in , , , ,

Enerjinin orkestra şefi

Enerjisa Enerji, Türkiye’nin en büyük üretim ve dağıtım şirketlerinden… 22 milyon kullanıcıya hizmet sağlıyor. Şirketin CEO’su Murat Pınar, enerjinin kritik bir dönemde olduğunu, bu nedenle yenilenebilir kaynaklara yöneldiklerini söylüyor. “Gelecek 5 yılda önemli bölümü yenilenebilir enerjiye olmak üzere 30 milyar TL yatırım yapacağız” diyor ve ekliyor: “En büyük olmak yeterli değil. Teknoloji odaklı, yeşil şirket olacağız.”

Enerjinin-orkestra-şefi

YAZI: MEHTAP DEMİR

Dünyada enerji piyasası oldukça zorlu bir dönemden geçiyor. Dünya ekonomisini derinden etkileyen Covid19 pandemisi ve ardından gelen Rusya-Ukrayna savaşının doğurduğu sorunlarla beraber sektör global çapta, bugüne kadarki en büyük enerji krizi ile karşı karşıya kaldı.

Türkiye’de sektör lideri konumunda olan Enerjisa Enerji de bu dönemle mücadele için yeni stratejiler geliştirenler arasındaydı. Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar’a göre Türkiye’de pandeminin ilk 2 ayından sonra sanayide ciddi bir üretim artışı oldu, elektrik perakende tarafında yükselen talep ile elektrik tüketimi ortalama yüzde 20-25 civarında arttı. Bununla birlikte, piyasadaki istikrarsızlık ve özellikle petrol ve gaz fiyatlarının artışı, üretim anlamında elektrik fiyatlarına ciddi bir baskı yaptı.

Pınar, “Elbette biz de bu zorluklardan nasibimizi aldık. Fakat portföyümüzün sağlamlığı ve güçlü hissedar yapımız gelecek için umut veriyor” diye kaydediyor.

Murat Pınar’ın sözünü ettiği portföyün önemli parçalarından birini ise bugün “yenilenebilir enerji” oluşturuyor. Tüm dünyanın gündeminde de sürdürülebilir çözümler var.

Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar, sektörün geleceğini ve Enerjisa’nın planlarını Fast Company için anlattı…

ENERJİNİN KRİTİK GÜNDEMİ

Dünyada enerji gündeminin ilk sırasında “yenilenebilir enerji” yer alıyor. Zira, dünyanın 2050 için belirlediği karbon salınımı hedefine ulaşabilmesi için her gün 1000 megawatt kurulu güce sahip bir güneş enerjisi santrali yapması lazım. Bu nedenle son yıllarda dünyada bu alandaki yatırımların yüzde 90’ının yenilenebilir enerjiye yapıldığını görüyoruz.

Türkiye, dünya ekonomisinde yüzde 1 ila 2 arasında paya sahip. Bu gerçekten hareketle, her gün 10 ila 20 megawatt kapasiteye sahip santraller yapmamız lazım. Bugün yapılan ise 1 – 1.5 megawatt seviyelerinde bile değil. Hedefleri yakalayabilmek için 10 katı daha hızlı büyümemiz gerekiyor.

Bununla birlikte, Türkiye bu alanda yatırımları hızlandıran ve iyi sonuçlar alan bir ülke. Örneğin, 2017 -2023 arasını kapsayan Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı‘nda, 6 başlıkta, 55 aksiyon planlanmıştı. 5 Yıllık Kalkınma Planı’nda yenilenebilir enerjinin yüzde 32’den 38’e çıkartılması hedeflenmişti. Fakat hedef aşılarak yüzde 44’e çıktı. Son 10 yılda yenilenebilir enerji yatırımları 3 kat arttı. Bugün kurulu gücümüzün yüzde 50’sinden fazlası yenilenebilir enerjiden oluşuyor.

ENER-JEOPOLİTİK DÖNEMİ!

Şimdiye kadar dünya siyasetine, ekonomisine veya enerji piyasasına, geleneksel jeopolitik haritalar yön verirdi. Artık o dönem geride kaldı. Bugün dengeleri “rüzgar ve güneş haritaları” belirliyor. Buna da uzmanlar, ‘ener-jeopolitik’ diyor.

Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyeli, coğrafyası itibarıyla da yüksek. Bir kuzey Avrupa ülkesiyle kıyasladığınızda oldukça cazip bir ülke… Bir günde 12 saat üzerinde güneş alıyor. Rüzgar enerjisinden faydalanabileceği bir coğrafi konumu var. Potansiyeli içinde hidroelektrik, rüzgar, güneş var.

Bunların yanı sıra faydalanabileceği yeni teknolojiler de mevcut; biyometandan, biyogazdan, dalga hareketlenmesinden ve offshore rüzgarlardan söz ediyoruz.

Türkiye’de verimlilik dediğinizde yüzde 30-40’lara varan pozitif katkılar sağlanabileceği inancındayım. Ayrıca her şehrimiz, her beldemiz için ayrı verimlilik projeleri olması lazım; kiminde güneş kiminde yağmurdan, rüzgardan faydalanabileceğimiz farklı özelliklerdeki coğrafyamızdan dolayı.

NEDEN YATIRIM GEREKLİ?

Fosil kaynaklardan elektrik üretiminin Türkiye’de çevreye verdiği zararın yanı sıra bir de ithalat konusu var. Son 5 yılda enerji ithalatımız yaklaşık 200 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Enerjide yerli ve yenilenebilir kaynakları kullanarak bu açığı kapatmamız, hatta pozitife geçmemiz mümkün. Dolaysıyla bu alanda atılacak her adım elbette ülkemiz için büyük kazanç sağlayacak.

“Karbon nötr” hedefini yakalayabilmek için, 2050 yılında enerji üretiminin üçte ikisinin rüzgar, güneş, hidro ve biyoenerji gibi kaynaklardan olması gerekiyor. Bunun için güncel kurulu gücü güneşte 20 katına, rüzgarda ise 10 kattan fazlaya ulaştırmalıyız. Bu da kabaca dünya çapında günde 1 GW, ülkemizde ise günde 10 MW yenilenebilir enerji kaynağının devreye alınması gerektiği anlamına geliyor.

Son 10 yılda verilen desteklerle yakaladığımız büyüme trendini önümüzdeki yıllarda gelişmesini umduğumuz depolama sistemleri ile birlikte dağıtık enerji özelinde güneş enerjisinde göreceğimize inanıyorum.

KISA VADELİ ÇÖZÜM YOK

Dünyadaki enerji krizini “kısa vadede” yenilenebilir veya diğer yöntemlerle çözmek mümkün değil. O nedenle 10-15 yıllık planlardan bahsediyoruz. Fakat zaten ülkelerin enerji verimliliği eylem planı da bugün kriz var ya da yok meselesinden öteye anlam taşıyor.

“Rusya’ya bağımlılık”, bütün dünyanın enerji hikayesini değiştirdi. Bugün Avrupa’nın yüzde 60’ı gazını Rusya’dan alıyor. Dolayısıyla, hidrojeni de yenilenebilir enerjiyi de bir anda hızlandırıp yeni politikalar geliştirmeye ve ikame çözümler bulmaya çalışıyorlar.

Türkiye’deki en muhafazakâr senaryo bile 2030’da 1 milyon elektrikli araç olacağına işaret ediyor. Toplam araç parkımızda bugün 23-25 milyon araç var. Yaklaşık 1 milyonunun 2030’a kadar trafiğe dahil olacağını, 2035’te ise satılan araçların yarısının elektrikli olacağını düşünürseniz, 2050’de artık fosil yakıtlarla çalışan araç kalmayacağını düşünebiliriz. Böyle baktığınızda 2050’ye kadar uzanan bir plandan bahsediyoruz. Bugünden yarına bir çözüm değil.

Doğru stratejileri belirlemek ise en tepedeki politika yapıcılardan, kanun koyuculardan, regülasyon düzenleme yetkisine sahip olanlardan, sektörden tutun herkesin taşın altına elini hatta yüreğini koymasını gerektiriyor.

YENİLENEBİLİR YATIRIMIN MALİYETİ

Yenilenebilir enerji yatırımlarının maliyeti, projeye ve coğrafyaya göre değişir. Örneğin, güneş süresi itibarıyla, Toroslar’da yaptığınızın Karadeniz’dekine kıyasla nispeten daha hızlı geri dönüşü vardır. Ancak, dünyada 2010’dan itibaren panel fiyatlarının çok hızlı düşmesi ve teknolojinin artmasıyla, bugün gelinen noktada bu sistemler 5 ila 7 yıl arasında rahatlıkla kendini finanse edebilir duruma geldi.

Teknoloji ve fiyatın yanı sıra, COP26’nın etkilediği talep artışı söz konusu. Dolayısıyla, enerji depolama sistemleriyle bugün birincil enerji kaynağı olma potansiyeli taşıyan güneş ve rüzgar, yatırımcılar için de ciddi fayda ve geri dönüşler sağlayabilecek cezbedici bir alan oldu. Tüm dünyada devletler de hem finansal destek hem mevzuatlar ile yatırımları teşvik ediyor.

ENERJİSA’NIN SEKTÖRDEKİ YERİ

Sabancı Holding ve Avrupa’nın lider enerji şirketi E.ON’un ana hissedarları olduğu Enerjisa Enerji, 2018 itibarıyla halka arz edildi. Halka arz edilen kısımda dağıtım ve perakende faaliyetlerini yürütüyoruz. Elektrik dağıtım ve perakende pazarında yüzde 23’lük paya sahibiz. Pazardaki en büyük oyuncu olarak, 14 ilde 22 milyon vatandaşa elektrik tedariki sağlıyoruz.

Bunların yanı sıra, enerji üretim faaliyetlerini de yürütüyoruz. 2021’de önceki seneye göre faaliyet gelirinde yüzde 34, net kârda yüzde 29 büyüme kaydettik. 2020’de 1.7 milyar TL olan yatırım harcamalarımız 2021’de yüzde 56 artışla 2.8 milyar TL’ye çıktı.

Üretim, dağıtım ve satışının yanı sıra, daha “yeşil bir gelecek” için çeşitli çözümler üzerinde de çalışıyoruz. Bu bağlamda, Müşteri Çözümleri iş kolumuzda örnek aksiyonlar alıyoruz.

Türkiye’nin de tarafı olduğu COP26 (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı), 2026’ya dek ülkelerin yeşil dönüşümü gerçekleştirmesini zorunlu kılıyor. Özellikle, ihracatının yüzde 50’si Avrupa’ya olan bir ülkenin ihracatçılarının yeşil dönüşümü gerçekleştirmesi kritik. Zira, 2026 geldiğinde karbon vergisi, rekabet gücünü belirleyen önemli bir kriter olacak. Enerjisa Enerji Müşteri Çözümleri de tam bu noktada devreye giriyor. E-mobilite çalışmalarımızın da dahil olduğu bu fonksiyon, yeşil dönüşümü gerçekleştirecek çözümler için çalışıyor.

GÜNEŞE YATIRIMA DEVAM

Enerjisa olarak ülkemizin global hedeflere ulaşması yolunda üzerimize düşeni yapma gayretindeyiz. Özellikle güneş enerjisi alanına odaklıyız ve bu alanda hedeflerimiz büyük. Dağıtık üretim/güneş enerjisinde 22 MW’lık kurulu gücümüz mevcut. Yakın dönemde bu gücü 1,5 kat büyüteceğiz. Bunun yanı sıra, müşterilerimiz için özelleştirilmiş güneş paneli çözümleri önem verdiğimiz bir iş kolu.

Desantralizasyon, enerjinin geleceğini belirleyen en önemli trendlerden biri. Dağıtık üretim de bu dalgayı yakalamak için en kritik çözüm. Bunlar üzerinde çalışıyoruz. Güneşteki yaklaşık 22 megawatt’lık kurulu gücümüzü yıl sonuna kadar 40-50 MW düzeyine çıkarmayı planlıyoruz. 2025’e kadar ise 10-15 milyar yatırım miktarımızın önemli bir kısmı da buraya harcanacak. Dolayısıyla, önümüzdeki 3 yıl içinde bunu 500 ila 1000 MW arasında bir yere götürmeyi planlıyoruz.

Böylece yenilenebilir enerjinin portföy içindeki payı artacak. 2018’de yüzde 0.01 ile başlayan bir alanı, 2025’e dek toplam portföyün yüzde 15-20’si arasına oturtmayı planlıyoruz.

Enerjisa Enerji olarak güneş enerjisine yaptığımız yatırımların dışında, atıktan enerjide de büyük potansiyel görüyoruz. Biyokütle enerjisi, biyogazdan enerji üretimi ve atık yönetimi sektörleri daha sürdürülebilir bir dünya için anahtar rol oynayacak. Önümüzdeki 10 senede bu kollar iki katı büyüklüğüne ulaşacak.

HEDEF EN BÜYÜK OLMA

Önümüzdeki yıllar için öncelikli hedefimiz, mevcut iş alanlarımızda liderliğimizi korumak ve yükseltmek. Açıkçası liderliği bırakmaya niyetimiz yok.

İkinci olarak da 2018’de yatırımını yaptığımız Eşarj’ı, ülkenin ilk ve en hızlı şarj şebekesi olmasının yanı sıra kurulu gücü bakımından en büyük şarj operatörü olarak konumlandıracağız. Önümüzdeki dönemde şarj noktalarının sayısında, özellikle de DC, yani hızlı olanda büyüme planlıyoruz. Burada ülkelerin elektrikli araç satış hızına da bağlı olarak aynı hızla, hatta en az birkaç kat büyümemiz lazım.

Diğer taraftan müşteri çözümleri şirketimize baktığımızda, yüzde 0,1’lik dilimden toplam portföyümüzün gelirlerinin yüzde 20’sine kadar çıkabilecek bir strateji ile 2025’e hazırlanıyoruz.

Bugün dağıtım ve perakende alanında Türkiye’nin en büyük enerji şirketinden bahsediyoruz ama bu yeterli değil. Enerjisa, “enerji pazarının orkestra şefi” olmayı hedefliyor.

Ayrıca, uçtan uca çözümlerle, enerji değer zincirlerine baştan sona dokunacak çevik bir organizasyon olacak. Ana faaliyet alanlarının yanında, sektörel know-how’ı ve güçlü bilişim kasları sayesinde, emsal teşkil edecek bir teknoloji şirketi; yenilikçi teknolojilerle yeşil bir geleceğe hazır bir Enerjisa olacak.

HANGİSİ DAHA KÂRLI?

  • HİDROJEN: Güneş ile hidrojen arasında büyük fark var. Kıyaslamak doğru değil. Hidrojen bugün ticari değil. Teknik sebeplerden dolayı tüketildiği yerde üretmek için çok uygun bir yapı. Pille birleştirdiğinizde bir geleneksel şebekenin sağladığı her şeyi sağlıyor.
  • RÜZGAR: 24 saat çalışabilme ihtimali nedeniyle şu anda daha önde görünüyor. O yüzden de kurulu gücümüzün yüzde 4’ü güneşken, yüzde 9’u rüzgardan oluşuyor.
  • GÜNEŞ: Uygulama alanları açısından da farklılıklar var. Çatıların, küçük veya tarımsal olmayan alanların kullanımında güneş öne çıkıyor. İlerleyen günlerde yeni teknolojilerle birleştirdiğinizde çok cazip bir noktaya gelir. Çünkü, bugün depolama kilowatt başına 100 doların altına düştü.

ENERJİNİN YENİ AJANDASI

Gelecek 5 yılda ana iş kolu dağıtıma 30 milyar TL yatırmayı planladıklarını söyleyen Murat Pınar’ın vizyonunun arkasında bu gerçekler var:

  • 1000 MEGAWATT: Dünyanın 2050 için belirlediği karbon salınımı hedefine ulaşabilmesi için her gün 1000 megawatt güneş enerjisi santrali yapması lazım. Son yıllarda dünyada enerji yatırımlarının yüzde 90’ı yenilenebilir alana yönelik.
  • 10-20 MEGAWATT: Türkiye, dünya ekonomisinde yüzde 1 ila 2 arasında paya sahip. Bu gerçekten hareketle, her gün 10 ila 20 megawatt’lık santral yapmalıyız. Ancak, bugünkü rakam 1 – 1.5 megawatt bile değil.
  • %44: Türkiye, 5 Yıllık Kalkınma Planı’nda yenilenebilir enerjinin yüzde 32’den 38’e çıkartılmasını hedeflemişti. Fakat hedef aşılarak yüzde 44’e çıktı.
  • 2/3: “Karbon nötr” hedefini yakalayabilmek için, 2050 yılında enerji üretiminin üçte ikisinin rüzgar, güneş, hidro ve biyoenerji gibi kaynaklardan olması gerekiyor. Bunun için kurulu gücün güneşte 20 katına, rüzgarda ise 10 kattan fazlaya ulaşması gerekli.
  • 10 MİLYAR TL: Yeni teknolojiler, yeşil enerji, dağıtık üretim, e-mobilite, verimlilik çözümleri alanlarında da 10 milyara yakın yatırım yapacağız. Bu yatırımlar, 2050’ye dek karbon salınımını düşürme hedefimize de hizmet ediyor.

RAKAMLARLA ENERJİSA

  • %34: 2021’de önceki seneye göre faaliyet gelirinde %34, net kârda %29 büyüme kaydetti.
  • 2.8 Milyar TL: 2020’de 1.7 Milyar TL olan yatırım harcamaları 2021’de %56 artışla 2.8 Milyar TL’ye çıktı.
  • 9.4 Milyon TL: Avrupa Birliği Çerçeve Programları, TÜBİTAK ve EPDK AR-GE fonu ile desteklenen projelere 2021 yılı içinde yaklaşık 9,4 milyon TL harcandı.
  • %23: Elektrik dağıtım ve perakende pazarında yüzde 23’lük paya sahip. Pazardaki en büyük oyuncu olarak, toplamda 22 milyon vatandaşa elektrik tedariki sağlıyor.
  • 222 Milyon USD: Enerjisa Enerji’nin marka değeri geçtiğimiz yıla göre 9 basamak yükselerek 21’inci en değerli marka oldu. Şirketin marka değeri 222 milyon dolara yükseldi.

YENİ DİNAMİKLER

  • SÖZ BİRLİĞİ
    Haziran ayında Portekiz’in Estoril kentinde 28’incisi düzenlenen EUREKA Küresel İnovasyon Zirvesi’nde bulundum. 45 ülkeden liderlerin katıldığı konferansta, dünya liderlerinin bir çözüm arayışında olduğunu gözlemledim. Bu konferansta belirli aksiyonlar çerçevesinde dünyanın geleceği için bir söz birliğine varıldı.
  • VUCA ZAMANI DEĞİL
    Bugüne kadar hep VUCA (Volatility/Değişkenlik, Uncertainty/Belirsizlik, Complexity/Karmaşıklık ve Ambiguity/Muğlaklık) dünyasından bahsediyorduk. Bugün ise VUCA bileşenlerini anlamak da mevcut durumları yönetebilmede yeterli gelmiyor. VUCA kısaltmasının temsil ettiğinden çok daha büyük zorluklarla yüz yüze kaldık.
  • BANI DÜNYASI
    Yeni dünya için BANI tanımı yapılıyor. Bu kavram, Kırılgan (brittle), Kaygılı (anxious), Doğrusal Olmayan (non-lineer) ve Anlaşılmaz/Öngörülemez (incomprehensible) sözcüklerini temsil ediyor.
  • İŞBİRLİĞİ ŞART
    Bugün dünyada olup bitenleri kavramamıza zemin hazırlayan bu yeni lisan, enerji gibi global sorunları çözmenin yolunun global çözümler, uluslararası işbirliklerinden geçtiğine işaret ediyor. Bugün, özellikle enerjide global işbirlikleri olmadan ilerleyemeyiz. Çünkü bütün noktalar birbirine enerji ile bağlanıyor. Enerji olmadan üretim olmaz, büyüme olmaz, lojistik olmaz.

ÖNE ÇIKAN TEKNOLOJİLER

  • Dağıtık üretim
    Dağıtık üretim ve Şebeke Dışı Çözümler (Off-Grid Solutions) öne çıkacak. Böylece desantralize ve demokratize olan elektrik şebekelerinde tüketicilerin rolünü değiştirecek ve onları ‘prosumer’ (tüketen-üreten) aktörlere dönüştürecek.
  • Elektrik saklama teknolojileri
    Bu konu, dağıtım sektörünü temelden etkileyecek gelişmelere sebep olacak.
  • E-Mobilite
    Elektrikli araçlar ve E-Mobilite pazarı devasa hızla büyüyor. 2030 senesinde hızlı büyüme senaryosunda araç pazarının yüzde 35’e yakını elektrikli araçlardan oluşacak.

“EŞARJ’A 300 MİLYON TL YATIRIM YAPACAĞIZ”

  1. ELEKTRİKLİ ARAÇ PAZARI Türkiye’de 2030 yılında elektrikli araç satışlarının pazar payının yüzde 35’e, elektrikli araç parkının 2,5 milyona, kamuya açık şarj soket sayısının 250 bin seviyelerine yükselmesi bekleniyor.
  2. OYUN KURUCUYUZ 2018’de satın aldığımız Eşarj ile biz de 2030 yılına geldiğimizde Türkiye Elektrikli Araç Şarj İstasyonları ekosisteminin yanı sıra dünya ekosistemine de yarar sağlayacak adımların öncüsü olmak istiyoruz. Amacımız, bu ekosistem içerisinde “oyun kurucu” şirketler arasında yer almak.
  3. 495 HIZLI ŞARJ İSTASYONU Eşarj’ın istasyon ağına yaklaşık 300 milyon TL’lik yatırım yapacağız. Bu kapsamda var olan 494 şarj istasyonuna ek olarak 53 ilde, 495 adet daha yüksek hızlı şarj istasyonu kuracağız. Bu yatırımla beraber Eşarj istasyon sayısı Türkiye çapında 1.000’e yaklaşacak.

Yazar: Mehtap Demir

Fast Company Türkiye Yazı İşleri Müdürü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

fastcompany-ekim-kasim-sayisi-edito

Güzel bir eylül ayı

Hedefimiz-AR-ile-kalp-ameliyatı”

“Hedefimiz AR ile kalp ameliyatı”