Etki yatırımının geleceğini çok parlak görüyorum

Etki yatırımı, bir yatırımdan beklenen finansal getirinin yanı sıra ölçülebilir pozitif sosyal ve çevresel ETKİ yaratmayı hedeflemektedir. Etki şirketleri etki ve kârı birleştiren şirketlerdir.

Basitçe, bu şirketler, yaptıkları her satış birimi için, aynı zamanda bir “etki birimi” de yaratırlar. Bunu da farklı şekilde yerine getirebilirler. Örneğin, daha az karbon salınımı yaratmak, daha fazla temiz enerji kaynağı oluşturmak, daha fazla istihdam yaratmak veya açlığı azaltmak için yapabilirler.

Dünyada bu alanda 1 milyar dolar ve üstünde değere ulaşan startup’ların sayısı 150’nin üzerine çıkmış durumda.

Bu girişimlerin ağırlıklı olarak odaklandığı alanlar ise “iklim, sağlık, eğitim, tarım ve çevre teknolojileri” olarak sıralanıyor.

Biz Türkiye’de Founder One’ı bu amaçlar doğrultusunda kurduk. Odaklandığımız alanlar ise Birleşmiş Milletler İklim Hedefleri’ni kapsıyor. Türkiye’nin sürdürülebilirlik skorlarını büyük oranda iyileştirmeye ihtiyaç duyduğu alanlarda faaliyet göstereceğiz. Dolayısıyla, bu alanlarda kurulacak etki girişimlerinin, dünyadaki örnekleri gibi Türkiye’de de başarılı olmasını bekliyoruz. Bu doğrultuda “kapsayıcı toplum”, “sağlıklı ve güvenli yaşam” ve “sürdürülebilir bir iklim” başlıkları altında “tohum öncesi” ve “tohum” aşamasında olan girişimcileri arıyoruz.

PROPTECH FIRSATLARI NELER?

Tiko, yapay zeka algoritmaları geliştiriyor. Bu algoritmalar sayesinde gayrimenkulleri ziyaret etmeden, değerlendirme ve satın alma/satış işlemi yetkisi sunuyor.

Tiko, tüm yapay zekayı Türkiye’deki yazılımcı ekibi sayesinde geliştiriyor. Ancak, hedef pazarımızı Avrupa oluşturuyor.

Şu anda Avrupa’nın 10 değişik şehrinde faaliyet gösteriyoruz. Burada amacımız, insanların daha basit, daha hızlı ve daha konforlu bir şekilde evini satmasını sağlamak.

Gayrimenkul sektörü dünyanın en büyük alanlarından biri olarak öne çıkıyor. Sadece Avrupa’da 3 trilyon Euro’luk bir hacimden bahsediyoruz. Aynı zamanda en büyük sektör olmasına rağmen dijitalleşme oranı yüzde 5’in altında. Bu özelliği ile büyük bir potansiyel içeriyor.

Bu bize şunu gösteriyor: Onca yeniliğe ve gelişmeye rağmen, ev alıp satmak 100 yıldır neredeyse değişmedi. 100 yıl önceki gibi devam ediyor. Onun için bu sektörün dijitalleşmesinin kaçınılmaz olduğunu öngörüyorum.

Gayrimenkul sektörünün dijitalleşmesine kısaca “PropTech” deniliyor. Sektörün büyüklüğünden dolayı gayrimenkul ile ilgili tüm konular dijitalleşmeye hazır bekliyor. “Mortgage, taşınma, alternatif finansman, takas ve dijital süreç yönetimi” alanlarında büyük dönüşüm olacak. Bu nedenle önümüzdeki senelerde en çok yatırım alması beklenen sektörlerin başında geleceğini düşünüyorum.

BAŞARISIZLIK İŞİN DOĞASINDA

Aslında startup’ların doğasında başarısız olmak da var. Onun için başarısız startup konusuna çok şaşırmıyorum.

Yaratıcı olmak için aynı konu üzerinde birden fazla ekibin çalışması gerekiyor ve bunların hepsi aynı başarıyı yakalayamıyor.

Fakat özellikle Türkiye’de finansmana erişim, başarılı olmanın çok kritik bir tarafı olarak öne çıkıyor. Hızlı finansmana erişebilenlerin zor dönemlerden daha iyi bir şekilde geçtiğini görüyoruz.

ORTAKLIK MI YAPILMALI?

Son 20 senede genelde birden fazla ortaklı girişimlerin daha başarılı olduğunu görüyoruz. Zaten kendi ruh sağlığınız için yola yalnız çıkmamakta yarar var. Girişimcilik bir yaşam tarzı ve ortaklarınızla sadece işleri değil, aynı zamanda dertleri ve yüklerinizi de paylaşıyorsunuz. Ve tabii ki başarı anlarını, başarının keyfini de paylaşıyorsunuz. Onun için ben de kendim için çok ortaklı yapıları tercih ettim, etmeye devam ediyorum.

Ancak burada önemli bir konu var, ortaklarınızı seçerken çok spontane hareket etmemek gerekiyor. İlk günlerde herkes herkesle iyi geçinir. Ortaklığın asıl kalitesi zor günlerde belli olur. O nedenle “denizlerin fırtınalı olduğu zamanlara” dikkat etmek gerekiyor. Ben şahsen bir süredir bildiğim insanlarla ortaklık yapmayı tercih ediyorum.

MELEK YATIRIMCILAR NEDEN ÇOK ÖNEMLİDİR?

Hepimiz startup’ların fona ihtiyacı olduğunu biliyoruz. Fon bulmanın çeşitli yolları var. Melek yatırımcılar da bunlardan biri. Bu tip yatırımcılar, startup’lar için başlangıçta önemli bir rol oynarlar. Fakat, gerçekte ‘melek yatırımcı’ sadece para demek değildir. Size para verecek farklı kişiler de vardır. Ancak, ‘melekler’, sizin işinizi ileri doğru taşımaya yardımcı olur ve itici rol oynar. İşinizin büyümesine katkıda bulunacak değişik tipte kişilerle tanıştırır, ağınızı büyütmenize katkı yapar. Yönetim konusunda ciddi önerilerde bulunur. Biz buna “akıllı para” tanımını yapıyoruz.

Melek yatırımcılar, startup’lara “tohum öncesi” ve “tohum” aşamasında yatırım yaparlar. Normalde de büyük yatırımcılar, örneğin “risk sermayesi” geldiğinde şirketten ayrılırlar.

TEKNOLOJİ STARTUP’LARINDA ALGORİTMALAR NEDEN ÖNEMLİ?

KRİTİK VERİLER Algoritmalar, aslında tüm teknoloji şirketlerinde var olan bir gerçek. Bazen basit rutin işlemleri gerçekleştiriyorlar bazen de komplike optimizasyon sorunlarını çözüyorlar. Buna bir örneği kendi şirketim Tiko’dan vereyim. Tiko’da yapay zeka algoritmaları geliştirip, ziyaret etmediğimiz evlerin değerlendirmesinde ve satın almasında kullanıyoruz. Bu sayede dakikalar içinde işlem yapabiliyoruz.
PATENTLİ ALGORİTMALAR Konut alanında patent başvurumuz olan algoritmalara sahibiz. Bu algoritmalar bize sadece evleri görmeden satın alma yeteneğini sunmuyor. Aynı zamanda topladığımız verileri değişik bir şekilde anlamamıza ve anlamlandırmamıza yardımcı oluyor.
NE İŞE YARAR? Örneğin bir konutun Starbucks’a yakın olmasının, toplu taşıma olanaklarına mesafesinin önemini yapay zeka sayesinde öğrendik. Bunun nedeni insanların Starbucks’a kahve içmeye gitmeleri değil, Starbucks’ın lokasyon seçimini çok başarılı bir şekilde yapmasıyla alakalı.

150 STARTUP

“Dünyada bu alanda 1 milyar dolar ve üstünde değere ulaşan startup’ların sayısı 150’nin üzerine çıkmış durumda. Bu girişimlerin ağırlıklı olarak odaklandığı alanlar ise ‘iklim, sağlık, eğitim, tarım ve çevre teknolojileri’ olarak sıralanıyor.”

%5: Gayrimenkul sektörü dünyanın en büyük alanlarından biri olarak öne çıkıyor. Sadece Avrupa’da 3 trilyon Euro’luk bir hacimden bahsediyoruz. Aynı zamanda en büyük sektör olmasına rağmen dijitalleşme oranı yüzde 5’in altında. Bu özelliği ile büyük bir potansiyel içeriyor.