in , ,

Buluttaki elbise dolabı

Uzun yıllar değişik alanlarda profesyonel olarak çalışan Ayşe Kefli ve Gözde Atasoy, kadınlar için “kıyafet paylaşım” modeline dayalı girişimlerine hayat verdiler. UnoMoi adlı şirket, bir yandan “cloud” üzerinde kıyafet seçenekleri sunarken, diğer yandan paylaşım ekonomisiyle, çevreye katkı yapma hedefine odaklanıyor.

buluttaki-elbise-dolabi

YAZI: İPEK KOŞAN

Son yıllarda “bulut” (cloud) teknolojisini çok kullanıyoruz. Oysa, bunun bireylerdeki temeli Yahoo ve Gmail gibi email kullanımlarıyla çoktan atılmıştı. Çok sayıda kişi, ilk email hesaplarını, “bulut” içinde, internetten bir kullanıcı adı ve şifre ile ulaştıkları bulutta açmışlardı. Ardından yeni hizmetler ve iş dünyasındaki kullanımları geldi.

İş hayatlarına değişik alanlarda profesyonel olarak devam eden Gözde Atasoy ve Ayşe Kefli’nin girişimcilik maceralarında yollarını bu teknoloji ve kadınların giyim alışkanlıklarına yeni bir seçenek yaratma tutkusu birleştirdi.

ABD’de “Netflix of Fashion” (Modanın Netflix’i) olarak adlandırılan bu sistem, “bulut” mantığında işliyor ve bireylere istediği kıyafeti seçip, kiralama olanağı sunuyor. Dünyada yükselen “paylaşım ekonomisi”nin, buna bağlı olarak sürdürülebilirlik yaklaşımının da destekleyicisi olan bu modeli, UnoMoi adlı şirketleriyle Türkiye’ye taşıyan iki ortağın hedefi, bir yandan kadınlara hesaplı ve deneyimleme şanslarının zayıf olduğu ürünleri sunmak, diğer yandan da doğayı korumak… Çünkü, tekstil her yıl dünyaya 1 milyar ton düzeyinde karbondioksit salınımı veriyor.

Tüm bunlardan yola çıkarak kıyafetlerin ömrünü uzatmayı amaçlayan Gözde Atasoy ve Ayşe Kefli, yeni işleri ile hedeflerini Fast Company dergisine anlattılar:

Sürdürülebilirliğe katkı vizyonu
Gözde Atasoy: 10 yıl önce yüksek lisans yapmak için Amerika’daydım. O dönemde yıldızı parlayan “Rent the Run Way” isimli girişimi duydum ve çok heyecanlandım. Türkiye’ye döndüğümde üzerine çok eğilemesem de bu fikir ara ara aklıma geliyor, uygulanabileceğini düşünüyordum.

Ben dünyada kadınların alışverişe karşı tutkusunun benzer olduğuna inanıyorum. Yeni bir kıyafet her kadını heyecanlandırır. Bizi bu işte heyecanlandıran yalnızca işin moda ayağı ve sunduğumuz çeşitlilik değil, aynı zamanda işin özünün sürdürülebilirliğe dayanıyor olmasıydı. Sınırsız alım ile özdeşleşecek bir model gibi görünse de aslında günün sonunda yapılmaya çalışılan şey, dünyadaki hızlı tekstil üretiminin çevreye verdiği zarara bir nebze olsun “dur” diyebilmek. Paylaşım ekonomisi ile tüketimi, özellikle de lüks tüketimi bir miktar dizginlemeyi hedefliyoruz. Biliyoruz ki, giyinmeyi seven kadınlar, bir ürünü ne kadar isterse istesin, 3-4 kez kullandıktan sonra sıkılabiliyorlar. Biz de vizyonumuzu bu doğrultuda oluşturduk: “Yeni kıyafet giyme ihtiyacını, kiralama yoluyla tatmin etmek.”

AYŞE KEFLİ

Sahipliğin sonu mu?
Ayşe Kefli: Kadınlara, alışverişte önceliklerinin kiralama olması yönünde ilham vermek istiyoruz. Dünyanın buraya evrildiğinin de farkındayız. Türkiye’de kıyafet kiralama sistemi 2010 yılında başladı. Ama ağırlık abiye diyeceğimiz gece kıyafetlerinden yana. Biz bunu farklı bir boyuta taşıyoruz.

Tüketiciler, artık sahip olmanın gereksizliğinin farkında ve biz de buna öncülük eden girişimcilerden olmak istiyoruz. Bu düşüncelerle birlikte ilk fikir, 2019 yılının temmuz ayında ortaya atıldı. Ekim ayında fizibilite çalışmalarını yapmaya başladık. Kasım- Aralık ayında, finansal modelimiz ve 5 senelik bir iş planımız oluştu.

Amerika’daki modeli iyi inceledik, eksik ve güçlü yönlerini araştırdık. Ancak, ABD’den tamamen kopya bir modelin Türkiye’de çalışmayacağını bildiğimiz için tüketici alışkanlıklarına göre bazı geliştirmeler yaparak, hizmet tarafına daha fazla önem verdik. Fiyat ve ürün segmentinin ne olması gerektiğini şekillendirdik. Dördüncü ayın sonunda ilk modelimizi ve iş modelimizi, Yemeksepeti CEO’su Nevzat Aydın’a sunduk.

Yatırımcıları ikna etmek!
Nevzat Bey’in bize katkısı sadece parasal olmadı. İlk günden itibaren tıpkı bir mentor gibi kritik anlarda yol gösterici de oldu. Hem projeye hem de bizim enerjimize inandı. Gözlemlediğimiz kadarıyla yatırımcılar, fikir kadar girişimciye de güvenmek istiyorlar. “Bu kişi, bu işi yapar” hissiyatı, yeri geliyor fikirden de önemli oluyor.

Yatırımcılarımız arasında Yemeksepeti CEO’su Nevzat Aydın, Gizia’nın kurucusu İsmail Kutlu ve yatırımcı Can Eren de yer alıyor.

Potansiyel yatırımcılarla görüşmelerimizde, envanter odaklı bir iş modelimiz olduğu için, operasyonel risklerle ilgili soruları daha çok oldu. UnoMoi, ilk anda bir moda şirketi gibi düşünülse de, projenin detayına baktığınızda yürütülmesi gereken yoğun bir operasyon olduğunu görüyorsunuz. Biz hem dersimize çok iyi çalıştık, hem de farklı alanlarda başarılı kariyerlerimizi bırakıp bu projeye tüm enerjimizi verdik. Bunun da yatırımcılar üzerinde olumlu bir etki bıraktığını söyleyebiliriz. Projemizin geleceği bizim kadar yatırımcılarımızı da heyecanlandırdı.

İlk adımlar atılıyor
Operasyonumuza 2020 Kasım’da başladık. Yatırımcıya ne yapmak istediğimizi göstermek istiyorduk. İlk başlarda fikir aşamasındayken bu fonu alabileceğimizi düşünüyorduk.

Ekosisteme dahil oldukça planlarımız da değişti. Küresel bir salgının ekonomik etkilerini hissetmeyen sektör yoktur. Biz de hem hijyenin her şeyden önemli olduğu bir dönemde kıyafet kiralama aboneliği modelini Türkiye’ye getirdiğimiz için, hem de sosyal hayata dayalı bir iş kurduğumuzdan dolayı planlarımızda büyük değişiklikler yapmak durumunda kaldık. Ancak salgın sürecinde durup beklemek yerine, salgını yendiğimiz güne hazır olmak adına, daha da çok çalıştık diyebiliriz. Bu süreçte teknik altyapımızı geliştirmeye odaklanarak , operasyonel sürecimizi kusursuz hale getirme fırsatımız oldu. Aynı zamanda, potansiyel yatırımcı görüşmelerimizi hızlandırıp, ilk yatırım turumuzu tamamladığımız bir dönemdi.

Temmuz ayında yatırımımızı tamamlayıp, pazarlama çalışmalarına başlayacağız. İnsanlar yavaş yavaş sosyal hayatlarına geri dönmeye başladı. İşlerin hızlanacağını düşünüyoruz. Şu anda envanterimizde 800 adet ürün yer almakta. Yıl sonuna kadar hedefimiz 2 bin 500 parça ile sitemizi geliştirmek.

Stok ve üye sayısı önemli
Bizim modelimiz her sene yatırıma ihtiyaç duyuyor. Üyemiz arttıkça, daha fazla stokta ürüne ihtiyacımız olacak. Daha çok üyenin gelmesi için daha çok çeşit sunacağız.

Birinci günden beri 5 senelik planımızı buna göre yaptık. Yola çok büyük düşünerek çıktık. Bütün dolaplara sürdürülebilir ekosisteme dahil etmek istiyoruz ama bunu aşama aşama yapacağız.

İş modelimizin arkasında detaylı bir çalışma var. Tüketim alışkanlıklarıyla alakalı ince bir çizgi var. Buna dayanarak ilk envanteri kendimizde tutmayı düşündük.

Belki 5 yıl sonra insanlar her şeyini paylaşmaya başlayacak,sahip olmaktansa sadece kullanım hakkına sahip olmayı tercih edecekler. Ama buraya gelene kadar önde gelen üretici firmalar ile elde kalan ürünleri değerlendirmek ya da sürdürülebilir ürünleri satın almak en büyük hayalimiz.

Biliyorsunuz, tasarım kıyafetler çok pahalı ve bu nedenle belli bir kitle tarafından satın alınabiliyor. Biz başarılı Türk tasarımcıların ürettiği kıyafetlerin, paylaşım yoluyla daha fazla kadına ulaşmasını hedefliyoruz. Böylece onlara normalde hiç deneyemeyecekleri kıyafetleri giyme keyfini sunacağız.

5 yıllık planda ne var?
Misyonumuz, kadınlara, alışverişte önceliklerinin “kiralama” olması adına ilham olmak ve 5 sene sonunda Türkiye’deki kadınların ikinci el kıyafet kullanımına olan çekincelerini vermiş olduğumuz hizmet ile tamamen ortadan kaldırmak. Modanın geleceğinin kiralama üzerine evrildiğini şimdiden gözlemleyebiliriz. Bugün dünyadaki büyük tekstil üreticileri kendi kiralama paketlerini test etmeye başladılar bile. H&M, Urban Outfitters, Ralph Lauren…

Biz tüm bu markalara tek çatı altında ulaşabilme imkanı da sağlıyoruz. Açıkçası geliştirilmeye çok açık bir iş modeline sahibiz. Abonelik paketlerimizi çeşitlendirmek, Türk tasarımcılar veya büyük tekstil şirketleriyle iş birlikleri yapmak gibi planlarımız mevcut. Türkiye’deki büyük üreticilerin UnoMoi üzerinden kıyafet kiralama modelini deneyimleyebilmelerini sağlayabiliriz.

Türkiye’de modelimizin bire bir örneği yok. Kıyafet kiralama şirketleri aslında mevcut ancak sadece abiye ve özel günler için bir geceliğine kiralama opsiyonu sunuyorlar. En büyük hedefimiz, bugün bu deneyimi kadınlara yaşatarak farklı bir alışveriş opsiyonunun olduğunu anlatabilmek.

elbise-dolabi

“HEDEFİMİZ 5 YILIN SONUNDA UNICORN DÜZEYİNE GELMEK”

“Hedefimiz 5’inci yılın sonunda çok büyük değerlemesi olan, ‘unicorn’ düzeyine ulaşan bir şirket yaratmak… Kadınların önceliklerinin kiralama olmasını çok istiyoruz. Türkiye’de bu oluşuma öncülük yapmak istiyoruz. Diyelim ki satış fiyatı bin 500 TL olan dört ürün alacağınıza, o bütçeyle 1 sene boyunca 50 farklı parçayı kullanabilirsiniz. Hedef kitlemizdeki kadın yine alışveriş yapacak ama akıllı bir alışverişe yönlenecek. Cloud’daki dolap da diyebiliriz.”

  • ÜRÜNLERİN HEPSİ BİRİNCİ EL KALİTESİNDE Eğer ürünlerde kullanıma dair yıpranma olursa, o ürünler hemen envanterden çıkarılıyor ve onun yerine yeni ürün konuluyor.
  • SİSTEMDE EN ÇOK mağaza satış fiyatı bin 500 – 3 bin TL arasında değişen kıyafetler bulunuyor.
  • EN BÜYÜK YATIRIMCILARIMIZDAN BİRİ Gizia. Türkiye’nin en büyük lüks tekstil üreticisi ile stratejik ortak olmak paha biçilemez bir değer.
  • BİRİNCİ HEDEF KİTLEMİZ orta-üst düzey yönetici pozisyonlarında çalışan, aktif bir sosyal hayatı olan kadınlar.
  • EĞER BİR ÜRÜN sürekli kuru temizleme ile temizleniyor, çamaşır makinesine girmiyorsa, 2,5 seneye kadar kullanılabilir.

UNOMOI’DE SİSTEM NASIL İŞLİYOR?

  1. Müşteri, aylık 549.99 TL ödeyerek UnoMoi abonesi oluyor.
  2. Bu ona her ay UnoMoi.com sitesinden 4 ürünü seçme olanağı veriyor.
  3. Ürünler, kuru temizleme ve kalite kontrolden sonra ayrı ayrı paketlenerek, kurye ile birlikte müşteriye ulaştırılıyor.
  4. Ürünler bir ay boyunca kullanıcıda kalıyor.
  5. Müşteri, elindeki ürünleri iade edip başka ürünler kiralayabiliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

liderlerin-dijital-anlayis-karnesi

Liderlerin dijital anlayış karnesi

Kevin-Roberts-Yeni-donemin-sozu

Yeni dönemin sözü: “Uyum sağla, doğaçlama yap, üstesinden gel”