ALİ KİBAR
Kibar Holding
Yönetim Kurulu Başkanı
YAZI: TALAT YEŞİLOĞLU
Üniversiteyi bitirip Kibar Grubu’nda işe başladığında Türkiye’nin tablosu bugünkünden çok farklıydı. Kendi anlatımıyla öncelikle kapalı bir ekonomiydi. Bir paket yabancı sigara bulunduranlar 3 ay hapis cezası alabiliyor, döviz bulundurmak suç olarak kabul ediliyordu.
Bir iş insanı için dövizle iş yapmak çok zordu. “Merkez Bankası kuru ile serbest piyasa arasında yüzde 13 fark vardı” diye o günleri anlatıyordu. Kibar Holding’de birkaç yıllık deneyime ulaştığında, Türkiye’de Turgut Özal ve ANAP dönemi başladı. Dışa açılım getiren ve Türkiye’yi yeni bir döneme taşıyan bu değişiklikle birlikte kambiyo rejimi ile ihracata yönelim stratejisi de devreye girdi. Kibar Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar’ın tanımıyla, artık Türkiye “yeni bir formata” girmişti.
Ancak, ona göre, Türk ekonomisindeki büyük dönüşüm bu kadarla kalmadı. Son 40 yılda Türkiye büyük sınavlardan, sarsıcı değişim ve sıkıntılardan geçti. “Zaman tüneline bakarsak 7 ayrı krizi, iki büyük depremi ve darbe girişimini de unutmamalıyız. Hepsi ekonomiyi ciddi şekilde etkiledi” diye konuşuyor.
Otomotivden yan sanayiye kadar çok sayıda sektörde faaliyet gösteren Kibar Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı, iş hayatındaki değişimi, ortaya çıkan yeni dünyaya ayak uydurma stratejilerini ve gelecek hedeflerini Fast Company ile paylaştı:
“BREAKTHROUGH” DÖNEMİNDEYİZ
Bugüne geldiğimiz durumda dönüşen ve farklılaşan bir iş yapma biçimi ile karşı karşıyayız. Bu dönüşümün devamında yakın zamanda Covid hayatımızı etkiledi, sağlıkla ilgili konular yaşantımızın birinci odak noktası haline geldi.
İkinci önemli konu ise enerji sektörüyle ilgili oldu. Enerji, şimdiye kadar hiç olmadığı kadar yaşantımızı etkilemeye başladı. Bundan sonraki dönemde ülkeler arası rekabet dahil, iş yapma biçimi ve lojistik tarafıyla yaşantımızın merkezinde enerji yer alacak.
Bir taraftan yenilikçi teknolojilerin etap etap devreye girdiğine tanık oluyoruz. Diğer taraftan da önümüzdeki 50 yılın temelinin oluşturulacağını düşündüğüm bir döneme girdik. Gelecek 5-10 yıl içerisinde de “Breakthrough” (Atılım) dediğimiz, temelden dönüşüm sağlayacak, yaşantımıza farklı şekiller verecek yeni bir dönemin içinde olacağız.
500 MİLYAR DOLAR İHRACAT
Türkiye olarak doğal kaynaklardan ve ham maddelerden yoksun bir ülkeyiz. Petrol, doğalgaz ve madenimiz yok. Son 30 yılda tahıl ürünlerinde ve hayvancılıkta kendine yeten bir ülke olmaktan çıktık.
Genel perspektif olarak bakıldığında kaldıraç olabilecek ana üretim sanayilerimiz yok. Bugün büyük üretim için gerekli makinelerin üretimini yapacak tesislerimiz yok. Veya bunun çeliğini dökecek fabrikaya sahip değiliz. Yani, ekonomik olarak biz hep arada, arafta kalmışız.
Bizim katma değerli ürün tanımını iyi ayrıştırmamız lazım. Fiziki ekipman veya üretim kabiliyetine ilaveten neler yapılması gerektiğini iyi analiz etmeliyiz. Kimi zaman “marka” dendi, kimi zaman “2023’te 500 milyar dolar ihracat” denildi. Ama bunların altını doğru bir şekilde doldurarak gitmeliyiz.
YENİ BÜYÜME STRATEJİMİZ
Yeni büyüme stratejimizi birkaç maddeyle özetleyebilirim.
- Yapılmış hatalardan, yaşanmış kötü deneyimlerden hep ders almaya çalışıyoruz. İş kollarıyla ilgili yeni yol haritasını çizerken, olabildiğince uzun vadeli bakıyoruz. Kanguru gibi zıplamadan kaplumbağa gibi yürüyerek yolumuza istikrarlı bir şekilde gitmeyi önemsiyoruz.
- Çalışanlarımızla birlikte farklı iş kollarında edindiğimiz deneyimler bizde farklı bir kültür oluşturdu. Bizim grup şirketlerimiz bir okul gibidir. Sektörlere, şirketlere çok lider yetiştirdiğimizi söyleyebilirim.
- Gelişmekte olan ülkelerden birisiyiz. Bölge coğrafyasından kaynaklı stratejik ve lojistik dalgalanmalara çok açığız. Yapacağımız işin konusu ne olursa olsun, yapacaklarımızda her zaman ‘en iyiyi’ ve ‘en kaliteliyi’ hedefliyor, farkımızı ortaya koymaya gayret ediyoruz.
Biz bugüne kadar bütün iş ve yatırımlarımızı, sıfırdan, tuğla üzerine tuğla koyarak yapmışızdır. Hiçbir şeyi hazır almadık, hepsi emek ürünüdür. Eskiden uygulanan ve bugün güncelliğini yitirmiş olduğunu düşündüğümüz konuları sürekli yeniden gözden geçiriyoruz. Günümüz koşullarına uyarlayarak yeni fırsatlar yaratmaya çalışıyoruz.
PORTFÖY ANALİZ YAKLAŞIMIMIZ
Kibar Holding’de zaman zaman portföy güncellemesi yapıyoruz. Bu süreci yönetirken, sadece yöneticilerimizi değil, bütün çalışanlarımızı dahil ediyoruz.
Farklı sektörlerde olmanın getirdiği avantajlar olduğu gibi zaman zaman dezavantajlarını da yaşayabiliyoruz. Bu nedenle biz bir işe ayırdığımız zamanın değerine de bakıyoruz. İşlerimizi büyük veya küçük diye ayırmıyoruz. Bir işe 100 endeks üzerinden ayırdığınız zaman 1000 endeksli bir işe ayırdığınız zamandan daha fazla olabiliyor. Bunlar iş alanlarıyla ilgili birtakım yorgunluklara neden olabiliyor. Buraya kaynak, zaman ve enerji harcıyoruz. Bazen de öyle oluyor ki, o 1000 endeksli işlerde ufak katkılarla, o 100 endekste elde edeceğinizden çok daha fazlasını geri dönüş olarak alabiliyorsunuz.
Bunun için farklı iş kollarında üretim yapan kurumların zaman zaman portföylerini gözden geçirmelerinde fayda vardır. Bazen konsolidasyon yapmak icap edebilir. Bazen sektör bazında yerelde kalmak yerine globalde açılım yapmak da gerekebilir.
RADARDAKİ YENİ FIRSATLAR
Ajandamızda yer alan, sürekli takipte olduğumuz bazı sektörler var. Bir yandan da mevcut faaliyet alanlarına da sürekli yatırım yapıyoruz. Örneğin, alüminyum, ambalaj, inşaat malzemeleri, panel, limanda yeni yatırımlarımız var.
Sandviç panel sektöründe güç birliği yaparak Azerbaycan’da yeni bir ortaklık ile üretime başladık. Avrupa’da arayışlarımız var. Biraz da Avrupa’nın silkelenmesini bekliyoruz. İki yıl içinde Avrupa’da Türk şirketleri için çok büyük fırsatlar çıkacak. Enerji maliyetleri kaynaklı finansman sıkıntısı ve rekabetten uzaklaşma Avrupa’daki şirketleri zorluyor. 3 bin Euro’dan doğal gaz kullanıyorlar. Biraz kullansınlar, bizim için acelesi yok…
Sektör adı vermeyeyim ama işin temeli bellidir: Enerji. Enerjiyle ilgili hibrit, maliyet ve ülke içinde yeterlilik sağlayacak her türlü sistem, enerjinin türevleriyle ilgili yaşantımıza girecek her türlü alan, fırsat penceresidir.
“Bir iş kolunda pasif sermayedarsak, harcadığımız enerji ve işe koyduğumuz sermayenin geri dönüşü bizim için önemli kriterlerdir. Koyduğumuz kaynağın getirisi ve geri dönüşü bizim için önemli değerlerdir. Burada da bir sabır süresi vardır. Sabır süresi taştıktan sonra artık 3-5’e bakmaz, çizersiniz.”
GİRİŞİMCİLER İÇİN 4 KRİTİK ÖNERİ
- RİSK YÖNETİMİ Ne kurda, ne para biriminde ne de alım satımda ‘hedge’ mekanizmasının dışına çıkılmamasını öneririm. Pamuğu dolarla alıyorum, tekstil ürünümü euro ile satıyorum. Parite 1.15’ler 0.97’lere geldi. Yarın, 0.90’lara da inebilir. Dolayısıyla, şirketlerin ve girişimcilerin açık pozisyon taşımaması gerektiğine dikkat çekmek istiyorum.
- HAYATIN İÇİNDE OLMAK Piyasadan uzaklaşmamak, içinde olmak gerekiyor. Farklı alternatifleri iyi değerlendirmek önemlidir.
- DEĞİŞİME YAKIN TAKİP Bölgemizdeki sosyal, ekonomik ve siyasi olayları çok yakından izlemeli. Böylece dünyamıza giren ambargo ve kısıtlardan daha az etkilenebilirler.
- DİKKATLİ STRATEJİ Böyle dönemlerde çok daha dikkatli olmak, yanlış trafik sapmalarının içinde olmamak gerekiyor. “Fırsat var” diyerek hızlıca atlamamak gerekiyor. Çünkü, bu fırsatlar başka kapıların kapanmasına yol açabilir.
DEĞER YARATMA STRATEJİMİZ
- Rekabetçi piyasalarda olmak için en yalın metodoloji, en düşük maliyet, enerji tasarrufu ve sürdürülebilirliğe uyum yaklaşımıyla yola devam ediyoruz. Bunu sağlamak için uçtan uca otomasyon, gerekli algoritmalar ve sistem dönüşümlerini gerçekleştiriyoruz. Bunu da son 2-3 yıldır devreye aldığımız birimlerle yapıyoruz.
- Rekabetçi olmaya da devam edeceğiz. “Bu bizi ayakta tutacaktır” mantığıyla hareket etmiyoruz. Kanguru gibi zıplayarak değil, kaplumbağa hızıyla, önümüzdeki 10-20 yılda rekabetçi olacak formata dönüşmeyi hedefliyoruz.
- Markalaşma sadece tüketici ürünlerinde olmaz, sanayi ürünlerinde de markalaşma çok önemlidir. Katma değerli üretimi destekleyecek markalaşmaya ağırlık vereceğiz.
- Yaşantımıza giren yeni teknolojiler, bize Boeing uçağı koltuğu üretme gibi yeni katma değerli ürünlerin yaratılması olanağını da veriyor. Biz devreye girdikten sonra bedeli 25 bin Euro düzeyinde olan koltuk fiyatları yüzde 30-35 düştü.
“KARTLAR YENİDEN DAĞITILIYOR, MALİYETLERİ ENERJİ BELİRLEYECEK”
- Bölgeyi, coğrafyayı ve malların akışkanlığını çok daha yakından izlemeye çalışıyoruz. Büyük bir dönüşüm süreci yaşanıyor. Rusya’nın etkisi altındaki ürünlerin fiyatlarını ve Batı’nın kullanım kısıtlamalarını dikkatli bir şekilde izlemeliyiz. Bazı mallarda 2’li, hatta 3’lü fiyatlar oluşacak.
- Körfez bölgesindeki şirketler 300 dolarlardan gaz kullanıyor iken, Türkiye’deki gibi paçal maliyetli bölgelerde bunun 3-5 katı ödeniyor. Avrupa’daki enerji maliyetleri de Körfez’in 8-10 katı civarında. O nedenle önümüzdeki dönemde enerji maliyetleri kaynaklı bölgesel maliyet rekabetçiliği öne çıkacak. Kartlar yeniden dağıtılacak, yeni bir dönem başlayacak.
- Hindistan ve Çin, Rusya’dan yüzde 30 indirimli gaz alıyor. Bu nedenle Hindistan’da önümüzdeki süreçte farklı bir büyüme görebiliriz.
“SANAYİCİLİK UZUN VADELİ, GAYRİMENKUL BİZE UYMUYOR”
- Sanayicilik, meşakkatli ve uzun vadeli bir iştir. Sabır ve istikrar gerektirir. Her gün kazandığınızı tekrar sistemin içine aktarmak durumundasınız. Bunun için de akılcı olmalı, riskleri iyi yönetmelisiniz.
- Sanayiden büyük paralar kazanamazsınız ama atasözünde olduğu gibi “damlaya damlaya göl olur”. Biz de yıllar içindeki o damlaları işin içinde tutarak ve az hata yaparak bu hale geldik.
- İnşaat işi üretimden, sanayicilikten çok farklı. Elinizdeki bir arazi yeşil alan iken, bir bakıyorsunuz bambaşka bir ruhsat çıkıyor. 5-6 yılda o arazi günün modasına uygun olarak AVM, rezidans ve otel olabiliyor. O spot iştir.Takla attırabiliyorsa, evet büyük bir kazanç oluşabiliyor. Ama gün geliyor, başka sorunlar ortaya çıkıyor. Farklı becerileri gerektiren bir sektör. Biz o kadar becerikli değiliz…
KİBAR HOLDİN’İN BÜYÜME YOLCULUĞU
- Etik değerlerimizden taviz vermeden, uzun vadeli, istikrarlı, sürdürülebilir geleceğin paydaşı olmayı hedefliyoruz. Faaliyet alanlarımızda müşteri tercihini öncelikli hale getirme peşindeyiz.
- 2021 yılında 4.5 milyar dolarlık ciromuzun yüzde 70’ini ihracattan elde ettik. Ağırlıklı emtia fiyatlarından olmak üzere bu yılın ilk yarısında ciro bazında yüzde 30 büyüdük.
- Biz rakamlara değil, yarattığımız katma değere bakıyoruz. O nedenle kârdan ziyade kazıdığımızda dipte ne kaldığını önemsiyoruz. Burada da biz EBITDA’ya, özkaynak verimliliğine bakıyoruz.
- Bütün şirketler için ne kadar sermaye yatırdığımız ve ne kadar dönüş aldığımızı önemsiyoruz. Bunun için sektördeki ortalamalara bakıyor ve sektörün önünde mi, gerisinde mi yer aldığımızı inceliyoruz. Sektöre göre iyi değilsek, nedenlerini inceliyoruz.
“STARTUP’LARLA İŞBİRLİĞİNDE ÖNCELİĞİMİZ FİZİKİ YATIRIMLAR”
- Biz şimdiye kadar iki startup’a yatırım yaptık. Birine hisse ortağı, diğerine de geliştirme ortağı olarak girdik.
- Önümüzdeki dönem için yeni arayışlarımız devam ediyor. Ancak, bizim için öncelik, her zaman yaptığımız işi en iyi şekilde yapabilmektir.
- Ben yeni girişimlere kimsenin geç kaldığını düşünmüyorum. Bugün, yarınki fırsatların başlangıcıdır.
- Sermaye ihtiyacı olan iki girişimle deneme yaptık. Başka startup’ları da analiz ediyoruz.
- Bizim bu yeni yatırımlar için stratejimiz belli: Daha ziyade fiziki, elle tutulan, gördüğümüz ve sistemin içinde emekle ayağa kalkacak, uzun vadeli geleceği olan girişimlere yatırım yapacağız.