YAZI: TALAT YEŞİLOĞLU
FOTOĞRAF: HÜSEYİN ALSANCAK
Petrol Ofisi, 1941’de kamu eliyle kuruldu ve petrol dağıtım şirketi olarak 60 yıllık bir faaliyet döneminden sonra Temmuz 2000’de İş Bankası-Doğan Holding ortaklığına satılarak özelleştirildi. 2017’ye kadar da iki kez daha el değiştirdi. Mart 2017’de dünyanın en büyük bağımsız enerji şirketi Vitol, Petrol Ofisi’nin hisselerini Avusturyalı OMV’den 1 milyar 386 milyon Euro bedelle satın aldı. O dönemde Vitol adına satış sözleşmesine imza atan Mehmet Abbasoğlu, Petrol Ofisi’nin Eylül 2022’den bu yana CEO’luğunu yapıyor. Abbasoğlu, Kasım 2024’te imzaları atılan bp satın alınması için “makûs talihimizi değiştirdik. Satın alınan değil, satın alan şirket olduk” diyor… Akaryakıt piyasasında her alanda lider olduklarını söyleyen Mehmet Abbasoğlu, bp satın alımıyla birlikte yeni büyüme ajandasının önceliklerini anlattı…
SEKTÖRÜN 2024 KARNESİ
Türkiye, artan mobilitesi, görece genç nüfusu ve küresel pazarlarla kıyaslandığında kişi başına düşen otomobil parkının düşük olmasıyla, her yıl ‘çift haneli’ büyüyen bir ülkeydi. Ancak, 2024 yılında, ekonomideki sıkılaşma politikaları nedeniyle en popüler ürünlerde çift haneli büyüme gerçekleşmedi. Geçen yılın bir önemli gelişmesi ise dizel yakıtlı araç arzındaki azalma ve benzinli araçlara yönelik talebin artması idi. Bu dönemde benzin tüketimi çift haneli büyüdü, ancak tüketimde en yüksek payı alan LPG ve dizel, geleneksel büyüme temposundan uzak kaldı. Bunlara küresel ve bölgesel gelişmeler de eklenince büyüme olumsuz etkilendi. Ortaya çıkan olumsuz tablo sektörün havacılık ve denizcilikteki performansına da yansıdı.
HER ALANDA LİDERİZ
Bu tablo içinde bp hariç 12 milyar dolarlık bir ciroya ulaştık. Faaliyet gösterdiğimiz her alanda pazar lideri konumundayız. Geçtiğimiz yıl içeride yaşanan daralmayı kompanse etmek için bu büyüklüğümüze, ölçek ekonomimizin sağladığı ve sağlayabileceği verime ve katma değere odaklandık. Örneğin, Derince’deki madeni yağ fabrikamızdaki kapasiteyi, ihracata yönlendirerek kullandık. Sektör genelinde “iskonto odaklı” strateji dikkati çekiyor. Bunun tekrar gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyorum. Bana göre önemli olan, verimli, akıllı ve kârlı pazar payına yönelik stratejiler geliştirmek. Tüpraş’ın verdiği fiyatın altında toptan satışı yapmak uzun vadede sektöre zarar verir. Ancak, bugünlerde Tüpraş’ın fiyatının altında toptan satış teklifleri ile sıkça karşılaşıyoruz. Şirketlerin hazine bölümleri, geçmişte yüksek enflasyon ve yüksek faiz ortamında bir gelir merkezi olarak çalışırdı. Şimdi de nakit akışı değerli olduğundan finansal mühendislikten bahsediyoruz. Günümüzde faiz gelirleri de önemli bir kalem haline geldi. Dolayısıyla, bu nakit akışını sağlamak için de belirli iskontolar verilmeye başlandı. Birim başına kârlılık, bireysel alıcının olduğu alanda diğerlerine göre daha yüksek. Ama emtia işi ölçek ekonomisidir ve sürümden kazanılır.
2025 BEKLENTİLERİ
Sektör için 2025’in, 2024’ten daha iyi geçeceğini düşünüyorum. 2024’te sektörde kritik fiyat dengesizlikleri vardı. Düzenleyici kurumların tasarrufları da değer zincirimizi çok etkiledi. Ancak, bu yılın daha öngörülebilir geçeceğini düşünüyorum. 2025 bizim için yatırım dönemi olacak. Biz bp’nin satın alımı fonlamasını kendi ürettiğimiz nakitle gerçekleştirdik. Biraz da bu satın almanın etkisiyle 2025’i önemli bir yatırım yılı olarak görüyoruz. bp istasyonlarının dönüştürülmesi için hummalı bir yatırıma giriyoruz. Yine de mutlaka ‘nakit akışı’ üreten konumda olacağız. Dolayısıyla, ekosisteme değer sağlayan yatırımlara odaklanmaya devam edeceğiz. Enerji geçişi ajandasına öncelik veren, enerji kanal çeşitliliğini artıracak projeleri artırmaya odaklanıyoruz. Biyodizel, elektrik, havacılık ve denizcilik operasyonlarımızda da büyümeye devam edeceğiz.
bp NE KATACAK?
bp’nin mevcut istasyon dağılımının, Petrol Ofisi’nin ülke genelindeki yaygınlığı ve kılcallığı ile birbirine bir eldiven gibi örtüştüğünü düşünüyorum. Petrol Ofisi’nin yumuşak karnı, İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük kentlerde, merkez ve kupon lokasyonlardaki rekabet eksikliğiydi. bp de, Mobil birleşmesinden beri, özellikle şehir merkezlerindeki primli yerlerde yaygındı. Dolayısıyla daha merkezi yerde olan ve kârlı müşteriye ulaşmak için katalizör olan bir satın alma oldu. Bizim olmadığımız veya bütün markaların 5 yılda bir almak için uğraştığı merkezleri de bünyemize katmış olduk. Biz emtia ticareti yapıyoruz ve sektördeki diğer oyuncularla, birkaç özel ürün dışında, genelde benzer ürünler satıyoruz. Emtia ticaretinde de ölçek ekonomisi çok önemlidir. Siz ne kadar büyükseniz, daha büyük tonajlı gemiyi terminalinize getirebilir, daha ucuza tedarik edebilirsiniz. Bu maliyet avantajı, daha rekabetçi fiyatlara ulaşmanızı sağlar. Bu da sac ayağının ikinci bacağını oluşturuyor.
Bu sürecin diğer bacağı ise altyapı. bp istasyonları ile biliniyor. Oysa, bu satın almadaki önemli motivasyonlardan biri de bp’nin altyapısı idi.
Biz Petrol Ofisi Grubu’nu, bir ‘enerji altyapı grubu’ olarak tanımlıyoruz. Bu satın alma ile terminal operasyonları ve depolama kapasitesinde de gücümüzü artırıyoruz. İstasyonlarla birlikte Ataş, Çekisan ve Ambarlı tesislerini de bünyemize kattık ki bu tesisler, emtia ticaretinin ölçek ekonomisi için kritik önemdeler. Örneğin, artık daha büyük gemiler getirerek, daha rekabetçi fiyatlama yapabilecek ve burada yarattığımız tasarrufu da tüketicilere ve toptan müşterilerimize yansıtabileceğiz.
ALTYAPIDA YENİ BİR DÖNEM: ATAŞ
bp bünyesindeki eski adıyla ATAŞ tasfiyehanesi, 500 bin tonluk depolama kapasitesine sahip. Bu altyapı, bizim için bir sıçrama tahtası olacak. ATAŞ, Adana ile Mersin arasında çok stratejik bir bölgede yer alıyor: Antalya – Adana – İskenderun terminallerimizi ikame edecek ve sürekli büyüyen bir pazarda var olan bir yerleşke. ATAŞ, bugüne kadar ne yazık ki ihmal edilmiş ama köşe taşı olarak mevcudiyetine devam etmesi, bizim ulusal enerji politikalarımızla tamamen eş güdümlü. Gabar’dan günlük 70 bin varil petrol çıkıyor. Doğu Akdeniz’de kendine yol edinmesi gereken molekül var. Eğer altyapınız, depolama tesisleriniz, terminalleriniz, lojistik sisteminiz mevcut ve modernize ise bu Türkiye üzerinden son müşteriye gider. Türkiye’nin enerji koridoru olması için de bu gibi yerleşkeleri ihmal etmememiz gerekiyor. ATAŞ bizim için bu alanda kritik bir derinleşme sağlıyor. Bu satın almanın enerji trilemasına son derece olumlu katkılar sağlayacağına inanıyor, Türkiye’nin enerji geçişindeki hedefleri ile de birebir örtüştüğünü düşünüyorum. 1 milyon metrekarenin üzerinde bir araziden bahsediyoruz. Büyüme için de her türlü altyapı yatırımı için müsait bir ortam var. Sırf akaryakıt olarak da düşünmemek gerekiyor. Doğu Akdeniz koridoru bir çekim merkezi. Buradan bir sürü insan o bölgeye taşınıyor. Havası güzel ve toprağı da verimli. Sürekli büyüyen, istihdam sağlayan, büyüme ivmesi daha da güçlenecek bir pazardan bahsediyorum.
BİRLEŞME SÜRECİ
Bu süreci doğru yönetmemiz halinde 1+1’i, 3’e ulaştırmak mümkün olabilir. Bu satın alma 2024’ün örnek işlemi olarak hatırlanacak. Birleşme sürecinde sektörde milat olabilecek yeni uygulamalar gerçekleşiyor. Örneğin, satın almanın ilk gününde dahi bilgi işlem, finansal ve operasyonel süreçlerde hiçbir kayıp yaşanmadı. İki lisans sahibi arasında gerçek bir bütünlük sağlandı. bp’nin altyapısı farklı olsa da tüm operasyonlar ilk günden itibaren tek bir yapıymış gibi büyük bir uyumla devam etti. İki şirketin filo müşterileri birbirlerinden en ufak bir aksama yaşamadan alım yapabildiler. Bayi ilişkileri, ürün alımı, mahsuplaşma, stok yönetimi, finansal bilgi transferi, taşıt tanıma müşterilerinin entegrasyonu gibi komplike teknik süreçlerde hiçbir sıkıntı yaşanmadı. Fakat bence en önemlisi bir gecede 250 bp çalışanını bünyemize katarak tüm departmanlarımıza entegre ettik. İki farklı şirket, iki farklı kültür. Tüm süreci büyük bir hassasiyetle yönettik. İnsan kaynakları ve IT operasyonlarının pürüzsüz işlemesi için yoğun şekilde hazırlık yapmıştık. Yeni ekip arkadaşlarımızın yan haklarından mesleki eğitimlerine kadar tüm kariyer hedef ve detayları kendi sistemimize entegre edildi.
SEKTÖRDE SATIN ALMALAR
2023 sonunda akaryakıt sektörünün büyüklüğü 1,19 trilyon TL civarında. 2024 yıl sonu rakamları kesinleşmedi ama bunun üzerine kabaca yüzde 40 eklenebilir. Satın almaların altında yatan en büyük neden, ekonomik. Türkiye’de 13 bin civarında irili ufaklı bayi var. Ölçek ekonomisinden ötürü yeterli hacmi sağlayamayan istasyonlar, artık maliyetlerini karşılayamaz haline geldi. Maliyetler enflasyon odaklı artıyor. Ancak fiyatlamada durum farklı. Döviz kurlarının artışı enflasyonun gerisinde kalıyor, sattığınız ürünün değeri de buna göre şekilleniyor; kârlılık da marj tarafındaki regülatif düzenlemelerin de etkisiyle düşüyor. Özellikle istasyon tarafında jilet marjlar diyebileceğimiz bir akış var. Dolayısıyla satın alma ve birleşmeler masada.
İSTASYON DEĞİL, PERAKENDE NOKTASI MI?
Artık istasyonlar birer perakende noktası, birer hizmet merkezi. Bir bakıma artık yakıt değil, istasyon satıyoruz. Aslında bu süreci tetikleyen pandemi dönemi oldu. Ardından depremde, insanların temel ihtiyaçlarını karşılamak açısından da istasyonlarda çok önemli bir değerin olduğunu gözlemledik. İstasyon sahipleri de marketlerdeki marjların, akaryakıt satışından sağlananın üzerinde olduğunu görünce, marketin sadece akaryakıt satış tahsilatı veya sigara satış noktası olmadığını anladılar. Market gelirleri, genel ortalamada yüzde 5’ler civarında olsa da bazı istasyonlarımızda toplam gelirlerinin yüzde 20’sine kadar ulaşmış durumda. Akaryakıt dışı hizmetler yükselen değer ve 3 haneli rakamlarla büyüyor. Zaman zaman akaryakıt dışı gelirlerin, yakıt gelirlerini aşıp aşmayacağı soruları geliyor ama elbette ki mümkün değil. Ana faaliyet alanımızı sürekli geliştirmek için durmadan çalışmaya, özellikle de genel enerji verimliliği açısından ürünümüzü geliştirmeye, daha sürdürülebilir kılmaya odaklanmamız gerekiyor
İSTASYON DÖNÜŞÜMÜ
İstasyonlarımıza günde 1 milyon araç giriyor. Her bir aracın içerisinde ortalama 2 kişi olsa, günde 2 milyon kişi, en az 15 dakika boyunca sizin özel müşteriniz. Bu müşterinin zamanını iyi değerlendirmek durumundayız. Burada da devreye veri giriyor. İstasyonlardaki memnuniyet oranlarını artırmak, alım davranış ve tercihlerini doğru analiz etmek bizim için çok önemli. Doğru veri analizi, kişiselleştirilmiş ve ölçümlenebilir hizmet standardını sağlama noktasına kritik faydalar sağlıyor. İşin bir de tedarik kısmı var: Türkiye’nin farklı bölgelerindeki binlerce lokasyonda anlık talebi doğru tahmin edip nokta atışı yapabilmeliyiz. bp istasyonlarının da bünyemize katılmasıyla istasyon sayımız 2 bin 700’lere ulaşacak. Gücünü veriden ve teknolojiden alan, müşteriyi doğru dinleyebilen çözüm ve hizmet tasarımlarına yaptığımız yatırımları, istasyon dönüşümümüzü müşteri deneyimini maksimum memnuniyete taşıyacak şekilde artırıyoruz.
CEO OLARAK ÖNCELİKLERİM
Biz stratejik olarak Türkiye’nin enerji dönüşümünün referans şirketi olmaya karar verdik. Enerji trilemasını doğru yönetmek lazım. Bu trilemanın değişkenleri yani enerjiye erişim, enerjinin güvenliği ve sürdürülebilirliği en önemli önceliklerimiz. Açık ve net olarak ifade ediyorum; fosil bazlı akaryakıt tedarik ve ticareti yapan bir şirket olarak rüzgara karşı koştuğumuzun farkındayız. Elektrifikasyon da hidrojen, biyoyakıtlar gibi alternatif ürünler de gündemimizin bir parçası. Tüm bu akımları ve kaynaklarımızı dengeli ve akılcı stratejilerle yönetmemiz gerekiyor. Özellikle de ülkemiz gibi çok daha farklı öncelikleri olan bir coğrafyada…En çok önem verdiğimiz konulardan birisi, halihazırdaki akaryakıt tüketimini daha verimli hale getirmek. Verimlilikle kastım, sadece yeni motorlu araçları kullanmak değil, aynı zamanda yakıtlarımızda kullanılan biyoyakıt oranını yükseltmek. Denizcilik ve havacılıkta da sürdürülebilir yakıt alternatiflerine eğiliyoruz. Denizcilikte çok düşük sülfürlü denizcilik yakıtı VLSFO ikmalini gerçekleştiriyoruz, havacılıkta da uçaklara sera gazı emisyonlarını yüzde 80’e kadar azaltan sürdürülebilir havacılık yakıtı Neste MY Sustainable Aviation FuelTM (SAF) ikmalini sağlıyoruz. Öte yandan Çorlu’da sıfırdan bir biyoyakıt dizel tesisi kurmak için Rekabet Kurumu’ndan izin aldık. Projelendirme çalışmalarına başladık. Bu katkılar hem verimlilik hem de çevrenin korunmasına önemli aşamalar sağlayacak. Bu arada yalnızca büyük yatırımlar değil, günlük operasyonlardaki küçük görünebilecek önlemler dahi büyük fark yaratıyor. Sürüş eğitimleri vermek bile akaryakıt verimliliğine katkı sağlıyor. O kadar büyük bir rakamdan bahsediyoruz ki, yüzde 10’luk bir verim artışı sağlasak, bize çok önemli bir getiri kazandıracak. Burada bütünsel ve istikrarlı politikalar kurgulamak çok kıymetli
EKOSİSTEM EKONOMİSİNE ODAKLANIYORUZ
Petrol Ofisi Grubu dev bir ekosistem, Türkiye’nin en büyük üçüncü özel şirketi. Hazinemiz orta ölçekli bir bankanın nakit akışına sahip. Attığımız her adımda yarattığımız bu değeri nasıl büyüteceğimize kafa yoruyoruz. Ölçeğimizin ve mali değerimizin sorumluluğu ile ilerliyoruz. Hem kendi ekosistemimiz hem de paydaşlarımız için pastayı nasıl büyütürüz, lineer değil döngüsel bir kanal yönetiminde nasıl verim sağlarız ona bakıyoruz. Kendini yenileyebilen, harcayan değil gelir yaratan, tüketen değil üreten dinamik bir platform olarak konumluyoruz kendimizi. Kısa süre önce hayata geçirdiğimiz fintek şirketimiz de bunun bir örneği. POFintech 1 milyonuncu işlemini gerçekleştirdi. Binlerce bayi ve distribütörümüz için sanal ve fiziki POS ile elektronik cüzdan ve B2B ödeme platformu geliştirmesi yapıldı. Yalnızca birkaç ay içinde istasyonlarımızda, iç paydaşlarımızın finansal maliyetlerinde yüzde 25’e varan tasarruf oranı sağlandı. B2B ödeme platformu sayesinde de tek bir entegrasyonla KOBİ ve daha küçük ölçekte binlerce işletme 20’den fazla banka ile buluşma imkânına kavuştu. Göğsümüzü kabartan bp satın alması da aslında bu anlayışın, ekosistem ekonomisine olan inancımızın bir parçası. Ziyadesiyle zor bir yılda, zora gelince kaçanlara inat gerçekleştirdiğimiz bir satın alma oldu. Gayretimiz hep aynı, tedarikte ve ikmalde, havada, karada ve denizde, tüm operasyonlarımızı mükemmelleştirerek jeopolitik, ekonomik ya da sosyal koşullar ne getirirse getirsin enerji arzının güvenliği ve sürekliliğine fayda sağlamak, ölçek ekonomisinden tasarruf ve katma değeri de da tüketicilerimize ve tüm paydaşlarımıza yansıtmak.
%97
Biz, yapay zeka destekli, çok denklemli bir algoritma kullanarak sipariş doğruluğumuzu yüzde 90’lı seviyelerden yüzde 97 seviyelerine taşıdık. Envanter fonlamasının bu kadar maliyetli olduğu bir ortamda ufak gibi görünen bu fark, bize ciddi bir katkı sağlıyor.
DÖNÜŞÜMÜN ÖNCÜSÜYÜZ
- 2024’ÜN ÖRNEK İŞLEMİ bp satın alımının birleşme ve devralama ekosisteminde örnek gösterilecek bir işlem olduğuna inanıyorum. Bir dünya devini bünyemize katmanın gurunu yaşıyoruz. Sektörümüz için de yeni bir sayfa açan bu işlem Türkiye’ye olan koşulsuz güven ve sadakatimizin bir temsili. 2025’te de çıtayı yüksekte tutacağız.
- ENERJİ ALTYAPI GRUBU Kendimizi ülkemizin havada, karada ve denizdeki kesintisiz enerji ikmalinde entegre yapı sunabilen lider grubu olarak konumluyoruz. AR-GE merkezi statüsündeki teknoloji merkezimizden Türk mühendisliğini 33 ülkeye ihraç ediyoruz. Kesintisiz ve güvenli enerji arzındaki taahhüdümüzle ülkemizin enerji geçişi hedeflerine katkı sağlamak için çalışıyor, paydaşlarımızla birlikte sektördeki sürdürülebilir kalkınma odaklı projelere öncülük ediyoruz.
KURUM İÇİ GİRİŞİMCİLİK
- İÇİMİZDEN ÇIKAN STARTUP’LAR İkinci el araç ticaretindeki yerleşik çalışma şeklini değiştiren VavaCars fikri, bu şirketin kuluçka merkezinden çıktı. Biz, bu şirketin oluşmasına katkıda bulunduk. Sonra VavaCars’ın yarattığı ekosisteme hizmet vermek üzere Credin adında, dijitalleşmiş tüketici kredisi şirketi kurduk. BDDK’dan lisanslı bir şekilde operasyonlarına devam ediyor. Fintek şirketimiz olan PO-Fintech’in yanı sıra sektörün ilk sadakat programı odaklı 4 milyon oyunculu fantezi futbol ligi Sosyal Lig de ölçekten fayda sağlamaya olan inancımızın güzel birer örneği.
- GİRİŞİM SERMAYESİ GİBİYİZ Kurduğumuz sistemleri nasıl kristalize ederiz, yenilerini nasıl yaratırız katarız diye sürekli bir arayış içindeyiz. Bunu kurum içi bir kurumsal girişim sermayesi gibi düşünmemiz lazım.
- GİRİŞİMCİLİK REFLEKSİ Petrol Ofisi Grubu olarak iskele yapımından dijital operasyonlara kadar her alanda ortaklarımızla, yol arkadaşlarımızla birlikte çalışıyoruz. Yeni görüşlere ve iş fikrilerine açığız. Eskiden maliyet merkezi olarak algılanan IT ve finans bölümleri, bizim için artık gelir ve kârlılık merkezleri…
ULUSLARARASI YATIRIM KALDIRACI
- KURUŞ ÇEKİLMEDİ Vitol, 7 yıl önce Petrol Ofisi’ni satın alarak Türkiye’ye yatırım yaptı. 7 yıl boyunca oluşan kârdan, bir kuruş kâr payı çekmedi. Sürekli yatırım yaptı, istihdam sağladı. Doğrudan uluslararası yatırımın milli ve yerli üretime ne denli verimli katma değer sağlayabileceğinin bence en önemli aktörlerinden biri oldu.
- MİLLİ DEĞER Petrol Ofisi, Türkiye’nin milli bir değeridir. Ürettiği tüm kaynakları bu ülkeye aktaran, tamamen Türk yöneticilerle çalışan, sosyo-ekonomik ve jeopolitik şartlar ne getirirse getirsin milletine büyük bir adanmışlıkla hizmet eden ve bundan gurur duyan bir şirkettir. Bizim en önemli, büyük müşterimiz, tartışmasız kamu kuruluşlarıdır.
- ZOR ZAMANDA RİSK YÖNETİMİ Hissedarımızın emtia tedariki konusunda önemli bir katkısı var. Örneğin Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlamasıyla doğan emtiaya ulaşma riskini ortadan kaldırdık ve müşterilerimize kesintisiz ürün tedariki sağladık.
ELEKTRİKLİ ARAÇ STRATEJİMİZ
- BORUSAN EnBW İLE İŞ BİRLİĞİ Biz elektrikli şarj pazarına yaklaşık 8 yıl önce e-POwer markamızla girmiştik. Pazarın devinimini takip ettik, çalışmalarımızı derinleştirdik. Bugün kaliteli bir ekipman 30 ila 50 bin dolar bandında seyrediyor. Altyapı yatırım maliyetleri de cabası. Geri dönüşü ise 15 yıla yakın. Biz de hizmeti tüketiciyle daha hızlı ve en kaliteli altyapıyla buluşturabilmek adına alanında en uzman oyunculardan biriyle yol almaya karar vererek Borusan EnBW ile bir araya geldik.
- ÇEVRE HASSASİYETİ Ürün ve çözüm geliştirmelerinde sürdürülebilir kalkınma ve yenilenebilir kaynaklar özelinde formülasyonlara ve ticari süreçlere odaklanıyoruz. Bu çerçevede Derince’deki madeni yağ tesislerimizde geri dönüştürülmüş baz yağ ile üretim yapıyor, elektrikli araçlar için sektörde ilk olan özel çevreci ürünleri pazara sunuyoruz.
- ÖNCELİKLER LİSTESİ Bize göre şarj istasyonlarının öncelikli olarak şehirlerarası yollarda kurulması gerekiyor. Çünkü, müşteri şarj için durduğunda en az yarım saat beklemek durumunda. Şu anda elektrikli araç kullananların yüzde 90’ı, şarjlarını ya evlerinde, ya AVM’lerde ya da iş yerlerinde yapıyor. Elektrikli de ikinci el piyasasının da yoğunlaşacağı aşikar. Yatırımların bu gerçekler doğrultusunda yapılması görüşündeyiz.
HEDEFİMİZ 2050’DE NET SIFIR
- Yüksek teknoloji ile tasarlanmış yeni bir madeni yağ fabrikası açtık. Fabrikanın çatılarını güneş panelleriyle donattık. Tesisin kullandığı enerjinin 35’i güneşten sağlanıyor. Aynı zamanda yağmur suyunu değerlendiriyoruz.
- Sahip olduğumuz istasyonların hepsini güneş panelleriyle donatıyor, bayilerimizin kurması için de bir finansman paketi sunuyoruz. Resmi otoritelerin getirdiği ‘Tüketimin 2 katı kadar yatırım yapabilme hakkı’, çok mantıklı bir teşvik ve bu teşvikten yararlanıyoruz.
- Biyoyakıtlar konusundaki çalışmalarımız gibi ek çalışmalarla da net sıfır hedefimize 2050’de ulaşabileceğimize inanıyorum.