in , , , ,

“Elektrikli araç dönüşümüne hazırız”

Orhan Holding, otomotiv yan sanayinin büyük gruplarından… 50 yıllık geçmişiyle dünyanın önde gelen şirketlerinin tedarik zincirinde yer alıyor. Yönetim kurulu başkanı ve CEO’su Murat Orhan, yeni döneme adapte olmak için dönüşeceklerini, elektrikli araç konusuna ağırlık vereceklerini söylüyor. 2 milyar dolar ciroya ulaşırken, içten yanmalı araçları da ihmal etmeyeceklerini paylaşıyor ve ekliyor: “2030’a kadar elektrikli araçlara sağladığımız ürünlerin payı yüzde 60’ı bulacak.”

Elektrikli araç dönüşümüne hazırız

YAZI: TALAT YEŞİLOĞLU
FOTOĞRAFLAR: HÜSEYİN ALSANCAK

Bursa merkezli Orhan Holding, 50 yılı aşkın süredir otomotiv yan sanayi ağırlıklı olmak üzere otomotiv satış, sigortacılık, tarım ve gıda sektörlerinde faaliyet gösteriyor. Otomotiv grubu olarak da 4 kıtada ve 15 farklı ülkede üretim ve mühendislik merkezleriyle otomotivin küresel lider markalarının tedarikçilerinden birisi. Farklı coğrafya ve ülkelerde 10 bini aşkın çalışanı olan grup, akışkan transfer sistemleri, metal, koltuk sistemleri ve vites mekanizmaları ürünleri çözümleri sunuyor.

Grubun Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Murat Orhan, ailenin ikinci kuşağını temsil ediyor. Murat Orhan ile otomotiv sektöründeki dönüşümü, Orhan Holding’in yeni döneme nasıl hazırlandığını konuştuk. Halen milyar doların üzerinde bir ciroya sahip olan grubun başkanı Orhan, satın almalarla bu ciroyu 2 milyar dolara yaklaştırma hedefini paylaştı. Orhan, elektrikli araç dünyasının lideri Tesla’yla çözüm ortaklığı konusunda el sıkıştıklarını söylüyor ve ekliyor: “Tesla’ya ilk ürünlerimizi 2024’te teslim edeceğiz.”

KÜRESEL LİDERLERLE ÇALIŞIYORUZ

Orhan Holding olarak 15 ülkede üretim ve mühendislik merkezleriyle faaliyet gösteriyoruz. 10 binin üzerinde çalışanımız var. Otomotiv sektörüne parça tedarik eden dünyanın önde gelen gruplarındanız.

Kurduğumuz ortaklık ve hissedar olduğumuz şirketleri katmadan, 1 milyar euro kombine ciroya sahibiz. Dünyanın en büyük otomotiv markalarına “akışkan transfer sistemleri, metal, koltuk hizmetleri ve vites mekanizmaları alanında” üretim yapıyoruz…

Otomotivin yanında, Bursa Yenişehir’de tarım ve süt üretimimiz var. Yanı sıra, sigorta acenteliği, Borusan’ın Bursa ve Eskişehir temsilciliğini yapıyoruz.

KRİZLE GELEN FIRSATLAR

Endüstri alanına 1972’de, babam ve ortaklarıyla Teknik Malzeme şirketini kurarak başladık. Müşterimizin ne sorunu olduysa, onu çözerek iş yaşamında ilerledik. 1994 yılındaki krize kadar otomotiv sektörünün ihtiyaçlarına yönelik çözümlere odaklanmıştık. Bu strateji doğrultusunda egzoz, yakıt hortumları fabrikalarımızı kurmuştuk.

1994 krizinde ise yaptıklarımızın faydasını görmeye başladık, bu sayede ihracatta ciddi atılım yaptık. Daha önce odağımız yerli otomotiv üreticileriydi. İhracatın artması, beraberinde global firmaları Türkiye’ye çekti. Yeni otomotiv markaları Türkiye’ye gelmeye başladı.

Biz de o zaman, “Sadece yerli üretici olarak devam edemeyiz. Günün birinde iş alamaz hale geliriz” diye düşündük. Bu nedenle arayışa başladık ve 2007’de o zamanki ortağımız Nobel Grubu’nun yurt dışındaki operasyonlarını satın alarak bir atılım yaptık. Devir aldığımız ciro o dönemde 250 milyon dolar civarındaydı.

YENİ BÜYÜME DÖNEMİ

O satın almanın hemen ardından 2008 krizi başladı… Devraldığımız 250 milyon dolarlık ciro 150 milyon dolara düştü. O sırada satın aldığımız şirketin Amerika ve İngiltere’de fabrikalarını kapatmak durumunda kaldık. Ardından tekrar yükseliş, büyüme dönemi başladı.

O zaman da müşterilerimizden yeni talepler geldi. “Fas, Hindistan, Rusya’da olman lazım” taleplerini dikkate almamız gerekiyordu. Eğer o ülkelere gidip yatırım yapmazsanız, tedarik işini rakiplerinize kaptırırsınız.

Bu yönlendirmelerle beraber, Kore, Romanya, Rusya ve Fas’ta sıfırdan fabrika kurduk. Çin’e ise bir şirkete yüzde 51 ortak olarak girdik. Şu anda dünyanın önde gelen bütün yan sanayi şirketleri gibi biz de Fas’ta yatırım yapıyoruz.

KATMA DEĞERLİ İHRACAT

1994 krizinin hemen ardından ciromuzun önemli bir bölümünü ihracat oluşturuyordu. Ardından yurt dışındaki yatırımlar ve satın almalarla birlikte Türkiye’den yaptığımız ihracatın payı azaldı. Ancak, Türkiye’deki otomotiv üreticilerine tedarik ettiğimiz koltuk, kumaş, egzozların ihraç edilen araçlara takıldığı düşünüldüğünde, sonuçta ihracatın payının yüzde 70 ile 80’i bulduğunu söyleyebiliriz. Bunların bir bölümünü Türkiye, kalanını Romanya, Slovakya, Fransa’da üretiyoruz.

İhracatın içinde katma değerin payını artırmak için çalışıyoruz. Bunun için kökten bir dönüşüm gerekiyor. Biz de otomotive yönelik ürün grupları ile yeni enerji alanlarında ürün geliştiriyor, ana üreticilerle teknolojik geliştirmeleri birlikte yapıyoruz. Böylece anlamlı katma değer yaratmaya çalışıyoruz.

Buradaki kritik etken de; nitelikli iş gücü, özellikle mühendislik ve teknik ara kadrolardır… Böyle bakınca, Türkiye’nin mutlaka ‘ucuz’ işçilik öncelikli ürünlerden teknoloji ağırlıklılara geçmesi gerekiyor.

Müşterilerimiz, üretim maliyetlerimizi bizden iyi biliyorlar… Son müşteriye giden fiyatları kg olarak incelerseniz, eğer ekstra bir fonksiyon eklenmemişse, fiyat artmamış, aksine bir miktar düşüş göstermiştir. Dolayısıyla otomotiv sektörünü cep telefonu gibi ürünlerle kıyaslamamak gerekiyor.

BİZ DE DÖNÜŞÜYORUZ

Dünya otomotiv piyasasındaki yeni gelişmelere ayak uydurmak, bir parçası olmak için biz de dönüşüyoruz. Bunun için de ciddi yatırımlar yapıyoruz, şimdiye kadar üretmediğimiz ürün gruplarına giriyoruz.

Bu da kolay bir şey değil. Bugün klima hortumu dediğiniz zaman bunu zaten yapıyorduk. Elektrikli araç üreten şirketlere “bunu biz de yapıyoruz” diyoruz ama özellikle pil soğutma sistemleri herkes için yeni bir konsept. Bu tip ürünlerde regülasyonlar ve test süreçleri yıllar alıyor. Ancak, geçmişin getirdiği birikimle “biz de varız” diyoruz ve iki tarafta da başarılı oluyoruz.

Mevcut müşterilerimizle bu süreci yürütmek nispeten kolay oluyor ama yeni süreçlerin, modellerin bir parçası olmak kolay olmuyor. Özellikle pil soğutma ürünlerimizle yeni sistemin bir parçası olmak için de 3 yıldır çalışıyoruz. Bu yıl da artık iş almaya başladık…

YENİ FİKİRLERLE BÜYÜME

Bizim Türkiye, Hindistan, Romanya, Fransa, İngiltere ve Amerika’da mühendislik merkezlerimiz var. Bunların farklı farklı uzmanlıkları var. Bu arkadaşların bir bölümünü ayırdık ve tamamen yeni ürünler için çalışıyor. Diğer arkadaşlar da mevcut ürünlerin gelişimi için destek veriyor.

Teknoloji merkezleriyle, sektöre ilişkin çalışmalar yapan startup’larla iletişimimiz var. Ancak, bu faaliyetleri şu anda “düşünce” ve “fikir” aşamasında olan işler olarak tanımlayabiliriz. Onlar da şu andaki işlerimizden bağımsız girişimler olacak. Bu girişimler, 2 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşma stratejisine büyük katkı verecek. Çünkü, bugünkü işlerle, organik olarak 2 milyar dolarlık büyüklük hedefine ulaşmamız mümkün değil. Burada satın alma, birleşme veya startup’lar gibi gelecek vaat eden fikirlere yatırımlar yaparak ulaşacağız.

ORHAN HOLDİNG’İN YARINI

Ana işimiz dışındaki sektörlere yatırım konusunda fikirlere açığız. Özellikle teknoloji konusundaki yeni fikirlerin, ailenin genç jenerasyonundan gelsin diye de bekliyoruz. Ama otomotiv bizim ana işimiz. Bu sektörde bırakın büyümeyi ayakta kalmak için bile çok büyük çaba gerekiyor.

Biz son 5 yılda, hem dönüşümü gerçekleştirmek hem de müşterilerimizin yeni modellerine ürün geliştirmek için 120 milyon dolar yatırım yaptık.

Şu anda kendi işimize odaklanmak birinci önceliğimizdir. Dönüşümü sağlamak ve bu sırada bazı fırsatlar gelirse onları da değerlendireceğiz.

Otomotiv dışında bizim Bursa Yenişehir’de tarım yatırımımız var. Buradaki üretimi, otomotiv mantığıyla yönetiyoruz. Hem girdi maliyetlerinin yüksek olması hem de satın alma gücünün düşmesine, yatırım için iyi bir dönem olmamasına rağmen, bu alanı da geliştirmek istiyoruz.

Biz bunu açıkçası bir milli görev olarak görüyoruz. Herkes tarımdan kaçarken, bizim de tam tersine bu alana yatırım yapmamız gerekiyor. Zarar etmemize rağmen devam ettiriyoruz. Eninde sonunda dengeler sağlamak ve biz de bu alanda hazır olarak bekliyor olacağız.

ARAÇLARIN GELECEĞİ

Elektrikli araçların geleceği konusu önemli bir soru işaretidir. Son dönemde yapılan toplantılarda elektrikli araç üreticilerinin, önümüzdeki 5 yıl için “Şu kadar araç üreteceğiz demiyoruz, piyasa ne talep ederse, onu üreteceğiz” diye konuştuklarına şahit oluyoruz. Benim gördüğüm kadarıyla biraz frene basmaya başladılar. Bu nedenle AB’nin Euro 7 standartlarına geçmesi bir miktar ertelendi.

Elektrikli araç üreticileri şu anda pil konusunda Çin’e büyük ölçüde bağımlı. Bana göre elektrikli araçlar, beklenildiğinden biraz daha hızlı bir şekilde başladı ama bir miktar ivme kaybediyor gibi geliyor… Önümüzdeki 1-2 yıl içinde farklı değişimler de olabilir.

Bu alandaki önemli konulardan birini ise içten yanmalı motorlarda kullanılmak üzere geliştirilen “e-fuel” yakıtın geleceği de önemli. Dünyada bu yakıtların üretimine ilişkin tesisler kurulmaya başlandı. Bazı otomotiv üreticileri buna yatırım yapmaya başladı.

Dünyada elektrikli araçların şarj ve ikinci el konusunda bazı sıkıntılar var. Örneğin, aracın pili eskidiğine ne olacağını kimse bilmiyor. Elektrikli araçların ikinci ellerinde pil maliyeti yüzde 90’lara çıkıyor olabilecek; Elektrikli araçlarda maliyetin yüzde 35-50’si şu an pil diye düşünebiliriz. Bu nedenle Tesla hariç, bütün büyük otomotiv üreticileri duruma bakıp, “iyi yöne de gidebiliriz” stratejisini izliyor.

TESLA’NIN TEDARİK ZİNCİRİNE GİRDİK

Tesla’dan ilk işimizi aldık ve 2024 sonu itibarıyla Y modeline pil soğutma ve klima hortum sistemlerinin üretimine başlıyoruz. Ancak, sizi yanıltmasın, bu elektrikli araçlar için ilk satışımız değil. Bizim bugün itibarıyla ciromuzun yüzde 15’i elektrikli araçlar için ürettiğimiz ürünlerden geliyor. Geriye kalan yüzde 85’lik bölüm de içten yanmalı motorlu araçlara sağladığımız ürünlerden kaynaklanıyor. 2030’a kadar da yüzde 15’lik oranın yüzde 60’a kadar çıkmasını bekliyoruz.

Tesla, Avrupa’daki yan sanayisini geliştirirken, Çin yerine lojistik olarak üretim merkezine daha yakın olan Avrupa’dan ürün tedarik etmeyi tercih etti ve biz de onların testlerini geçtik. Ama bu süreç kolay olmadı…

YENİ ÇALIŞMA DÜZENİMİZ

  • ONLINE’DAN FİZİKİYE DÖNÜŞ Çalışma düzeni özellikle pandemi döneminde değişti. Online toplantılara alışmıştık, şimdi yeniden fiziki toplantılar ağırlık kazanıyor. Yeniden yurtdışı toplantılara ağırlık vermeye başladım.
  • YARIM SAATLİK TOPLANTI Her pazartesi günü “yarım saati” geçmeyecek şekilde toplantı yapar, bütün fabrika ve yönetim ekipleriyle gündemi değerlendiririz.
  • 200 PROJENİN YÖNETİMİ 200’e yakın proje yürütüyoruz. Her birinin devreye alınma süreci 2-3 yılı bulabiliyor. Ekipler, bu programlar için sürekli çalışıyor. Bu süreçte bir sorun çıkıp, çözüm bulunamamışsa, en geç 2 gün içinde bana aktarılması yönünde politikamız var.
  • HIZ Ürünlerimiz zaten sıkışık bir planda gelişir. Bazı tasarımlar son dakikada bile değişebilir. Dolayısıyla yeni ürün geliştirmedeki hıza, çabukluğa çok alışkınız.

HEDEF İLK 100

“Dünyanın en büyükleri arasına girmek üzere çalışıyoruz.Şu anda otomotiv dünyasının önemli tedarikçilerindeniz. Hedefimiz, otomotiv yan sanayi alanında en büyük 100 kuruluştan biri olmak.
Bu sıralamaya girebilmek için de otomotiv sanayine ürün/hizmet tedariği yapan ciroyu 2 milyar doların üzerine çıkarabilmek gerekiyor. Bunu da daha çok satın almalarla yapacağız.”

YENİ NESİL TEDARİKÇİNİN GÜNDEMİ

  • Yeşil dönüşüm Dünyanın önde gelen otomotiv şirketlerinin ajandasında “yeşil dönüşüm ve sıfır karbon” var. Bizim gibi ”yeni nesil tedarikçilerin” gündeminde de bunların mutlaka yer alması gerekiyor.
  • Karbon azaltma Biz hazırlıklarımızı yapmaya başladık. Karbon ayak izimizi tamamen sıfırlamak zor. Bu nedenle nasıl azaltabileceğimize, ne kadarını “offset” edebileceğimize bakıyoruz. Yıllardır verimlilik amacıyla elektrik ve su tüketimini azaltmanın yollarını arıyorduk. Şimdi maliyetin yanı sıra “çevresel etki” için de izlemeye başladık.
  • Yeşil elektrik oranı ABD ve Avrupa’da “Elektriği yeşil üreticiden de alıyoruz” diyor ve bunun oranını da paylaşabiliyorsunuz. Ama henüz Türkiye’de aynı etkinlikte ve gelişmişlikte yapmak mümkün değil. Sanıyorum, önümüzdeki dönemde gelecek yasal düzenlemelerle daha etkili yapacak duruma geleceğiz.
  • Yeni iş modeli Otomotiv sektörünü kökten dönüştüren elektrifikasyon, otonom sürüş ve dijitalleşme gibi trendler nedeniyle geleneksel iş modelleri değişiyor. Bu nedenle tüm süreçlerimizi gözden geçiriyor, daha çevik ve dijitalleşmeden daha yoğun bir şekilde faydalanmaya çalışıyoruz.

GİRİŞİM SERMAYESİ FONU

“Bugüne kadar 4-5 tane projeyi değerlendirdik ancak henüz yatırım yapacak bir durum olmadı.
Dedemden, babamdan ‘yatırımdan kaçan değil, yatırıma koşan’ bir kültürümüz var. Yatırım fırsatı oluşunca finansmanı da sağlayabilirsek, gücümüz yetiyorsa, denemeler yapmayı seviyoruz.
Bu girişimleri takip ediyoruz…”

DEV MARKALARIN TEDARİKÇİSİ NASIL OLUNUR?

  1. Üretim yaptıkları merkezde veya yakınlarda olmak gerekiyor.
  2. Müşterinin istediği şekil ve kalitede ürün sunacak, kaliteden hiçbir ödün vermeyeceksiniz.
  3. Onların teknolojik gelişmelerine mutlaka ayak uyduracaksınız.
  4. Kaliteden ödün vermeden fiyatı tutturacaksınız. Bunu da verimlilik artışıyla sağlayacaksınız.
  5. Ürünlerinizi zamanında teslim edeceksiniz. Bu, çok kritik bir konudur.
  6. Nitelikli insana dayalı mühendislik gücü kurmalısınız. Yeni ve inovatif ürün geliştirmeyi bu şekilde sürekli hale getirebilirsiniz.
  7. Aile şirketi olmamız, müşterimiz nezdinde bir artı değerdir. Özellikle 2008 krizinden sonra ‘aile şirketi” kimliği öne çıktı, güven verici hale geldi.

TESLA’YA TEDARİKÇİ OLMANIN 4 KOŞULU

  1. İleri teknoloji
  2. Doğru maliyet
  3. Ağırlıkta fark
  4. Karbon ayak izi

Yazar: Talat Yeşiloğlu

Fast Company Türkiye Genel Yayın Yönetmeni

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Türk tasarımcıya global marka ödülü

yatırımda-3-uncu-fazdayiz

Yatırımda 3’üncü fazdayız