KADİR DEMİRCİOĞLU
THREAD IN MATION KURUCU ORTAĞI VE CEO’SU
Bize önce iş dünyasına getirdiğiniz 3 yeniliği/farkı anlatır mısınız?
Endüstriyel ortamlarda iş gücünü dijital hale getirmek, mevcudu değiştirmek yerine dijitalleştirerek, dijital dönüşümü gerçekleştirmek üzere yola çıktık. Hayatımızın her noktasındaki dijital devrimlerin, akıllı giyilebilir cihazların endüstriyel ortamlardaki lider teknolojisini geliştirdik. Giyilebilir teknolojiyi sadece bir donanımdan ibaret kılmayıp tekstil teknolojileri ile birleştirip insanın aşina olduğu, ergonomik endüstriyel cihazlar geliştirdik. Her teknoloji firmasının yapması gerektiği gibi son teknoloji giyilebilir cihazlarımızdan aldığımız verilerle, insan hatalarından arınmış yazılım platformumuzu geliştirip, işletmelerin verimliliklerini yüzde 40’ın üzerinde geliştirdik.
Bu girişim fikri nasıl doğru, bir “evreka” anı var mı?
İş fikri ve bunu ürüne dönüştürme anlamında Thread in Motion için bir “evreka anı”ndan değil ama daha çok bir “evreka süreci”nden bahsedebiliriz. Thread in Motion’ın yol haritasının erken safhalarındaki iki dönemeç bugünkü konuma gelmemizde belirleyici oldu.
Bu dönemeçlerden ilkinde profesyonel kariyerimin ardından kendi girişim yolculuğuma çıktığımda tasarımcı olan annemin tekstil alanında bilgileri ile özel günlere kostüm üreten bir girişim yolculuğuna başladım. İlk ortağım annemdi diyebiliriz. Özellikle işleri yönetme – büyütme noktasında birçok inovasyona imza attım ama bu yetmedi. Tekstilde inovasyon gerçekleştirmek için akıllı tekstil, yani etkileşime geçebilen tekstil teknolojileri üzerine ürün geliştirmesi gerçekleştirdim. Bir akıllı cekete kadar pek çok farklı ürünün prototipini gerçekleştirdik. İlk amacımız bu teknolojiyi lisanslayıp satabilmekti.
Sürecin ikinci dönemecinde ise dünyanın büyük otomotiv üreticilerinden birisi ile yollarımız kesişti. Bu şirket “Bu teknolojiyi araç içi döşemelik kumaşlarda kullanabiliriz, araç iç konsollarını bu kumaşla/teknoloji ile üretiriz” fikri ile geldi. İşte o zaman ‘bu iş oldu, bir ihtiyaca cevap veren çözüm ile hayal ettiğimiz başarıyı yakalayabilir, büyük bir şirket yaratabiliriz’ hissiyatına kapıldık.
Ancak tabii ki hedefe ulaşmak bu kadar kolay değildi. İlk defa endüstriyel bir tesisle karşı karşıyaydık ve süreçler bizi bazı noktalarda ümitsizliğe sürükleyebiliyordu. Ancak biz yılmadık ve orijinal otomobili akıllı kumaşlarla giydirme fikrimizi ‘acaba çalışanların üzerindeki kıyafetleri dijital hale getirebilir miyiz?’ sorusuyla farklı bir çözüme evirdik.
Her 10 hatalı işlemden 9’u insan kaynaklıydı ve bunu dijital hale getirmek bizlere yepyeni ufuklar açtı. İlk ürünümüzü de bu otomotiv fabrikası ile geliştirdik. Bu kıvılcımla bugün dünyanın 13 farklı ülkesinde 200’den fazla markanın dijitalleşme yolculuğunu gerçekleştiriyoruz.
Başladığınızdan bu yana aldığınız yolu, rakamları da ilave ederek paylaşır mısınız?
2018 yılında ilk satışımızı gerçekleştirdik. Otomotiv endüstrisi ile başlayan yolculuğumuz üretim, lojistik, perakende, havacılık, endüstri, sağlık gibi pek çok farklı sektöre yayıldı. TIM, 2022 yılında son almış olduğu yatırımla birlikte şirket değerlemesini 600 milyon TL’nin üzerine taşıdı. Bugün 13 farklı ülkede global birçok markaya hizmet sağlıyoruz.
Yatırımcıları ikna ederken, hangi cümleleri/rakamları kullandınız? Onları ikna stratejiniz neydi?
Stratejik yatırımcılarınıza net bir şekilde beklentilerinizi iletmelisiniz. Finansal yatırımcının bir çarpan kaygısı olduğunu unutmamak gerekli. Aslında fonlar da birer startup, yatırımlarının geri dönüşünü beklediklerini bilmeniz gerekli. Bu işin doğasını anlamak zorundasınız, karşı tarafın kaygılarını anlamalısınız.
Satış hunisi mantığı gibi çok fazla talep oluşturmak zorundasınız, talebin az olduğu yerde gücünüz düşer. Mümkün olan en fazla yatırımcıya temas etmelisiniz. Rakamlarınız, metrikleriniz net olmalı, mümkün mertebe az soru sorulabilecek düzeyde bir sunum hazırlamalısınız. Gelen sorulara karşı hep hazırlıklı olmalısınız.
Hangi hedef ile yola çıktınız, nereye ulaşmayı düşünüyorsunuz?
Her Türk startup’ının hayali olduğu gibi, Türkiye’den çıkan gerçek bir teknoloji şirketi olma, unicorn olma gayesi içerisindeyiz. Dünyanın her ülkesinde, her fabrikada olmak, IIOT ya da Endüstriyel Giyilebilir Teknoloji denince Dünyada akıllara ilk gelen marka olma gayesindeyiz. Türkiye’de, Türk mühendisler tarafından ürettiğimiz teknolojiyle 13 ülkede hizmet sağladığımızdan dolayı gururluyuz ama daha çok yolumuz var. Bizlerle birlikte bu teknolojiye imza atan gencecik arkadaşlarımıza örnek olmak, onların da startup’larına yatırımcı olmak, yolculuğuna eşlik edebilme gayesindeyiz.
Girişim yolculuğunda sizin kulağınızda hep duran bir söz/öneri var mıdır?
Güven, usul ve çok çalışmak. Güvenilir olmak, yaptığınız işin arkasında durmak çok önemli. Ekibinize karşı, müşterinize karşı, yatırımcınıza karşı her zaman bunu sağlayabilmelisiniz.
Çok sevdiğim bir durum vardır. Usul ve esas. Esasen haklı olabilirsiniz, doğru olabilirsiniz ama usul her zaman çok önemli. Yanlış usul sizi haksız bir duruma getirebilir. Ve çok çalışmak. Yorulmadan, terlemeden başarı gelmiyor. Gelse de sanırım keyifsiz olur. Tutku ile bağlanabilmeniz ve her sorunu aşabilmeniz için çok çalışmalısınız.
EN BÜYÜK ZORLUKLAR!
- İLK SATIŞ İlk 100 bin doların üzerinde satış gerçekleştirmek üzereydik. 28 yaşındaydım ve beni genç buluyorlardı. Mühendisleri “teknoloji mükemmel” demişlerdi ama satın alma yöneticilerini ikna edemiyorduk. Ortaklık yapımızı beyan etmemizi istediler, şirketimizin içerisinde Türkiye’nin önemli isimleri vardı. Melek yatırımcılarımızdan biri Ebru Dorman’dı. Kendilerini Ebru Hanım’la tanıştırmamı yoksa ikna olmayacaklarını belirttiler. Tanışmanın ardından satışımızı gerçekleştirebildik.
- GLOBAL SATIŞ Sistemi dijitalleştirirken, tüm operasyon sizin teknolojiniz üzerine kurgulanıyor. Servis, destek bunlar çok önemli konuma geliyor. Türkiye’de bir hata olduğunda 2 saat içerisinde her noktaya destek sağlayabiliyorsunuz ama globalde böyle bir şansımız yoktu. Servis ve destek adına tatmin edici bir cevap vermek zorundaydık. 2 gün içerisinde servis anlaşması için kendileriyle iletişime geçeceğimi belirttim. Ancak, bir anlaşmamız yoktu. Müşteriden çıkar çıkmaz belirttikleri firmanın kapısına gittim, durumu anlattım ve gerçekten 2 gün sonra toplantı gerçekleşti.
- SABIR VE MÜCADELE Her yatırım turu zordur, girişimciliğin en sıkıntılı zamanları olabilir. Her zaman ekip olarak mücadele edersiniz ama kurucu olarak bu dönemlerde yalnız kalırsınız. Psikolojinizi yüksek tutarken sabırlı olmanız gerekir.