in , , ,

Hakiki CEO’ya giden yeni yol

İş Bankası YKB ve CEO Council Başkanı Adnan Bali, Fast Summit’23 buluşmasında, teknolojiler, yetenek yönetimi ve yeni nesil liderlik konusunda sorularımızı yanıtladı. Gerçek liderlik için farklı bir tanım yaparken, “Sizin hakiki bir CEO ya da yönetim kurulu başkanı olmanız için kabul görmeniz lazım” değerlendirmesini yaptı.

hakiki-ceo-ya-giden-yol-adnan.bali

YAZI: MEHTAP DEMİR

İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bali, iş dünyasında 35 yılı aşkın deneyime sahip… Kariyeri boyunca yeteneğe bakışın, kabiliyetin tanımının değiştiğine tanıklık ettiğini söylüyor. “Bu süreçte bir tarafta dünyada yaşananların ve global dinamiklerin Türkiye’ye yansıması, diğer tarafta burada hızla değişen tabloyu gözlemledim, tecrübe ettim” sözleriyle, değişimi anlatıyor.

Bankacılığa başladığı dönemle karşılaştırdığında, bugünün profilleri ve yetenek arayışı arasında farklılıklar olduğuna dikkat çekiyor. Ona göre bunun ardında ise iş yapış biçimlerimizdeki dönüşüm ve teknolojinin hayatımıza girmesi yatıyor. Bali, bu büyük değişimi, yeni nesil yetenekleri, yarının liderini ve bu alanda teknolojiyle gerçekleşen dönüşümü şöyle paylaşıyor:

BAŞARI MUTFAKTAN GEÇİYOR

Bankacılığa başladığım dönemde işleyişe manuel süreçler hakimdi. ODTÜ’yü bitirdikten sonra meslek hayatıma başladığımda ilk görevim “esham ve tahvilat” servisinde gelir ortaklığı senetleri saymaktı. Günlerce kağıt saymakla meşgul olduğum bu görev, bende bir hayal kırıklığı yaratmıştı. Kendime, “Sonunda ulaşacağım nokta bu muydu?” diye soruyordum. Sonra ‘küçük – büyük ayırt etmeden her işin bir yapanı’ olacağını öğrendim.

Şayet ilerlemek istiyorsanız, işin mutfağına girmek zorundasınız. Zira, temelini öğrenmeden görev reddederek, “ben yüksek donanım sahibiyim, sadece bazı işleri yapmalıyım” düşüncesiyle ilerleyemezsiniz. Reddettiğiniz, hoşnut olmadığınız vakit faydasını göremeyebilirsiniz, ancak edindiğiniz her bir tecrübenin size neler kattığını çok sonra öğreneceksiniz.

BÜYÜK YETENEK DÖNÜŞÜMÜ

Bugün, manuel süreçlerin ortadan kalktığını görüyoruz. Blockchain’den yapay zekaya çeşitli teknolojilerle hem ergonomik kolaylık sağlayan hem güvenlik sistemlerinin insan değil, teknolojiler tarafından idare edildiği bambaşka bir ortam var. Bu ekosistem içerisinde çok farklı iş modelleri ve tablolar öne çıkıyor. Dolayısıyla, çalışanların profilleri de evriliyor. Veri mühendisleri, istatistikçiler ve matematikçilerin çok önemli olduğu bir noktaya geliyoruz.

Bununla birlikte, işleri tamamen yapay zekaya devrediyor ve insan gücünü kaybediyor değiliz. Teknolojiye devrettiğimiz işler sayesinde, sadece insanın yapabileceği işlere daha fazla zaman ayırabiliyoruz. Artık insan daha kaliteli, yetkinliklerini daha da geliştirdiği bir noktaya doğru evriliyor. Bunu somut olarak gördüğümüz bir alan da müşteri şikayetleri… Müşteri şikâyetlerinden bahsettiğimiz ve bunun yönetimiyle uğraştığımız dönemler geride kaldı. Bugünlerde karşımızda bir robot bizi dinliyor ve işlemlerimizi yapıyor.

Otomatize edilebilecek işlere ayırdığımız vakit sebebiyle insan beyninin muhteşem farkını yeteri kadar kullanacağımız alanlara konsantre olamıyorduk. Bence bu, yeteneklerin değişimindeki en önemli unsur. Teknolojiyi ne kadar etkin kullanırsak, insana özgü katkıları da o kadar fazla görebiliriz. Dolayısıyla teknolojinin insanın rolünü azalttığına yönelik bakış açısını doğru bulmuyorum. Aksine, insan yaratıcılığını, yeteneğini ortaya koyma noktasında daha önemli bir rol üstlenmeye başladı.

BOLLUK ÇAĞINA DOĞRU

Şu andaki dijitalleşme hızı, ileri teknolojilerle donatılmış bir geleceğe dair muazzam bir tablo ortaya koyuyor. ChatGPT, 5G gibi yeni teknolojiler var. Hem iş yapış hem yaşayış biçimlerimiz bakımından geleceğin bugünden farklı olması bekleniyor.

Bugüne dek bilimsel düşüncenin ve onun ardındaki felsefenin evrimine baktığımızda, teknolojiden bu denli beslenmediğimiz dönemlerde insanların hep kısmi, göreceli doğrular aradığını görüyoruz. Teknolojinin gelişimiyle beraber büyük veriyi doğru okudukça, yorumladıkça daha pratik, daha kısa ve daha doğru çözümler bulabilme yetimiz gelişti. Bu nedenle ben teknolojideki ilerlemeleri çok olumlu buluyorum, hiç endişe etmiyorum.

Yapay zeka ve uzantısı olan yeni teknolojiler sayesinde örneğin kaynak israfı azalıyor, teknolojinin imkanlarıyla gerçekleştirdiğimiz bilimsel araştırmalar ışığında gezegenimizdeki sürdürülebilirliği bozan unsurların önüne geçilebiliyor, problemler için çözümler üretilebiliyor. Dolayısıyla hem bugün yaptığımız hataları tekrarlamama hem de sorunların giderilmesinde doğru çözüm ortaya koyma açısından bir “bolluk” çağının geldiğinden bahsedebiliriz. Bir gün geriye dönüp bakıldığında bu kadar büyük israfları, bu kadar kısmi doğrularla yönetme yanlışlarımız anılacak, belki de çok ilkel olduğumuz düşünülecek.

İYİ BİR LİDER OLMAK

İyi bir lider olmak için ilk koşulun, ehliyet ve liyakat esaslı kabul görmek olduğunu düşünüyorum. “Kabul görmek”, kolay bir iş değildir. Bizler bu görevlere geldiğimizde bir prosedürel meşruiyetimiz vardı, usuller belirliydi. Örneğin, nasıl yönetim kurulu başkanı olursunuz? Genel kurula gidiyorsunuz, genel kurula önergeler sunuluyor, hissedarlar tarafından el kaldırılıyor, oylanıyor. Ya da genel müdür olacağınız zaman, yönetim kurulu adaylar arasından en uygun gördüğünü seçiyor. Buraya kadar olan süreç prosedüreldir.

Sizin hakiki bir CEO ya da yönetim kurulu başkanı, üst düzey yönetici olmanız ise prosedürel meşruiyete bağlı değil. Kabul görmeniz lazım. Beraber çalıştığınız insanların size o konumu yakıştırması, sizinle çalışmaktan memnun olması gerekiyor.

Siz, bir lider olarak etrafınızdakilerde “gönüllü çalışma arzusu” yaratmalısınız. Çalışma arkadaşlarınızın baskıyla, ücretle, özlük haklarıyla değil, gönüllü çalışma arzusuyla devam etmeleri lazım. Bunun bir formülü yok. Siz bunu sadece kendi kişiliğinizle yapabilirsiniz.

YENİ NESİL BAŞARI KRİTERLERİ

İş Bankası YKB Adnan Bali, içinde bulunduğumuz dönemde başarı için, deneyimlerinden yola çıkarak önerilerde bulunuyor.

  • LİYAKAT
    Ehliyet, liyakat ve teknik bilgi çok önemli. Bütün meslek hayatımda sahada öğrendiklerimi başka yerde öğrenemedim.
  • İŞİN MUTFAĞI
    İşin mutfağına da hakim olmak gerekiyor. Sadece ofiste oturup, Excel tablo ve yapay zekayla başarı sağlanamaz.
  • KAZANMAK
    İş hayatında, işbirlikleri açısından bakıldığında birinci felsefe şudur: Oyunu sıfır toplamlı kabul etmeyeceksiniz. Birinin kazanması için birinin kaybetmesi gerekmiyor.
  • ENERJİ
    Harmoni bozulduğu andan itibaren negatif enerji, çalışanları aşağı çeker ve sonuçları bozar.
  • İŞ BİTMEZ
    Pastayı, tabanı genişletmek, büyütmek önemlidir. Kim erişebilirse o yapsın. Siz yeter ki onunla entegre olun. Kimsenin benim işimi almasına gerek yok. İş bitmez zaten. İş ancak sizin bakışınız kısır olursa biter.
  • DOKUNMA
    İnsana dokunmadan olmaz. İnsana dokunmayan rakamlara dokunamaz.
  • HARMONİ
    Kâr, sonuca etki eden insanlar arasındaki harmoninin finansal karşılığıdır. Harmoni, ne kadar yüksekse kârınız o kadar yüksek olur.

“MÜŞTERİ ARTIK KRALDAN DAHA FAZLASI”

  1. Şaşırtılma beklentisi
    Müşteri artık her gün, her an yeniden olumlu yönde “şaşırtılmak” istiyor. Karşı karşıya olduğumuz bu müşteri biçimini, ancak teknoloji ve çok özel yeteneklerin fark ortaya koyabileceği metotlarla yönetebiliriz.
  2. Fark yaratacak yetenek
    Bu alanın içine giren herkese müşteriyi iyi anlamanın da ötesinde müşteriyle aynı sürecin, akışın içerisinde olabilmeyi sağlayacak, onu daima olumlu yönde şaşırtıp “normal düzeyde iyi”nin üzerine çıkartacak, “fark yaratacak” yetenekler gerekli. Yeni yeteneklerin en önemli çıktısının, müşteri ihtiyaçlarını ve taleplerini öngörmesi değil, müşteriyle beraber süreci bizzat yaşayarak çözüm üretmesi olduğunu düşünüyorum.
  3. Müşteri evriliyor
    Müşteriye eskiden “kral” diyorduk, bana göre şimdi kraldan çok daha fazlası… Kendi doğrusunu sonuna kadar dayatıyor, sizin kârlılığınız, iş yapma biçiminiz, maliyetleriniz müşteriyi ilgilendirmiyor.

“ARACISIZ BİR ÇAĞDAYIZ”

Teknolojideki gelişmeleri, gidişatı, insanın rolünü kendi yetilerine uygun tarzda gerçekleştirebileceği, daha doğru yerlere daha çabuk ulaşabileceği şeklinde yorumluyorum. Dijitalleşme de bu değil midir zaten? Dijitalleşme, aracısızlaşmadır. Eskiden aracı olma fonksiyonu olduğu düşünülen bir kısım halkaların dijitalleşme sayesinde artık işlevsiz olduğunun ortaya çıkması ya da işlevlerinin bir evrime, bir dönüşüme tabi olması işidir. Dolayısıyla nihai kullanıcıyla o ürün ya da hizmeti sunan arasındaki mesafeyi kısaltıyor, sadeleştiriyor, etkinleştiriyor. Bunun neticesinde geriye insanın asıl yapabilecekleri için çok daha geniş zamanlar, çok daha yaratıcı bir iklim kalıyor.

“NORMAL İYİ OLMAYIN”

FARKINIZ NE?
Genç yeteneklere önerim, şayet hayatta bir fark talebiniz varsa sizin de bir farkınız olmalı, ortaya bir fark koymalısınız. Sizin farkınız yoksa fark talebiniz olamaz.

NORMAL OLMAYIN
“Normal iyi”, artık kimse için yeterli değil. Çünkü, görevini yapmış olma halini tanımlıyor. Hiç kimse bunun için takdir görmüyor. Artık gereken, normalin üstünde fark yaratan kişi olmak.

Yazar: Mehtap Demir

Fast Company Türkiye Yazı İşleri Müdürü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3’ÜNCÜ-ŞİRKET-HATIRLANMAZ-İLK-2’DE-OLMAK-LAZIM

“3’üncü şirket hatırlanmaz ilk 2’de olmak lazım”

Buyuk-goc-ne-getirecek-Filiz-Garip

Büyük Göç Ne Getirecek?