Ailesi, iş hayatına başlamak için, yeni girdikleri sektörde görev almasını istediğinde gideceği görevin zorluğunu bilmiyordu. Henüz “gemide enerji” işine yeni girmişler ve ilk “powership” yola yeni çıkmıştı. Ailenin 3’üncü kuşak temsilcisi Zeynep Harezi de eğitimini tamamlayıp, aile işine girmeye hazırlanıyordu. “Doğru başlangıç” için nereden başlaması gerektiğini düşünürken, teklif aile büyüklerinden geldi: “Irak’ta devreye girecek ilk powership, ilk görev yeri olacaktı.”
Böylece 2 yıl sürecek Irak macerası da başlamış oldu. En temelinden işe dahil oldu, kendi deyimiyle, “makine temizleyerek” enerji işinin inceliklerini öğlendi. Haftalarca gemide 200 kişi ile vakit geçirdi. Önemli zorluk ise gemideki çalışanların moralini yüksek tutmak, motive etmek ve ihtiyaçlarını karşılamaktı. Tam anlamıyla ders gibi “öğretici” bir süreç olmuştu.
Bugün Karadeniz Holding’de Ticari Operasyonlardan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapan Zeynep Harezi, iş hayatında 12 yılı geride bıraktı. Holding’de iki dayısı, eniştesi ve 4 genç ile birlikte çalışıyor.
Zeynep Harezi’nin ailesiyle birlikte yönettiği Karadeniz Holding’in geçmişi ise 1948 yılına kadar uzanıyor. Kurucusu dedesi Rauf Karadeniz. İşini gemi inşaat sektörüne destek vermek amacıyla ağır sanayi alanında kuran Rauf Karadeniz, sonra kaynak makineleri işine de girdi.
1996’da enerji piyasasının özelleştirilmesi ile birlikte enerji sektörü gündeme geldi. Ailenin kararıyla, Türkiye’deki ilk özel üretim, toptan elektrik lisansı, sınır ötesi lisansı alan şirketleri arasına girdiler. Ardından doğal gaz, güneş ve jeotermal kaynaklı santraller geldi.
Dünyanın en büyük “gemide enerji” işine liderlik eden Zeynep Harezi, bu konuda geldikleri düzeyi ve şirketin geleceğini Fast Company dergisine anlattı:
YÜZER GEMİ İŞİ NEREDEN ÇIKTI?
Büyük dayım Osman Karadeniz, bir Afrika seyahati sırasında bu iş fikrini geliştirdi. Maden şirketi sahibi arkadaşı, bizim Türkiye’deki kara elektrik santrallerimizdeki başarımız nedeniyle, gelip Afrika’da kara enerji santrali kurmamızı istiyor. Dayım, “Kara santrali kurmak çok zor olacak. İnsanları, malzemeleri, yapanları buraya taşımak gerekecek. Üstelik kurmak da çok uzun zaman alacak. Müsaade edin biz Türkiye’de yapalım, geminin üzerine koyup, oradan enerji verelim” yanıtını veriyor.
Biz de bu şekilde Afrika’daki maden şirketlerini hedef alarak Singapur’da 1 geminin inşasına başladık. Tam bu sırada 2008 krizi çıkınca, gemi fiyatları çok aşağıya geldi. Bu bizim için bir fırsat yarattı ve 1 gemi ile başladığımız süreçte, 4 gemi yaptık. Böylece filonun ilk adımı 2008 yıllında atıldı. 2010 yılında da 250 Megawatt’lık 2 gemi Irak’ta devreye girdi.
GEMİDE ENERJİ İŞİNDE LİDERİZ
Benim liderliğini yaptığım Karpowership, Karadeniz Holding’in global iştirakidir. Yüzer elektrik santralleri ile elektrik tedariki yapar. Bu yolculuğa önce 2007 yılında başladık ve elektrik santrallerini gemilerin içine koyduk.
2010 yılında ise filomuzun ilk üyeleri Irak’ta devreye girdi. Ondan sonra Pakistan, Lübnan, Gana ve Mozambik geldi. Bugün 12 ülkede, 36 filomuzun 22’si operasyonda… Toplam 6 bin Megawatt’lık üretim kapasitesine ulaştık.
Şu anda birçok Afrika ülkesinin elektriğini biz veriyoruz. Sierra Leone ve Gine Bissau gibi ülkelerde, toplam elektrik ihtiyacını karşılamada bizim payımız yüzde 80 ila 100 arasında değişiyor. Üstelik bu ülkelerdeki gemilerimiz en küçüklerinden oluşuyor. Şu anda o kadar büyük kapasiteye ulaştık ki, bizim üretim gücümüz, çok sayıda ülkenin toplam enerji üretiminden daha fazla hale geldi. Bu konuda dünya lideriyiz.
SEKTÖRDE FARK YARATTIK
Bizim dışımızda dünyanın farklı yerlerinde şu anda 50-60 farklı yüzer santral daha var. Ancak, son 20 yılda biz 36 yüzer gemi yaptık ve bu konuda çok büyük bir konuma ulaştık. En küçüğü 40, en büyüğü 500 Megawatt’lık gemiler inşa ettik. Bu nedenle biz şu anda sektörde açık ara lideriz.
Bizim bir başka farkımızı ise modelimiz oluşturuyor. Kendi gemilerimizi hazırlayıp, kullanıcı ülkelere kiraya vermeye dayalı bir modelimiz var. Diğer şirketler ise sadece geminin inşaatını yapıyor. Bir ülkenin enerji gemisine ihtiyacı var, sipariş veriyor ve şirket 3-5 senede inşaatını yapıp teslim ediyor. Farklı bir model. Biz ise bütün projenin riskini alıyor, sıfırdan yapıyoruz. Gemileri hazırda bekletiyor, talep halinde müşteriye anında iletiyoruz ve en yüksek verimlilikte işletiyoruz.
Biz 6 bin MW’lık kurulu gücümüz ile en büyük şirketiz. Bizden sonra gelen firmaların hem yüzer santral adetleri hem de kurulu kapasiteleri bize kıyasla oldukça az, maksimum 200-300 MW.
MÜŞTERİLER ÜLKE Mİ?
Aslında müşterilerimizin tamamına yakını ülkelerden oluşuyor. Bugünlerde ilk defa bir maden ve metalürji şirketiyle büyük bir yüzer gemi kontratı için konuşuyoruz. Onun dışında şimdiye kadar hep ülkelerle, bakanlıklarla, elektrik idareleriyle çalıştık.
Buradaki esas amacımız, ülkeye en ucuz enerjiyi vermek. Çünkü, araya herhangi bir kurumu almadan, doğrudan ihtiyaç sahibine iletebiliyoruz. Araya kimseyi almadan doğrudan devlete satıyoruz, o da tüketiciye ulaştırıyor.
Bununla birlikte, devlete çeşitli olanaklar da sunuyoruz. Elektrik iletim hatlarını iyileştirmeleri için borç veriyoruz ya da şirket olarak üstleniyoruz.
Dedemin bir mottosu var: “Tek dünya” (One World). Hepimiz tek dünyada yaşıyoruz, kardeşiz. Hepimizin enerjiye ihtiyacı var. Biz gemileri çalıştırmadan para kazanmayı sevmiyoruz, en sevdiğimiz model milyonlarca insan için 24 saat 7 gün baz yük elektrik üretebilmek.
YATIRIMLAR DEVAM EDİYOR
Şimdiye kadar yüzer gemi işine 5 milyar dolardan daha büyük bir yatırım yaptık. 100 Megawatt gibi standart bir boy ile başladık. 100 Megawatt/saat şu anlama geliyor: Bu güç ile gelişmekte olan bir ülkedeki 1 milyon kişinin enerji ihtiyacını karşılamak mümkündür. Bu sayı gelişmiş ülkeler için daha azdır.
Sonra gelen talepler doğrultusunda 100’ün üstüne de çıktık. 40, 80 ve 200’leri yaptık. Ardından 400 ve 500 Megawatt’lıklar geldi. Örneğin, en büyük tesislerimizden olan Gana’daki tesisimiz, ülkenin toplam elektrik ihtiyacının yüzde 23’ünü karşılıyor.
Biz gemileri ikinci el alıyoruz. Gemiyi alıp, sıfırdan yeniliyor ve üzerine kara santrallerindeki teknolojinin aynısını kullanarak ürettiğimiz tesisi yerleştirip, yüzer enerji kaynağına dönüştürüyoruz. Gemi bir kere yerine gidiyor ve orada enerji üretiyor.
Kontratlar 2-3 sene ile başlar. Ülkeler genellikle “Kara santralini yapana kadar enerji ihtiyacımızı gemi ile karşılayalım” diyor. Ancak, bizim kontratlarımız hep devam etti. Şimdiye kadar yenilenmeyen bir kontratımız olmadı.
ENERJİNİN KAYNAĞI NEDİR?
Kara santrali ile tamamen bire bir teknolojidir. Üreten sistem iki türlüdür: Makine veya türbin. Biz daha çok makine olanı tercih ediyoruz. Çünkü, makineler modülerdir ve birden fazla koyabilirsiniz. Yük dalgalanmalarında bile her makineyi yüzde 50 verimlilikle çalıştırabiliyorsunuz. Türbinlerde yük düşümlerinde verimlilik daha düşük oluyor.
Makine dediğimiz ise patlamayla hareket eden pistonlardır. Ortada bir krank şaftı döndürür. Onun ucuna pervane takarsanız gemiyi hareket ettirir, alternatör takarsanız, o zaman elektrik akımı üretir. Biz bu makineleri, uçlarında alternatörle geminin üzerine sıra sıra diziyoruz. Her makinenin de bir bacası var. Bizim Powership’lerimizde her baca 20 Megawatt’tır. Uzaktan gemiye bakınca, bacaları sayarak, kapasiteyi anlarsınız.
Enerjinin kaynağı ise hem doğal gaz hem de sıvı yakıttır. Biz 10 yıl önce dünyanın sıvı yakıttan uzaklaşıp doğal gaza döneceğini öngördük. O nedenle çift yakıtlı teknolojiyi seçtik, ikisini de kullanıyoruz.
YAKIN DÖNEM PLANI
Türkiye 80 milyon kişi, 50 bin Megawatt elektrik kullanıyor. Nijerya 180 milyon kişi, toplam 8 bin Megawatt kapasitesi var. Aradaki oransızlık çok büyük. Bu gibi gelişmekte olan ülkelerde, nüfus artışının hızı nedeniyle enerji açığı sürekli artıyor.
Biz bu açığa hiçbir şekilde yetişemiyoruz. Çünkü, enerji açığı çok yüksek ve biz yetişebildiğimizi karşılıyoruz. Şu anda kapasitemizi 6 bin MW’a çıkardık. Filomuzda aynı zamanda birçok FSRU (sıvı gazı depolama ve gazlaştırma gemisi), LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) taşıma gemisi, yakıt tankeri, trafo gemisi, çeki gemileri gibi farklı gemi türleri de var.
Bundan sonraki hedefimiz filomuza mümkün olduğu kadar doğal gaz yatırımlarını eklemek olacak. Sıvılaştırılmış doğal gaz taşıyıcıları, onu tekrar gaza çeviren dönüştürücüler ve depolama üniteleri olacak. Aynı zamanda da yenilenebilir ve Powership kapasitemizi artıracağız.
Önümüzdeki 5 yılda kurulu gücümüzü 10 bin MW’a taşımayı hedefliyoruz. Şu anda elimizdeki 6 bini düzgün bir şekilde sözleşmeye bağlamaya çalışıyoruz. Sadece almak da yeterli değil, müşteriyi de memnun etmek lazım. Sonra yeni kontratlar için koşuşturuyor olacağız.
Geçen yıl 1200 Megawatt’lık (3 gemi) Güney Afrika ihalesini kazandık. Bu, dünyanın en büyük enerji ihalesiydi ve yüzde 65’ini biz kazandık. Brezilya’da ve Fildişi Sahilleri’nde çok önemsediğimiz ihaleler kazandık. Küba’daki kapasitemizi ise artırdık. Dolayısıyla 2021 yılını, mevcut kapasite ve projelerimize toplamda 10 Powership ile hizmet edeceğimiz yeni projeler ekleyerek kapattık. 2021 yılının son aylarında Brezilya’da 560 Megawatt’lık önemli bir ihale kazandık.
ÜLKELER NİYE ENERJİYİ GEMİDEN ALIR?
- Bizim modelimizin proje finansmanına ihtiyacı yok. Kara santrallerinde proje finansmanlarını sonuçlandırmak neredeyse 2 yıl sürebiliyor. 3-4 sene de inşaatı için gerekiyor. Böylece bir kara santrali kurmanın süresi ülkeye göre değişmekle birlikte 6-7 yıla kadar çıkıyor.
- Çeşitli ülkelerde liderler, bütün seçim kampanyalarında “elektrik”, özellikle de “ucuz elektrik” sözü veriyor. Seçimi kazanınca görev süresi ortalama 4 yıl. Bu sürede sözünü yerine getirip bir kara santrali kurması mümkün değil. O nedenle Afrika gibi gelişmekte olan ülkeler bizim çözümümüze yöneliyor.
- Biz kara santraliyle bire bir aynı teknolojiyi gemi üzerine kuruyor ve anında ülkenin hizmetine sunabiliyoruz. Üstelik kara santrallerinin üretebileceğinden daha ucuz elektriği, dünyanın her yerine 30 günde teslim edebiliyoruz. Şu anda ekibimiz Yeni Kaledonya’da (Avusturalya açıkları) yeni bir projemiz için gerekli görüşmeleri ve incelemeleri yapıyor.
- Bir başka önemli nedeni ise bütün inşaat ve zamanında teslim riskini elimine etmiş olmamız. Halihazırdaki yüzer santrallerimizi dünyanın her ülkesine 1 aydan kısa bir sürede gönderebiliyoruz.
GEMİDE ENERJİ İŞİNDE DİKKAT ÇEKENLER
- SEKTÖRÜN GEÇMİŞİ Yüzer santral yeni bir ürün değil. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ABD’nin uçak gemilerinden, Karayip Adaları’na elektrik vermek için başlattığı bir yöntem. Karayipler’de, Latin Amerika’da çok eskilerden beri kullanılıyor. Özellikle 1960’larda, 1970’lerde oldukça yaygın kullanılıyormuş.
- DAHA UCUZ MU? Eğer kısaca bir karşılaştırma yapmak gerekirse büyük kapasiteli “hidro” ve “kömürden” pahalı olmakla beraber, diğer üretim teknolojilerinden daha ekonomiğiz. Rüzgar ve güneşten birçok yerde ucuz bir enerjidir… Çünkü, güneş ve rüzgarı her yerde sağlamak mümkün değil. Doğal gaz, sıvı yakıtlı kara santrali, dizelli kara santrali, bir sürü yenilenebilir enerji ve jeotermalden ise daha ucuzdur.
- GSMH ETKİSİ Enerjide her 100 birim eksik, milli geliri 3 bin birim azaltıyor. Onun yarattığı iş, sanayi, eğitim, perakende derken, büyük bir etkisi oluyor. Elektriksizlik, bir ekonomiye zarar veren en büyük maliyet.
- TALEP EDEN ÜLKELER İlk başlarda denize kıyısı olan ülkelerden talep geleceğini düşünüyordum. Ancak, Zambiya gibi denize kıyısı olmayan ülkelerden de talep aldık. “Çok acil elektrik ihtiyacımız var” talebi gelince araştırdık. Elektrik sistemlerinin denize kıyısı olan Mozambik’e bağlı olduğunu, oradan alabileceklerini söylediler. Bu sayede onlara da enerji sağladık.
KRİTİK RAKAMLAR
- 1 Numara Bugün 12 ülkede, 36 filomuzun 22’si operasyonda… Toplam 6 bin Megawatt’lık üretim kapasitesine ulaştık. Dünyada 1 numara olduk.
- 5 milyar dolar Başlangıçtan bu yana yüzer gemi işine 5 milyar dolardan fazla yatırım yaptık. 100 Megawatt gibi standart bir boy ile başladık. 40, 80 ve 200’leri de yaptık. Ardından 400 ve 500 Megawatt’lıklar geldi.
- 10 bin MW Önümüzdeki 5 yılda kurulu gücümüzü 10 bin MW’a taşımayı hedefliyoruz. Şu anda elimizdeki 6 bini düzgün bir şekilde sözleşmeye bağlamaya çalışıyoruz.
- %80-100 Sierra Leone ve Gine Bissau gibi ülkelerde, toplam elektrik ihtiyacını karşılamada bizim payımız yüzde 80 ila 100 arasında değişiyor.