Hayatımıza artık Türk unicorn değerlendirmeleri girdi: Peak Games açılışı yaptı, kısa bir süre sonra Getir bir milyar dolar değerlendirme seviyesini geçti. Bunlar Türk girişimciliği için kilometre taşları. Tabii ki bu ikisi dışında bir milyar dolar değerleme sınırını geçmiş şirketlere sahibiz; örneğin Sahibinden, Hepsiburada, Trendyol veya GittiGidiyor. Fakat onlarda bir yatırım turu / yeni yatırımcı gerçekleşmediğinden onlar biraz daha arka planda kalıyorlar.
Unicorn’ların girişimcilik ekosistemimize katılmasıyla, Türk startup’larına yatırım yapan yabancı yatırımcılar açısından uzun bir zamandır göz ardı edilen bir ülke iken; “Burada bir şeyler oluyor, kaçırmayalım” statüsünde bir ülke olduk. Ve tabii ki başarı ve iyi rol modelleri insanlara, özellikle gençlere, girişimcilik motivasyonu ve ilhamı katıyor. Böyle bir döneme Türkiye son defa 2011 ve 2012 senelerinde girmişti.
Startup’lar ve yatırım
Türkiye’de yaklaşık 4 bin startup olduğu tahmin ediliyor. Bunların çoğu tahmin edilebileceği gibi İstanbul’da bulunuyor. Daha iyi takip edilen bir veri, “yatırım alan startup’lar” oluyor. Startups.watch verilerine göre 2020 yılında 179 startup toplam 137 milyon dolar yatırım almış. 2021’in birinci çeyreğinde ise 62 startup toplam 509 milyon dolar yatırıma ulaştı.
Bir başka önemli gelişme ise yatırım alan startup’ların çoğunluğunun “şirket merkezini yurt dışına” taşımış veya direkt orada kurmuş olması. Örneğin, 2021 yılının ilk 3 ayında yatırım alan 62 startup’ın 59’unun merkezi yurt dışında -en azından hukuki olarak – kurulmuş gözüküyor. Bunun arkasındaki nedenleri tartışmak ilginç olabilir. Muhtemelen yabancı yatırımcıların Türkiye’ye duyduğu güvensizliğin bir yansıması.
Ekosistemin fonlanması
Fonlanma tarafına gelince çok geniş bir yelpaze görüyoruz. Startups.watch ve SPK verilerine göre şöyle bir tablo var:
- 75 kadar “venture capital” veya “corporate venture capital” şirketi var.
- 20 melek yatırımcı ağı faaliyet gösteriyor.
- 15 “Private equity” girişimi bulunuyor.
- 500 civarı melek yatırımcı olduğu tahmin ediliyor.
Venture Capital şirketleri 2017’den beri 670 milyon dolar fon toplamışlar. Bu, Türkiye gibi 85 milyonluk bir ülke için kanımca düşük bir sayı. Türkiye’de kişi başına senelik 1.9 dolar anlamına geliyor. Bu veri başka ülkelerle kıyaslamak için kullanılıyor.
Tabloda Türkiye’nin aşağı sıralarda kaldığını görüyoruz. Kanımca hedefimizin, en azından AB ortalamasını yakalamak olması gerekiyor. (Girişimcilik sektörüne soktuğumuz finansal kaynakları takriben 10 ile çarparsak, güzel bir yere gelmiş olacağız. Sonra hedefimiz 100 ABD dolar seviyesi olmalı) Ancak, bu başka bir yazının konusu olur.
Türkiye’deki melek yatırımcıların sayısının 500 civarı olduğu tahmin edilse de, 20-30 kadar melek yatırımcı, melek yatırımların yüzde 60-70’ini gerçekleştiriyor. Türkiye gibi bir ülkenin en azından 5 bin melek yatırımcıya sahip olması lazım.
Girişimcilik ve yetenek
Bugünün girişimciliği, “teknoloji girişimciliği”. Onun için “yetenek”, başarılı bir ekosistem için kilit rol oynuyor. Teknoloji şirketleri için bu yetenek ilk önce “yazılımcılar” anlamına geliyor.
Türkiye’de her yıl takriben 9 bin bilgisayar mühendisi mezun ediyoruz. Örneğin, benzeri bir nüfusa sahip Almanya’da bu sayı 30 bin civarında. Almanya bu sayının az olduğunu düşünerek, başka ülkelerden yazılımcıları kendi ülkesine davet ediyor. Hedefleri, her yıl 50 bin bilgisayar mühendisi mezun edebilmek… Bizim 9 bin sayısının gayet düşük kaldığını görebiliyoruz.
Türkiye’de çalışan toplam yazılımcı sayısının ise 150 bin civarı olduğu tahmin ediliyor. Stackoverflow’un araştırmasına göre sadece Londra’da çalışan yazılımcı sayısı ise 360 bin kadar… Gideceğimiz bir hayli bir yol var ve bu konu Türkiye için hayati önem taşıyor.
Eğer Türkiye’de girişimciliğin gelişmesini istiyorsak, finansman kaslarımızı kuvvetlendirmemizin yanı sıra, mutlaka daha fazla yazılımcıyı ekosisteme dahil etmemiz gerekiyor. Bunun için üniversiteye alternatif, daha kısa zamanda yazılımcı yetiştiren eğitim sistemlerine ihtiyacımız var. Örneğin, bir veya iki yıl içinde sadece bir yazılım alanında uzmanlaşmış yazılımcılar da yetiştirmemiz gerekiyor.
Hepsinin katma değer yaratan bir ekosistemde hızlıca iş bulabileceğinden de eminim. Yazılımcı eğitimi verirken, eş değerde yazılımcılarımızın İngilizce seviyelerini de geliştirmemiz lazım.
Berlin’de 2 bin kadar startup 78 bin kişiye istihdam yaratmış. Veya Amsterdam’da bin 500 kadar startup, 38 bin kişiye istihdam olanağı vermiş. Türkiye için 4 bin startup’ın 100 bin kişiye istihdam sağladığını tahmin ediyorum.
İstanbul’un dayanılmaz cazibesi
Türkiye’nin girişimcilik ekosisteminden bahsederken, İstanbul’a özel bir yer açmak gerekir. Yukarıda bahsi geçen yatırım meblağlarının yüzde 80’i ve fazlası İstanbul’daki startup’lara akmıştır. Aynı şekilde istihdamın çok büyük bir oranı, startup’ların en yoğun olduğu yerdir.
Örneğin, sadece İstanbul’daki startup’ların aldığı yatırımlar, birçok ufak ve orta ölçekli ülkenin aldığı yatırımlardan daha fazladır (Örneğin, Yunanistan, S. Arabistan, Portekiz veya Ukrayna).
İstanbul, yetenek bolluğunun olduğu bir merkez. 57 üniversitesiyle en çok mezun veren şehirlerden biri. Avukat ve halkla ilişkiler gibi en çok destek hizmetinin sunulduğu şehir… Bir yatırım turuna destek olmuş 50’den fazla hukuk firması faaliyet gösteriyor. Aynı şekilde bir exit’e destek vermiş 50’den fazla M&A firması veya danışmanı var. Geniş bir mentor havuzuna sahip. Örneğin TÜBİTAK’a akredite 1.462 mentor vardır. İstanbul’un her istatistiği bazı zaman bir başka ülkeye bedel.
İstanbul’u güçlendirmemiz, cazibesini girişimcilik ekosistemi anlamında artırmamız, tüm ülkenin girişimcilik ekosistemini kuvvetlendirecektir. İstanbul aslında dünya çapında bir girişimcilik merkezi olmaya aday ama bunun için daha önümüzde çok uzun bir yol var.
GİRİŞİMCİLİK SİSTEMİ NASIL KUVVETLENDİRİLİR?
- SERMAYE
Girişimcilik ekosistemine daha fazla sermaye kazandırılmalı. Finansman yaratacak kurumlar ve kişiler desteklenmeli, yabancı yatırımcılar için bir cazibe merkezi yaratılmalı. Kitle fonlamasından kurumsal yatırımcılara kadar uzanan yelpaze kuvvetlendirilmeli. Buna Venture Debt dahil olmalı. - YAZILIM EĞİTİMİ
Yazılımcı sa yılarını arttırmak için uzmanlaşmış eğitim veren (örneğin sadece bir yazılım dili, bir süreç uzmanlığı gibi) kurumlar oluşturulmalı. Bu, uzun vadede her şeyden daha önemli bir numaralı konudur. - ÜCRET DESTEĞİ
Yazılımcı ücretlerinde SGK ve vergi muafiyeti konulmasını, ödenmeyen verilerin yazılımcıya verilmesini tavsiye ediyorum. İşverenden daha fazla para çıkışı olmuyor ama yazılımcıların ülkemizde kalmaları için ekstra bir motivasyon sağlanmış olur. Unutmayalım, her sene 8 bin 500 mezun veriyoruz, bunun bin 500’ü kadar yurt dışına gidiyor. - KANUNİ DÜZENLEME
Mevzuata, çalışanlar için “opsiyon” ve “pay ortaklığı” gibi startup dünyasındaki uygulamaların yansıması yararlı olur. Mevzuatımız ne kadar girişimci dünyasını da kapsarsa, yatırımcılar için o kadar kuvvetli bir cazibe merkezi konumuna geliriz. - YURT DIŞINA MERKEZ
Türkiye’de merkezi yurt dışında bulunan pek çok girişim var. Bu girişimlerin merkezlerini yurt dışına taşımalarının arkasındaki sebeplerin çok dikkatli analiz edilmesini tavsiye ediyorum. - KADINA DESTEK
Türkiye, girişimci ekosistemler arasında kurucuların veya yatırımcıların cinsiyet dağılımı en düşük olan ülkelerden biri… Kadın girişimciliği destekleyen programların ve STK’ların desteklenmesi gerekli.
YAZARIN DİĞER YAZILARI:
- Türkiye’nin bir girişimcilik gündemine ihtiyacı var
- Başarıya giden girişimcilerin ortak noktası var mıdır?
- Yeni normalde global VC’lerin pozisyonu
- Büyük şirket mi, startup mı?
- Kıldan ince, kılıçtan keskin bir yol: Girişimciliğin 10 kuralı
Fotoğraf: Pixabay