“Sadece bankacılık değil, yaşam tarzı da değişiyor”
Bu dönemde sektör için kritik ürünler çıkardık. Cebe indirilen kredi kartı, pos makinesi gibi dijital ürünlerde başarıyı yükselttik. Şehir hayatının getirdiği bütün verimsizliklerden kurtulabileceğimizi, vaktimizi daha iyi değerlendirebileceğimizi gözlemledik. Covid sonrasında da çalışma biçimimizi açıkladık ve uzaktan çalışmayı, stratejimize entegre ettik. Ayrıca bu dönemde müşterilerin mobil kullanımı da arttı: Temassız işlemlerde 38 kat, e-ticaret sitelerindeki müşteri işlemlerde yüzde 67 yükseliş oldu. Sadece bankacılık değil, yaşam biçimi de değişiyor. Biz de müşterilerin tercihlerine cevap verebilmek için yatırımlarımızı artırdık. Sürdürebilir finansman, insan ve toplum, ekosistem yönetimi ve iklim değişikliği konularına odaklanıyor, eğitimi de ön plana alıyoruz. Her kurum kendi ekosistemine sahip çıkmalı, sorumluluk üstlenmeli.
“Covid döneminde bankanın verimliliğinin arttığını gördük. Cebe indirilen kredi kartı, POS makinesi gibi dijital ürünlerde başarı yükselttik. Yaklaşık yüzde 10-15 civarında kişi ofiste çalışıyor. Gördük ki evlerde daha verimliyiz.”
“Liderlik, bir performans sanatıdır”
Bugünün belirsizliklerle dolu dünyasında dayanıklı ve esnek, duruşunu koruyan, kendine güvenen liderlere ihtiyacımız var. Bu liderler, sorunun temel sebeplerini fark eder, dayanıklılıkla sorunu çözmeye gayret eder, en ön cephede mücadele edenlerin yanındadır ve doğruları söylerler. Çok geniş ve derin etkiler yaratan pandemi döneminde de, çalışanlarının ve ortaklarının güvenliğinden emin olup zaman kaybetmeden harekete geçen, bu yolculukta çözümler yaratmaya devam eden, çalışanlarıyla yan yana yürüyen ve hep iletişim halinde olan liderler fark yarattı. Böyle dönemlerde insanlar kendilerini yalnız hissedebilir, ancak liderler hissetmez. Böyle dönemleri, aşmaları gereken bir ‘meydan okuma’ olarak görürler.
“Sizden daha çok bilenlerle takım oluşturun”
Dünya genelinde yürüttüğüm kapsamlı araştırma, gelecekte başarılı olacak liderlerin beş özelliğini ortaya koydu: “Küresel düşünme, kültürler arası bilinç (farklı kültürlerden insanlarla iletişim kurabilme becerisi), iş birliği ve ekip çalışması oluşturabilmek, ortak liderlik (liderlik sorumluluklarının paylaşılması) ve teknolojik becerilerin yüksek olması.” Aynı zamanda liderler, bu dönemde, uzman olmaları gerektiği düşüncesinden vazgeçmeli. Eskiden lider, soruya cevap veren kişiydi. Şimdi ise soru soran kişi olması gerekiyor. Çünkü, artık sizin için çalışanlar, sizden daha bilgili insanlar. Dolayısıyla başarılı bir lider olmak için etrafınızdaki insanların sizden daha çok şey bildiğinden emin olmalısınız.
“Odağımızda her zaman insan olmalı”
Teknoloji hayatımızı değiştirse de insan odağını unutmamak gerek. Şirketler olarak, hepimiz her şeyi dijitalleştiriyoruz. Sonuçta dijital dönüşümü gerçekleştiren de insan. Bu yaklaşımla, dijitalleşmeye önem verip hibrit dünyanın gerekliliklerine uygun ürünler çıkarırken, aynı zamanda “hızlı” dünyanın liderleri olarak en büyük sorunumuz olan çalışan bağlılığını sağlamaya odaklandık. Bu kapsamda çalışan bağlılığını geliştirme programı başlattık. “Sen varsan, dahası var” mottosuyla onları yüreklendirmeyi hedefledik, liderlik eğitimleri ve gelişim programları yürüttük. Bu dönemde daha özgür olmak isteyen, yeteneklerini ortaya koymak isteyen tüm çalışanlara bu fırsatı vermek istedik.
“Sodexo olarak içinde bulunduğumuz esnek dünyada çalışanların uçtan uca tüm ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyoruz.”
“Enerji talebi, geleceğin en büyük sorunlarından olacak”
Mobilitenin arttığı bir dünyada “Neden 10 günde bir gelen perakende müşterisi her gün gelmesin?” dedik ve bu amaçla aksiyonlar aldık. İstasyonu, insanların günlük uğrak noktası haline getirmek için uğraşıyoruz. Bununla birlikte, müşterinin çeşitli problemlerini dijitalin gücüyle çözüyoruz. Uzun süredir bir dönüşüm içindeyiz. 2050’ye kadar karbon salınımımızı sıfıra indireceğimizi açıkladık. Bu konuda adımlar atıyor, sonuçlar alıyoruz. Örneğin 2017’de satın aldığımız şirket, Avrupa’nın en büyük elektrikli şarj ağı haline geldi. Elektrik enerjisi kullanımı çok ilerleyecek. Biz de petrol ve gazın yanı sıra elektrikte de kritik rol oynayan bir şirket haline geleceğiz.
“Enerji talebini karşılayabilmek dünyanın karşısındaki en büyük zorluklardan biri ve bunu, dünya liderlerinin yönetmesi gerekecek.”
“Değer yaratmazsanız, başarılı olamazsınız”
Teknoloji ne kadar işin içinde olursa olsun, tüketiciye fayda sağlamayan girişimlerin rekabet etme ve büyüme şansı azalıyor. Yeni nesil şirketin doğması, büyümesi ve kalıcı olması için teknoloji, şirketin iş modeline adapte edilmeli. Şirketler müşteri odaklı ve esnek olmalı. Zorlu rekabet şartlarıyla baş edebilmeli… Değişimleri yakından takip ve analiz edip, çeviklikle aksiyon alabilecek yapı kurmalı… Hepsinden önemlisi, iyi eğitimli bir yönetim-çalışan kadrosu kurmalı. Ve şirketin kuruluşundaki değerler bütününe ve kurumsal kültüre önem verilmeli.
“Artık insanlar, değer yaratan markaların tüketicisi olmaya önem veriyor. Pandemi ile şirketlerin sosyal hayata, insanlığa ve sürdürülebilirliğe katkılarının tüketicilerin gözündeki önemini yine görmüş olduk. Şirketler değer yaratan işler yapmazsa finansal başarılarını koruyamayacak.”
“Gelecek için ümit veren olmalıyız”
İnsanın hayatını daha kaliteli kılmak bugünle değil, gelecekle ilgili… Çünkü, ümidi olan insanlar daha mutludur. Biz de geleceğin ümidini beslemek durumundayız. Eskiden evdeki yaşam alanı televizyonun olduğu odada geçiyordu. Yeni dönemde evin kalbi mutfak olacak. Geleceğin mutfağı ise çok işlevli, bir ağa bağlı, size ait ve kişisel olmasının yanında yeşil ve çevreye de duyarlı olacak. Pandemide de fırın ve mutfak aletlerine büyük talep oldu. Evde stok ihtiyacı arttı, buzdolabı ve derin dondurucu talebi yükseldi. Yaşamın yeme-içme etrafında dönmesi bulaşık makinesi ihtiyacını da artırdı. Bu nedenlerle 2020’de Türkiye’de beyaz eşya pazarı yüzde 16 büyüdü. Bu, önemli çok bir rakam… Çünkü, benzer iki haneli büyüme, daha önce 2017’de, şu anki olağanüstü koşullar yokken görülmüştü.
“Yeni teknolojiler tüm sektörleri etkileyecek”
Ses teknolojileri ve komutla çalışan platformlar, gelecekte bankacılık, eğitim, eğlence, tıp, finans, hukuk gibi çok sayıda sektöre katkı sağlayacak ve büyümeye devam edecek. Komut alan arayüzlerin ve cihazların artacağı tahmin ediliyor. Bu alanda başarılı olmanın sırrı ise, çok yoğun çalışmak ve ürününüzü doğru konumlandırmak. Herkesin hayatına dokunan, uygun fiyatlı ürünler geliştirdiğinizde başarı, kaçınılmazdır. Biz de, şu anda Türkçe kullanan bir konuşma teknolojisi platformu geliştiriyoruz. Türk şirketlerle işbirliği yapıyoruz. Farklı modüllerin sunumunu yapıp piyasaya süreceğimiz için heyecanlıyım.
“Geleceği bizim gibi çoklu kanallar şekillendirecek”
Dijitalleşme, teknoloji ile her alanda daha iç içe bir yaşamı zorunlu kılıyor. Bunun da sektörümüze pozitif etkisi olacak. Online ticaretin büyüyeceği muhakkak. Bizim 2020 online ciromuz, geçen yılın 3,6 katına çıktı, 1 milyar TL’yi geçtik. E-ticaretin perakende ciromuz içindeki payı ise yüzde 7’den yüzde 19’a yükseldi.
E-ticarette rekor büyümeler olsa da pastada mağazaların payı çok büyük. Biz sektörün geleceğini bizim gibi çoklu kanal perakendecilerinin şekillendireceğini düşünüyoruz. E-ticaret oranlarının yüksek olduğu Amerika’da, Çin’de önemli e-ticaret oyuncularının da fiziksel alanlara/mağazalara yatırım yapması bunun önemli bir göstergesi. Bu anlamda fiziksel ve dijital kanallar birbirini tamamlıyor.
Teknoloji alışverişinde müşterilerin yüzde 80’inden fazlası önce online kanala bakıp sonra mağazaya geliyor. Bugün e-ticaret siparişlerinin önemli bir bölümünü mağazalardan sevk ediyoruz. Yine ürüne hızla ulaşmak isteyen müşterilerimiz, click&collect (mağazadan teslim al), click&drive (araçta teslim al) gibi seçenekleri değerlendiriyorlar. Bunlar daha da gelişecek. Z kuşağı ile yapılan araştırmalarda dahi beklenin aksine sadece online kanal tercihi yok.
“Önümüzdeki dönemde müşterilerin deneyimini iyileştirmek için online ve fizikselin iç içe geçtiği yeni uygulamalar daha da ön planda olacak. Tüm kanallarda kişiselleştirme, özel deneyimler ve satış sonrası hizmetler daha da önem kazanacak.”
“Veri alışverişi sağlıkta büyük değişim yaratacak”
İlaç sektöründe, son 20 yıldır biyoteknolojik ürünlere bir eğilim dikkat çekiyor. Dünyanın en büyük şirketleri, faaliyetlerini konvansiyonel tedaviler ve daha çevik, biyoteknolojik çözümler olarak ikiye ayırıyor. 20 yıl önce bir kanser hastasına 3 ila 6 ay ömür biçilirken, şu anda hedefli tedaviler, biyoteknolojik gelişmelerle 5 yıl yaşamının devam ettiği vakalarla karşı karşıya geliyoruz. Bu çok büyük bir gelişme… Bunu, şu anki veri kullanımı ile önümüzdeki 20 yıla yansıtacak olursak, dünya çok büyük gelişmelere gebe. Bu gelişmeler de belirli yatırımlar gerektiriyor. Son yıllarda dünyanın en büyük teknoloji firmaları da, sağlık sektörüne nasıl katkıda bulanacaklarını düşünüyorlar.
“Asimetrik veri alışverişi ve insanların önlenebilir koruyucu tedavi alanlarına girmesiyle, sağlığa inanılmaz teknolojik bir boyut katılacağına inanıyorum.”
“Her işi ben yapayım devri kapandı”
Yeni ekonomi, hız ve güçlü ortaklıklar çağı. Artık “Her işi ben yapacağım” dönemi sona erdi. Biz de, içinde bulunduğumuz hız çağında müşterilerimize kendi işlerine odaklanabilmeleri ve müşteri ilişkileri tarafındaki tüm problemleri bize bırakabilme şansı getiriyoruz. Müşteri ilişkileri yönetimi, teknolojik değişimden en çok etkilenen sektörlerden. Temelde makine öğrenmesi, yapay zeka, büyük veri analitiği ve robot-insan işbirliği tarafındaki gelişmeler sektörü değiştiriyor. Tüm bunlar tek bir amaca hizmet ediyor: Müşterinin beklentisini anlayıp proaktif biçimde müşteriye ulaşmak, bir problemi varsa çözmek ve ona uygun çözümler üretmek.
“Hızlı olurken, doğru kararlar verebilmek çok önemli. Eskiden geçmiş dönem bilgisiyle geleceği tasarlardık. Artık şirkette aldığımız her kararı, o anın verisine dayanarak alıyoruz.”
E-ticarette hangi konulara dikkat etmeli?
Online ticarette dikkat edilmesi gereken önemli trendler var. Yerel ve global pazaryerleri önce çıkıyor… Buna genel ve dikey olarak da bakmak gerekiyor. Örneğin, bugün bir ayakkabı markası aynı zamanda elbise de satabiliyor. Diğer yandan, artık internette müşterinin karar vermesindeki tek odak noktası sadece fiyat değil, birçok deneyim faktörü de rol oynuyor. Veri ve içerik konusunda rekabet eden ya da yatırım yapan firmalar da ön plana çıkıyor. Türk satıcılar, gümrük regülasyonları ve lojistik tarafındaki gelişmeleri de takip etmeli. Büyük firmalar, e-ihracata hazır olup olmadıklarını görmek için altyapılarını da iyi analiz etmeli. Bu süreci yolculuk olarak düşünmek, beklentileri doğru sunmak, gerçekçi hedefler koyarak ilerlemek kritik.
“Dünyadaki büyük her pazaryeri, her şirket için uygun olmayabilir. Global pazaryerlerini araştırmak, hız ve yatırım optimizasyonu açısından önemli.”
“Üretim sektöründe muazzam değişim var”
Son 1 yıldır, dijital dönüşümde muazzam bir hareket görüyoruz. Yapay zeka, IoT, 5G, 3D baskılı üretim ve otomasyon teknolojileri, üretim sektörünü ciddi biçimde etkiliyor. Şimdi yapmamız gereken şey, bunu bir teknoloji meselesi olmaktan çıkarıp şirketlere yol arkadaşlığı etmek ve bunu, iş- hedef odaklılık ve küçük adımlarla yapmak. Eskiden teknolojiyi düşünürken şimdi iş hedefleri ve bunları kısa zamanda gerçekleştirmeye odaklanıyoruz. Örneğin bir fabrikayı 10-12 haftada ayağa kaldırıp işler hale getirmeye çalışıyoruz. Pandemide gördük ki, işçinizi fabrikaya gönderemiyorsanız her şey duruyor. Uzaktan üretimi yönetebilmek, çok az insanla işi sürdürme yetkinliği kritik. Işık bile açmadan, tek kişi bile fabrikada olmadan üretimin sorunsuz devam etmesi bu dönemde fark yarattı.
“Yaratıcılığın önünü açmalısınız”
Birçok şirket, artık birçok farklı alanda yeni çözümler geliştiriyor. Başarının anahtarı, geleceğe dair tutkulu olmak. Bir şirkette tutkulu insanlar çalışıyorsa; enerjiye, meraka sahiplerse ve bilgiye açlarsa o şirket, dönemin gereksinimlerini karşılayabilir ve rekabetçi olabilir. Ancak yaratıcılık, şirketlerde genelde odağa alınmaz. Üst yönetim genelde yaratıcılığı çok fazla tolere etmez. Bunun sonucunda, bugünün lider şirketleri, 10-20 yılda pazar dışında kalabilir. Dikkat çektiğimiz bu konuya daha önce de şahit olduk. Yaşamın döngüsü budur: Şirketler büyüdükçe taraflı ve muhafazakar hale gelir, hareket kabiliyetini yitirirler. Bu kısır ama iyi bir döngü, çünkü gençlerin önünün açılmasına olanak veriyor.
“Girişimci, bir sorunu çözmeye odaklanmalı”
Girişimcilikte hız ve zamanlama çok önemli. Fırsat yakaladığınızda bunu daha hızlı değerlendirirseniz öne geçebilirsiniz. Biz hızlı hareket ettiğimiz ve sorunları öngörebildiğimiz için Carbon Health’te geçen yıl hızla büyüdük. 2019’un sonunda 100 kişi, 2020’nin sonunda 1.500 kişiye ulaştık. Girişimciliği yapmak isteyen insanın bu tempoda çalışıp çalışamayacağına, hızlı karar verip veremeyeceğine hazır olup olmadığına bakması gerekiyor. Özellikle yatırım aldığınızda zaman çalışmaya başlıyor. Başarılı olmak için ilginizi çeken bir sektör seçmek çok önemli. Herkes doğduğu, büyüdüğü yerdeki problemleri çözerse harika olur. Girişimciliği bir kariyer olarak herkese öneririm. Benim diğer yatırımcılardan farklı yaptığım şey, prensiplere göre düşünmek. ”Başkaları denedi, olmadı” gibi şeyleri hiç düşünmedim. Başka şirketler ne yapmış, kimler neye yatırım yapmış konularıyla ilgilenmiyorum. Bir sorunu çözmeye odaklanıyorum.