in , , ,

Caroline Koç: “Büyümede hedefin çok üzerindeyiz”

Caroline Koç, İzmir’in önde gelen tekstilcilerinden Herve Giraud’un kızıydı. Çocukluğu pamuk ve dokuma fabrikalarında geçti. Sonra Koç Ailesine gelin geldi, aile işinden uzaklaştı. Ancak, “babadan gelen” girişimcilik ruhu 2008’de devreye girdi, Haremlique ve Selamlique markaları doğdu. Şimdi bu iki marka için büyük hedefleri var.

caroline-koc

YAZI: M. RAUF ATEŞ

İzmir’in önde gelen ailelerinden Giraud Ailesi’nin Türkiye macerası 1742 yılına dayanıyor. O tarihte Fransa’nın Nice kentinden İzmir’e gelen aile, 1910’da önemli sanayi tesislerinden İzmir Pamuk Mensucat’ı kurdu. Ardından İzmir Basma Sanayi geldi. Aile, pamuk ipliği, pamuk dokuma ve basma sanayinde Türkiye’nin öncüleri arasında yer aldı. İki şirket de uzun süre Türkiye’nin en büyük 500 sanayi şirketi listesinde yer aldı.

Ailenin üçüncü kuşak temsilcisi Herve Giraud zamanında aile tekstil alanında hızlı büyüme gösterdi, sektörde kendine yer edindi. 1980’lerde ihracatı 15 milyon dolar gibi önemli rakamlara ulaştı. Giraud, Uluslararası Tekstil Federasyonu’nun yönetiminde yer aldı. İzmir iş dünyasına yön veren, tekstil sanayinin önde gelen iş insanlarından Herve Giraud’un kızı Caroline Koç, her aile bireyi gibi fabrikada, makineler arasında büyüdü. “Girişimcilik ruhunu” büyük ölçüde babasından, 1900’lü yıllar ötesine uzanan aile geçmişinden almıştı.

Bu girişimcilik ruhu, ortağı Banu Yentür ile birlikte 2008 yılında Haremlique markasının doğuşunu getirdi. Banu Yentür ile İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma günlerinden, ailesinin işinde çalıştığı için tanışmışlardı. Yentür’ün güzel sanatlar eğitimi ve ürün tasarımı konusundaki becerisi, onun girişimcilik ruhu ile birleşince Haremlique, ardından da Selamlique markaları doğdu.

Caroline Koç, bir süredir Türkiye’de büyüttüğü işi globalleştirmek için çalışıyor. İşe de ABD’den başlamış, hedefinde bu cephede büyümek var: “Amerika Birleşik Devletleri’ndeki müşterilerimizin sadakati ve beğenisi bizi çok mutlu ediyor. Ürünlerimizi bu pazarda hem online hem de offline daha fazla noktada tüketicilerle buluşturmak için çalışmalarımız bulunuyor” sözleriyle bu hedefini ortaya koyuyor. Koç, bu yöndeki çalışmalarını, girişimcilik macerasından başlayarak Fast Company dergisine anlattı:

GİRİŞİM RUHU ÇOCUKLUKTAN

Çocukluğumdan bu yana tekstil işiyle haşır neşir büyüdüm. Pamuk, iplik, yün, dokuma gibi tekstile dokunan her şeye çok ilgiliydim. Bir ev tekstili markası yaratma fikri, bana hiçbir zaman uzak değildi. Kenarda köşede, hep aklımın bir tarafında bu işle ilgilenmek vardı. Sonrasında, uzun yıllar Edwards’ın yöneticiliğini yaptım. Edwards, iş hayatındaki ilk okulum oldu. Girişimciliğimin genlerden gelen bir tarafı olabilir ancak en önemli başlangıç sebebi, işime olan tutkumu yepyeni bir sayfaya taşıyabileceğim ve bütün dünyada tüketicilerle buluşturabileceğim bir marka yaratma heyecanıydı.

İŞİ YÖNETMEK İÇİN EĞİTİM ALDIM

Ailem, 1786’da Fransa Antibes’ten İzmir’e yerleşmiş. 1800’lerden itibaren de tekstille uğraşmışlar. Önce halı ticaretiyle başlamış, ardından yün, iplikçilik, pamuk iplikçiliği derken devam etmişler. Aslında babam, işini evine getiren biri değildi ama işini çok severdi. Fabrikanın imkanları eve birebir yansırdı. Ya perdeler yenilenirdi ya da koltukların kumaşları değiştirilirdi. Nedense, hiç kimse o dokunan kumaşlardan elbise yaptırmazdı.

Ev, birinci önceliğimizdi. Babam en ufak bir olay olduğunda, gece yarısı bile olsa fabrikaya geri koştururdu. Ofisini hiçbir zaman fabrikadan taşımadı. Her zaman o fabrikanın içindeydi, hiç ayrılmadı; öylesine severdi işini. Biz beş kardeşiz, ağabeyim aramızda işe en ilgili olandı. Ben işin içinde değildim ama bir şekilde bu işi yapacağımı biliyordum. Bu sebeple de işletme okumaya karar verdim.

GİRİŞİME İTEN ETKENLER

Bu işe başlarken, ortağım Banu Yentür ile özgün tasarımlarla markalı iş yapma fikrini, yakın zamana kadar pek kimsenin düşünmediğini gözlemledik. Uluslararası arenada birçok Türk markası faaliyet gösteriyor olabilir, ancak yurt dışında, lüks marka kategorisinde markalarımızın varlığı çok sınırlıydı. Oysa, tekstil konusunda Türkiye çok iyi bir üretici, bu alanda çok deneyimliyiz ve kaliteli ürünlerimiz var.

İşte buradan hareketle, 2008 yılında ortağım Banu Yentür ile el ele verdik. Hatta bir değil, iki marka yaratmak üzere yola çıktık. O günden bu yana da, Haremlique Istanbul ev tekstili sektöründe, Selamlique Istanbul ise kahvelerin atası olarak adlandırılan Türk kahvesi sektöründe faaliyet gösteriyor.

HER ŞEY YOLUNDA MI?

Türkiye’de başlayan marka yolculuğumuzu yurt dışında devam ettirerek, markalarımızın global hedeflerine doğru sağlam adımlarla ilerliyoruz. Ürünlerimizi, yurt dışında önemli satış noktalarında konumlandırdık. Yüksek kaliteli ve zamansız tasarımlarımız, pek çok ülkede beğeniliyor. Bu süreçte yurt dışında sadık bir müşteri kitlesi edindik.

Hedeflerimizi hep yüksek tutarak ve kendimizi geliştirerek, beklentimizden çok daha önemli bir büyümeye ulaştık. Yerel üretim yapan bir marka olarak, ülkemizin bu alandaki gücünü kendi tasarımlarımızla bir araya getirip dünyaya tanıtıyoruz. İki markamız için de ilk günden bugüne önemli bir yol kat ettik. Ancak daha gidecek yolumuz var.

Bugün tasarımın gücüne dayalı, kaliteden taviz vermeksizin ve birçok rakibin olduğu bir alanda uluslararası bir marka yaratmak, tahmin edersiniz hayli zorlayıcı oldu ve olmaya da devam ediyor. Bizim en başından beri en güçlü ilhamımız, İstanbul. Uluslararası arenada İstanbul’un yükselen bir değer olmaya devam etmesinin, konseptlerimize güç kattığına inanıyorum.

MARKALARIMIZ İÇİN HAYALİMİZ

Gelecek hedefim, iki markamız için de satış noktalarımızı çoğaltmak. Haremlique Istanbul için yurt dışında ilk mağazalarımızı Kuveyt ve Riyad’da açmıştık. Daha sonra ABD pazarına, 5. Cadde’de bulunan 118 yıllık bir marka olan, New York’un ünlü çok katlı mağazası Bergdorf Goodman’da girdik. Bloomingdale’s Dubai’de satışımız var.

Yaklaşık üç yıl önce ise, Miami’de Four Seasons at the Surf Club Oteli’nin içinde bir mağaza açtık. Son olarak, geçen yıl mart ayında Harrods’ta yer almaya başladık. Miami, Londra gibi şehirlerden aldığımız olumlu geri dönüşler, yurt dışındaki etkinliğimizi artırma hedefimiz açısından, bizi gelecek dönem için cesaretlendiriyor.

Selamlique’ta da Türkiye dışında Amerika, Abu Dabi, Dubai, Riyad, Kuveyt, Doha ve Londra’da müşterilerimizle buluşuyoruz. Türk kahvesini hak ettiği noktaya taşımak, şirket vizyonumuzdu. Bu yolda ilerlemek, dünyanın çok daha fazla noktasına markamızı taşımak için çalışmalarımız sürüyor.

KADIN GİRİŞİMCİLERE ÖNERİLER

Öncelikle kadınların her alanda güçlenmesinin, geleceğe yönelik en etkili yatırım olduğuna inanıyorum. Kadın girişimcilerin yapacakları her işte, ilk olarak kendilerine inanması gerekiyor. Mümkünse, sevdikleri bir işi yapsınlar. Bunlar sır değil ancak şunları söyleyebilirim: İlk olmak, farklı olmak, azimli olmak, iyi bir plana ve yol haritasına sahip olmak, işin başarıya ulaşacağına inanmak; benim uyguladıklarım… Ayrıca her zaman trendleri gözlemlemek, müşterilerin ihtiyaçlarını belirlemek ve çok iyi analiz yapabilmek önemli.

Yaratıcı olmak, disiplin sağlamak, şirketin altyapısını iyi kurmak ve kurumsallaşmak, başarıya giden yoldan geçiyor. Girişimcilik ekosistemlerinde yer alarak, mentorlar ve rol modellere erişebilmek özellikle girişimcilik yolculuğunun başındaki kadınlar için çok kıymetli. Dünyanın cesur, dirençli, duyarlı ve vicdanlı liderlere ihtiyacı var. Kadınların ekonomik ve toplumsal yaşamda güçlenmesi, bir bütün olarak kalkınmanın ve dünyanın daha iyi bir yer olmasının da anahtarı olacak.

Kadınların sadece girişimcilik alanında değil, toplumsal ve ekonomik hayatın her alanında temsil edilmesinin ve bu doğrultuda konumlarının güçlendirilmesinin, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlama konusunda önemli bir rol oynayacağını düşünüyorum. Bu noktada duyarlı, vicdanlı, cesur ve dirençli liderlere ihtiyacımız var. Bu liderlerin alacağı kararlar sayesinde, yaşadığımız dünya herkes için daha adil ve daha yaşanabilir olacaktır.

“KIZLARIMIN, SEVDİKLERİ İŞİ YAPMALARINI İSTİYORUM”

Aylin’in tasarıma ilgisinden dolayı Haremlique Istanbul ve Selamlique Istanbul’daki işlerimi daha yakından takip ettiğini söyleyebilirim. Aylin’in de Esra’nın da ilgi alanlarına uygun, kendilerini mutlu ve huzurlu hissettikleri bir meslek seçmelerini önemli buluyorum. İnsan sevdiği bir işe kendini adadığında, motivasyonunu da aynı seviyede daha kolay tutabiliyor. İşini sevgiyle yapan bir insanın dışarıya verdiği enerji de, hayattan aldığı tatmin de çok daha farklı oluyor.

CAROLINE KOÇ’TAN İKİ MARKANIN AMACI

  1. HAREMLIQUE ISTANBUL
    Bu markaya hayat verdiğimizde, yüksek kaliteli ürünleri bir Türk markasıyla müşterimizle paylaşmayı hedeflemiştik. Sade bir çizgide, ufak detaylardan esinlendiğimiz bir koleksiyonla yola çıktık. Markamızın felsefesi ve çıkış noktası geleneksel değerler olsa bile, bunu yeni ve yaratıcı fikirlerle harmanlayarak tasarımlarımızı oluşturuyoruz. Koleksiyonlarımıza verdiğimiz isimlerden, kumaşlar üzerinde kullandığımız nakış tekniklerine kadar geleneksel ve yenilikçi konseptler arasında özenli bir denge kurmayı hedefliyoruz. Bu uyumu yakaladığınızda, dünyanın neresinde olursa olsun kendinizi anlatmanızın da, kabul ettirmenizin de daha hızlı olduğunu gördük.
  2. SELAMLIQUE ISTANBUL
    Türk kahvesi ve aksesuarları üstüne yaratılmış bir marka. Başlangıçta Haremlique içinde bir hoşluk olarak aynı markayla çeşitli aromalarda kahveler yaptırmıştık. Enteresan bir ilgi görünce Selamlique doğdu. Kahve işine girerken, köklü kültürü ve Türk kahvesi ritüeli bizi oldukça heyecanlandırdı. Biz bu ritüele yeni bir konsept getirmek istedik. Bu markayı yaratırken de çok çalıştık. Birçok tadım ve Ar-Ge çalışması yaptık. Farklılığı, tamamen iyi kalite Arabica çekirdeklerden üretilmiş olması, nitekim bu çekirdek Türk kahvesi için en uygunu. Çeşitli aromalarda olması da tek marka altında bir ilk.

GİRİŞİMCİLİK MACERAMIZIN KRİTİK AŞAMALARI

EKİP ÇOK ÖNEMLİ. Bir marka yaratmak yoğun çaba gerektiren, oldukça zor bir süreç. Bu süreçte, ilk günden itibaren ekip işinin ne kadar kıymetli olduğunu bir kere daha deneyimlemiş oldum. Çalışma hayatında beni en çok, birlikte başarmak motive ediyor diyebilirim. Doğru işler için doğru kişileri belirlemenin, işlerin akışına önemli ölçüde etki ettiğine inanıyorum.

KARAR ALMA. Çok uzun müzakereler sonucunda aldığımız ve sonucu, bizi başladığımız yerin tam zıddına götüren, doğru ya da yanlış kararlarımız da oldu. Ancak ortak akılla aldığımız kararlar sayesinde, bu zorlu süreçleri sinerjiyle yürüttüğümüzü düşünüyorum.

MÜŞTERİYİ TANIMAK. Perakende sektöründe müşteriyi tanımak ve anlamak çok önemli. Özellikle de lüks sektöründe bu, apayrı bir uzmanlık gerektiriyor. Bunu bir zorluk olarak görmesem de, ilk günden itibaren müşterilerimizi daha iyi anlamak ve bunu, iş sonuçlarımıza aktarmak için önemli çalışmalar yaptık ve yapmaya devam ediyoruz.

GLOBALLEŞME. Son olarak, markalarımızın global yolculuğunda da önemli deneyimler edindik. Büyüme yolculuğumuzun keyifli, ancak bir o kadar da zorlu aşamaları olduğunu söyleyebilirim. Ancak hep öğretici ve iyi yönlerini keşfetme gayretinde oldum. Ne mutlu ki, birçok ülkeye sadece markamızı değil, kültürümüzü de götürüyoruz.

BABAMDAN ALDIĞIM 3 DERS

  1. BİRBİRİNE BAĞLI AİLE
    Bağları çok kuvvetli bir ailede büyümek, hayattaki en önemli şanslarımdan biri oldu.
  2. DÜRÜSTLÜK
    Annem ve babam, dürüstlüğü ve iyi insan olmayı hayatlarının merkezlerine alan, bizleri de öyle yetiştirmek için çabalayan ebeveynler oldular.
  3. HAKKANİYET
    Her ikisinden de çok kıymetli öğretiler edindim. Dürüstlük, adil ve hakkaniyetli bir yaşam ve öyle bir ticaret ahlakı da, ailemde gördüğüm ve yaşamıma sirayet eden en büyük değerlerdir.

HANGİ İŞLER VE TEKNOLOJİLER İLGİNİZİ ÇEKİYOR?

DİJİTALLEŞME ETKİSİ
Fark yaratan yeni nesil işleri, yaratıcı fikirleri görmek beni heyecanlandırıyor. Pandeminin, dijitalleşmenin var olan hızını daha da artırması, tüm markaların online satış süreçlerini yeniden gözden geçirmesini zorunlu kıldı. Mağazada sunulan müşteri deneyiminin, aynı şekilde, müşteriye kendisini özel ve değerli hissettirecek şekilde online alışverişe de nasıl yansıtılabileceğini hepimiz çok daha fazla düşünmeye başladık.

SOSYAL GİRİŞİMCİLİK
Kendi alanımdaki gelişmelerin yanı sıra son zamanlarda sosyal girişimcilik de ilgimi çekiyor. Günümüzde bireyler, şirketlerden toplumsal sorumluluk ve hayırseverlik anlamında daha fazla gayret bekliyor. Ben de tüketicilerin, giderek kendileri için değerli konuların daha fazla savunuculuğunu yapmak isteyeceklerini, tercih ettikleri markalardan da doğaya, çevreye ve insana karşı, kendileriyle aynı değerleri taşıyan duruşu sergilemelerini bekleyeceklerini düşünüyorum. Buna “etik değerlerin yönlendirdiği tüketim alışkanlıkları” da deniyor.

TEKNOLOJİ DESTEKLİ SOSYAL ETKİ
Dolayısıyla, toplumsal meselelerin çözümü için teknolojiden de faydalanılarak geliştirilen sosyal girişimleri hayranlıkla izliyorum. Yine günümüzde insanlığın en büyük sorunlarından biri olan iklim krizine yönelik olarak ortaya çıkan sürdürülebilir moda yaklaşımı da oldukça ilgimi çekiyor.

Yazar: Rauf Ateş

Fast Company Türkiye Kurucusu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

kat-kat-yatirim

Kat kat yatırım

musteri-memnuniyeti

Metin Demirel: “Müşteri memnuniyetini artırıyoruz”