha fazla vakit ayırmam gerekiyordu. Yapamadım, hep gelişmelerden geç haberim oldu. Şimdi arayı kapatacağım.
CEO’NUN İDEAL SÜRESİ
- Normalde şirketler için 3-5 yıl CEO’luk yapmak idealdir.
- Belirli işlerde gerçekten imzanı atabilmen için belli bir süre gerekiyor. Örneğin, benim yaptığım işlerde fren mesafesi var. Büyük şirketlerde hızlanmak da yavaşlamak da zaman alır. Hazırladığın ve izlediğin stratejinin sonuçlarını görmen için en az 5 yıla ihtiyaç var.
- Belli sürenin sonrasında da verim eğrisinin düştüğüne inanıyorum. Sonra CEO kendini tekrarlamaya başlayabiliyor. Aynı hikâyeleri anlatıyor, benzer stratejileri uyguluyor.
- Ben gruba Süperonline’da katıldım. Sonra satışın başına geçtim. Ardından CEO oldum. Bunların hepsi 5’er yıllık süreler idi. Başka bir 5 yıllık heyecan olsaydı devam ederdim.
TEKNEYLE TATİL PLANI
- Profesyonel hayatta uzun soluklu tatil yok. Denizi çok seviyorum. Görmek istediğim yerleri göreceğim. Listemde Akdeniz’in güney kıyıları, İtalya, Fransa, Hırvatistan var… Denizin üstünde gezmeyi seviyorum ve bu seyahatleri de tekneyle yapmak istiyorum. Bu seneyi plansızlık üzerine kurdum ve bu süre zarfında daha sakin kalacağım.